19 Şubat 2025 Çarşamba

 





BİL, KAVRA, SORGULA!..

İnsanlık varolalı bitmez bu kavga..

Ezenle,ezilen,sömürenle sömürülen...

Yönetenle,yönetilen varolalı beri...

Düşeli,insanın insanla kavgasında ilk kan toprağın bağrına..

Sor sen sana;nedendir bu amansız,bu bitimsiz kavga diye ?

Sığlığına düşmeden,nefsinin ve düşüncenin.

Bil,öğren,kavra ve anla hayatı..

Sorgulamışlığınla sen seni,insanı ve evreni...!

Egemenler;hırslarıyla,aç gözlülükleriyle zaptedeli

İnsanlığın ve evrenin değerlerini,damarlarını,kalelerini.....!

Marifet bilmişlerdir oldum olası ..

''İnsan kanına,''Kardeş kanına'' ekmek doğramayı''..

Rivayet odur ki,Habil'le Kabil'den beri vardır,bu kanlı kör dövüş..!

Dahası...

İnsanın, insana kulluğunda,insanın, insana kıymışlığında..

Doğrayıp ekmeğini canının kanına,banıp, banıp yiyerek ..

Doymazlıklarıyla,kanıksanmışdır insanca(!)

Böyleliğinde kirli mi kirli,kanlımı kanlı kör dövüşlerde bakmışlardır oldum olası..

Devranlarının sürmesine,kervanlarının yürümesine...

Çıkar ve menfaat çarklarının dönmesine,yağlayarak dişlilerini ,kanla..

Öncelikleri olmuşdur oldum olası ceplerinin dolup,işlerinin yürümesi..

Gel zaman-git zaman sanayii devrimiyle iştahlar kabarıp ,hırslar artınca..

Gözleri iyiden iyiye kan bürüyünce...

Gemi azıya alınca insanoğlunun hırsı,sağduyu firar edip,insanlık,erdem,ahlak dağa çıkınca...

Bencilliğin ve kirli paranın,tutkularla hırsların ağı esir aldıkca insanı..

Görmez olmuşdur insanın gözü kavım,kardaş,ana-baba,hısım akraba ..

Terkedilmişliklerde yitmişdir,insani sevgide..

Sonunda çıkmaz sokaklarında ihtirasların...

Yitmişdir umutlar,düşler,canlar arda arda..

Ölüm ölüm yığılmacasına devrilmişdir insan ve insanlık kendi üstüne..!

Varsa yoksa,kefenin ''Olmayan cebi'ni'' doldurmaya yeminliliklerde ...

Saldırganlaştıkca,saldırganlaşarak,azdıkca, azarak ölümü ve elemi sundu...
İnsan, insana(!)..

İnsanlığın ''Paranın kirinde,Kar'ın bataklığında'' yitmişliğinde..

''Hep bana,Rab bana'' kısır döngüsünde kıvranmışdır, insanlık...!

Dökülen kan denizinde, bir yan düşmüşken can derdine..

Bir yan;hep işini bilmişliğin soysuzluğunda,hırsının şahlanmışlığında..

Servetine servetler katarak,semrilmiştir hayatta..!

Ta'ki, bu amansız kavganın doruğunda,yiterken günümüzde insanlık ve erdem...

Kurumsallaşmıştır iyiden, iyiye bu amansız çelişki..

Varoldukca sınıflar ve arttıkca çelişki, azdıkca savaşlar..

Emperyalizm çağında en vahşi haline bürünmüşlüğünde Kapitalizm...

Daha...daha..daha, diyerek naralar atıp..

Azıp saldırmıştır masum ve mazlum uluslarla,emeğe ve biçare halklara..!

Dünün çakalları,leş kargaları palazlanıp bela olmuştur evrene,insanlığa ..

Kendi soyuna kirbit suyu dökmecesine,azarak insan denen hayvan..!

Bürünmüşlüğüyle ,'Hilkat Garibesi''hallere ......!

Boğazlayarak anasını,babasını,evladını ....

Gözünün dönmüş,sağduyusunun körelmişliğinde..!

