22 Mayıs 2022 Pazar


 SEVDAYI ........

MEVTALIK, ÇARIK ESKİSİ Mİ SANIRSIN ?




Vurgunluğunda sevdaya,  ömür adamış, aşkı bağrında yaşatan yüreği yanık, gönlü sahra'lığa kesmişler için .....

Sevda uğruna çekilenlerle, katlanılanları zulüm mü sayarsın ?

Hele ki, gurbetle, ıraklıkları, ayrılıklarla, büyütülen özlemleri, engel ve olursuzluk mu sanırsın ?

Eğer, sandığın gibi ......

Sudan ucuz, çerezlik ve çarık altılık, eften-püften gönül oyunu olsaydı sevda, ona ATEŞTEN GÖMLEK denir'miydi hiç ?

Uğruna çöllere düşülüp,  ulu dağlar delinir, çilehanelere gönüllü maphuslukta, sürgünlerle, forsalık dan beter hallere ......

Gık çıkarılmamacasına, katlanılır'mıydı ?

Gözlere mil, yüreklere dağlama, dillere lallık ve dudaklara mühür  reva görüldüğünde ........

 '' - Boyunlar la, canımız fedadır ona .....

Yeter ki, feda'mızın ödülü, Gülşen'in gönlünde açan çiçekler, güller  ve şen-şakraklık da şakıyan bülbüller, şad etsin onu ...... '' 

Deyip,  adanır'mıydı, yare ömürler ?

Dahası, tarihle, çağlara kazınan DESTANSI AŞKLAR ERER'MİYDİ ÇAĞLARLA, DAĞLARIN ÖTESİNE ?

İnsanlığa miras'lığın da, dolaşır'mıydı dilden, dile, ömürden, ömre ?

Hava gibi, su gibi kutsal ve hayati görülüp, sayılarak, uğruna tahtlar, taçlar, ömürler, hayatlar feda edilir'miydi ?

İnançlara, ruhlara, ömürlerle, hayatlara bezenen olmasaydı, sevda .....!

Bilesin ki, Ne Belkıs olurdu nede, Muhteşem Süleyman ...........!

Ne Kleopatra'nın dillere düşen öyküsü .......

Nede, onun uğruna, kestaneyi çizdirip, postu deldiren, Antik Romalı Kralların, esamesi okunurdu .........!

Dahası, dağlar kahramanı Ferhat ile, uğruna dağlar delinen Şirin kalırdı insan belleğiyle, yadında ....

Hayatın, tarihin ve insanlığın bağrında .......!

Sevdanın kahramanının da, kurbanında insan olmuşluğun da .......

Sevenince, sevilenince, candan da aziz bilinip, emsalsiz ve mucizevi olgu ve eylem sayılıp, kutsan'masaydı ........!

Uğruna adar ve feda eder'miydi canıyla, ömrünü, insan ?

Sevdalı, çeker'miydi cefayı, çileyi, reva görülen zulmü, sineye ?

 Sevdanın, nelere, nelere kadirliği ve sırrıyla, hikmeti, özünde gizli olmasaydı ........

Durduk yerde uğruna insan döner mi idi divane ile, deliye, maşuku için dillere düşüp, rezil-rüsvalığı alır'mıydı göze ?

<< - Sebepsiz kuş uçmaz . >> Denir, öğrenilip, bellenir insanca, insanlarca .......!

Sevdanın, değil, sadece insanı .....

Börtü-böceği, kuşu-kurdu muma döndürüp, develeri bile, iğne deliğinden geçirmişliğinde .......!

Sevdanın, ömürlere otağ kurmuşluğun da, insanı, demirden pençesinde zar ağlatmış'lığında .....

Sevdayla  vurulup, sevdalısına yanık'lığın da .....

Ayak yalın-baş kabak hallerde, yelken kürek koyulup, süzülerek .......

Aşk neferliğin de, seferilik de kah, semaya erip, kah ummanlara dalıp, girdaplarda yutulmuşluğun da ........

Gözünü karartıp, dönülmez seferlere koyulup .....

Zümrüdü Ankalık da, külünden doğarak, kanat çırpan sevda kuşluğun da, konar'mıydı gönüller ota da, boka da ?

Böyleliğin de, mucizeviliğin de .....

Sevdayı ......,

Kaybedenin üzülmediği, bulanın sevinmediği ......!

Sudan ucuz , çör-çöpten kıymetsiz, metelik etmez, yüzüne bakılmaz,

kelepir den de beterlik de .....

Ahı gitmiş, vahı bile kalmamış, mevtalık çarık eskisi mi sanırsın ?

MEVTALIK, ÇARIK ESKİSİ Mİ SANIRSIN ?

MEVTALIK, ÇARIK ESKİSİ Mİ SANIRSIN ?




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya




22 / 05 / 2022 - Pazar 




Saat ; 15_45


RUHUMUN YİTMİŞLİĞİNDE .......! Taş kesildim ....... Ruhumun, yitmişliğinde ....... RUHUMUN YİTMİŞLİĞİNDE .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 22 / 05 / 2022 - Pazar Saat ; 01_18


 TEVAZUYLA, HAD VE SUSMAYI BİLMEK MARİFET VE ERDEMDİR, ERDEM .......!

