10 Haziran 2021 Perşembe

 BİZZAT ....

KENDİNE DÜŞMANLIĞINDA .....!
Hayata, at gözlüğüyle bakan yığınların sürüye dönen kalabalıklarında .....
Değerler, kadir- kıymet bilmezlikler de istismar ve çarçur edildikçe, kapanın elinde kalan maldan farksız hale gelir ....
Değerini bilmeyen yada değer derdi olmayan MAL BULMUŞ MAĞRİBİLERİN, türedi zenginlerin ve asaletle, karakterden yana yoksullaşarak, her şeyi para gören görgüsüzlerin atlası olup, çıkar ......
Böylesi hallerle, bireysel, toplumsal çöküşlerde, dibe vurmalar da, çürüme, erozyon, soysuzlaşma ve benzerlerle, benzetilenler yığını her yanda adeta kum dağları olup, çıkmacasına hızlanır, çoğalır....
İlişkiler inceldiği yerden kopmacasına zayıf ve ,kokuşmaya açık hatta bu türbülansı hızlandırarak ....
Adeta ihalelerdeki istismarlı al-verlerden medet umanların, ayak üstü şark pazarlıklarına heba ve kurban edilen ata yadigarı enginliklerin ...
'' - Hazıra, dağ dayanmaz ....! '' Sözünün geçer akçeliğini ve doğruluğunu tescilleyen günlük al verlerde, hay-huylar da, el değiştiren ve para etmeyen, kıymet kaybeden ve heba olan zenginin el kirine, fakirin çenesini yoran servete döner ....
Bu çılgınlığın kasıtlı pompalanmış'lığında, bunu kar sayan köylü kurnazlarıyla, kurnazlıkların boy ölçüşmelerin de, kepenk indirip, iflas eden firma muamelesi reva görülmüşlük de .....
Sadece bedenler, cepler, keseler değil ömürlerle, karakterlerde yoksullaşıp, yoksunlaştıkça ....
Hamama girecek çıplakların sayısı tavan yapar, buda kapkaççılarla, fırsatçılara ve yağmacılara yarar ve sermayeden başka değeri olmaz ....
Ömürler, değerler, vicdanlar sudan da ucuzluğun boz bulanıklığında YAĞMA HASAN'IN mallarından ve birikiminden farksız ve değersiz olur .....
Hayatlar, kutsallar, özünü yitirip, çamurlaşıp, karaktersizleşen bedenler ve ilişkiler ....
İşportayı da geçip, bit pazarına düştükçe ...
Bundan ruhlarda, duygularda, düşün sistematiside payını almışlık da hızla tüketilip, yerlerde sürünmelere kurban ve takas argümanı olup-çıkarlar .....
Her şeyin, başka bir şeyi'de hızla bozup, değersizleştirmişliğinde ...
Çürük üzümün hasarıyla, zararından da çok hasar ve ziyan,zarar yaratıp, çarçur olmanın hızlanmış'lığın da ....
Ruhlar ......
Yediemin depolarındaki sahipsiz, el konulmuş, ait'sizliği sırıtan ve yeni çürümelere, sebep olup, küfe, pasa ve çürümeye terk edilmişlikler de hem para etmeyen, hem de, itibar edilmeyen, ıskarta mallara ......
Güve yeniği olup çıkan .....
Eski, parlak günlerini ve itibarlı hallerini arayıp, özleyen
PAHALI KÜRKLERLE, İPEK ATLAS eskilerinin soluksuz kaldığı küf kokulu karanlıklarda ....
Ahları gideli nice olup, vahlarından da eser kalmayan ve bağrında fuzuli yer işgal eden kiralık, vestiyerlik emanet ömürler arastası ve CURCUNACILAR BEDESTENİ olup, çıkar .....
Ömürler ve hayatlarda içinde olmacasına geriye kalanların cümlesi ...
TENEŞİRİN BİLE PAKLAYAMADIĞI, DEFOLULUĞUDA AŞIP, DAMGALI EŞEĞE DÖNÜP ÇIKAN, ÖMÜRLERLE HAYATLARI'da pakla sa, pakla sa ...
Ya CEHENNEM ATEŞİNDEN DE HARLI ALEVLERLE,
ASİT KAZANI PAKLAR ....
ASİT KAZANI PAKLAR ....
Bunu var edenin de, kurbanın ve mağdurun, telef ve kurban olanında, sözüm ona, insan olup-çıkmışlığın da
SÖZÜM ONA .....
İNSAN OLUP, ÇIKMIŞLIĞIN DA .....
İNSAN DENEN HİLKAT GARİBESİ YARATIKTA NE MENEM HALT VE İNSANMIŞ BE, dedirtecek kadar yaban'lığın da, bırakın, eli-alemi ....
Bizzat, kendine düşmanlığında .....
Bizzat, KENDİNE DÜŞMANLIĞINDA .....
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
10 / 06 / 2021 - Perşembe
Saat ; 01_10