Kurmaya öykünmüştür,ölümlerle geleceğini..

Sömürerek dini,insani ve milli duyguları,düşürerek kardeşi kardeşe.....

Bakmıştır hep, kurduğu ''Zulüm ve Sömürü'' düzeninin işlemişliğine..

Dün Anadolunun bozkırlarında, Rusyanın, Afrikanın derinliğinde..

Dağında-taşında Asyanın, Japonyanın gizemli güzelliğinde..

Yüzyıl süren savaşlarla Amerikan topraklarının doyumsuz güzelliğinde..

Zindan etmiştir, insana, insan dünyayı adeta..!

Yaşamak varken Kardeşce ve Barışta insanca iç, içe sevgide..

O,çareyi aramıştır hep ölümde ,zulümde ve nefrette..!

Sömürüye yeminliliğinde....

''İnsanı,sevgiyi, barışı, kardeşliği'' düşman bilmişliğinde.

Dün Osmanlı,evvelsinde Fransa, yenisinde Amerika, Almanya, İngiltere..

Adlarının, bayraklarının farklılığı,önemi niye..?

Adlar ne farkeder, sömürünün kara düzeni aynı olup..

Döküldükce insanın kanı insanca(!)bu kirli oyunda,kanlı savaşta..?

Şimdi; Dur, düşün bir yol..?

Neden düşman ediliyor,Anadolum da Türk, Kürde ?

Neden katlediliyor, insan Libya çöllerinde ?

Kanlı ve kirli ''Sömürü ve Zulüm çarkında''kıyılarak insanca,insana vahşice..?

Önce insan,ardısıra onca yeraltı ve yerüstü kaynağı mahvediliyor talanda?

İnsanın varoluş tarihi ve öyküsü kadar derin, köklü, karmaşık ve anlaşılmazdır.

İnsan misali, insanın, insanlığın(!) eseri, savaşların tarihide..

Çevirirsen yönünü, ışığa, aydınlığa, bilime ve barışa..

Kavrarsın bu karanlık ve kanlı oyunun ardında, saklı gerçeğide..

İşte o zaman,alet olmazsın sömürüye....

Dur dersin, dur ..

Kardeşin, kardeşi katline..!

Zor oyunu bozar,derler daima...

Sen sen ol,asla bunu unutma..!

Çomak sok sömürünün çarkına, feleğin çemberine...

Korkusuzca ve insana has onurluluğunla,sağduyunla..

Dinlemişliğinle yüreğinin sesini..!

Varsın kovsunlar seni, dokuz köyden..

Yaşayacak ve yaşanacak bir ''Onuncu Köy''bulursun,varedersin o zaman daima..!

Dursun diye bu kirli ve kanlı savaş..

Aydınlat, anlat, bellet insana ''İnsanca Hakca'' düzeni...

Haykırarak''Katledilmesin İnsan ve İnsanlık''diye boz bu oyununu,inançla..

Karanlık İblislerin değirmenine su taşıma..

Kardeş kanına ekmek doğrayıp, banma kan çanağına lokmanı..

Çakal sürüleri, sardılar dört bir yanı..

Yağıyor bak ölüm ...

Gökten,denizden ve karadan insana alev alev..

An oluyor Afrika da beleniyor insanlık kana, an geliyor Irakta,Afganistanda..

An geliyor burnunun dibinde, kendi toprağın Anadolumda yakarak bağırları..

Ateş düştüğü yeri yakar, derler demesine..

Lakin, zamanın bir adım ötesinde ....

Gün gelir, apansız ve acımasızlığıyla sarar senide ateş...

Kapıldığın vurdumduymazlığın, gafletin, ihanetin, hırsın kirinde, senide..!

Geç olmadan zaman,geçmeden iş işten....

Dur demezsen ateşe, ırak sayarsan senden ateşi..

Yağar ölüm, ölüm başına, gün gelir o ateş seninde..

Ondandır ki,''dur de'' dur...!

Ve, inançla karşı dur......

Sömürünün, sermayenin, emperyal vahşilerin, bu karanlık oyununa..

