26 Kasım 2021 Cuma


 MUTSUZLUK, O, BATIK GEMİYİ İÇİN, İÇİN ÇÜRÜTEN PASLAR GİBİDİR ...... 

PASLAR GİBİDİR .............!



Kendi Ova'nı, dağını, vahanı, çölünü, karını-boranını-ayazını, ateşini, hasılı .....

Gamını- kasvetini, acını-yasını ve ömürle, yürek sancını taşımaktan yorgun düşüp, bizar olan ömürler ....

Demir atmaya dahi fırsat bulamadan batıp, dibi gören gemiler gibidir .!

Tıpkı o, batık gemi gibi, el atılıncaya dek .......

Çürümeye terk edilmişliğin hüznüyle, için, için ölürler ....

Mutsuzluk, o, batık gemiyi sabırla için, için çürüten paslar gibidir ..........

PASLAR GİBİDİR .......!

Yeter ki, sarmaya görsün, asla iflah etmez, ondurmaz .......!

MUTSUZLUK, O, BATIK GEMİYİ İÇİN, İÇİN ÇÜRÜTEN PASLAR GİBİDİR ...... 

PASLAR GİBİDİR .............! 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




25 / 11 / 2021-  Perşembe 




Saat ; 12_15

24 Kasım 2021 Çarşamba


 FARKINDASIZLIK ......


'' -FARKINDASIZLIK, ADETA, KOYUNDA BESLENİP, BÜYÜTÜLEN YILANDIR, YILAN .......! ''



Ne hazin, üzücü , ürkütücü ve düşündürücü ki ....

Dillere pelesenk olmuş, özünün gereği hakkıyla yapılmak yerine çoğu ömür, hayat ve dilde sadece sıradan beylik bir telaffuz ...

<< - Yerin, yurdun, otağın, gönlüm'dür, gönlüm . >>

Ondandır '' - Gönül Sultanı '' Demelerin anlamını, değerini dahası güzelliğini içime sinmişliğinde, sağ duyumun ışığında düşünüp-yaklaşınca, ele alınca, anlıyorum, bunu ......

Anlayamadığım sa ......

Benim gibi, ömründe, dününde yahutta halen gününde sevdiceğim, gönül sultanım, diyenlerin, nasıl olup ta sultanlarına kıyarak katledip .......

Aynı yastığa baş koyup, soluğunda hayat ve bedenlerinde , hayat bulduklarının hayatlarını, canlarıyla, ömürlerini ......

Fütursuzca ve vahşetle, nasıl acımasızca ellerinden alıp, çalışları dır, çalışları ?

İnsanın, gizemli varlık olmuşluğunu bilenliğim le, dahası ....

'' - KARANLIK DEHLİZLİĞİYLE, GRİFT LABİRENTLİĞİNDE Kİ ANLAŞILMAZLIĞINI  ''

Bir an olsun, unutmaksızın, göz ardı etmeksizin .....

Hele ki de, asla ama asla yadsımak'sızın yaklaşanlığımla, ele alan lığım da .....

Cinsiyet ayırmaksızın saptamışlığımla işaret ederek düşünüp, söylemekten kendimi alamamışlığımla diyorum ki .....

<< - Birbirine ömür, yürek, omuz, destek dahası can, hayat verip paydaş, yoldaş olmuşların .....

Hızlı çözülmelerde, tükenip-savrulmuşluk da, gün gelip birbirinin canına kast eden olup çıkarken, gözlerini karartıp, sağ duyu yerine, gözünü kan bürümüşlük le, hareketlerin girdabında yutulup ... ....

'' - Canıma tak etti , inceldiği yerden kopsun '' Öfke ve şuursuzluğunda  debelenmeye başlamadan ....

Sağ duyunun şemsiyesini açıp, son hamlede yinede ve inadına, insancıllığın  elçisi olma yerine .....

Beraberinde de, barış içinde ayrılığı ve sağ duyulu, şefkatli insana yakışanı, seçme yerine .....

Acımasızca, birbirinin canına kast ederek, onu hayattan koparmayı, gözü kapalı yapan olup, çıkıncaya dek ..... 

Neden farklı ve usa, vicdana ve hümanizmaya uygun çare aramazlar da, pusuya yatıp, punduna denk getirmeyi bekleyerek .....