8 Haziran 2021 Salı


 YOKLUĞUNU, EKSİKLİĞİM DE, EKSİL'MİŞLİĞİM DE, YİTİK'LİĞİM DE, ANLARIM .....


YİTİK'LİĞİM DE, ANLARIM .................



Yokluğunu, eksikliğim de, eksilmişliğim de, yitikliğimde anlarım ......

Hemen ele verir kendini, öksüzlüğüm, bükük boynum ......

Sümsüğüm düşer, gözlerimin, feri söner .......

Gittiğinde, yokluğunda ...

Değil sadece, koyduğumu, koyduğum yerde bulamamak illetim in, depreşip, yinelenmesi ..

Kendimi, kendimde bulamamanın tarifsiz huzursuzluğunda, dolaşır, dururum .....!

Niye ve neyin için dolaştığımı bilememenin, unutmuş'luğun depressifliğin de ...

Sadece , önüme çıkan herkes ve her şeyle değil ......

En başta ve en çokta, kendimle dalaşırım, olmadı kavgaya tutuşur um, bayağı, bayağı ...

Sesimin ayyuka çıkmasıyla,, alt- ve üst kat komşularım tavanı, yan komşum sa, duvarı dövmeye başlar ..

İşte o an, iyiden, iyiye emin olarak anlarım ki ........

Eksiğim, eksildikçe yitenim .....!

Yittikçe, yokluğun, daha da bir koymaya başlar .....!

İşte o, an kafama dank etmekle kalmaz, ruhumun ve duygularımın şalterleri de atar ...

Sinirlerimin, kısa devrede yanmasıyla, kala kalırım dımdızlak, sadece şirazeden değil, insanlıktan da, çıkarım .....!

Eksilen insanlığım, artan utancım, çoğalan panik ve hezeyanlı saldırganlıklarımdan  anlarım ki ....

Yoksun ....

Hemen her halim, hele, hele de..

Öksüzlüğüm, bükük boynum,  ele verir, kendini .......

Yokluğunu, eksikliğim de, eksilmiş'liğim de, yitik'liğim de anlarım ......

YOKLUĞUNU, EKSİKLİĞİM DE, EKSİLMİŞ LİĞİMDE, YİTİK'LİĞİM DE, ANLARIM .....

YİTİK'LİĞİM DE, ANLARIM .................




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




08 / 06 / 2021 - Salı 




Saat ; 03_10


 

YILLAR ESKİSİ, ÖMÜRLER ARTIĞI, ZAMANLAR VURGUNU, EMEKTAR MASA .......

 

ZAMANLAR VURGUNU, EMEKTAR MASA .....!

 

 

Bedenine, nice insan elinin dokunup, orasına, burasına uzanarak onunla ...

Kedinin, fareyle oynadığı gibi, oynamalarla, bir yandan muhabbet adına içlerini dökerken ...

Öte yandan, özensiz ve savruk halleriyle ....

Kahveyi, masayla ortak içen müşteri profillerinin silüetlerinin kirli, çiziklerle dolu mat-kara hale bürünmüş bedenine de .....

Sakarlıkla şeker, kahve yada benzeri ürünler dökerek, şu anda olduğu gibi ...

Kahve dökülmüşlüğün de, adeta kendisiyle beraber içmişlikler de, günler ve  ömür tüketen, masa ....

Sanki gördüğü filmi, tekrar izliyormuşçasına, bu güne de kahve lekesi ve şeker zerreleriyle başlayan ....

Yıllarını verdiği bu kafeye, masa olma bahtsızlığında, nice ömürlerin tükenişini ......

