3 Mart 2021 Çarşamba

 


SUSKUNLUĞUMDA SAKLI, ÇARESİZLİĞİM .....!

 

Siz, insanlara has deyişle .....

'' - Tilkinin, dönüp-dolaşıp, geleceği yerin Kürkçü Dükkanı olacağı ... '' Misali .....

Bir muayenehane, sıklıkla uğramışlığın da ......

Anladığım o ki, bencileyin seninde suskunluğunda saklı, gerçeklerle, çaresizliğin ......

İşin oldukça, yolun düştükçe, geliyorsun .......

Tıpkı, benim gibi sende  derin, derin ve sessizliğin diliyle, bana bakarak .....

Gözlerimizin ve  ruhlarımızın, sessizliğin dili ve sesiyle, konuşup, anlaşmış'lığın da .....

Duvardaki hüzün saçan görselliğim de, bana şiirler okuyorsun ......!

Sen, belki de, duymadığımı sanıp, düşünerek ......

Kanımca, yanılgılar içinde ama bu halimle, haline aldırmadan doğaçlama lığın da dillendiriyor sun, duygularını, dize, dize ....

Benden başka, kimseciklerin duyup-anlamamış'lığında .......!

Sana da, bana baktıkları gibi boş gözlerle .......

<< - LAF OLA BERİ GELE HALLERİNDE . >> Bakmalarına aldırmaman da, ayrıca çok hoşuma gidiyor ve içime işlemeni, hızlandırıyor .....

Hallerimizin böyleliğin de .....

Sen neyi, nasıl sanırsan  veya düşünürsen düşün, önemli değil .......

Gel gör ki ve dahası, bil ki, tüm söylediklerini, duyuyorum, bezime, boyalarıma, çerçeveme  ....

En çokta, içime ve sana hüzünle baktığım gözlerime işlemecesine dek, hem de .......

Hem de, resimliğimde benliğime, gergef gibi nakış, nakış bezenmecesine ........!

Üstelik, paydaşlığı'mızın da, sessizliğimde ve sessizliğimizde gizlenen ......

Hemen, herkesin .....

'' - FRANSIZ KALMIŞLIĞINDA VE BUNUN KEYFİNİ ÇIKARTMIŞLIĞIMIZ DA ...! ''

Tılsımlı hallerimiz de saklı, senin de, benden aşağı kalır halin ve yanın yok, yani ........

Duyduklarımdan, anladığım kadarıyla ....!

Sende haklısın, yanıtsızlığımda duymadığını, bana işlemediğini düşünmekte ......

Ben, duvara ve odaya yayılan hüzünlü yalnızlığım ve sessizliğimde, dediklerini duymakla kalmayıp, anlıyorum da üstelik ......

İşe bak ki, kapı-duvar hallerimde, beni izlerken bilsen neler, neler dillendiriyorum, şu resimliğimde...

Bilesin ki ....

Suskunluğumda saklı, çaresizliğim .....!

SUSKUNLUĞUMDA SAKLI, ÇARESİZLİĞİM .....!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

03 / 03 / 2021 - ÇARŞAMBA

 

 

 

Saat ; 11_44

 


GÜZELLİĞİN, DESTANININ YAZILMASIDIR .........!

 

 

İnsan hayatının, unutulmazların da yerini almacasına, özel mi özel hallerin birin de .....

Tam da ........

Beklentinin gerçekleşmesinin ve umudun tükenmeye yüz tuttuğu anda, KAVUŞMAK ........,

Güzelliğin destanının, yazılmasıdır .........

GÜZELLİĞİN, DESTANININ YAZILMASIDIR .........!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

03 / 03 / 2021 - ÇARŞAMBA

 

 

 

Saat ; 14_00

 


SARILIP, SARMALANMIYOR BE GÜZELİM .....!

 

 

 

En derin yaralarla, acılar sarılır, sarmalanır diye büyüdük, büyütüldük ...

Belki o, eski masalımsı güzellikler, eski günler ve ömürler de mümkündü ve hatta böyle de  olmuş ve yaşanmıştır da ....

Zamanın, o döneminde, insanlıkta, insanlarda, hayatlar, yaşamlar ve ömürler de ....

Böylesi terbiyede, gördükleri gibi, yaşadıklarından, öyle düşünüp, demişler ve dedikleri gibi de yaşamıştır .....