Riyanın, sinsiliğin ve nefretin pususunda hınç, hırs ve intikam güdüsü besleyip- büyütmeleridir , büyütmeleri ?

Anlamadığım, bilmediğim o, kadar çok hal, durum, gerçek ve ögenin olmuşluğun da .......

Tek, dahası en doğru bildiğim ise;  Bilmediğimin ve doğru sanarak, yanlış bildiklerimin çokluğu ....

Hem de, sayıp, alt, alta sıralamaya, yazmaya, listelemeye kalksam .....

Defterlere, blok notlara, olmadı sayısız çoklukta kağıtlara, sayfalara sığmamacasına, çok ve uzun mu uzun liste olup-çıkmacasına .....

Hayat ve vicdan aynamla yüzleşmelerde, gerçeğin sesi, ip ucu ve ışığı düşüyordur, düşmeye aynaya ve ömrüme, hayatın kendi gizemli dinamizmi ve işleyişi içinde .....

Lakin,  gel- gör ki, insan denen basireti bağlı girift yapımda, bunu ıskalamışlığım ve bu ıskalamayla hayatı nasıl ıskalayıp, kendime verdiğim zarardır.

Anlıyorum ki, hırsa, nefrete ve öldürme, kıyıp-yok etme güdülerine yenilenlerin de ortak karanlığı, açmazı, çıkmazı ve kör noktası bu ...

Farkındasızlık ........

FARKINDASIZLIK ......!

Nelere, nelere ve hatta, yuvalara, canlara, hayat, ömür ve mutsuzluklara kapı aralayıp, hayatlara mal olan ve yürek yakıp, ocaklar söndüren illet, farkındasızlık ....

FARKINDASIZLIK ......

İnsanın, kendine, içindeki çocuğa, hem cinslerine, hayata, kainata yaptıkları, sınırsız kötülüğün çıban başı, farkındasızlık ...

İnsanların çoğu, büyüyen ömürleriyle büyütüp, çoğaltıyor, amansız düşmanını...

Farkındasızlık, adeta, koyunda beslenip, büyütülen yılandır, yılan ....

FARKINDASIZLIK, ADETA, KOYUNDA BESLENİP, BÜYÜTÜLEN YILANDIR, YILAN .....! 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




24 / 11 / 2021 - Çarşamba 




Saat ; 19_59

23 Kasım 2021 Salı


 

BİLMEDEN KARIŞTIRMAK, AHMAKLIK .....

BİLİP DE, ES GEÇMEKSE, DÜPEDÜZ ŞEREFSİZLİKTİR, ŞEREFSİZLİK .......!

 

 

 

Çalınan gönül kapın la, yürek penceren ise, oyalanma- gecikme bir an yüreğini dinler-dinlemez yüreğin '' - Aç '' Diyorsa, aç onları, hem de, sonuna kadar .......

Çalınan, onurun, haysiyetin, umudunla yaşama sevincin ise, işini, değil mahşere bırakmak ....

Saatler sonrasına bile bırakmaksızın olanca iraden, inancın, gücün ve sağ duyunla koy tavrını, aman vermeden, yaka-paça der-dest et o, haramiyi ....

Gecikme, çünkü göstereceğin en ufak tolerans ve gereksiz mülayimlik ayağına dolaşıp, hayatına mal olabilir .....

Çalınanın farkında'lığını yaşayan, huzuru kadar ......

Onuruyla, haysiyetine de sahip çıkan olur .....

Her ikisi de, insanın olmazsa, olmazıdır .....!

Tıpkı teneffüs ettiğin hava, bedenindeki kan ve içtiğin su gibi hayati önem ve değerdedir ...

İnsan, her türlü duyarlılık ve farkın'dalık la asla ama asla değersizleştirilmesine izin vermemeli ........

Bilinmeli ki .......

Sabır ile vurdumduymazlığı bilmeden karıştırmak, ahmaklık ....

Bilip de, es geçmekse, düpedüz şerefsizliktir, şerefsizlik .........

BİLMEDEN KARIŞTIRMAK, AHMAKLIK .....