Kendince, sessizce izler ve  adeta sessiz tanıklıkla, belleğine kaydederken, kendi ömrünün de bu güneşe hasret, gühercile bina eskisinde tüketmişliğin de ..

Zamana, hayata, yıllara, olaylarla, yaşanmışlıklara tanık olan .....

Yorgun mu, yorgun, dahası, gülmeleri özleyen, masa .......!

Hıçkırarak ağlayan kadının göz yaşlarıyla, hıçkırık ve burun çekme seslerini yutarken ....

İnandırıcılıktan uzak sakinlikle, olan bitenleri ve dolup-boşalan kahvenin, kaderdaşı diğer masalarıyla ...

Öbek, öbek sinekler gibi konup, kalkan ve renkleriyle, davranışları, farklı sesleri, tavırlarıyla değişen müşterilerin, sırdaşlığını yapmaktan, yorgun düşerek ...

Bıkıp,usandığı, gına gelen bu hallerden, bir an önce kurtulmanın, ince hesapları içinde ...

Sonunu getirecek, hamleyi yapacak insan bedeniyle, ömrünü bekliyordu, masa lığın da haddini bilerek, en usturuplu halleriyle ......

Tıpkı, kara sevdalık tan, aklını zayi eden, gariban divanenin .....

Neyi, niye beklediğini bilmeden, orada öylece durmuşluğun da ki, hüzünlü halleriyle ...

'' - Hüzün bir masaya yakışsa, yakışsa, ancak bu kadar yakışırdı ...! ''

Diye, gıcırtılarla, için, için söylenmecesine, dillenen, üstüne dökülenlere aldırmadan ...

Hatta, onları yok saymacasına yada, onlara nispet yaparcasına, içini döküyordu, içini, kendince, sessizliğin sesiyle, aheste,  aheste ....!

Yıllar eskisi, ömürler artığı, zamanlar vurgunu, emektar masa ......

YILLAR ESKİSİ, ÖMÜRLER ARTIĞI, ZAMANLAR VURGUNU, EMEKTAR MASA .......

ZAMANLAR VURGUNU, EMEKTAR MASA .....!   

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

07 / 06 / 2021 - Pazartesi

 

 

 

Saat ; 23_46

7 Haziran 2021 Pazartesi


Kadın, emsalsiz yalın halinde, hiçbir şey yapmasına gerek olmaksızın, suya düşen ay ışığı güzelliğinde göz kamaştırırken, sadece fiziki güzelliğiyle değil, parıltılı zekasıyla hayatımıza ışık ve değer katar ...,,,,

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ


 

Kadın, emsalsiz yalın halinde, hiçbir şey yapmasına gerek olmaksızın, suya düşen ay ışığı güzelliğinde göz kamaştırırken, sadece fiziki güzelliğiyle değil, parıltılı zekasıyla hayatımıza ışık ve değer katar ...,,,,

 

Böylesi bir zenginlik ve cevhere sahipken, kıymetini bilmeyenlerin neleri kaçırıp, hayatı, huzuru, mutluluğu nasıl ıskaladıklarını, onlara en iyi dersi veren ..

Öğretmenlerin en bilgesi ve hiç görünmemişliğin de hep yan, yana, iç, içe olduğumuz hayattır ......!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

 


 SİDİK  KOKULU, GECENİN KOYNUNA .....!



En az kent , hatta, gece kadar yorgun, kedere kesecek, eleme belenecek kadar, mutsuzluğa davetiye çıkaranım .....

Adsız korkularla, karaltıların, sanrıların, sarmaş dolaş'lığın da ......... 

Yakamozların, ışıkla, renklerin ve gölgelerin kokteylinde  ....

Bunca çileli ömür ve sinameki'lik de, sanki kaybettiğim tek şey, oymuş gibi ....

Kafayı bulmaya, çalışıyorum ......

Ötesi- berisi bir yana.....

Sanki, adsız alkolik'liğim, alnımın çatında yazıyor muş' ca sına, şuracığa yıkıldım, yıkılalı .....

Tek  sipariş verip, soda söylemediğim halde, dur duraksız, soda, ardına,soda geliyor, 

Yani anlayacağınız, söz, ağız ve el birliği yapmış sanki, görünmezliğinde birileri ....

Kararlılar, beni gönlümce sarhoş etmemeye ......!

Var varası soda da olsa içtiğimin ......