Şunun, şurasında .....

Yüz, bilemedin, iki yüz yıldır yani toplumsal hayat ve tarih açısından, çok sayılmayacak kadar. zaman diliminde, o efsanevi güzelliklerle ve dostlukla, sevgiyle bunu olur kılmışlardır da ...

Gel gör ki, şimdi, devir ne o devir, hayat ne o, eski hayat ........

Hele, hele de, insanlar, adeta masaldan fırlamışlar yada destanlardan, hayata taşacak kadar özel, güzel ve dahası, sevginin değerini, vefanın önemini bilen .......

Sadık, kadirşinas ve vefakardılar, sadakat şu an ki zibilliklere düşmemiş, böylesine ayaklar altında sürünmüyor ve insanlar ........

Pespayelikte, birbiriyle yarışmayan cevherleri nadide, karakterleri müstesnaydı .....!

Şimdi, insanlığın hiçiyle, piçi, dünyanın çivisi, hayat ve ömürlerle, insanlar böylesine zıvanadan çıkarak, dünyanın çivisini ve cılkını çıkartmamışlardı, demek ki henüz .....!

Bir istisna dışında, hemen her şeyin heleki de  paylaşarak sevginin çoğalıp, acının azaldığı imrendirici ve özlemle yad edilecek niteliklerle, kendilerini yeniliyordu ...

Şimdilerde, utancın diz boyunu , nefretin, sevgisizlikle beslenen ihanetin, bu denli semrilmemişliğinde, sarıp-sarmalıyorlardı ......

Hem yaralarını, hem beden ve ömürlerini, hem de, yaşamlarıyla, yüreklerini ......

O, Kaf dağının ardında batan, son güneşle, yerle yeksan olup, yutuldu, izi kalmamacasına o güzel ömürlü insanlar göç ettiler .........

Ellerini, dillerini, dahası yürekleriyle, vicdanlarını, onlara ses olan dillerini, bu günkü kadar  kötülüğe ve zibidiliğe, batırmamışlar, çöplüklere düşürmemişler, asaletlerini toptan yitirmemişlerdi, demek ki, anlaşılan ......

Şimdilerde, yaralı parmağa işemeyen, bencillik ve kibirle, nefretin zehirli sarmaşığında, tutsak halde o  öldürücü havayı solumak zorunda kalarak, zehirlenmemişlerdi .......

Gün, bu gün oldu, bırak atmosferdeki kara delikleri .....

İnsan geçinen, çoğu hilkat garibesi, soysuzluk bayraktarı, kendileri kara deliklerden de beter, tehdit ve tehlike saçarak .......

Fark etmeden yada farkındalıkla ve kasıtla, hatta bilinçle ve sırf kendi hükümranlıkları sürsün diye, insanlığı karartmamıştı ......

Sana, özlemden, pişmanlıktan ve keşkelerden çok, güzellik, sevgi ve mutluluk, huzur ve en kötüsü kirletilip talan edilmemişliklerde el değmemiş, örselenmemiş umut bırakamadık ...

Bunun utancı yeter de, artar, kendini bilene .......!

Ondandır demem, bu utançtan payını alan biri ve kimbilir utanca ve yüz karalıklarına katkısı da olan biri olarak, sana ....

Azabı, çileyi, kötümserlikle,karamsarlıkları, en önemlisi de ....

RİYAYI, çiçek diye tanıttığımız günümüzde ........

O günkü insanın ve insanlığın MİTOLOJİK EFSANEVİ ALTIN ÇAĞIN ....

HORLUKLA, HOYRATLIKLA, HÖDÜKLÜK LE ve aç gözlülükle tüketenlerden olarak, demeliyim ki, içtenlikli dürüstlükle .......

Günümüzün, CİNNET ÇAĞI olup-çıkmışlığında ve ne menem herzeyse, İNSANLIĞIN İFLAS ETMİŞLİĞİN DE .....!

Yürekler, ömürler, yaralar ve bedenlerle, hayatlar  .....

Artık o efsanevi antik çağ güzelliğinin, sadece anısını dillendirir hallere, düşmüşlüğünde ....

BİRİLERİNİN DEĞİRMENİNE, SU TAŞIMA HÖDÜKLÜĞÜNE UZANAN BU KARA, KARANLIK , KORKU KRALLIKLARI DÜZENİYLE, BİNA EDİLEN .....