An gelir, söylenmek için dudaklarınla, dilinin ucuna, tespih taneleri gibi dizili sözcükleri, duygu, düşünce ve konuşmaları dillendirmez ... Yutkunur geçer, içine atarsın .... Hayat, insanı görünmez eliyle, gücüyle susturup, lal eder .........! Zor olmaya, zordur, bu hali yaşayıp, buna katlanmak ... Gelin görün ki, çarpıcılığıyla, üryanlığıyla dahası, önemlisiyle, gerçekliğiyle halde, durum da , bu .......! Böylesi hallerde, çam devirmediğine, pot kırmadığına yada lüzumsuzluk yapmadığına sevindiği de, tersi ....... Neden sustum (?) sorusunun eşliğinde, içinde kopan fırtınalarla, kendisine kızdığı da olur, insanın .......! O, malum deyişle, '' - Çocuktan al, haberi '' Durumu yaşansa ve içindeki çocuk, çık canlılıkla ....... Anında, her ağza geleni söyleyip, savurmak için, kendini paralamacasına çırpınsa da ..... '' - Özrü, kabahatinden büyük '' Sakarlık, gaflet veya kusurunu yaşamamak ve ..... '' - Astarı, yüzünden pahalı . '' Sürç-ü lisanların ayıbıyla utanmamak için, hem içindeki o geveze, bilgiç haylaza, hem de .... Bastırdığın duyguları dizginleme uğruna, çevirirsin başını, geçer gidersin ...... O, anın kızgınlık furyasından kemlik'ten yana payını almamak için .......! '' - Suskunluklar da özünde, konuşmanın bir diğer halidir .....! '' Sözünün geçer akçe'liği İle << - Arif olan, anlar >> Tavrının şekillenip, ete-kemiğe bürünmesidir .......! '' - Bülbül ne çekerse, dilinden çeker ...' '' Diyen, bilge ekabirler, aslında işin özüne, can evine ve zurnanın zırt dediği hale ve bu halin barındırdıklarına dikkat çekmek için bunu söylerken ........ Aynı zamanda da, SAĞ DUYU ile YÜREK SESİNİ DİNLEYİP, SÜKUNUN öfkeyle, hele, hele de ..... ÇALÇENELİK İLE KAMÇILANAN ÖFKEYLE hareket etmekten ırak durup, sakınmanın iyiliğini, önemini, önceliğini ama en çokta ..... ZOR VE KIYMETLİ olduğuna işaret ederler ........! '' -Söz katarına katacağın her yük, akıbeti meçhul ve insanı zorda koyacak eylem ve devinim boyutuna ulaşmayı da bağrında taşır .......! Bunun sonuçları beklenenden de zor ve kötü olabilir ....! '' Hele, birde ÖNGÖRÜLME'YENİ DE AŞARAK, AMACINI AŞAN BOYUT KAZANIRSA olasıdır ki o, an kıyamette kopar, gada-belada yaşanır .... Bir diğer yönüyle de madalyonun öteki yüzüne bakınca ........ Dünden, bu güne ve yeni nesillere armağan olan ..... '' - Boğaz, dokuz boğumdur, sekizi yutkunmak, biri de konuşmak için.'' Az'da, özü anlatmış olduğu kadar, çok derin anlam ifade eden bu güzelim ve düşündürüp, farkındalık yaratıcı nitelik ve kapsamdaki sözde .... Yine, bu konuya ışık tutarak, tedbirli iyimserliği elden bırakmamak gerektiğini anlatmakla kalmıyor, konuya, hayata ve insanlara ışık tutuyor ........! Sonuçta hayat, zaten bir deneyimler yumağı ve ders çıkartma alemi, coğrafyası değil'midir ? '' - ÇOK ve DÜŞÜNCESİZ HER SÖZ, ÇENESİ DÜŞÜKLÜK, LAF EBESİ KESİLME TAVRI, BAŞ AĞRITIR, CAN SIKAR, YÜREK YARALAR ....'' << - Dil yarası ağırdır ve onarılması, olanaksız denecek kadar güçtür ... >> Anlayışının, asırlara sinip, insanlığa mal olmuşluğun da, hele, hele de ... '' Öfkeyle kalkan, zararla oturur ve beraberinde de ...... Keskin sirke, küpüne zarar '' Gerçeklerinin ışığında ve yaşanmışlığın da . An gelip susmak, susmayı bilip, konuşmadan hayatı değerlendirip, olan-biteni süzmek, evladır ve geçer akçedir, geçer akçe ! Denir ki, boşa olmamış lığın da .... Duygu ve davranış kontrollüğünü becermektir, aslolan ve hem zor olan, hemde hüner isteyen .......! İşte, tam da bu temelde ve çerçevede ...... Asla unutmamalı ki; Susmak asla korku, küçük düşmek yada zaaf değil, tam aksine ........ '' - Gerektiğinde veya yeri geldiğinde, susmayı bilip, becermek ......... KALP KIRIP, ÇAM DEVİRMEKTEN, ZARAR VERMEKTEN YADA ZARAR GÖRMEKTEN evladır, hayırlıdır, güzeldir, güzel .....'' Tevazuyla, had ve susmayı bilmek marifet ve erdemdir, erdem ......... TEVAZUYLA, HAD VE SUSMAYI BİLMEK MARİFET VE ERDEMDİR, ERDEM .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 21 / 05 / 2022 - Cumartesi Saat ; 10_10

21 Mayıs 2022 Cumartesi




 ATIN İLE TAHTIN, ALTIN VARAKLI OLACAĞINA, BAHTIN, PARLAK  OLSUN ........! 