Ben içtikçe, gece küfelik oluyor ....... 

Kadehler zil-zurna, şişelerin içi-dışına çıkmışlığa mahkum halde, sallanmalara koyuluyorlar ...

O ara, hangi akla hizmetse, yada hangi dürtüyle tetiklenmiş sem ....

Olta atıyorum, içim kadar, kara, denize .....

Çıka, çıka parmağındaki tek taşın göz alıcı ışıltılarıyla gele, gele, kesik kadın eli geliyor ....

Boğazıma düğümleniyor, yenice yemeye koyulduğum, KADIN BUDU KÖFTELER ......

Belli ki, en az dört gündür, buz dolabı köşesi beklemiş de olsa, yediriyor meret kendini .....!

Bir ses çalınıyor o, ara kulağıma, fısıltıyla, aşk cilvesi arasında, buğulu ve isterik tonda .....

'' - Kederini bırak ta git .....! ''

Kan tepeme fırlıyor, işte o, an, kopuyor kafa kayışım, tam da, inceldiği yerden ...

Haykırıyorum geceye, ağız dolusu, narayla ....

'' - Nasıl olur da istersiniz bunu benden, hangi cesaretle yada hangi akla hizmetle ?

Onlar bensiz yapsa da, ben, onlarsız yapamam ......

Kederimi alacağınıza, kıçımda ki donu alın, ondan daha iyi ...

Don sizin, kederler benim olsun ......

Don sizin, kederler benim olsun, diye ...

Son söylediğim sözcüklerle, geceden taşan sesler, kulağımda dans ederken ...... 

Meret, yine şişede durduğu gibi durmayıp, yapıyor, yapacağını .....!

Zom olup, küfelik de, '' -  Tok kefaller gibi .... ! '' Sızıyorum, öylece, oracıkta ......

Sidik kokulu, gecenin koynuna .......!

Sidik kokulu, gecenin koynuna ........!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




06 / 06 / 2021 - Pazar 




Saat ; 23_28


 ŞİİR

Vurdukça dalgası,estikçe yeli..

Karşı kıyılardan  ılgıt, ılgıt , dize, dize, sarıyordu beni, şiir..

Sarıyordu beni, şiir..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

İmmenstaad/Almanya 

07/06/2021-Pazartesi

Saat;08_50

6 Haziran 2021 Pazar

DÜN GECE.......


Sararmış bilet eskilerini topladım .....

Hepsinin, fısıltılarında çoğalan o, soru çıkmamacasına sindi kulağıma ....

'' - Sıkıp ta, suyumuzu mu içeceksin, yoksa, turşumuzu mu, kuracaksın ? ''

Dedi ayrı,ayrı her biri .....

Yutkundum .....

Kocaman suskunluk çoğaltmacasına ....

Onlar, hayatı ıskaladığımın kanıtı, resmi ve vesikasıydı .....

Ondandır, kesişmedi gitti yolum mutlulukla ....

O, bana yabancı, ben ona el ....

Hep kala kaldık, ayrı zamanlarda ....

Ne o geldi, nede ben gittim, ona .....

Ondandır, sorma bana, mutluluğa dair sorular ....

Bilip, tatmadım ki, ne deyip, nasıl anlatayım .....

Nihayetinde ben, ertelenmişlik de telef ömrün bekçisiyim ....

Gel, sorularını ya çalıştığım yerden, yada iliklerime dek ezbere bildiğim yerden sor ...

Anlatayım sana, ömrümün kuytusunda'kileri ....

Anlatayım sana, ömrümün kuytusunda'kileri .....!

Dün gece ......


Her biri, hayatı ıskalayışımın kanıtı, resmi ve vesikası ......!


Sararmış bilet eskilerini topladım .....

Dün gece .......


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad/ Almanya 

06/06/2021-Pazar

Saat; 21_21


 HER ZAMAN Kİ GİBİ..

Gitme, kal demelerin nafileliğinde, yürürken, ardına bakmadan ......

Attığın her adımda, yüreğime basıp, acıttığını, bir ben, birde, yüreğim hissetti ....!

Acılara aşinalığıyla, çekti sineye .....

Her zamanki gibi .....

Her zamanki gibi .......


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 

Immenstaad/ Almanya 

06/06/2021 -Pazar

Saat ; 20_00


 TAVAN YAPAN, KADIN DÜŞMANLIĞI ....