BİLİP DE, ES GEÇMEKSE, DÜPEDÜZ ŞEREFSİZLİKTİR, ŞEREFSİZLİK .......!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /  İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

22 / 11 / 2021 - Pazartesi

 

 

 

Saat ; 13_31

19 Kasım 2021 Cuma


 LANETİN OLACAKTIR, LANETİN .....!




<< - Kibir ve mağrurlanma atına binen BOL MADALYALI, ALBENİLİ, IŞILTILI APOLETLİ SÜVARİ olmak yerine .....

Tevazunun, BİTLİ PİYADE NEFERİ olmayı yeğlemeyi, asla unutmamalı, insan . ...! >>

İlke ve şiarını göz ardı edip .....

Kibir şalına sarınmayı yeğleyerek, dillendirdiğin .....

'' - TUTKUN ve HIRSIN'LA ''

Diş-tırnak mücadeleyle kazandığını, böbürlenerek, dahası .....

'' - Ömrümün ve kariyer hayatımın emsalsiz zaferi ...! '' Diye, adeta, kasım, kasım kasılarak, belirtmeye özel  önem vererek söyleyip, övündüğün, zaferin ....

Unutma ki ......

Mağrurluğun çamuruna belenmişliğinde ....

Gün gelip .....

Lanetin olacaktır, lanetin .....

LANETİN OLACAKTIR, LANETİN .....! 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




19 / 11 / 2021- Cuma 




Saat ;18_30

DE, GEÇ .....!

 

 

BİLDİĞİNİ YAPIP-OKUMAYA DEVAM ET .....

'' - SESSİZ ATIN ÇİFTESİ, PEK OLUR '' DE, GEÇ ....

DE, GEÇ .....! ''

 

 

Gecenin, karanlığın, yalnızlıkla-hüznün ama en acısıda korkunun çengeline asılı kalmalardan, helak oldum, helak ....

Sade bedenim değil, ruhumda  bizar hallerde ...

Değil, gamsızlığa vurup-gülüp geçmeler de riyaya belenmiş, tuhaflığı gizlemeye çalışmalarda, debelenmek .......

En doğal haller ve sıradan davranışlar bile ağır mı ağır geliyor, artık, çekilip-kaldırılmıyor .....!

Çevreye, ele- aleme şirin görünüp ....

Kan kus'sam da, Kızılcık şerbeti içtim, demelerle,

Gülmeye hasret mosmor surat ve uykusuzluktan kan çanağına dönmüş gözlerle, gün ve ömür tüketmelerden gına geldi, bıktım-usandım, değil yalanla-rolden, hayattan koptum, hayattan .....!

İyiden, iyiye  tak etti canıma, hüznün çeşmesinden yıkanıp-sulanmalardan bezdim, ırıldım-yoruldum ......

'' - İnceldiği yerden kopsun '' Demeler, '' - Sabret gönül '' Şarkı nakaratlarını bastırıp, geçer olduysa ....

Varıp, ötesini '' İNSANIM '' Diyenlerle, senin şurekan düşünüp-hesaplasın ....

Pencere pervazına, kapı kasasına yahutta duvarlara atılan çentikler de, hüzünlü günler, sevinçli günleri fersah, fersah geçip .......

İçinde boğulduğum bunalım ummanlarında, tarifsiz elem girdapları sayısız kez yutarak, öldürüp-öldürüp dirilterek .....

Canıma tak etmecesine, kendimden geçiriyorsa .....

Bırakın, eli-alemi, artık kendimi kandırmaların bile  para etmemiş, hükmünün tükenmişliğin de ...

Avutmuyor, hiç bir teselli ...

'' - Yine mi ?'' Yahutta '' - Bir daha mı, Hala mı ?'' Demelerde dilimde tüy biter olmuşsa .....

Çek o, tuğlayı, malum duvardan bir an önce nereden, nasıl yıkılacaksa yıkılsın, kim altında kalacaksa kalsın, demelerin eşiğine çöküp-çöreklenmiş......

Bir ayağım, son kararın eşiğinde, kulağım kirişte hallerde, gün eskitip, ömür çürütmekten bıkmışlık da ...

Sıka, sıka ağzımda dişin, başımda saçın, dizlerimde dermanın, yüreğimde takatin kalmamış lığın da .....

Daha ne denli, nereye kadar, nerenin bağını, üzümünü, kimin bağbanını sorup-sual edip, düşüneceğim, şunun şurasında .....!

