29 Haziran 2015 Pazartesi
HASRETLİĞİN ACISI MİRAS, BANA …
En delişmen, en hararetli ..
İhtirasın doruklarında yaşanan bir aşk öyküsünden, arda kalan ..
İçimde gittikçe çoğalan ve beni yutan hasretle …
Hasretliğin acısı miras, bana ..!
Avuntusuzlukların girdabında, kıvranmak ..
Sensiz zamanların, saman renginde ..
Anıların külünde, duyguların, toz-duman savrulmuşluğunda,
Dönenip durarak …..
Ömür tüketmek, zaten yeterince azapken, bana ..
Birde, sen dolu yüreğime konuşlanan bu tarifsiz acı ve sancı ..
Tuğ dikti adeta, ruhumun karaltılara kesmişliğinde .
Gözlerimin uykuya, ruhumun huzura açlığında ..
Fincan, fincan beni yutan …,
Koyu kahvelerin, sancılarımı bastıramamışlığında ..
Kül tablamda çoğalan her izmaritte ..
Köz, köz yaralar çoğaltmaktayım, geceden sabah ..
Gün ışığından, zifiri karanlıklara dek ..
Müptelalığa tutukluluklarda gün eskitip, ömür tüketiyorum .
Bu nohut oda, bakla sofa viranemde .
Perdelerim de sen, pencereye vuran güneşte, elemlerim asılıyken ..
Ne akşam olmakta, ne de sabahlara erebilmelerdeyim .
Ben, bensizliklerde, bir külçe halde yuvarlanıp giden ömrümle ..
Tutkulu tutukluluklarda ..
Doldurup, doldurup boşalttığım elemlerimde
Yalnızlığı içiyor, içiyorum ..
Kendimden geçtiğim anlarda, gözlerimi kamaştıran ışıklığında ..
Sen, çıkıp geldikçe ..
O, arsız ve umursamaz gülüşlere ..
Ben göçüp, kaçıyorum içime, içime ..
Ömrümün hüzün mağarasında, yaralı yarasalar misali asılıp ..
Kanımı içip, yaralarımı didikleyip durmuşlığumda ..
Kahredici dayanılmazlığında ..
En koyu morlukların ortasında kala kalmışlığım da ..
Vıcık, vıcık olup,
Hortlayan göz yaşı –sümük düğünü, duygu sağanaklarında ..
Zamanların yaramı saramamışlığında ..
Tilledeki bedenime vızıltı, vızıltı sineklerin konup-kalkmışlığında ..
Sürüklendiğim mecalsizlik çukurlarında ..
Debelenerek, hayatı ıskalayarak ..
Hiçliğe ve piçliğe saran aklımın makaralarının boşanmışlığında ..!
Voltalar atarak, dönenip duruyorum
Aklımın, arka sokak çıkmazlıklarının, kuytuluklarında ..
İyiden, iyiye kendini kaybetmişliğinde ..
Zamanlara,sensizliğe ve en hoyratça yalnızlıklara..
Ve, tarifsiz sefilliklere bölünüp..
Un-ufak olmuşluğum da ..
Gönlümün, gün ışığına hasretlikler çoğaltmışlığında
İçtiğim azapların, genzimi, ruhumu ve ömrümü yakmışlığında
Hasretliğin acısı miras, bana …!
Hasretliğin acısı miras, bana …!
Sensiz zamanların, saman renginde ..
Anıların külünde, duyguların, toz-duman savrulmuşluğunda,
Dönenip durarak …..
Ömür tüketmek, zaten yeterince azapken, bana ..
Birde, sen dolu yüreğime konuşlanan bu tarifsiz acı ve sancı ..
Tuğ dikti adeta, ruhumun karaltılara kesmişliğinde .
Gözlerimin uykuya, ruhumun huzura açlığında ..
Fincan, fincan beni yutan …,
Koyu kahvelerin, sancılarımı bastıramamışlığında ..