BAHTIN, PARLAK  OLSUN ........! 




Ömür atının şaha kalkıp, dört nala gitmesi değil, geçerli ve aslolan .....!

Kapılıp gittiğin bahtının rüzgarının, senden yana esmesi, kasırga'lığın da ve hüsranlarda savrul'maman dır ....

Ondandır, '' - Atın değil, bahtın iyi olsun . '' Demelerin ....

Hem genel kabul görüp, hem de, çokça benimsenir olması ......!

<< - Söndüğünde hayat ve gönül kandilin, ölüm ummanında battığında ömür gemin ... >>, Denir, ardın sıra emin ol ki ........

Şu, iki seçenekli kelam, ardından ...

'' - Dokuz canlı kediden bile şanslı ve bahtlıydı .......! ''

Yada ....

'' -Gülmedi bahtı, muhallebi yerken dişi,  pamuklarda yatıp, saten ipekler de belen'ip, kalkarken, ayağını, belini kırdı ....

Ona kedilerle, kuşlar bile, kıçıyla güldü, gülmeye de, bir bahtı gülmedi ........

Süleyman Efendi, nasırdan, o, bahtsızlık'tan çekti, ne çektiyse  .....! ''

Diye ...

İşte böyleliğin'dedir, hayatla, zamanla ve bahtla, insanın ilişkisi ........!

Çok bilinen ve dillere pelesenk şu sözle özetlenir, genellikle ve sıklıkla .....

Böylesi, baht vurgunu, hayat yorgunu, bahtsız garibanların, içler acısı ve şaşkınlık yaratan halleri .........

<< - Vermeyince Mabut, neylesin Mahmut ! >>

Bu hesapla ve gözle bakınca dünyaya, demeden edemiyor, insan ....

'' - Atın ile tahtın, altın varaklı olacağına, bahtın, parlak olsun  ....! ''

ATIN İLE TAHTIN, ALTIN VARAKLI OLACAĞINA, BAHTIN, PARLAK  OLSUN ........! 

BAHTIN, PARLAK  OLSUN ........! 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya




20 / 05 / 2022 - Cuma 




Saat ; 23_11

19 Mayıs 2022 Perşembe


 KIRLANGIÇ GÖÇÜYDÜ, SIKÇA YAŞADIĞIN ......!

Hayatında, ömründe, gönlünde, ruhunda, eteklerinde, yetmedi ........ Üryanlık da, elinde-avucunda ....... Gerçeğin zerresinin kalmamış lığın da ........! Koyulduğun savruluşlarla, kaçmalarda ...... Sığındığın düşlerin le ve hayallere tutunan ruhunla, ömründe ........ Gömülmüşlüğünle, kitaplarla, avuntulara ..... Canhıraş ve soluk, soluğa, tık nefes uçuşlarda ...... Oradan, oraya sürülüp, savrulmuşluğunda .... Kırlangıç göçüydü, sıkça yaşadığın ..... KIRLANGIÇ GÖÇÜYDÜ, SIKÇA YAŞADIĞIN .....! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 18 / 05 / 2022 - Çarşamba Saat ; 22_45

18 Mayıs 2022 Çarşamba

GÖYNÜR, İNSANIN ÖZÜ ........!
Hayatın, yadsınamaz acı gerçekliğinde .....
Ahın, vahın, para etmemişliğin de ......
Gelir, ölüm ......
Çöker, hüzün .....
Büker, kırar, bellleri -dalları, acı ........
Kararır-gamlanır, gönül ....
Göynür, insanın özü .....
GÖYNÜR, İNSANIN ÖZÜ ........!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
18 / 05 / 2022 - Çarşamba
Saat ; 15_55

 

17 Mayıs 2022 Salı


 ŞİMDİLİK, SON SÖZÜMÜZ .......  

YÜREĞİMİZİN ŞU HAYKIRIŞI OLSUN ....

''  - ŞAİRİ ÖLSE DE, ŞİİRİ VE ŞİİRLER YAŞAR ..! ''




Ömrümüze şiirler düşerse, dolar yüreğimiz, ağarır ruhumuz ve siler gamın-pasın izini, gönlümüz ........!

Şiire dönükse yüzümüz, çiçek açar umutla, sevinç  ....

Hele ki, hayatın kıymetini daha bir iyi kavrar, biliriz, dört elle sarılırız, umuda, yaşama sevincine ........!

Yalnızlığın karanlık ve karaltılı ayak izleri ıraklaşır, günümüzle, gecemizden ...

Bir de, sevgiyle kotarılıp, yürek işçiliğinin mahirliği ile ışıldayan aydınlığın ve iç sevincin muştucusuysa dizeler, dahası ......

İnsanlığa, hayata, özgürlüğe, barışa, sevgiyle, sevdaya dairse ......

Değmeyin gitsin lezzetine, tadına,demine, keyfine ......!

Kaldı ki ........,

Ayrılığında, insana ve hayata dairliğinde, serpişsede arasına, ayrılık, hüzün ve yer, yer yürek sancısından izler .......!