'' - VARIN, ÖTESİNİ SİZ DÜŞÜNÜN ..... ''


ADINI, SİZ KOYUN, SİZ .......!


Çağın, Antik çağ olduğu, sözüm ona insanlığın ilk evrelerinin, kuşaklarının, timsalleri sayılanların .....

Bu günün temeli, o gün bile ......

Adeta, yeminlilikle ...

İnat ve ısrarla, kadın ve kadına düşmanlığı, peşin hükümlülükle, ön yargıyla ....

Dahası, saplantıyla, kendine yaşam tarzı, karakteristik davranış ve eylem biçimi yapıp, çıkan hödüklerin, ilk temsilcileri ve ataların ca ...

Bu günkünden geri kalmayacak ürkütücülükle, kin ve nefret kusmayı sürdürmüşlüklerinde ......

Kendilerinin var oluş kaynağı olan, salt sözcük anlam ve bağlamında ...

<< Tırnak içinde >> İnsan, diye betimlen'mişliklerin den dolayı, zorunlulukta ve zorunlulukla hemcinsleri olan, onur timsali kadınlara ..

Değil, sadece yok sayıp, yadsımayı ......... 

Buldukları, ilk fırsatta, katletmeye yeminli .....

Kanlı- bıçaklı, nefret ve bağnazlıkla donanımlı, gemi azıya almış halde

gözü dönmüşlükle ......

Kindarlıkla besleyip, büyüttükleri düşmanlıklarını kusup, zorbalıklarını dayatmışlıklarda ..

Bu yaklaşımlarının temeli, esin kaynağı olan, iflah olmaz illetlikleriyle ..

Fütursuzca ....

Yaratılışları, naturaları itibariyle, dişil, kadın ....

Özünde, gerçekliğinde ise, << - Karşı cinsten de olsa, insan nitelikleri temelinde ele alındığında >>

İNSANA DÜŞMANLIKLARINI sergilemekten geri durmayan bu garabet ve gudubet timsali yaratıklık'larını ....

Hemen, her fırsatta teşhirden asla ama asla vazgeçmemiş ....

Dahası, geri durmamışlardır .....!

İnsan gibi davranmak ve makul olanı yapma yerine, tam aksine ....

Genelde, insana, özelde de kadına, dişile ve dahası kendi dışındaki hemen herkese, her şeye düşmanlıkta bilemişlerdir, ömür tırpanlarını .

Kin membağ ı olup-çıkan, sığ, karanlık ve zehir, nefret üretip, saçan duygu ve ruh dünyalarını, hayatlarını, sevgisizliğin ve nefretin karanlığında kundaklayıp, büyütmüşlerdir ......!

Onlar ki ..........

<< - ÇELİĞE SU VERİRKEN.>>Dahi, KADIN DÜŞMANLIĞI zırhını kuşanan .

Sözüm ona .....

'' - Yaparken, yıkıp, mahvetmeyi sürdüren ......

Kendilerini yadsıma pahasına, SEFİLLİKTE İNAT ve ISRAR EDEN HİLKAT GARİBESİ GÜRUHLUKLARIYLA ....

<< - KORKUNUN VE KARANLIĞIN İLLETLİ YEMİNLİ ORDULARI ...! >>

Koyunda beslenen yılanlıklarıyla, ihanetin daniskasını, dik alasını sergileyen hainler olmuşlardır ......!  

Böylesi İBLİSLERE GÖRE ....

İnsanlığın, bilinen ilk soyundan, neslinden beri, günümüze dek uzanan ... 

Emareleri ve illetli halleriyle, kendilerini ele veren ve oldum, olası bağnazca ve tehditkarca tavırlarını sürdüren bu Embriyon özürlü Dinazor kalıntısı güruhun ....

Sabık ve sadık takipçileriyle, illetli nesilleri olan ......

Karanlığın kölesi ve maşası, marazalı ve karamsarlık müptelası kimilerine ve birilerine göre ......

Ağa babaları ve akıldaneleri kesilen Attikalı Periklese atfedilen sözde, ete-kemiğe bürünerek ortaya atılan ipsiz-sapsız ve dizginlenemez ...

Kin, nefret, düşmanlık ve aşağılama, özündeyse ....