Kül tablamda çoğalan her izmaritte ..
Köz, köz yaralar çoğaltmaktayım, geceden sabah ..
Gün ışığından, zifiri karanlıklara dek ..
Müptelalığa tutukluluklarda gün eskitip, ömür tüketiyorum .
Bu nohut oda, bakla sofa viranemde .
Perdelerim de sen, pencereye vuran güneşte, elemlerim asılıyken ..
Ne akşam olmakta, ne de sabahlara erebilmelerdeyim .
Ben, bensizliklerde, bir külçe halde yuvarlanıp giden ömrümle ..
Tutkulu tutukluluklarda ..
Doldurup, doldurup boşalttığım elemlerimde
Yalnızlığı içiyor, içiyorum ..
Kendimden geçtiğim anlarda, gözlerimi kamaştıran ışıklığında ..
Sen, çıkıp geldikçe ..
O, arsız ve umursamaz gülüşlere ..
Ben göçüp, kaçıyorum içime, içime ..
Ömrümün hüzün mağarasında, yaralı yarasalar misali asılıp ..
Kanımı içip, yaralarımı didikleyip durmuşlığumda ..
Kahredici dayanılmazlığında ..
En koyu morlukların ortasında kala kalmışlığım da ..
Vıcık, vıcık olup,
Hortlayan göz yaşı –sümük düğünü, duygu sağanaklarında ..
Zamanların yaramı saramamışlığında ..
Tilledeki bedenime vızıltı, vızıltı sineklerin konup-kalkmışlığında ..
Sürüklendiğim mecalsizlik çukurlarında ..
Debelenerek, hayatı ıskalayarak ..
Hiçliğe ve piçliğe saran aklımın makaralarının boşanmışlığında ..!
Voltalar atarak, dönenip duruyorum
Aklımın, arka sokak çıkmazlıklarının, kuytuluklarında ..
İyiden, iyiye kendini kaybetmişliğinde ..
Zamanlara,sensizliğe ve en hoyratça yalnızlıklara..
Ve, tarifsiz sefilliklere bölünüp..
Un-ufak olmuşluğum da ..
Gönlümün, gün ışığına hasretlikler çoğaltmışlığında
İçtiğim azapların, genzimi, ruhumu ve ömrümü yakmışlığında
Hasretliğin acısı miras, bana …!
Hasretliğin acısı miras, bana …!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
29/06/2015
Saat ; 13_20
Altınoluk/Edremit
29/06/2015
Saat ; 13_20
YASAK AŞKLAR KENTİNE , ÇELENKLER KOYDUM ….
Her yerinden azaplar, acılar, hüzünler ..
Feryat-figan ve dizginlenemez hıçkırıklar ..
İhtiraslı, azgın iniltiler-fısıltılar….
Şuursuzca savrulan, kahkahalar ..
Yılışık-yapışkan ve yavşakça sırıtışlar …
Anırtı, anırtı duygu patlamaları ve ahlaksızlıklar ..
Namus kum kumalıkları fışkıran ..
Bu, yasak aşklar ve kaçak hayatlar kentine ..
Sadece, yedi tepesi değil, her bir yeri delik-deşik edilen ..
Her saniye ırzına geçilip, göz göre göre ..
Kalabalıkların körlüğünde,
Perdeli gözlerin, görüp de –görmemişliğin de ..
Duyarken sağır kulakların ,çığlıklara kulak kapatmışlığında ..!
Arsız ve fütursuzca iğfal edilen, yasak aşklar kentine ..
Bu, mezberelik ve insan çöplüğüne dönmüş bahtı kara kente ..
Galata’dan, Hazerfanların ,
Kız kulesine, kanat çırptığı ..
Altın boynuzu, Haliç’in ..
Kokuşmuş lağım artığı halinde için için öldüğü ..