Tıpkı yelin bulutları dağıttığı gibi, dağıtır  hüznün bulutlarını .......

Kalem, kalem, duygu, duygu, inanç, inanç, düşünce, düşünce, emel, emel  nihayetinde, özlem, özlem .......

Yetmedi ......

Harf, harf, dize, dize, sayfa, sayfa hasılı kitap, kitap ........

Pupa yelken dolduruyorsa, yel, yel  yaşama sevinci ve bayram çocuğu  coşkulu gönüllerden, yürek ve kalemlerden dökülen şiirler insanı, hayatı ...

Sarıp, sarmaladıkça, özdeşleştikçe hayatlarla, dünyalarla, ömürlerle ...!

Siler esefin ve mutsuzluğun ağır havasını, ömürlerden, hayatlardan ve iç dünyalarından, o, canım şiir ....

Candan kopup gelip, gözelerden fışkıran billur su güzelliğinde sadece renk değil hayatta katar, hayatta, hayatlara .......!

Karanfil kokulu, demli çay keyifli akşamlarda, aralanıyorsa lebler sıcacık, iç ısıtan şiirlerle ......

O, zaman değme gitsin o ömrün, ruhun ve insanın keyfine .......!

Özetinde, özetiyle betimleyip, insanlığa, hayata ve tarihe not düşmek adına, diyoruz ki ...

Şiir varsa, orada sevginin harlı ateşiyle, yaşama coşkusunun sevinci vardır, var .......!

Emeğin, göz nurunun, üretimin şavkı ve kutsiyeti, ürünü, bereketi, aşkı, bahtiyarlığı, hasılı, dillenip, canlanışı vardır .........

An olur, şiirin özünde, ömründe ve insanın, insanlığın ürünü ve eseri olmuşluğun da ...

Yani öznesinin, varlık kaynağının insan olmuşluğun da, tıpkı hayatta, insan ömründe ve günlük yaşamda olduğu gibi ......

Hüzünle, sevinç at başı yarış'tıkça dizelerde ....

Şiirle ahenk ve renk gelir, yeni bir renk, soluk ve en önemlisi de ahenkle, heyecan katar, hayatlarla, ocaklara ...

HAYATLARLA, OCAKLARA ........!

Şiirde hüzün, gam ve olası bunalımlı hava, sitemkar yada buruk-kırık-dökük izler ve dokunuşlar .........

İnsan saçındaki gelip-geçici ve dökülüp giden kepek gibidir .......

An gelip sinir edip, öfkeye de kestirse anlık halin ardındaki zamanın bağrında ..........

Aynen o, kepekler misali, yiter gider, özümsenip, kavrandıkça özü ve meramı, insanca, okurca .........!

Beri yandan da .......

Sevinçler, haz ve coşkuysa,eldeki, ayaktaki ve saçlardaki kına, gözdeki sürme, rastık, yanaklardaki al, al kadifemsi, ipeksi albenili güzellikle eştir...

Özenip, bezendikçe ete kemiğe bürünerek, albeni kazanır, yaşama sevgisiyle, coşku çoğaltmacasına .......

Ondandır ...

Şiir ;  Hayatın bağrında ve insanın ömründe fışkırır, doğar ve mal olur insanlığa, hayata, ömürlere .......!

Şiir, an gelir çürük diş sızı'na çare karanfil gibidir.......

 Hem tat, hem şifa, hem de kokuyla, hayat verir yazana da, okuyana da .

Yeter ki, gönüllerde otağ kurup, yüreklerde, çiçek açsın, ömürlerde serpilsin .......!

Sarsılmaz inançla duyumsayarak, bilelim ki ........

Şiire dönükse yüzümüz, çiçek açar umutla, sevinç  ........

Ömrümüze şiirler düşerse, dolar yüreğimiz, ağarır ruhumuz ve siler gamın-pasın izini, gönlümüz .....!

ŞİİRE DAİR YÜREK DİLLENİŞİMİZDE, YÜREĞİMİZDEN TAŞIP, DİLİMİZE, KALEMİMİZE-KAĞIDIMIZA DÖKÜLENLİĞİNDE...... 

ŞİMDİLİK SON SÖZÜMÜZ .......  

YÜREĞİMİZİN ŞU HAYKIRIŞI OLSUN ....

<< - ŞAİRİ ÖLSE DE ŞİİRİ VE ŞİİRLER YAŞAR ......! >>

İşin özü'de, gerçeği de, can alıcı püf noktası da budur, cevheri burada yatar .....

Dediğimiz gibi .....

'' -ŞAİRİ ÖLSE DE, EMEK, EMEK, YÜREK, YÜREK VAR EDİLİP, KOTARILAN, DOĞURULUP, ÜRETİLEN ŞİİRİ VE ŞİİRLER YAŞAR ..... ! ''

ŞİİRİ VE ŞİİRLER YAŞAR .......!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya




17 / 05 / 2022 - Salı




Saat ; 12_30


 CIZ EDER İÇİN, SIZLAR, KANAR YÜREĞİN ......




Süzme onun-bunun çocuğu, karaktersiz madrabaz, dahası ceberrutun önde gideni değilsen .......!

Değil, düşene tekme atmak, onu iyiden iyiye paralayarak, un-ufak etmek.!