Uyan, dinleme, sustur Salozların Mavallarını..

Yanmasın istiyorsan ciğerin, ölümlerde için için...!

Dökülmesin istiyorsan toprağın ve evrenin bağrına, kardeş kanı...

Yanmasın,yakılmasın istiyorsan insanın, insanca canı...

Bil, kavra, sorgula sen insanca; Seni,evreni ve hayatı...!

Bil,kavra,sorgula sen insanca;Seni,evreni ve hayatı...!

Mualla YASSIBAŞ

Hildesheim / Almanya

23 /03 / 2011

Saat ; 15_49

 

Turkuazdı umudun damlaları , gözyaşı gibi arı duru ve yürek izleriyle dolu... 

Söylenmeyenlerle yüklü azda çoğu dillendiren , insanı alıp,  alıp götüren,

Tıpkı gözyaşı gibi.. 

Turkuazdı umudun damlaları , gözyaşı gibi arı duru ve yürek izleriyle dolu ...


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad/ Almanya 

19/02/2025 - Çarşamba 

Saat; 15-30


18 Şubat 2025 Salı







KELEBEKLER ÖZGÜR, DÜŞLERİMSE TUTSAK...


Tık çıkmamacasına, ses gelmez sizlerden..
Siz, zenginsiniz, siz soylu ve asilsiniz '' size göre..(!) ''
Ama felç olmuşluklarda süren yaşamınızla..
Oturduğunuz sırçadan saraylarınızda..
Kulağınızı, evrenin, emeğin, insanın ve gerçeğin sesine tıkamışlığınızla..
Ne sesimiz ulaşır size, nede anlarsınız dilimizden..
Emekle sermayenin savaşı başladı başlayalı evrende..
Siz, ezeni, yalanı, çalanı, talanı..
Ve, vampirliğinizde hiç doymamacasına kan içenliği...
Ben ve bizlerse, mazlumu, mezalimin kurbanlığını, sömürüleni..
Katledilip, kanı içileni temsil edeli..
Aynı gök kubbede ayrı ve aykırı dünyalarda yaşıyoruz..
Bizimkine yaşamak denirse..
Hani yani, ozanın deyişiyle''Acı çekmek özgürlükse''özgürüz eh işte bizde..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ..

Sene 2011 ''KELEBEKLER ÖZGÜR ,DÜŞLERİMSE TUTSAKTIR ,TUTSAK ''Adlı şiirimden bir bölüm.

16 Şubat 2025 Pazar

 

HAZZA EREN, SADECE KARANLIĞI DEĞİL KORKUYU, GAMI, KEDERİ DE, KARANLIĞIDA YENER YENER ......!





Esinti, esinti, tını, tını düşüyordu ruhuma müziğin, evrensel sevgi ve aşkla bezeli notaları ...

An, öyle an oluyordu ki ......

Adeta,

Arz kendinden geçmişliklerde, AŞK,COŞKU VE HAZLA, ARŞ'I ÖPÜYOR .... 

Onunla ET-TIRNAKLIKLARDA İÇ, İÇELİKLERDE BÜTÜNLEŞİYORDU ......

HAZZIN BEŞİĞİBDEKİ SALIM, SALIM, SALLANIŞLARDA .....

Bu bereket abidesi sağanaktan kırık-dökük, hatta .... 

Zerre dahi nasiplenmişliğin bana yetip te, artmışlığımda ki, kendimden geçmişliklerle ......

Samanyolundan kopup gelen nurani ışıltı yağmurları altında ıslanıyordum, iliklerime ve ruhumun en derin en müphem noktalarına denk ...

İçmeden esrikliğin, haz esrikliği olduğunu yaşayarak kavrayıp, öğrenmişliğimde .....

Kendimden geçtiğimde ......

Gözlerim ay ve yıldız ışıklarında yıkanıp, arınırken kollarım, düşüncelerim ve ruhum ..

Hemen o, an oracıkta, onu yakalayıverecek'mişcesine güneşe uzanıyordu ........

Ufku saran, alaca kızıllığın Kehribar güzelliğine kesmiş ruhani şafaklarında .....