Sokaklarında irin-lağım ve yığın, yığın sessiz çığlıkların ..
Ölü hayatların …
Ve, silik, kişiliksiz ömür ve bedenlerin, sessiz-sedasızca
Pejmürdeliklerde, akıp gittiği bu kente ..
Anılar ve acılarla yoğrulan bedenimden
Ve,
İnsan eskiliğimden arta kalmış,
Miskin ve yorgun ömrümden çelenkler koydum …
Ülez, ülez…
Eskimişiliğimin, tüm işaretleriyle bezeli ..
Çiçeklikleri, çelenkliğinde ölü..
Solmuş, kopmuş..
Renklerini ve canlarını zamanların ve insanın çaldığı ..
Renkleri yitik ve birbirine karışmış ölü çiçeklerden donanan ..
Çelenkler koydum, ardım sıra benden iz kalsın diyerek ..
Kimselerin bilip-farketmemişliğinde
Ve, hatta kanıra, kanıra tükürüp, balgamlar ve sinkefler saçıp ..
Tıpkı, yorgun kaldırımlarının hoyratça çiğnenmişliği misali ..
Üzerinden geçen hoyrat bakışların göz izleriyle bezeli ..
Ölü çivit mavisi renk bozukluklarının aktığı ..
Çelenkler koydum ..
Ömrü, günleri, günleri ve çocukları, umutları ..
Irzına geçilerek piç edilen, bu kentte ..
İnsan, insanlık ve ne kalmışsa güzellik adına..
O güzelliklerin, göz izlerimi taşımışlığında ..
Ömrümü çelenk koydum ..
Kaldırılmayan ..
İzbe ömürlü bataklıklarda, un-ufak kemik olup ..
Kimsesiz ve kimliksiz hayatlar yığınına kalan ..
Bedenliğimden iz, ömrümden yük kalmamışlığında ..
Bir bana mekan ve vatan olamayan .
Ve,milyonlarca naçar çaresizlere ve çaresizliklere vatan olurken ..
Bir beni, sığdıramayarak…
Bir bana, vatan olamayan ..
Bu vatansız sünepelikler yığını kente ..
Ömrümü, ölümlülüğün de, çelenk koydum giderayak …..!
Ömrümü, ölümlülüğün de, çelenk koydum giderayak …..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/ Edremit
29 / 06 / 2015-06-29
Saat ; 12_03
28 Haziran 2015 Pazar
YAŞAMIŞLIKLA, KOYUN, KOYUNA ...!
Ahhhh elma, ah .!
Sen yok'musun, sen ?
Dillerde pelesenk ettin, Havva adımı ..
Ademin vebali yüklendi, boynuma ..
Şimdi ne olur, ha yesem, ha yemesem, seni ?
Asırlardır sen bende , ben sende ...
İşlenen cümle günahları üstlendik sessizce, beraberce.
İnsanlık kaftanının erillere, kadınlık, şeytan ..
Ve, dahası ....
Günahkar yaftasının, biz dişillere biçilmişliğinde.
Ömürler tükettik, ömürler, gazapların girdabında ..!
Senin elmalığın, benim Havvalığımda.
Yaşamışlık la, koyun, koyuna ..!
Yaşamışlık la, koyun, koyuna ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
28/06/2015
Saat; 12_41
YAZIYORUM DUYGU, DUYGU KENDİMİ SUYA ...
Yazıyorum duygu, duygu kendimi suya ..
Kimselere dökemediğim dertlerimi, dökmüşlüğümle suya ..
Yitip su oluyorum, su duruluğunda arınmışlığın haz ve huzuruyla ..
Biliyorum,bazı gerçekleri değiştiremez su , sululuğun da ..
Ondandır ki, gönlümün karasını, ruhumun kirini yıkıyorum suda ..
Su üstüne yazı yazsam da kalmayacağı gerçeğinin ışığında ..
Alıp götürsün bendeki kasvetli beni sular dalga, dalga ..