Ya hayatını iflah olmamacasına karartmak, yada malum sonunu getirmek  olmamalı tavrın, yaklaşımın ve işin ........!

Aksine, koyunca kendini onun yerine, onun yerinde olup, ona reva görülen zulmün kendine yapıldığını düşünüp, yaşarsan ....

İnsanlığın belli olur bir nebze olsun, böylesi ortam, koşul ve hallerde ......!

'' - Alma mazlumun ahını, çıkar aheste, aheste . '' Sözünü tutansan  sağ duyunla, vicdanınla, aklında ......

Cız eder için, sızlar, kanar yüreğin .....

CIZ EDER İÇİN, SIZLAR, KANAR YÜREĞİN .........!

Çağımızın, günümüzün ve insanlığın derinleşen bunalım çağının doruğunu gördüğü, bu koşulların temelini atan .......

ZULMÜN VE BARBARLIĞIN KANLI ÇARMIKLARINI DİKEN .......!

İflah olmaz karanlık haramilerle, engerek dilli madrabaz riyakarlar ve onların cümle yalakaların la, çanak tutucuları ......

Dahası, her geçen günle sayıları yığınla artan fikirsiz-fütursuz şakşakçıları el birliğiyle ettiler ve etmekteler, dünyanın, hayatın ve insanlığın içine ....!

Üstelik hem de, sadece huniyle değil alenen,  rezaletin son perdesi, üryan  kuburluk da ........!

Toplumu sarmakla kalmayıp, çürütüp, yok eden, her türden illetle, mendaburlukların diyetini ........

Hem de, hiçte hak etmediği halde,en ağırından ödeyenler ......

Hemen her koşulda, garip-guraba ve emekçilerle,işsiz-güçsüz, onların hakaretimsi tanımı ve tabiriyle, baldırı çıplak mazlum yığınlar oluyor .......!

İşte, bu cümleden kurbanlardan birisine reva görülen  cibilliyetsizlikle, vandallığa ve ceberrut'luğa .........

Değil külliyen ve gani, gani ........

Zırnık kadar katkısı olan, utanmaz-arlanmaz çakal sürüsündensen ..... 

Zaten, böyleliğin de sana, sözümüzde olmaz, senden, insanlık beklentimiz ve şefkat sunmanda .......

'' ÖLÜ SEVİCİ, Zulme seyirci isen, DİLSİZ ŞEYTANSIN .....! '' 

İlkesi ışığında yaklaşıldığında, böylesi hallerde, sözüm ona ......

Tarafsızlık (!) yaftasıyla, kaçak güreşle, yalancı pehlivanlıkla, yine pay ve suç ortağı'san, bu halde de yerin .......

Tıpkı senden ve sizlerden önceki mendaburlar gibi, tarihin çöp sepetiyle sorumlu ve paydaş olduğun kubur'dur, KUBUR .......!

YOK, EĞER ....

<< - ASLINI İNKAR EDEN, UNUTAN HARAMZADEDİR ! >>, Özdeyişinde, çerçevesi çizilen .....

KARAKTER VE ONUR TİMSALİ, FARKINDALIKLI VE SORGULAYAN BİREY BİLİNCİ GELİŞMİŞ SOSYAL VARLIK'SAN 

Olasıdır ki, mayanda, sütünde ve cibilliyetinde zerre kadar bile insanlık kalan'san ....

İşte o, zaman .....

Bu mezalimle, yaşatılan hunharca, vandallığı da aşan zalimce işkenceye maruz bırakılana, değil tekme vurmak, sessiz seyirciliği yeğlemeyerek ....!

Duruş ve tavır, dahası omurgalı ilkelilik ve insani asalet, haslet gösterecek kadar, dirayetli ve yürekli isen ......

Öncelikle, mazlumun yerine koymalısın kendini ......

MAZLUMUN YERİNE KOYMALISIN, KENDİNİ .........!

İşte, bu denli hasletlerle, faziletle donatılmış, arı-namusu, edebi-hayayı ve şefkati, insanlığı bilen'sen .........

Zaten böylesine de, sana da, kelam gerekmez .......

Cız eder için, sızlar, kanar yüreğin .....

CIZ EDER İÇİN, SIZLAR, KANAR YÜREĞİN ........!

Ötesi, sonrası, dahası, gereğini yapma eyleminin adımları ve devinimleri ardı sıra gelir, hallerinde ......

Önceliğin ve ilk duruşun, insanca olmalı ve ......

Her zulme uğrayan mazlumun yerine, kendini koyup ....

Ona reva görülüp, dayatılan zulmün mağduru olduğunu varsayarak dünyaya, olaylara, hayata ve gelişmelerle, yaşananlara bakmalısın ......!

Sorumluluk bilinci ve Vicdanilik le yaklaşan olmalısın ...

Zaten böyleysen, yok mesele de, kelamımız da .......!

GEL, GELELİM VE SÖZÜN BİTİP, ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ HALE,YERE VE AK KOYUN, KARA KOYUN GEÇİT KÖPRÜSÜNDE BELLİ OLUR halleriyle, duruma ve işin içinden kolayca sıyrılınamayacak hal ve gidişe gelelim ....

Baştan diyelim...

<< - CÜMLE YARASI OLANLAR GOCUNDUĞU KADAR GOCUNSUN BU NET, DURU, DAHASI .....

