8 Ocak 2017 Pazar


KAYBETME SANATIYLA TANIŞMAK 

Hayat ve yaşanan nice deneyimler kanıtlayıp, göstermiştir ki ...
Kaybetme sanatıyla tanışmak ...!
Öğrenilmesi, hiçte güç değildir ....
Hayatın bağrında, ömrün yaşam gel-gitlerinde ...
Kaybetmenin, kazanmanın, sevmenin, acılara katlanmanın ..
Zorluklara alışarak, ölüm acısını yenip, unutmanın ...
Sevginin, ihanetin keşfi ..
Meram eder durursan üstünde, ısrarla ve sorgulamaya koyulur san ..
Püf noktalarını, inceliklerini iyiden iyiye öğrenmeyi ...
Böyleliğinde, içtenlik ve masumiyetle verirsen kendini öğrenmeye ve bilmeye ..
Gecenin gizeminden, sabahın doğuşunu ..
Karanlığı delen şafak ışığının ...
Nurunun haşmetini öğreniverdiğini görürsün birden bire ...
Hele dinlersen tam bir teslimiyetle geceyi ...
Fark ediverir, görür, duyarsın ..
Baykuşlar öter, börtü-böcek senfonik resitallerle sunar, güzellliği ...
Keskince çığlık, çığlığa ...
Islık çalar gece ....!
En cesur, en davetkar,en şuh haliyle ...!
Türlü, türlü dürtüleri tetiklemecesine ..!
Davet eder seni ve doğayı, aşka ...
Ses ses, davet, davet, ılgıt, ılgıt içine işlemecesine ...
Dökersin ruhunu ve içindekileri cesurca ve üryanlıkla, diye ...
Girer kanına, farkındasızlıklarla gocundurmaksızın seni ..
Zerre, zerre, hücrelerine, iliklerine hatta müphem derinliklerine ...!
Düşünmeden kaybetme korkusunu ....
Acaba ve keşkeler esir almadan yaşayasın diye ..
Olanca cömertliğiyle sunar, nimetlerini ve sürprizlerini, sana ...
En alımlı edasıyla ve göz kamaştıran albenisiyle ..!
Büyülemecesine seni ..!
Bil ki;
Korkarsan hayattan, aşktan ve sırlardan ....
Bilinmeyene koşmaktan, karanlıktan, keşfetmekten, sorgulamaktan ....
Hiç mi hiç sevemezsin kainatı, hayatı, aşkı ve insanı ...
Sırtındaki hançerin acısıyla açar-kaparsan gözlerini daima, hayata .
Ve, korkulara esirliklerde prangalar paslandırır,günler eskitir ..
Ömür heba edersen ...
Hiçte geç ve zor olmayacaktır ..
Seni, için, için yeyip, tüketecek olan kaybetmenin korkusuyla ...
Kaybetme sanatıyla tanışmak ...!
Kaybetme sanatıyla tanışmak ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

05 / 01 / 2017

Saat ;20_00


YUTULAN YUTULANA ...!

