15 Mart 2017 Çarşamba



PEZEVENKLER ŞAHI ...
                                                                                          AYAZ PAŞA ...!

'' - Seni doğuracağıma, taş doğursaydım'' diyerek...
Kim bilir, belki de ...,
Gün yüzü görmemiş bedduallarla andı, oldum olası, adını, anası ....!
Namını haketmekle kalmamış,yürütmek için kılıktan kılığa girip ..
Dümen üstüne, dümen,fırıldak üstüne fırıldaklar çevirmişliğinde ..
Geldi şu aleme Ayaz Paşa ..
İmizin iti gibi koşturmacasına, sahipleri ür dedikçe ...
Ömrünce ürdü, sağa - sola, akreplerle, kırk ayaklara taş çıkartan ...
UŞAKLARIN ŞAHI, malum BOP EŞ BAŞKANI ...!
Nam-ı değer, Ayaz Paşa ....
Her yol mübahtı onun için, haram-helalda yoktu ona ..
Elinin uzunluğu ve her türden bitirimliklerde, uzanırdı, suçtan, suça ..
An gelir, şakşakçılıkta siyasileri omuzlar ...
An gelir, goygoyculuklarda,balıklar avlardı, boz bulanık sularda ..!
Varsa çıkarı, sıkardı dişini, hep oldum, olası ..
Yol geçen hanına dönmüştü, ondan, apış arası ..!
Akbilin keçiliğinde yada göz boyamalarda ...
Kumarbazlık ve madrabazlıklarda, her ipte oynardı ..
Bir koyup, üç alacam, derken ..
Kalan, üçün biri de olsa, onla oyalanır..
Umut tacirliğinde, en çok kendini kandırır..
Üç kağıtçılık ve tokatçılıkta, anasını boyar-babasına satardı ..
Nokta kadar çıkar için ,virgüllüklerde takla üstüne, taklalar atardı ..
Uzatmalılıktan yürüttüğü ,çalıntı rütbesiyle ...
Adı çıktı, çıkalı, Ayaz Paşa'lığa ..
Burnuna, sırıkla bok erişmez biri olup, çıkmıştı, sonunda..!
Sürmeyi gözden, dul kadını, erinden çalardı (!)
Süt dökmüş, kedilikte ..
Sütten çıkmış, ak kaşıklık ta, ondaydı ..!
Çoğu kez, sakızı boka düşürünce ..
Salya-sümük ağıtlarda, naralarda, geçerdi kendinden ..
Yılandan korkmayanlar bile, korkardı yalanından ..
Cümle haydutluklar, sorulurdu, ondan ...!
Haytalıkta , tek geçerdi, herkesi,
Ondandır ki, severdi, hep beleşi ..!
Soydu-soğana çevirdi, nice garip-gurabayı ..
Hiç kaptırmadan, yakayı ..
Çok mu çok, hoşlanırdı daima, ''Cambaza bak''larda milleti kandırmaktan...
Sonra el çabukluğu marifetliliklerde, kaşla-göz arasında, sıvışırdı ortadan !
Milletin ensesinde, pişirirken bozayı ..!
Boş tutmazdı asla zulayı,onun için buydu, işin kolayı
Pek severdi, garibandan otlanmayı ...!
Ona göre,hep ....
'' - Kerizler olmasa, aç kalırdı, uyanıklar ..! ''
Taş çıkartırdı Sülün Osmana,sonradan özenip, soyundu, UZUNLUĞA ..
Koyuldu, memleketi satmaya, milleti ve alemi, birbirine katmaya ..!
Üstüne yoktu, ayak kaydırıp,adam harcamada ..
Hele ki de, '' - İTİ,İTE KIRDIRMA'da ''
Adı çıkmamıştı boşa Ayaz Paşa'ya, girerdi o, her boyadan boyaya ..
Kılıktan,kılığa girmede ....
Karaktersizliklerde ''Gömlek değiştirir gibi, saf değiştirmede'' kimseler su dökemezdi, eline ...
Gelen ağasıysa,giden paşasıydı, bu dandik düzende ..
Ona göre, bu düzende ..
Razıydı,düzende,düzülende ..
İşte böyleliğinde, Ayaz Paşa olup çıktı, dünya markası ..
Patlak bir ampuldu, Alamet-i Farikası ....
Ah birde olsaydı, Memleketin Padişahı ...
Günü gelince, Halifeliğe' de, el koysaydı ..!
Hele, birde ..
Referandumda, millete yalanı-mavalı,numarayı yuttursaydı ..
Diyecek olmayacaktı, hani ya,keyfine ..!
Adı üstünde, Ayaz Paşaydı ...
Tek ayak üstünde, kırk yalanı, anında yumurtlardı ..
Sıkışınca, hava atar ..
Van Minutlarda, caka satardı ...!