Tıpkı, arzı sarıp-sarmalamışlığında, beni de sıkıca kucaklamışlığında, kendimden geçerken ...

Göz kapaklarımın indiği ve gözlerimi kapattığı halde bile .....

Hala o, ruhani ışıltının aydınlığında, gözbebeklerim kamaşmalarla ışıldıyordu ......

Tutulduğu o ışıltı sağanağında .....

O an fark ettim ki, karanlığın en koyu anı .....

Şafağın muştucusu ve ana kucağıdır, ana kucağı ......

Sanki gerçeğin ruh eşi, ikiz kardeşi olup çıkmışlığı gibi, yadsınamaz albeni girdaplarında yutularak ...

Gerçeğin ve aydınlığın muştuladığı güzelliğin doyumsuzluğunun hazlarımı pekiştirmekle kalmayıp, misliyle çoğaltmışlığında .....

Bu keyf ve esriklikle geçerken kendimden, hazzın harının kuşatmışlığında ......

Halden, hale erişip, dönüşürken meşkle kendimden geçmenin tarifsiz ve dayanılmaz hafifliğinde, kendimi kuş tüylerinden  bile hafif hissetmekten kendimi alamıyordum ..........

Alemlerden alemlere dolaşan ruhsal seyyah kesiliyordum, ruhsal seyyah ......!

Evrensel sevgiden beslenip, çoğalan hazzın kuşatmasının bulunmaz ve paha biçilmez zenginliği .

Mutluluğun anlık çekim gücüyle, insanı karanlıktan çekip, çıkartmaya ziyadesiyle yetiyordu, yetiyor ....!

Böyleliğimde, fark ettiğim ve kavradığım şu oldu .....

Hazza eren, sadece karanlığı değil, korkuyu, gamı, kederi, karanlığı  da yener ...

HAZZA EREN, SADECE KARANLIĞI DEĞİL KORKUYU, GAMI, KEDERİ DE, KARANLIĞIDA YENER YENER ......!





Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ





Immenstaad / Almanya





16 / 02 / 2025 - Pazar





Saat ; 03_37

15 Şubat 2025 Cumartesi

KARDELEN ÖMÜRLER:  CABBAR 'DA TADAR ÖLÜMÜ, MÜLAYİMLE, MAZLUM DA .......

KARDELEN ÖMÜRLER:  CABBAR 'DA TADAR ÖLÜMÜ, MÜLAYİMLE, MAZLUM DA .......:   CABBAR 'DA TADAR ÖLÜMÜ, MÜLAYİMLE, MAZLUM DA .......! Gecenin, sabaha düşen vaktinde, alaca karanlıklı loşluğunda ..... Aydınlığa aral...






SAPLANIP KALDIK ................!

Oldum, olası, kararsızlık damgasını vurdu, ömrüme ......
Hep mehter marşı hallerinde, yaşayınca hayatı ......
Ne ilerleyebildik, ne yol aldık, nede artta kaldık ....
Güdük eşek kuyruğu misali ne uzadık, nede kısaldık ...
Durağanlıklarda ömür tüketerek, ıskaladık hayatla, mutluluğu ....
Acabalarla, keşkelerin, çıkmaz karanlıklarında ......
Kör pişmanlıklarda, saplanıp, kaldık ......
Saplanıp, kaldık .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
15 / 02 / 2021 - PAZARTESİ
Saat 19_10

 