ÜRYAN, SİTEMKAR VURGUMUZ'LA, SÖYLEMİMİZDEN .........! >>

Bu mezbere'liğe, paspayece dayatmaya seyirci ve katılan'san......

Vay ki  vay haline ve çek ipini, çek gitsin ........!

ERİNDE-GEÇİNDE, CÜRMÜNÜN DİYETİNİ ÖDEYECEĞİNİ TUT YADINDA ...!

Adından eminlik'le, bilesin ki ......

'' - Varlığın bela, yük, zarar, yüz karalığıyla, utanç insanlığa, hayata ve dünyaya .......! ''

Kim ki, mazlumun yerine koyarsa kendini, insanlığın binasına .....

Hem harç, hemde tuğla,taş hasılı anlam ve değer koymuş olur, değer ......!

Özünle-sözünle, eylemin'le, böyleler'den isen, zalimin zulmünde .....

'' - Alma mazlumun ahını, çıkar aheste, aheste.'' Sözünü tutan'san, tüm içtenliğinle, içselleştirmişliğinle, benliğinle, vicdanınla, aklında ......

Diğer adımların ve gerisi sonra gelmecesine ...

Her insan evladı, insan gibi .....

İnsancıllığın'la ........

Olması gerekenin, gereğine uygunluk da .....

Cız eder için, sızlar, kanar yüreğin .....

CIZ EDER İÇİN, SIZLAR, KANAR YÜREĞİN ......!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya 




16 / 05 / 2022 - Pazartesi




Saat ; 22_30

15 Mayıs 2022 Pazar

BAŞLAYIP DA, BİTİREMEDİĞİM, NİCE ŞİİRLER SEVDİM ....

TIPKI, SEN GİBİ ....

TIPKI .....

 SEN GİBİ ............!




Başlayıp da, bitiremediğim, nice şiirler sevdim ....

Tıpkı, sen gibi ....

Hayatın izlerinin sinip, içinden harf, harf, dize, dize, duygu, duygu sevgi ve sevda fışkıran ....

Kimisi ......

Tek, bilemedin iki satırdan öte geçmeyen ve hep meçhulü çağrıştırıp, sonu meçhul karalamalardı ........!

Bazıları .....

Tıpkı .....

Sokak kedileri ve benim gibi, göz yaşımda ıslanıp, ıslanıp, kurudu .......!

Niceleri ...... 

Kah, sigara dumanında boğuldu .......!

Kah, anason kokularında esrikleşerek, kendinden geçti .......!

Yıllanmış şarap tadında olup, sadece tadı damağımda kalmayıp, ruhumu anafor,anafor bezeyen sevdanın rengiyle .......

Hasretle kamçılanarak çoğalan, yutulduğum tarifsiz devasa özlemin hüznünden şekillenen şiirlerdi ........

Beni, en çok sürüp-savurarak, benden çalan .......!

'' - Dert ağlatır,aşk söyletir .....! '' Çeşitlemesinden, dizeler döküldü, yüreğimden taşmışlığın da, içinde hep bir gizem ve burukluk barındıran şiirler ...

İÇİNDE, HEP BİR GİZEM VE BURUKLUK BARINDIRAN ŞİİRLER .......!

Delişmence coşkulu başlayıp, elem batağına saplanarak, çırpındıkça yutulup, battığım, nice dizelerde gömülü kaldı, hep bir yanım ....

Kiminde, gönül yarası, kiminde göz izi, çoğunda yürek sancısı dolu dize katarlarını ekledim, bir birine .......!

An oldu, nafilelik de heba olan günlerim, ömrüm gibiydi, şiirlerimde !

Bire çok, ikiye az ve kıt-kanaat doyum tattırıp ardı-arkası gelmeyen sözcükler yumağında kayboldum .....

Tıpkı, orman karanlığında yiten acemi seyyahlar gibi .......

ACEMİ SEYYAHLAR GİBİ ........!

Dur, duraksız duygu sağanaklarıyla, düşünce karmaşalarında ortalığın boz bulanıklığında .......

Başını, sonun  birbirine ula'yamadan, bayata ve eskiye kesen şiirlerimde .........

Ruhumun karanlığından, izler raks etmeye başlayınca .......

Boğulduğum sözcük ve kavram girdaplarında, sadece aklımla, kalemim değil, yüreğimle-ruhumda yolunu-izini kaybetti, çokça .......!

Meteliğe kurşun atan züğürtlerden beterlik de, kuru sıkı yada düpedüz karavana hallerde salıverdiğim sözcükler, toslayınca gerçeğin duvarına .......

Arındırdı beni, ham hayallerle dogmatiklik ile, afaki pembe düşlerle,düşsellikten, hamasilikten .......!

Böylesi hallerde, en çok yüreğim sızlayıp, ruhum üşüdü, ruhum .......!

Dalda'sız-duldasız,kalakaldığım duygu keşmekeşler'inde ......

Çokca, yanlış adreslerle, yanlış yataklarda uyanmalar yaşadım ......

Harflerin tir, tir titreyip, ayazlarda tıpkı duygularım misali, apansız buz kesip, donakalmış'lığında .......!