Şarkılara söz olan '' SON SABAH'' artık geldi, hem kapıya, hemde alnımın çatısıyla, gönlümün yamacına çatıp-dayandı .....

Dillere pelesenk olan,'' - Kara günün, çilenin, zulmün, vandallığın, ne akşamı, nede sabahı olur . ''

 Öz deyişini, bire bir doğrulayıp, gerçekliğini ortaya koyan hallerin ışığında ....

Sabır küpünün çatlayıp, gözümün-gönlümün ferinin solmuşluğunda, << Ya, sabır >> Çekmenin ......

Ahmaklığın daniskası, yaldızlı tasdiki olmaya dönüp de, işin çığırından, ruhumun ve duygularımın zıvanadan çıkmışlığın da ....

Çektiğim ve kahırlar. bana .....

 Yalanlar, ayıplar ve utançlar, sana kalsın ....

Unutma ki ....

'' -Sessiz atın çiftesi, pek olur ''

Sende, say ki, canına tak eden bir gariban sessiz atın, ahı tuttu ve intikamı acı, çiftesi pek oldu ....

Hep yaptığın gibi, yap, gel düşünmeye kalkma ...

Düşünmeyle-vicdanın nataran la, fıtratında olmamış lığın da  .....

Sabrımla, suskunluğumu aczim sanıp-saymış lığın da ....

Bildiğini yapıp-okumaya devam et  ......

'' -Sessiz atın çiftesi, pek olur '' De, geç ....

DE, GEÇ ....!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

19 / 11 / 2021 - Cuma

 

 

 

Saat ; 13_20

 

NEFSİNİN ESİRİ ..... DUYGULARININ KÖLESİ OLUP, ÇIKALI ...... << - MECALİNİN KESİLİP, YAŞAMA SEVİNCİNİN TÜKENMİŞLİĞİN DE .... >> '' - AHIYLA-VAHI KALMAYAN, DUMANI BİLE ÇIKMAYAN, ATEŞ ESKİSİNE DÖNDÜN ..... ATEŞ ESKİSİNE .........! '' Teşbihte, hata olmaz kelamının ışığında ve yeri gelip, doğru seçilmişliğin de ...... Adeta, CUK OTURAN benzetmeyle ...... << - Kelimenin tam anlamıyla.....>> '' - Ağrımadık başına, çaput sarmışlıkda ...! '' Nefsinin esiri, .... Duygularının kölesi olup-çıkalı ..... İsteklerine amadelik de, hemen, her gün hatta an, çılgınca seyirt'melerle, senlik'ten çıkıp, bitap düşmecesine ..... Eskilerin deyişiyle '' - Gündüzler çuvala'mı girdi '' Dedirtecek hallerdeki şuursuzlukla ..... Gecenin- gündüzüne, akının, karana, günlerinin birbirine karışıp, çıkmışlığın da ..... Uçan kuşun, gölgesinin peşinde helak olan, kediye- köpeğe nispet yaparcasına, kendini paralayarak ....... Gölge peşinden koşmalar da, helak olduğun, ona uya, uya olağanı terk edişin diyetini ....... Düpedüz ve milimine, dibine kadar olmacasına, hayatının mahvolması, kararmasıyla, ödeyenliğinde ....... Sanki, başına gelenler azmış, bela-gada yetmezmişcesine, beraberinde duygularının kölesi olup-çıkalı ....... Sen, senliğini, kimliğini, kişiliğin, hasılı ........ Haysiyetini yitirdin, haysiyetini .......! Benzedin, amansız kızgın fırın ateşinde kavrulup, pişecek çömlek çamuruna ...... Tepelen din, çiğnendin, ezildin-bozuldun, kırıldın-dökül'dün, oynanıp-sıkıldın, eğilip-bükülerek, kesilip-biçil'din ......... Halden, hale, şekilden, şekle girdin, helak oldun, helak ........! Kendini kaybetmişliğin de her şey olup-çıktın ..... Bir tek ..... Bir tek ...... Bir tek, kendin olamadın, yit'tin, yitişini fark edememişlik de ... '' - Zor, oyunu bozar '' Denilen hallerin başına gelmişliğin de, yenildin sen, sana ve amansız, acımasız, ceberut hayata ....... Mecalinin kesilip, yaşama sevincinin tükenmişliğin de ...... Yağmura-yaşa, suya-sele, kara-buza boyun eğip, yenilip, sönen ....... Koru, alevi, külü, dumanı, esamesi, hatta, ahıyla-vahı kalmayan, dumanı bile çıkmayan, ateş eskisine döndün ..... AHIYLA-VAHI KALMAYAN, DUMANI BİLE ÇIKMAYAN, ATEŞ ESKİSİNE DÖNDÜN ..... ATEŞ ESKİSİNE ........! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 18 / 11 / 2021 - Perşembe Saat ; 15_40
 