BUNALIM VE CİNNET ÇAĞI, TOPLU SOY KIRIMLARA, TALANLARA, KATLİAMLARA ÇANAK TUTMUŞLUĞUNDA ......

KIRILASI, KANLI VE KİRLİ EMELLERİ ELLERİYLE, DÜNÜ ARAR HALDE İNSANLAR VE BUNALIMLAR VAR EDİP ...

BUNUNLADA SINIRLI KALMAYARAK, YETİNMEYEREK ......

TOPLUMA YIKARAK, KÜLFETİ GARİP-GURABAYA, ACIYI REVA GÖRÜP, NİMETİ AĞA BABALARIYLA, KENDİLERİNE İÇ EDEREK, HIRSIZLIĞI MEŞRULAŞTIRMIŞ'LIĞIN DA .....!

ÇALAN, ÇALANA VE EZİLEN, EZİLENE OLMACASINA .....

SAFLARIN, DERİN UÇURUMLARLA AYRILMIŞLIĞIN DA .....

Düşlerimizi süsleyip, yüreklerimizi ısıtarak, çiçekler açtırmacasına mucizevi halleri, yaşamı piç ve hiç etmişliğin de ...

Ne hazin ve ne acı ki ...

Dahası, içler acısı hallerde.....

İnsan ve insanlığın sevgiyi çoğaltamadığı gibi, sermayeye araç olarak, istismarda SINIR TANIMAYARAK, kullanarak kirletmişliğinde .......

Yüreklerde dokunmacasına, sevgide sarılıp,sarmalanmıyor .......

Yoksa oda, kayıp kıta ANTARTİKAYLA, BUZULLARIN ALTINA MI GÖMÜLDÜ, ACABA ?Dedirtmecesine ......

Artık, dünkü insanın, insanlığın, bu gün, sadece masalımsı, efsanemsi isimleri, tılsımlı öyküleri kalmışlığında .......

NESİLLER GİTTİKÇE; DAHA MUTSUZ ......!

Yürekler öksüz, yetim ve mahzun olmacasına ....

Unutulmuşluğun da, sarıp-sarmalamaların ...

Anlaşılan o,meşhur ve bir o kadar da muammalı, meçhul Fİ TARİHİNDE öleli, son insanlık timsali, sevgi sembolü, Ece ile Yiğit .......

Utanç ve utançtan da çok, acı vermecesine .....

Sarılıp, sarmalanmıyor, be güzelim .......

SARILIP, SARMALANMIYOR ....

BE GÜZELİM .....

SARILIP, SARMALANMIYOR .......

SARILIP, SARMALANMIYOR, BE GÜZELİM .....!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ - İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

03 / 03 / 2021 - ÇARŞAMBA

 

 

 

 

Saat ; 03_00

2 Mart 2021 Salı

 


GELECEĞE DAMGAYI ......

 

BU AMANSIZ YARIŞIN VE SAVAŞIN, GALİBİ VURACAK ....!

 

 

 

Hayatlarına, ömürlerine, canlarına kast edilerek kıyılmış, kanlarına girilmiş, her yaştan gençliklerini ....

Ölümsüzlüğe adanmış cansız bedenlerini, ölüm sessizliğine bürünmüş yüreklerini ......

Onlara kucak açıp, sinesine saran toprağa götürüyorlar .....

'' - ONUR ABİDESİ, İNANÇ VE ADANMIŞLIK TİMSALİ ÖMÜRLERİNİ . '' - ÖZGÜRLÜĞE VE İNSANLIĞA ADAYIP,İDEALLERİ OLAN, DAHA İNSANİ VE YAŞANILASI, ÖZGÜR DÜZEN VE DÜNYA UĞRUNA HASREDİLEN BEDENLERİNİ SARACAK TOPRAĞIN SİNESİNE, SERE-SERPE UZANMIŞ LIĞIN DA .....,

LAL DİLLERİNİ, TOPRAK ANA ÇÖZECEK, ZAMANIN VE KENDİNİN MARİFETİYLE .....! ''

Gün gelip, toprağa  karışınca bedenleri, karanfiller, kardelenler ve gelincikler olup, açmacasına, suskunluğa gömüldüler ....