Üst, üste bindirilmiş beton ve demir yığını mezar evleriyle ...
Salkım-saçak insan yığınlarıyla ..
Taşan, akan ilgisiz, duyarsız, nemelazımcılıkta ..
Körü körüne saplantılarda .....
Ya'da ....
Nafile çabalarda, şuursuzluk akıntısına kapılan rotası yitik ..
Pusulası, şakülü kayık insan müsveddesi tüketici asalak ve sülüklerle ..
Akıp giden hayat denen bu curcunada, kaotik selde ...
Yutulan, yutulana ...
Kimisi, hala insan kalmaya direnirken, çıkıyor şirazeden ...
Çoğu hayatı, bir zulüm ve angarya kümesi görüp ..
Daha baştan yenik hissediyor, kendini ...
Bazılarıysa, fark bile etmeyerek akıntıya kürek çektiklerini ..
Tozu ve hapı yutmuş bozuk bir gramafonun, kırık iğnesi gibi ..
Takılmışlıkla ..
Yutulup gidiyorlar, kendi hırıltı ve tıkırtılarında ..
Kimisi, yüreğini .....
Kimisi aklını ,
Kimileriyse, tümüyle kendini yada cılkı çıkmış ruhunu, kaybedip
Oluyor, leyli, divane, paranoya, şizofreni ...
Kimisi, çözümü inkar ve yadsımalar da arıyor ..
Bazıları saplandıkları bataklıkta debelenerek ..
Farkındasızlıklarda içiyorlar, ölümü ..
Kimisi boşalan şişelere doldurarak, kendilerini ..
Fon diplerde tükenmişliklerde
Sanıyorlar, var sayıyorlar günü gün ettiklerini ..
Hayat denen amansız ve acımasız dişliler de ..
Kurbanlık koyunluklarda, tüketiyorlar ömürlerini ....!
Çoğu hala bulamamışlığında ..
Arıyorlar kendilerini ..
Falda, tarotta, büyüde yada sanrılarda tüketip-çürüterek ömrü, hebalarda ..
Iskalıyorlar hayatı ..
Yüzüstü bırakılmalarda, sırtından bıçaklanmalar da,
İhanet ve kahpece tuzaklarda hiç uğruna gidi vererek bok yoluna ..
Ya şehit oluyorlar ya gazi sonunda ..
Kalanlarsa Niyaziliklerde avunup, savrulup, kumlarda oynayarak,
Kendilerini saran hayat keşmekeşi denen karanlık devasa ahtapotun ..
Kaos dalgalarında ..
Unutulmuşluklarda, kah kendilerine..
Kah hayata ve dünyaya,kah kalabalıklara küsüp dönerek sırtlarını ..
Yutulup, un-ufak olup gidiyorlar ..
Varla -yok arasında bir solukta ..
Ne dersen de, ne yaparsan yap ..
Dünya denen şu koca handa, zaman ırmağının çağıl,çağıl akmışlığında ..
Kimine komedi, kimine drama ve trajedi düşmüşlüğünde ....
Soyundukları rolleri icrada ..
Kendilerinin çalıp, kendilerinin oynamışlığında ..
Laf kalabalığında,insancıklar güruhun da ve hayatın cürufunda ..
Düşerek, kara toprağın bağrına ..
Ölüm denen umacıca yutuluyorlar, sonunda..
Ebedi uykulara dalmacasına ..
Dünya ve hayat yutulan, yutulana oyunun sahnelendiği ...
Devasa mı devasa bir sahne değil mi, aslında ?
Oyunun adıysa...
Yutulan, yutulana ...!
Yutulan, yutulana ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

06 / 01/ 2017

Saat ;00_10


O, KARDELEN ÖMRÜN

Vesveselerin, keşkelerin, karaltı, karanlık ...
Hasılı, korkuların kurbanı çitlembik güzelliğindeki kız çocuğu ....
Görünmezliğinde bile, seni ..
O, küçük yüreğini, gonca ömrünü ürkütmeye yeten ...
Devasa ketumluk ve kayıplık, bilinmezlik sınırları mı ?
Tutsak ediyor, seni ...
İçinde çoğalıp, seni yutan girdapları mı, aşamıyor sun ?
Çıkıp ta gelmenin önündeki ..
Bilinen, bilinmeyen, görünen, görünmeyen ..
Varsayılan tüm unsur ve tehditleri, olasılıkları ..
Kapı çevre seni esir alan o, heybetli surları mı aşamıyor sun, de bana ?
Kör ebe oyunlarında, saklandığın yerde mi, unutulup, kala kaldın ?
Dehliz ve labirentlerin küf ve güherçilelerimi, yuttu seni ?
Dahası ve en kötüsü de ....!
Kendinde mi unuttun, seni ?
Kendin mi yuttun, kendini ?
Sevgisizliğin çöllerinde ...
Oradan, oraya ağıp, savrulan kumlar mı ?
Fırtınalar mı, seraplar mı yuttu, sen biçareyi ?
Hangi eller kararttı, o doyamadığın ....
Kıyamadığım, asude ömrünü ?
Kimler, talan ve tarumar etti ?
Kim çaldı, yarınlarını, umutlarını ?
Düşlerini, yarınlarını ..
Dahası, seni senden ?
Kim zehir etti o, gonca ömrünü sana, kim ?
De bana, kim ???
Bir tutam sevginin çok görülüp,esirgenmişliğinde,
çalınmışlığındamı yutuldu ?
Sevgi nedir tatmayan,tanımayan o, kardelen ömrün ...!
O, kardelen ömrün ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

05 / 01 / 2017

Saat ; 21_56


YÜREĞİMDİR

Üşüyen ruhunsa..
Bil ki ....
Kan ağlayan, yüreğimdir....
Kan ağlayan, yüreğimdir....

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

06/01/2016


BIRAKTIN......

Sessiz,sedasız ....
Selamsız,sabahsız ....
Habersiz,veda sız ....
Çekip gittin ..
Üstüme, hüzün ...
Gönlüme, hicran yağdı
Bana yalnızlığın acısını tattırıp ..
Yüreğime, kan ağlamayı ...
Dilime, lallığı ..
Gözlerime ağlamayı ..
Kirpik uçlarıma ıslanmayı ...
Bana, içime gömülmeyi ...
Azap içip,kan kusmayı öğrettin ..
O kadar hünerli öğretmendin ki ..
Yarattığın eserle ne kadar övünsen azdır, şimdi ..
Ardın sıra ...
Bedbahtlık abidesi bir ömür eskisi ...
Dert küpü, insan müsveddesi bıraktın ...!
Dert küpü, insan müsveddesi bıraktın ...!