18 Kasım 2021 Perşembe

Ve bazen de bağıra bağıra konuşmayı öğretir .

Anlayanın anlamak isteyen'inin olmamış'lığında .

Sessizlikle çığlıklarını duyuramaz'sın..

Onu duyumsayacak ,duymak isteyen ,kulaklarını değil gözlerini bile kapatıp görmek istemeyen o, kadar çok insan geçinenler var ki.
O zaman, çığlığı atacaksın ..!
Öyle bir çığlık atacaksın ki o, içinde ki sessiz çığlıkları da yanına katacaksın ..
Yoksa bu sefil hayatta seni bir kenara bırakıp senelerce halini hatırını, soran olmaz .
Sessiz çığlıkların la gömülür gidersin yaban ellerde..
Gömüverirler kara toprağa..
O'da aranır,sorulur, görülüp,bulunursan ..
O' da, nasipse .

Onun için, hayat sana bir şeyler dayatmaya kalkıyorsa sen kapıya ayağını koyacak ,direneceksin.
Yok öyle pes etmek..!

Çığlığın yedi cihanı kaplayacak ki varlığın bilinsin.
İnsanlar ruhsuz,insanlar bencil,insanlar vurdum duymaz,insanlar sevgisiz..

Hep bana ,Rab bana teraneler'inde.
İstisnalar her zaman ki gibi kaideleri bozmaz.
Ama sayıları o kadar az ki o, sevgi dolu duyarlı yüreklerin..

Onun için, sessiz çığlıklar değil, olabildiğince sesli çığlıklar atacaksın, dayatmalara karşı, pes etmeden !

Ben buradayım diyeceksin .
Haydi sıkıysa gel üstüme hayat, haydi gel ..
Ama tüm dertlerinle değil..

Bir, bir ,sırayla gel.
O zaman göreceksin ey hayat, sen mi yaman, ben mi yaman ?
El mi yaman, ben mi yaman ?
O zaman göreceksin, dayatma ne imiş...
Ey hayat ..
Ey hayat gelme üstüme ,üstüme ..
Uğraşma benimle öyle bir haykırırım ki, şaşarsın..
Çığlıklarım arz dan arşa yayılır, korkarsın .
Arz dan, Arş' a yayılır korkarsın..
Korkarsın..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
 


 Duygular, yüce dağ yamaçlarını kaplayan, için, için eriyerek bereketli sulara dönüşen karlar gibidir .

Eriyen kar nasıl, toprağın bağrındaki hayatın can suyu oluyorsa, duygularda yaşama sevincini ve umudu besleyerek ömre ve ruha hayat verir, insanın hayata daha sağlam ve güçlü tutunmasını sağlar ....
Zaman içinde ömrün bağrında ömür ve hayatın içinde yeni hayatların doğmasına zemin hazırlar ...
Duyguların en belirgin can düşmanı karamsarlık,kötümserlik, neme lazımcılık la,boş vermişlik ve mış gibi davranarak kendini kandırmak ve umutsuzluktur...
Duygular ölüp, yit'tikçe,insanlar yaşayan ölü cana dönerler ...
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 

TAŞ MERDİVENLER...