CABBAR 'DA TADAR ÖLÜMÜ, MÜLAYİMLE, MAZLUM DA .......!
Gecenin, sabaha düşen vaktinde, alaca karanlıklı loşluğunda .....
Aydınlığa aralanır, açılırken ufkun perdesi .......
Kimileri, sabah mahmurluğunun, keyfinde ...
Niceleri, kubur da debelenmelerin yorgunluğunda, koyulurlar yeni bir günde ......
Dünden, eskiden miras yorgunluklarla, hayata .......!
Hayatın, adalet çarkının düzen bozukluğunda ......
Kimine düşer, tasa, gam, keder ......
Kimilerini de ihya eder, döner der, her ikisine de ......
'' - Şikayet ve sevincik delisi olup, kendinizden geçmek yerine ......
Kaşığınızla, kısmetinize düşenle sürdürün, günü ve ömrü ......
Salladığınız kaşıkla, kısmetinize düşene erişemeyenlerin ganiliğinde ......
Bakın elinizdekiyle-avucunuzdakini kaptırıp, yitirmemeye ......
Şikayetle, ağlamaya hakkınız olsun istiyorsanız,hayat denen CEBERRUT'a karşı ......
Diş-tırnak kavga ve cebelleşmelerde yırtın, parçalayın hayatın döşünü, bağrını, elini-yüzünü .......!
Ama her şeyden önce ve öncelikli olarak ......
Payınıza göz dikenler olduğunu, unutmayın asla ......
Hayat-memat kavgasında, yitiren ve yenilen olmamak adına ......
Daha sıkı, diri ve istekli dövüşüp-cebelleşin, hayat denen azmanla ......
HAYAT DENEN,AZMANLA .......!
Ağlamayana, memenin olmadığı şu dünyayla, hayatta ......
Koştururken, yeniyle, daha çoğun ardında ......
Siz, siz olun, kaptırıp, telef etmeyin, elinizdekiyle-avucunuzdakini durduk yerde, haybeye ......
gidenin kolay,kolay geri gelmemişliğinde .......
İÇMEMEK İÇİN ÜSTÜNE BİR BARDAK SOĞUK SU, daha da doğrusu ve işin gerçeği ......
İsterken, yeniyle, çoğu, hep bana, Rab banalıklarda, öncelikle koruyup-kollayın eskiyle, elinizdekileri daima .......
Bakın kestanelerinizi çizdirmemeyle, elinizdekilerin uçup gitmemesine, sahip çıkın hem kendinize, hem de elinizdeki lere ......
Üstelik, kıçınızı kollamaktan da, daha uyanıkla, Cabbarlık da ......
Bilin ki, hayatın Ceberrut luğun da, elden gelir başkaca seçenekle-yol yoktur, Cabbar olmaktan başka ......
CABBAR OLMAKTAN BAŞKA .......!
Haaa, sen, sen ol, şu tarihsel ve evrensel gerçeği de asla ama asla unutma!
Hayat denen, bu kör ve kısır döngünün, çetrefilli hengamenin ve ömür yolunun sonunda ....
Gecenin, sabaha düşen vaktinde, alaca karanlıklı loşluğunda .....
Aydınlığa aralanır, açılırken ufkun perdesi .......
Nasıl ve durdurulamaz lığın da inatla aralanıyorsa, hayatın ve ufkun perdesi ......
Çıka gelmişliğin de apansız, zamansız ve davetsiz Azrail denen ölüm elçisi.
Cabbar'da tadar ölümü, Mülayimle, Mazlum da ......
CABBAR 'DA TADAR ÖLÜMÜ, MÜLAYİMLE, MAZLUM DA .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
15 / 02 / 2023 - Çarşamba

Saat ; 13_31

14 Şubat 2025 Cuma





ŞU, BİÇARE ÖMRÜMÜN....


Kızıl deniz yarılsa ne çıkar, efsanede..
Suyum çekildi,çöle döndüm sensizliğin türaplıklarında Yitikliğim sensin,yitikliğimde sendeyim .
Ne kıblem belli,ne keşişlemem nede Kabem ...
Her yanım yokluğun...
Her yönüm sen doluluk ..
Ateş'sin, harın da yandığım ..
Ayaz'sın,yalancı baharda donduğum .. Kasırga'sın,yanıp ,kavrulup,savrularak un-ufak olduğum..
Ne Nuh'un, fırtınası, Ne'de, Musa'nın yürüyüşü baş edemez, bu çileli ömrümle ..
Kasırgamın,ummanımın, çölümün sen olup ..
Sende yitmişliğinde şu biçare ömrümün ..
Şu, biçare ömrümün !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen /Almanya

13/11/2016

Saat:12_45

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...