MUALLA SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

01/01/2017

Saat: 05_05


O, FOTOĞRAFTA ..... 

Sararmaya yüz tutmuş bu eski fotoğrafa bakınca ..
Dalar giderim, geçmiş yıllara ve anılara ..
Yaşanmışlıklardan süzülüp gelen izler taşımışlığıyla ...
Dilimde buruk bir tad yayılır ...
İçim acır, tir tir titrerim hüzünlerde savrularak ...
Eksilirim, içimde kopan fırtınalar ...
Koparır, alır götürür içimden tarif edemediğim ..
Adını koyamadığım duyguları ...
Bir fotoğrafa sinende, koku koku dünüm, şekil,şekil hayatlar ..
Uzun ve renkli öykülere bezenen ömürler görürüm ..
Hepsinde benden izler, bende onlardan zerreler olan ..
Bir fotoğraf, parmak aralarımda tıpkı ben gibi yanıp-tütüp, eksilen cigaram.
Bakarken ben o fotoğrafa,
Yanmış tütün kokusu, bakışlarım ve parmaklarımın izi siner fotoğrafa !
Önce bir çift gözle, göz, göze geliriz, avuçlarımın arasında ...!
Biraz ürkek ve çekingen, çokça heyecanlı ve meraklı ...
Ne o, kuru bir kağıt parçası, nede yaşadıklarım, sıradan haller değil ...!
Dünümden, ömrümden izler, yaşanmışlıklarımdan anılar var ..
Baktıkça fotoğrafa kopup, kopup giderim ..
Ben,ben olmaktan çıkar ..
Yeni ve tarifi zor bir kimliğe bürünürüm ..
Sanki, orta yerinden deliniverir fotoğraf ..
Geniz yakan, buram buram hüzün tüten hallerle ..
Fotoğraftaki beni çekip,çıkartmaya koyulurum ..
Derin sulara dalan inci-mercan avcıları misali ..
An gelip, nefesim kesilmecesine ..
Bir fotoğrafta geri getiremediklerim, çoğalan özlemlerim ...
Yitirdiklerim ve eksikliklerim çıkar ortaya ..
Ruhum üşür, titrer elemle dudaklarım, ıslanır kirpiklerim ...
Tek nefes bile çekmeye fırsatımın olmamışlığında, yanıp-biten ..
Cigaranın parmaklarımı yakmışlığıyla, kendime gelmişliğimle anlarım ..
Baktıkça fotoğrafa ..
Yanan sadece parmaklarım değildir ..
İçim yanar, içim ..
Tarifsiz kör sancılarda ..
Kavuşamamışlığın acısını, yitikliğin ..
Bir başımalığın ezincini, azabını ....
Ve, hiç mi hiç sönmeyen kor, kor yangınlarını yaşarım
An, o an olur ki ....
Yanaklarımdan süzülüveren göz yaşlarım ..
Yağmur olur ıslatır fotoğrafı ..
Sanki onu, ruhumu, ömrümü ve yılları yıkayıp, ağartmacasına ..
Buğulu gözlerle baktıkça ona ..
Eksiklerimle,yitenlerimle, yitmişliğimle ..
Beklentilerim ve bilinmezliklerimle, yaşanmamışlıklarımla ..
Ben çoğalırım, ben ....
O, fotoğrafta ....!
O, fotoğrafta ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

06/01/2017

Saat;10_24


SİZ.....

Ne kadar çok sizdim ...
Ama ne yazık ki ..
Hep, kimsesizdim ...
Gelin, görün ki ...
Hiç fark edip, bilmediniz ....
Siz birer hiçsiniz, yaşayan ölülersiniz ...
Yaşayan ölüler'siniz !



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

06/01/2017

Saat: 11_55


EKİ'LE EKİ'LE........

Doymak,kanmak bilmeyen aç gözlülüğünüz...
Dur durak bilmeyen üç kağıtçılık ve fırıldaklığınızla 
Eki'le, eki'le yorgun düştük ..
Acınacak hallerdeyiz ..
Bre vicdansızlar,
Acık ta,nadasa bırakın ki ...
Kendimize gelelim, bari !
Kendimize gelelim, bari !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /ALMANYA

06/01/2017

Saat:12_37


SUSKUNLUĞUN DİLİYLE ...!