Megalomanyaklıklarda ,hırsın ve nefretin atına biner ..
Dost-düşman demeden, sağa-sola ürerdi ..
ÜRMEYİ BİLMEDİK İT, SÜRÜYE GETİRİR KURT sözünden bihaber kesilir ..
Önce der, sonra, inkar ederdi ..!
Kuru sıkı atmayı ve kulağının üstüne yatmayı, severdi ...!
İki geri, bir ileriliklerde ..
Mehter marşıyla, adım, adım memleketin, içine ederdi ..!
Göle yoğurdu çalar,tutarsa, kaymağa konar ..
Geri teperse ...
SÜTRE GERİSİNDE YATAR,SUÇU, BAŞKASINA ATARDI.
İllede TEK ADAMLIKTA ,BAŞKANLIK'tı, onun yegane derdi ..!
O dert ve takıntı, eninde-sonunda, bir gün, onun başını yerdi ..
Yinede, illede, odunumun parası der ..
İnadım inatlarda, ayak diretirdi ..
Ona göre, Demokrasi in-bine tramvay .....
BARIŞ,KARDEŞLİK,ADALET,HAKKANİYET, LAİKLİK ...
Şark kurnazı AYAZ PAŞA'ca ,aslı- astarı olmayan MARAZA ŞEYLERDİ .!
Ayaz Paşa, sıkışınca Kasımpaşalılığı seçer ..
İşine gelince, GÜRCÜ, KÜRTÇÜ yada MUSA'nın ÇOCUĞU ...
BARZANİNİN AVUKATI, PUTİN'İN PİYONU ...
KULU ALLAH İLE ALDATAN, DİN BARONU, TEK ADAM ...!
İşine gelince, Milliyetçiliği ayaklar altına alıp, ezendi.
ÇEVİR KAZI YANMASIN ayakları, en sevdiği herze ...
Baş vurduğu, yol-yöntem...
Sıkça denediği yol, en sevdiği usuldü ..
O, sazan akıllılarla, koyunları ve mavalla , masalları sevendi ..!
Kraldan çok, kralcıydı, yalakalıkta, mahir mi mahirdi ..
Üstelik, kıç yalayıcılığında, üstüne dalkavuk yoktu .
Durumdan vazife çıkartır, iş güzarlıklarda, kılıç sallardı ...
Astığı, astık, kestiği, kestik...
Deli Dumrulluklar, en vazgeçilmeziydi ..!
Keli-körü düzdü, gözü, garibana dikti ...
Kafasının içinde dolaşırdı, kuyrukları birbirine değmeden, kırk tilki ..!
Kulamparalıktan tutunda, kalpazanlığa kadar ..
Hayli, kabarıktı sicili ...!
Ayaz Paşa sensin, dendi mi, hele birde, sıvazlandı mı sırtı ..
Görürdü kendini, dev aynasında,sayardı fasulyadan nimet ....
Küçük dağları ben yarattım edalarında, kasım, kasım kasılmalarda ...
Adamdan sayardı, oldum-olası, kendini ...
Kabullenmeye yanaşmasa da, bir türlü ...
Kendinin nikbet mi nikbetliğinde ....
Eksik olmazdı, ömründen nusubet ..
Kalpazanlıkta hünerli, alavere-dalavere de, eline kimse su dökemezdi ..!
Bundandır ki, sıkça böbürlenmelere koyularak ....
Hergelede imam eşeği, sanırdı, kendini ...
Fırıldaklıklarda, zübüklüklerde !
Hele ki de, başkasının cebine ve kıçına parmak atmakta sınır tanımazdı ..
Kendine biçilen rolleri, oynadı ..
Uşaklıkla, piyonluklarda, ömür tüketti ..
Ölümsüzmüş sanarken, tam da kendini ..!
Oynadı azrail ve hayat ona, oyununu ..
Kıçına giren, imamın parmağıyla, boyladı eşekler cennetini ..!
Hep o parmaklayacak değildi'ya, kıçları ..
Teneşir tahtasında ...
Hoca efendi,tıkarken kıçına, yağlı pamuğu ..!
Günahı yoktur deyip, salladı kökleyerek, orta parmağı kıçına ..!
Kerameti kendinden menkullüğünde, nalları dikerken, Ayaz Paşa ..
Geldi sonunda, tufalara ..
Gömüldü, kıçındaki pamukla, toprağa ..
Attığı parmakların, hesabını kapatamamışlığıyla ..
Öldü sonunda, dikti nalları, malum Ayaz Paşa ...
Yazıldı adı, en afillisinden mezar taşına ..
Şimdi, geçince adı ..
Gelir akıllara, fırıldaklığında sınır tanımazlığıyla, Ayaz Paşa ..
Madrabazlar, zübükler ve pezevenkler şahı, Ayaz Paşa ...!
Pezevenkler şahı, Ayaz Paşa ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

14/03/2017

Saat ; 00_47

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...