Merdivenler içti yüreğimin yangınlarını ..
Ateşler kusan bedenimin, hararetini ..
Zamansız ve apansız ayrılığın böylesine yakıcılığını ..
Yaşayarak öğrenmesem, inanmazdım asla...
İnme indi adeta, yüreğime,
Viraneliğimde kasırgalar esip, depremler oluyor bedenimde, ruhumda ..
Kayıyor taş merdivenler ayağımın altından, adeta ..
Beterinde, beteri var halleri bu olsa gerek ..
Üstüme, üstüme devrilip ...
Yıkıntıların altında, kala kaldım ..
Herkes bir beden görse de, dışarıdan bakınca ..
Gözleri aldatan halime bakıp, kanmayın ..
Ben, burçları yıkılmış hisar eskiliğim ile ...
Bir et külçesi, bir kemik torbasından ibaret, biçareyim şu anda ..
Beni anlasa anlasa, şu merdivenler anlar ..
Yıllardır, böylesi hallere aşinalığıyla ...!
Böylesi hallere aşinalığıyla ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

25/10/2016

Saat:19_40

 

17 Kasım 2021 Çarşamba


 

BAZEN, SUSKUNLUK'TADIR, SÜKUTLA, SÜKUNDA YATAR VE GİZLİDİR ........

'' - YANITLARIN EN ÖZLÜ SÜ, DOĞRUSU, İÇ ACITIP, CAN YAKAN GERÇEKLİĞİ .......! ''

 

 

 

<< - Derse ki, biri size,  '' - Hayat, hayat deyip şikayet etmekten bıkmadığımız, ne yaptı sana ? ''

'' - Küheylan'lığında dört ayak altında ezdiği yetmezmiş gibi, birde ama canı istedikçe ama canı sıkıldıkça, olmadı damarıma basmaca'sına, çifteleri ile pestile çevirdi ...

Yamulttuğunun yetmezliğine hükmettiğinde de, eleğe, kalbura döndürdü, en sonunda, unu elemişliğim de, astı duvara .....!

Daha ne dememi beklersin ? ''

Sonrasında da, eğer ikna ve tatmin olmamışlığını okursan, karşındakinin buğulu gözlerinden, deyiver ona ...

'' - Sıkıysa, şu feri yitmiş, boz-bulanık bakan gözlerinle, bakıver aynalara ...

Yüzündeki derin çizgilerle, değirmende, una belenmiş gibi yahutta kar yağmış gibi duran, ak saçlarının öyküsünü dinle....

Anlatsın onlar, sana ...

Feleğin ve hayatın, seni neye çevirip, pabucunu eline nasıl verdiğini, onlardan dinle  ...''

De, suskunluğun mührünü, vur dudaklarına ....

Bak gör bakalım, karşındakinin fermuarı bozuk dudaklarına, onlar döktürdükçe senin kisi ne hale giriyor ?

Sadece, tebessüm et ve onu mahcup etmeme hoş görüsü, ulviliği ve olgunluğuyla, onu öyküsüyle baş, başa bırak, geç git ......! ''

İlk karşılaşıp gördüğünde, onun nasıl dut yemiş bülbül kesildiğini fark edip, gördün ise, bil ki .....

O, Hayat öyküsünü yüreğine oturup, gönlüne yer etmecesine ve onu kahır ağacına döndürmecesine , güzel dillendirip, gerçeği ayan-beyan anlatmışlar ona .........

Bilesin ki, yüzündeki o derin çizgilerle, aka belenmiş saçları ...

Aka belenmiş saçları .......!

Fazla söze, ne hacet ki ?

Bazen, suskunlukta dır, sükutla, sükunda yatar ve gizlidir ....

Yanıtların en özlüsü, doğrusu, iç acıtıp, can yakan gerçekliği .....

Her dem yadında tutmaca'sına bilesin ki ....

'' - YANITLARIN EN ÖZLÜ SÜ, DOĞRUSU, İÇ ACITIP, CAN YAKAN GERÇEKLİĞİ ....

BAZEN, SUSKUNLUKTA DIR, SÜKUTLA, SÜKUNDA YATAR VE GİZLİDİR ....! ''

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

17 / 11 / 2021 - Çarşamba

 

 

 

Saat ; 14_00


Not _Değerli Yıldız KENTER ve Müşfik KENTER üstadlarımızın ruhları şad ,yıldızlar yoldaşı olsun.Işıklar içinde uyusunlar...Anılarına saygıyla.. 

  ÖMRÜMÜN DEFTER-İ KEBİR-İ'Nİ, HAYAL-İ SÜKUTLARDA ÇOĞALAN , KAHIRLA ....... SESSİZLİKLE YAĞAN, SİTEMLE ..... ELEM TEBESSÜMLERİNDE KAPA...