Velhasıl vesselam, topla, çıkar, çarp, böl, sonucu değişmeyen muammalı denklemlerde, SEVDAYI ARADIM, TIPKI, SENİ ARAR GİBİ .....

SEVDAYI ARADIM, TIPKI, SENİ ARAR GİBİ ..........!

Nafilelik de, sadece nefes, zaman ve ömür değildi, tükettiğim .......

Böyleliğin de, ip Allah, sivri külah dolanırken, avare, avare yine, yeniden ve inadına, sevda çıkardı karşıma .......

SEVDA ÇIKARDI, KARŞIMA ........!

Seraplarla, yalancı baharlarda, kaç kez, ölüp, ölüp dirildi dizelerim, şiir denemelerim ......

Sıcak, karanfilli demli çay özlemine, sigara kokusunu da bezediğim, çok oldu ...

Özcesi .....

Sensizlik ve yalnızlık, dahası ......

Efkara, gama kesilmişlik beni hep şiire, dizelere ve yeni maceralara itti .

Başlayıp, bitiremediğim, nice öksüz ve yetim dizelerle, şiirler koyup, elemler biriktirdim ardımda ......

Değil ki bilmen, tahmininin bile imkansız olacağı çokluk ve sıklıkta,

kara maşayla, karışıklıklarda ...

Hepsi, hepsi de .....

Çıktığım sözel ve duygusal yolculuklarda, tam '' - Buldum .'' Derken.

Kendimi, temelli yitirip, benim, bana ırak ve yaban hatta kızgın ve kırgın olduğum hallerimle, tünedi şiirlerim kah, kağıda ....

Kah, aklımın karanlık arka sokaklarına ......!

Özcesi ......

Sevdanın, kapalı zarf usulü ihalelik de, hep külfetiyle bana yıkılıp, kalan'lığın da ........!

Çetele mi, pusulamı, yolumu, yordamı mı dahası ......

Seni ve sevdayı yitirip, çoğalan kalabalıkların körükleyip, abartıyla büyütüp, derinleştirdiği .......

Tarifsiz İÇSEL YALNIZLIKLARIN GİRDABINDA YUTULMUŞLUĞUMDA ......!

Yani, sözün bittiği an, hal ve yerlerde .........

Duygularımın döküş, döküş sergen olduğu ama inadına ne kendimi, ne sevdayı .....

Nede, seni bulamadığım, dizeler ve duygular hengamesinde ........

Başlayıp da, bitiremediğim, nice şiirler, sevdim .......

Tıpkı, sen gibi .......!

BAŞLAYIP DA, BİTİREMEDİĞİM, NİCE ŞİİRLER SEVDİM ....

TIPKI, SEN GİBİ ....

TIPKI .....

 SEN GİBİ ............!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya 




15 / 05 / 2022 - Pazar 




Saat ; 13_13


 KUL OLDUK KEŞKELERE, SIĞINDIK TÖVBELERE ............




Bilmedik kıymetini hayatın, güvenin, vefanın, içtenlikle, söze ve ahde vefaya sadakatin .......

Heba ettik miras yedilik le, hovardalık da, içine ettik güzelliklerin, gençliğin ve olanaklarla, hayatın, bizden yana olduğu anların ....

Telef de ve pespayelik de ıskaladık hem hayatı, hem de, mutlulukları .......

Çoklukla, ağzımıza-yüzümüze bulaştırdık, ağzımıza sakız ettiğimiz sevgiyi, sevdayı ......

Gençliğin,sağlığın hele, hele de variyet'in .......

Tıpkı, suyu kesili vermişliğin de duran değirmenler misali, gün gelip çarkın, tık demeyeceğini, öngöremedik .......!

Nice değerleri ıskaladık, kimi zaman geçici hevesler, çoğu kere kontrol edemediğimiz öfkeler ve en çokta .....

Kadir-kıymet bilmemekle, tamah da hayatı .......

Geçtik ırzına güzelliklerle hasletlerin,değerlerin .......!

Kaçırınca ipin ucunu, kantarın topuzunu, 

Alamaz olduk ne etsek, yapsak olmadık sivrilikler le, herzeler yeyip, denesek de, hayatın tadının-tuzunun ve .......

Hayatla, ömür değirmeninin suyu kesilince, şapa oturduk, kala kaldık dımdızlak, ortalıklarda .......!

Ne itibar kaldı, ne güven, nede saygınlıkla, değer görme ........!

Elde-avuçta kala, kala kör pişmanlıklarla, keşkeler ve vay anasına be' demeler kaldı ........

Birde ağız dolusu galiz küfürlerle lanet okumalar ve tövbeler .....

An geldi, sadece meteliğe yada bir dal cigaraya değil ....

Sadece yalın, içtenlikli vefakar dosta, dostluğa ve arka-kale olmalara hasret kaldık ......!

Dağ gibiyiz, derken yaşadığımız heyelan ve yıkımlarda,  un ufaklık da mıcırlığı da geçip, toza kaldık, toza....

Tozumuzu attı zaman ve hayat el,ele,sürdü,savurdu keçinin ot yemediği yere ......

Yaramızdan çok önce sorandan sonra aranıp- sorulmamacasına unutulup,terk edilmeler'den öldük, tükendik ...

Talan rüzgarıyla, hayal sellerinde telefliği yaşadık aklı evveliğimizle....

