5 Ocak 2016 Salı


İŞTE O ZAMAN ...,
MAHALLE YANARKEN ...
Ayarı-gayarı tutmayınca, düzenin ..

Kaçınca, kantarın topuzu ...


Olan, olur ...


Yanlış tartar, kabzımal karpuzu ...


Çıkar işler, çığırından ...


Ne arşını kalır, nede endazesi ...


Sen, sen olup, geçiremeyince sözü


Koşamazsın çifte-çubuğa, öküzü ...


Bir değilse, insanın özüyle,sözü ...


Isıtmaz üşüyeni, mangalın közü ..


Dövemezsen tavında, demiri ...


Duyarsın hep azarla, emiri ..


Geçiremezsen hükmünle, sözünü ..


Gün gelir, beslediğin kargalar, oyar gözünü ..


Muhanetlikle, esirgerse komşu, komşuya külünü ..


Sıkışınca başı, düşünce dara, görür gününü ..


Olmaz ölüsünde ağlayanı, düğününde oynayanı ..


Nişadırsız kap, kalay ...


Yalanlı dil, yemin ...


Mayasız süt, yoğurt tutmaz ...


Evdeki hesap, çarşıya uymaz ..


Çürüyünce su, kokunca tuz ...


Olur insanın değeri, pulla, sudanda ucuz ..!


Görüp gerçeği, öğrenince elif ile merteği..


Edince yüreğin cız, anlarsın o zaman ...


Hanya'yı, Konya'yı ...


Sürersin eşeğini, Niğde'ye,


Geçince, Bor'un pazarı ...


Toplarsın, tası-tarağı ..


Nafileliklerin avaralığında, kala kalırsın...


El elde, baş, başta, dımdızlak orta yerde..


Takkenin düşüp, kelin ...


Donun, düşüp ...


Götün görünmüşlüğünde ...


Görür, ense traşını el-alem seninde, eninde-sonunda


Sümsüğününü düşürüp..


Önüne-ardına bakmadan, yola revan olmuşluğunda


Posası çıkınca, nimetin de, insanında ..


Ucuz etin yahnisinin yavanlığında ...


Suyu, avcarı az olunca ...


Tadı, yavan olur yahninin de, çorbanında.


Öğrenirsin işte o zaman ..


Zarfın değil, mazrufun geçer akçeliğini ..


Suretin değil fıtratın önemini, değerini,gereğini


Elini ayağını çekince ustalar,


Cirit atar, meydanda,


Kerameti kendinden menkul, çıraklarla ..


Boz bulanık günü seven, kurtlar, çakallar ...


Çekince elini-eteğini doğrularla, namuslular


İnsan gibi, insanlar ,


Ortalıkta itler havlar, dolaşır durur çar-çakal..


Ölünce imamlar ..


Olunca keçi, Evliya çelebi ...


Osuramasa da yokluğunda, imamlar ..


Eski alışkanlıkla ,


Sıçar ulu-orta, saf-saf cemaatlar ..


Çoğalır, kendisini hergelede imam eşeği sananlar !


Kesilince ayaklar baş, başlar ayak ..


Kala kalırsın yalın ayak-başı kabak ...


Çıkınca dünyanın çivisi ..


Çoğalınca, insanın piçi ...


Ayar tutmayınca, beygirin kıçı ...


Meydan osurakla -boktan geçilmez ...!


Hancarmı, pancar mı, insanmı- müsvettesimi seçilmez ?


Akla- karanın karşıklığında ...


Karpuz alsan, tıklarsın ..


Kavun alsan, koklarsın ..


Bilemezsen kolayını, bok edersin alayını ..


Karıştırısan eğer insanla, suretini ..


Ödersin ömür boyu, ahmaklığının diyetini ..


Doğruya ve erdeme değil, güce taparsan ..


Ruhunu paraya, kudrete ve şeytana satarsan ...

Adam olmayana, insan muammelesi yaparsan ..

Yoz eşeğe altın, semer vurursan ..

Devekuşulukta, başını sokarsan kuma ....

Kıçın kalırsa, ayazda ...

El oğlu giderken, Mersine ..

Sen gidersen götün, götün tersine ..

Ayağına çarık olmayanı ..

Edersen, başına sarık..

Ölüne ağıtcı, düğününe okuyucu ..

Memlekete kurtarıcı beklersen ..

Çok daha havlarsın, aç köpeklikte ayazda ...

Eksilmez asla mı asla sırtından dayak, boynundan yular ...

Durulmaz asla, boz-bulanık sular ..

El oğlu gelir, pahtınıda , tahtınıda kurar ..

Sana da, takar burnuna hızma, ayağına pranga,

Diline kilit, sırtına semer, boynuna, yular ..

Layıkın bu der, sürüm, sürüm süründürür,

Altı yok pabuçlukta,seni ..

Şerefsizlik çölünde, haysiyetsizlik bataklığında..

Esaretin o, hiç silinmeyen utancında ..

Düzen, düzeneliklerde, sokar seni düzene ...

Ondan sonra, yitmişliğinde özgürlüğünün ..

Gitmişliğinde, vatanının ...

Ayaklar altına alınmışlığında, onurunla, namusunun ...

Bozulunca memlekette dirlik-düzen ..

Üşüşünce kuzgunlar leşe ..

Memleket gasp edilince üleşe, üleşe ..

Sen dönersin ölmüş eşeğe, kokmuş leşe !

İşin, işten geçmişliğinde ..

Hallerin böyleliğinde ..

Kar etmez, son ve kör pişmanlıkların.

Yalama olur kıçın, kaçar bir yerlerine dilin ..

Kala, kala sana üçün biri kalır...

Olunca haller böyle, gidince haysiyetin ve onurun .....

Cehennemin esvelesine, sürgüne ..!

Faydasızdır, faydasız, küfürde, şükürde ..

İşlerin böyleliğinde nafiledir dualar ..

Seni paklasa, paklasa mezar değil, kubur paklar ...

Kuluna, şahına, padişahına değil ..

İster şeytana, ister yaradana yalvar ....

Beyhudedir, nafiledir çabalar !

İşler, iyiden iyiye, sarpa sarar ..

Mahallede, köyde, kente, ülkede alev-alev yangın başlar ....

Yangınlar değil, sade bacayı,

Memleketin afakını, yeri-göğü, dört bir yanı kaplar ...

Çare biter..

İnekler suyu içer, dağa -bayıra kaçar ....

Körelmiş baltalar suya, insanlığın boka düşer ..

Olan, olur ...

Sen yanar, sen yakılır ..

Sen çalar, sen oynarsın ..

Gün, o gün olduğunda ...

Sakızının, boka düşmüşlüğünde ...

Gün kararır, yer-gök utanır ..

Kurt-kuş, ağzına sıçar ...

İşte o zaman,

Eskilerin deyişiyle ....

Mahalle yanarken, orospu aynada saçını tarar ..!

Mahalle yanarken, orospu aynada saçını tarar ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk /EDREMİT

03 / 01 /2016



Altınoluk / EDREMİT
Saat ; 03_5103/ 01/ 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...