An gelir, çok kelam, söz yığında boğulmak gerekmez .
Sükut ve sükun da, tevazu, edep, adap ile ...
Sessizliğin, suskunluğun diliyle, dillendirilir ....
Dünyaların ve ömürlerin derinlerinde birikip, taşan ...
İçtenlikli duygular, düşünceler, inançlar ...
Tıpkı ...
Sarkıt ve dikitler misali, bağrında doğar hayatın, zamanın ve olayların ...
Ondandır ki ....
Suskunluğun diliyle fısıldadı ruhum, dillendi yüreğim ...!
Sadece sıradan ve lafazanlığa belenen tümceler ve sözcükler yerine ..
Sevgi ve aşktan beslenen, duygular büyüttüm ..
Gönül imbiğimde demlediğim, içtenlikle ve özenle koruduğum ...
Yüreğimin rengini, ruhumun ışıltısını,içtenliğimin sıcaklığını ...
Hasılı, beni ben yapan güzellik ve değerleri taşıyan ..
Bakış, bakış, dokunuş, dokunuş gelişip, çoğalttığım ..
Farkındalıklarda serpilip büyüyen şiir güzelliğinde, bahar yeli ferahlığında.
Masumiyet ve duruluktan izlerle dolu ..
Eylemde aşk büyüttüğüm, duygu demetleri sunuyorum ..
Bazen söz yerine bir el ele tutuş ..
Derin, derin soluklarla yarin kokusunu içe çekerek mest oluş ..
Aşkı dillendirir ..
An gelir kuş sesinde dillenir, yüreğin sessiz çığlıklarının güzelliğini taşır ..
Sevgilinin, sevdiğinin gözlerinde kayboluşunda ...
Semaya ve ufka her bakışta yarin görüldüğü, seraplar da ..
Dalıp, dalıp gidilen yakamozlara bakarken ..
Buğulanan gözlerden taşıp, dökülen ...
İçtenlikli, sıcacık göz yaşlarında doğar, çoğalır, yaşar, aşk ..
Aldığım miraslardan öğrenmişliğimle ...
Ömrümü bezeyen güzelliklerin kaynağı sevgidir, aşktır ...
Aşksa meramım, yarin gönlünü fethetmekse dileğim, niyetim, çabam ..
Her şeyi ile dibine kadar aşkı yaşayıp, yaşatmışlığımda ..
Güzellikler çoğaltmaya çabalamışlığımda ...
Sessiz çığlıklar çoğaltmışlığımla ...
Suskunluğun diliyle fısıldadı ruhum, dillendi yüreğim ....!
Suskunluğun diliyle fısıldadı ruhum, dillendi yüreğim ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

06 / 01 / 2017

Saat ;14_14


EKMEĞİMİ .....

Ben tıpkı yeniden doğan güneş .....
Doğan ve yenilenen dünya misali ...
Yenilenen, doğan,çoğalan ..
Sevgi yağmurlarında ıslanıp ..
Salkım saçak güller misali renkten,renke belenenliğim ..
Yaşama sevincini iliklerimde hissedip ..
Gülüşlerimle umudumu,coşkuyu dışa vuranlığımla ..
Eskinin bağrında doğan yeniyim ..
Tıpkı, Zümrüt-ü Anka efsanesi misali ömür efsanem yeniden yazılır ..
Yeni günle birlikte ...
Kainatın, dünyanın ve hayatın ayrıntıları misali ...
Varlığımın, hayatımın, yaşadıklarımın ve mutluluğumun ayrıntıları da ..
Zaman içinde gelişim ve değişimle çıkar ortaya ..
Tıpkı dağda,ovada,vadideki otlar,çiçekler ve börtü-böcekler misali !
Hayat,acılarıyla bile beni okşar ..
Çünkü ;
Ben hayatı tümüyle ve olduğunca ..
Hatta, ölümlülükten ,hüzünden bile sevinçler dermecesine seviyorum ..
Kendi yaramı kedi-köpekler misali ...
Tımar ve yalayışlarımla iyileştirerek ...
Dağlanan yüreğime ....
Sevgiyi su !
Aşkı, merhem yaparak, tedavi etmelere çalışıyorum ..
Göz yaşlarım aktığıda oluyor elbet olmaya ..
Hayatın hengamesinde ve zaman denilen ummanda
Bense ...
Bardağın dolu tarafından bakmalara özenerek ..
Mutluluk çoğaltmalara öykünüyorum ...
Heleki beni olduğum halimle karşılayıp, seven çıktığında..
Keyften kendimden geçiyorum ..
Böylesi hallerde, değmeyin keyfime, benim ..!
Süleymanda benim, Şahta,feriştahta ..
Ekmeğimi, çöpten-çamurdan çıkarsamda ...!
Ekmeğimi, çöpten-çamurdan çıkarsamda ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

06 / 01 / 2017

Saat;16_10

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...