Katliamın emrini veren belli, tetikçiler aşikar, korkuya yenilerek tırsanlar, tüyenler ve sütre gerisinde saklanan, kan içici vahşi eblehlerin, utanç yaftalı bedenleri ve kimlikleri ayan- bayan belli ...

Gelin, görün ki, ortalık fırtına öncesi görülen, o, derin sessizliğe gömülü hallerde, hazır ol’ da ve amade  de, tetik duruyor ......

Gündüzünü geceye, geceyi, şafağa taşımacasına, azılı katiller sürüsü, sanıyorlar ki, el-ayak çekilince  görülüp, tanınıp, bilinmiyorlar, dahası, bulunamayacaklar .....!

İn-cin top oynar görünse de, pusu, ihanet ve kalleşçe öldürmeye yeminli it sürüleri, pusuda bekliyorlar, hayata, insana yeminli düşmanlıkları ve kana susamışlıklarıyla ......

Karanlığın ve ihanetin zulasında, sinsice beklemedeler, kıyacakları, her yaştan genç canları.

Böyle geceye, yuh ve lanetler olsun ki, kusmadan besliyor, sinesindeki, ihanet şebekesinin,

katil tetikçilerini .....!

İhanet, her çağda var ve varda olacak, gelecekte de ......

Çünkü, insan geçinen, insancık garabet sürüsü, ölümden, kandan, candan ama en çokta, ihanet, ihanetten ve hainlikten besleniyor ...

Eller tetikte, korku yüreklerinde tir, tir titreyerek, ihanet ve ölüm kusuyorlar, utancından ve kahrından, karaya kesen, gecede ......i

Utancından ve kahrından, karaya kesen, puşt zulasına  ihanete, hainliğe sıtır olan gece ...!

İn-cin top oynarken, hain pusularda, puşt zulalarında, sinilen sütre gerilerinde, kol geziyor,

ölümle, ihanet .....!

Kol geziyor, ölümle , ihanet

Ölüm kusuyor, ölüm, sevgiye ve hayata, insana, insanlığa, azılı düşman, güruh ....

At başı yarışıyor gecede, onurla, onursuzluk, geleceğe damgayı, bu amansız yarışın ve savaşın, galibi vuracak, galibi  .....!

Geleceğe damgayı, bu amansız yarışın ve savaşın galibi, vuracak .....! 

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

28 / 02 / 2021 - PAZAR

 

 

 

 

Saat ; 23_46

 


SEMAN BENİM, IŞIL, IŞIL KANDİLLERİ, YILDIZLARI, SEN ......!

 

 

 

Gecenin lacivert atlasına serpilen, semanın kandillerine bakarken, yaşadığım ruh hallerinde ......

Bakıyorum, gözlerine, kendimden geçmecesine, dalıp, dalıp gitmecesine ...

Öyle bir an oluyor ki, göz bebeklerin, o albeni sağanağı, yıldızlar misali, çoğalıyor, çoğalıyor !

Zerreciklere bölünmecesine, gözlerindeki her bir yıldız da, kopuyorum adeta dünyadan ve kendimden ..

Göz bebeklerinden fışkıran, ışıltılı bakışların, yıldızımsı parıltıların içinde, geçiyorum ben, benden .....!

İşte o an, anlıyor, fark ediyorum, kafama dank ediyor, niye sana erişemeyişim .....!

Çünkü, uzak alemlerin ve  kapanmaz aralıkların, coğrafyaların, taraflarıyız ....

Göz bebeklerim deki hazzı ve senleliği yitirmemek için, değil gözlerimi kapatmak, göz kırpmalara bile, korkuyorum ......

Düş gibi güzel ve düş gibi erişilmezliğinde, içimde çoğalan yıldızlar küme'sisin, sen ......

Birde çok, çokta, sayılamayacak kadar fazla ve hesaplanamayacak kadar ırağız, birbirimize, vesselam ..

Seni yitirme korkusuyla, gözlerimi kırpmaktan imtina edecek kadar bendeliğinle ve sendeliğimle çoğalıyorum .....

Senin ışıltınla dolu parıltılar saçan, her bir yıldızda, bana benden de yakınlığınla, çoğalıyorsun, yıldız, yıldız, gönül semamın derinliklerinde ......

Buysa sevda, sevdalıyım sana .....

Arzdan, arşa uzanıp, yıldız, yıldız çoğalmacasına, gözlerime ve içime dolmuşluğun la ....