Elde ne koz kaldı, ne papaz nede şansla, kısmet ...

Atımız gibi bahtımızda olmayınca nal topladık, nal, hayatın Hipodromluğuyla yolların ve yılların bağrında ........!

Arpalar tükendi, para suyunu çekti, yalancı baharlar gibi, yalan rüzgarı aşk-meşk denen ilişkilerde bitti, gitti, yitti .......!

Öküz suyu içti, başka birini seçti o dağa kaçtı bizde de keçiler kaçtı, asfalyalar yandı, tere tellim hallerle,kaçıklıkla, kaçırmalar başladı ...

Ne ağzımızda kelam ne kıçımız da osuruk durmaz oldu eni-konu çuvallayıp, yuttuk hapı, 

Bir koyup,üç alacağız derken, gördük anamızın örekesini, aldık üçün birini .......

Döndük şamar oğlanıyla, altı yok kelik eskisine ........

Şimdilerde kala kaldık el, elde, baş, başta ......!

Tığ teber, şahmerdan, sade kuşların değil,  uyuz itlerle, atıntı sokak kedilerinin bile halimize kıçıyla gülüp .....

Kurt kocayınca, köpeğin maskarası olur sözünün gerçeğini tadıp, yaşamalarda alenen ve düpedüz, dumura uğradık, dumura .....!

Başımıza konacak talih kuşu beklerken, başımıza düşe, düşe ya taş yada kuş bokuyla, yağmur-yaş kaldı ......!

Dediklerinde, '' - Olun da bir halt yada herze olmadı soğan başı olun, dahası, bir baltaya sap olun ...! ''...Diye, ebeveynlerle, büyükler.....

Geçerdik dalga,maytap,olmadı gırgır, basardık gama'tayı, çoğaltırdık şamatayı ........!

Gün oldu, döndü devran, yıkıldı ömür denen kervan .....

Şimdilerde duydukça, bir baltaya bile sap olmadın gitti, kelamlarını....

Kaçacak delik arayan farelere, taş çıkartır hallerde ......

Yer yarılsa da, yerin yedi kat dibine girsek der, hallere, günlere kaldık, el alem maskaralığında dile geldik, dile .......

Olduk, çoluk-çocuğa kepaze......!

Hasılı, anlayacağınız, uzun lafın kısası ...

El-alem ve kuş-kurt maskaralığında ......

Döndük, kasaplık yoz eşeğe ...

Sonunda .....

Ne yular kaldı, nede palan, hepsi oldu yalan .....!

Dönmekle kalmadı geçti, gitti kervan ve devran da bitti, şenlikte ...

Dağıldı eğlence, bitti şamata kaldık el elde, baş başta  ......!

Şimdi kelden de beter olduk,  başımıza sürecek merhemlere, kul olduk .......

Dönmekle kalmadı kılımız, kaydı şakülümüz, yok oldu şirazem'izle, endazemiz .....!

Aynalara düşerken, aynalara küsen olup, çıktık ....

Kimimizde çizgiler, kırışıklıklar ve selülitler, çoğumuzda kellikle, ince dertler ve yetmedi ......

Kusur kalmamacasına, basur'la, kıçı tutamama illeti de cabası olmacasına, dert çoğalttık, dert, Alimallah ......!

Şimdi dert gani, derman tunne, haller şinanay .......!

Dün şaklabanlıklar da coşku köpürtürken bu gün ......

Asabiyet nöbetlerinde, öfkeden kudurup, köpürecek halle-mecalimiz'in kalmamış'lığın da ......

Gözler ferini, ağızlar dişini, kıçımız, gazını kaybeder oldu ......!

Döndük yalama olmuş Rulman'lara, ne yağ kar ediyor, nede tamir ...

Karbüratörler su kaynatıyor, böbrek hoplatıyor, kabızlık cozurdatıyor hallerde, düzenin bozulmuşluğun da, geldik yolun sonuna .......!

Bir zamanlar, dinlerdik türküde ....

'' - YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR  . '' Diye, kala,kala o, hallerde .....

Sadece düne,ele-güne,dosta-muhabbete değil, huzurla, sağlığa, dahası ağız tadına hasret kaldık, hasret .......!

Hallerimizin hal, keyfimizin gıcır olmamış'lığın da,  geldik, dayandık ömrün son virajıyla,çıkış sapağında, taşa, kayaya ...

Dama dedik, sonunda, DAMA .....!

Ne derman kaldı, nede para .......

ŞİİRLİKTEN ÇIKTI, gerçek oldu Üstat Orhan VELİ'nin şiiri ...

<< - CEP DELİK, CEPKEN DELİK, CEPTE KALMADI METELİK ...... >>Hallerinde ...

Ömür tüketip gün eskitirken, beraberinde de, kuyruğu çoktandır tir, tir, titretirken .....

Kul olduk, keşkelere, sığındık, tövbelere ......

KUL OLDUK, KEŞKELERE, SIĞINDIK, TÖVBELERE ............!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya 




14 / 05 / 2022 - Cumartesi 




Saat ; 21_42

OLSA BÖYLE BİR OLANAK ....  BİZDE, MUTLU MESUTLARIN MENKIBESİNİ YAZSAK ..... Olsa böylesi bir olanak ile  şansımız, ortamımız ve gönüllerimi...