Suyun ve duyguların harmoni girdaplığında ..
Yazıyorum duygu, duygu kendimi suya ...
Yazıyorum duygu, duygu kendimi suya ...
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Altınoluk / Edremit
28/06/2015
Saat:12_05
25 Haziran 2015 Perşembe
24 Haziran 2015 Çarşamba
GÜN KARARIR, AY DOĞAR GECEME
Odamın ve benim yalnızlığımı paylaşan duvardaki resmimden fırlarım ..
Yalnızlıklarda debelenen beni tutmacasına, duvardaki resimliğimde .
Benim, bana ulaşıp, tutamamış lığımın naçarlığında ..
Çığlık, çığlık sesim ..
Hıçkırık, hıçkırık, göz yaşlarım ..
Yenilgi, yenilgi umutlarım ..
Yitiklik, yitiklik düşlerim dağılıp, un-ufak olurlar
Odamın boşluğunda ve yalnızlığın soğukluğunda ..
Gün kararır, ay dolanır pencereme ..
Ben hala, kıvrım-büklüm sinerim odamın ay vurmayan kuytu karanlığında ..
Duvardaki çerçevemin saat sarkacı misali ..
Sarhoşluklarda, pejmürdeliklerde ..
Nafileliklerde ...
Sağa, sola sallanıp durmuşluğunda ...
Sağa, sola sallanıp durmuşluğunda ...
Ben, bir başına, odamın ve ruhumun yalnızlıklardan ayaza kesmiş 'liginde..
Ben, beni ararım, ömrümü sakladığım mukavva kutulara gömülmüşlüğümde ..
Tepe-taklakların, hayatıma egemen olup ..
Beni yutmuşluğunda ..!
Beni yutmuşluğunda ...!
Benim, bana ulaşıp, tutamamış lığımın naçarlığında ..
Çığlık, çığlık sesim ..
Hıçkırık, hıçkırık, göz yaşlarım ..
Yenilgi, yenilgi umutlarım ..
Yitiklik, yitiklik düşlerim dağılıp, un-ufak olurlar
Odamın boşluğunda ve yalnızlığın soğukluğunda ..
Gün kararır, ay dolanır pencereme ..
Ben hala, kıvrım-büklüm sinerim odamın ay vurmayan kuytu karanlığında ..
Duvardaki çerçevemin saat sarkacı misali ..
Sarhoşluklarda, pejmürdeliklerde ..
Nafileliklerde ...
Sağa, sola sallanıp durmuşluğunda ...
Sağa, sola sallanıp durmuşluğunda ...
Ben, bir başına, odamın ve ruhumun yalnızlıklardan ayaza kesmiş 'liginde..
Ben, beni ararım, ömrümü sakladığım mukavva kutulara gömülmüşlüğümde ..
Tepe-taklakların, hayatıma egemen olup ..
Beni yutmuşluğunda ..!
Beni yutmuşluğunda ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
Altınoluk/Edremit
25/06/2015
Saat:00_28
Altınoluk/Edremit
25/06/2015
Saat:00_28
23 Haziran 2015 Salı
BENİ YUTAN HİCRANLARA TUTSAĞIM
Ben susayım, siz bakın ..
Varın,halimi anlayın ..
Yalnızlıkların girdabında..
Hüzünlerin doruklarında ..
Bir kuru oda da, bir başıma yuvarlanmak'tayım ..
Beni yutan hicranlar da tutsağım...!
Beni yutan hicranlar da tutsağım ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Altınoluk/Edremit
23/06/2015
Saat:01_35
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
ÖMRÜMÜN DEFTER-İ KEBİR-İ'Nİ, HAYAL-İ SÜKUTLARDA ÇOĞALAN , KAHIRLA ....... SESSİZLİKLE YAĞAN, SİTEMLE ..... ELEM TEBESSÜMLERİNDE KAPA...