Gözlerime ve içime dolmuşluğun la, seman benim, ışıl, ışıl kandilleri, yıldızları, sen ......!

Seman benim, ışıl, ışıl kandilleri, yıldızları, sen .....!

 

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

28 / 02 / 2021- PAZAR

 

 

 

Saat ; 21_21

1 Mart 2021 Pazartesi

 


SU AKAR, YATAĞINI BULUR ........!

 

 

 

Zor mu,  zordur, kırılıp, dökülenlerden, arta kalan zerrelerden insan olmaya çalışarak, inanç ve içtenlikle, hayata tutunma savaşı vermek ....

Sevilip, özenilse de, insanın natarasın da ki öz ve algıdan hareketle her yönü ile düşünülüp, değerlendirilerek, dillendirilmişliği nedeniyle ...

Yaşanacak badirede,  olası bir incinme, kırılma ve yarattığı yada yaratacağı etkiler .......

Sarılmamışlığında çoğalan ve derinleşen yaralar .....

Sonuç itibariyle, olaylar öncesindeki,  ilk halindeki albeni ve büyü, elde olmaksızın zarar görüp, deformasyona uğramışlığın da ....

Ne kadar istersen, iste yada gayret edersen, et .....

Eski canlı, güçlü ilişki yaralanıp, zedelenmişliğin de, iyi olması adına, ne yapılırsa, yapılsın, eski halini ve el değmemişliğin güzelliğini, asla elde edememişliğinde...

Geriye dönmenin  ve sorunu giderip, tamire çalışmanında istenen sonucu elde etmenin,

 mümkün olmamış lığın da, gideni aratır hallerde ve marazalıdır .....

Sadece bedenen ve madden değil, ondanda önemlisi ve önceliklisi ....

Ruhsal ve duygusal yapı, karakteristik durum, asla ilkin ki sıcaklığa erişememişliği ile yüz,

yüze kalmalarla yada hayal kırıklığına  sebep olabilir ....

O nedenledir ki ....

Zor mu,  zordur, kırılıp, dökülenlerden, arta kalan zerrelerden insan olmaya çalışarak, inanç ve içtenlikle hayata tutunma savaşı vermek ....

'' - Eskiye rağbet olsa, bit pazarına, nur yağardı ...! ''

Sözünü ve düşüncesini doğrulamakla sınırlı kalmaksızın ....

Adeta, bu yada benzeri hallere karşı ilaç gibi gelse bile ...

Yine de, insan evladının içinde ukte kalır, ukte  ......

Güven yerini, güvensizliğe, soğukluğa ve hatta içtenliksizliğe bırakınca .......

Yani cam yada kırılan yumurtalar misali, tamirin mümkün olamamışlığın da, ruhunda yara, beyninde ve belleğinde çentik, yahutta, istenilen gibi iyi olamamışlığın da derin mi, derin iz bırakır, iz ...

Onun için, zaman varken veya olaya sebep olmadan önceki durumunda kalması için sarf edilen, gayret ve çabanın para etmemişliğinde ...

Derin mi derin yaraların açılmaması olası iken ...

'' - Ne tas düşsün, ne çan çıldırasın, nede, hamam çınlasın ...! ''

Denilmesinin özünde, herhangi bir aksilik ve kırıp-dökme olmasın .....

Dahası, karşılıklı güven, iyi niyet, öz veri ve anlayışla ....

Eşyanın tabiatına uygun olarak, hayat normal akışında sürsün, demenin öteki adı ve yüzüdür  .......

Gereğinin yapılıp, vicdani ve insani sorumluluk ve yükümlülükleri yerine getirdikten sonrası, istek ve iradeyle sınırlanamamacasına, hayatın akışına bağlıdır ......

Bu durumda da şu altın kural geçerlidir ......

Gereğini yap, ötesini hayata ve zamana bırak ....

Buda, demek oluyor ki ....

'' Su akar, yatağını bulur ....!

Su akar, yatağını bulur ......!  ''

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

01 / 03 / 2021 - PAZARTESİ 

 

 

 

Saat ; 09_09

OLSA BÖYLE BİR OLANAK ....  BİZDE, MUTLU MESUTLARIN MENKIBESİNİ YAZSAK ..... Olsa böylesi bir olanak ile  şansımız, ortamımız ve gönüllerimi...