Alev, alev, buram, buram korkunun, nefretin isleri, hezeyanların dile gelişi olan, YAĞLI KARA İS KOKUSU SİNMİŞ, FİKİR, TEZ yada DÜŞÜNCE diye kanırta, kanırta dayattıkları saplantılılıklarını yansıtan, çör-çöpten başka öz ve anlam taşımayan yaklaşım ve tavırları ve eylemleriyle ....

Küflü-paslı, ilbizli dağarcıklarının ve gün yüzüne hasret marazalı karanlıklarının izleriyle dolup-taşan bu tavır, yaklaşım ve söylevlerinde dillendirilmiş'liğinde ....... 

Böylesi hilkat garibelerine göre, Kadın ve hasılı dünyayı dişilliklerinden önce, insanlıklarıyla zenginleştiren ...

Hepsi tek, tek ve ayrı, ayrı emsalsiz nadide çiçek olan ....

Bu güzellik, onur ve kıvanç timsali varlıklar olan, hanımlar için hadsiz ve pervasızca .....

'' - İyi kadın, kendisinden övgüyle bile olsa, hiç söz edilmeyen kadındır.''

Özcesi, o alçak ahmağa göre,  Kadının, ne esamesi okunacak, ne adı olacak, ve anılacak, nede insan yerine koyulacak, kısacası ....

İYİ KADIN; Yok kadın olacak ....!

O yontulmamışın kabaca dillendirdiğinin günümüzün kibarca dillendirilişiyle, söylenecek olursa ....

Bu marazalı, akıl fukarası, izan ve edep,sağ duyu yoksunu yaratığa göre

EN İYİ KADIN; GÖRÜNMEYEN, YOK SAYILAN VE YOK HÜKMÜNDE OLAN, HASILI ONLARA GÖRE VARDA YOK, KADINDIR ......

Breh,breh, breh, zındığın en Dinazor'u kalkmış ....

<< - Otum derken, bokum demiş  ...! >> 

Üstelikte ...

'' -  Özrü, kabahatinden de büyük hal, tavır ve dangalaklıkla '' 

Laf etmiş bal kabağı, dedirtmekle kalmayıp, bunu ....

Hatta, küfrün, hakaretin daha da sunturlusunu, yakası-bağrı açılmamışını, gün yüzü görmemişini, çok ağırını, galiz'ini, hak edenliği ile .....

Sanki, kendisini doğuran da bir kadın değilmiş ve kendisi ana karnından değil de dağ kovuğundan, çıkmış, dokuz ay zor zahmet ana bedeninde esirgenip, taşınarak, dünyaya getirilmemiş gibi ...

Evrensel ve bilimsel gerçeği yadsıma ukelalığın da, iflasını ilan edip, haddini aşmakla kalmayıp ............... 

Adeta, bok yiyerek, böyle buyurup, safsatasını saçmış, ulu orta buyurmuş, ta o antik çağın  dipsiz derinliğinde ....

Bu gün bile, aramızda insanım diye kol gezip, cirit atıp, dolaşan ahmaklar sürüsü mensubunun var olmuşluğun da ve tıpkı kendinden öncekiler gibi, aynı karanlık dehlizlerde seyirtenlerin sayısının azımsanmayacak kadar ki, çokluğunda, ....... 

İhanet, dalalet, gaflet ve gudubet ummanında kulaçlayanların, ayrık otu olup, türemeyi ve  niyetlerini çoğaltarak sürdürmüşlüğün de ....

Çoklukla bağnaz yapıları, marazalı ruhları ve düşün diye saçtıkları iflah olmaz illetleriyle ....

Dahası, inat ve ısrarla, ayak direyerek, dünyayı, zamanı ve hayatı kuşatmaya çalışmış lığın da .....

Bu, değil insanlığa, karanlığın ve bağnazlığın çuvalına bile sığmayan illetli yaklaşımlarıyla ......

Onlar ve onların gölgesi olup, ısrarla aynı karanlığı, karaltıyı ve dahası ...

Önlenemez virüsü saçanlar, kadına düşmanlıklarını sürdürerek ...

Kendi zehirli zırhları içinde, kabus ve korku büyütmeyi sürdürüyorlar ..!

Ne kadar üzücü, hazin, düşündürücü ve ürkütücü ki ...

Bunların içinde, hiç ama hiçte azımsanmayacak kadar çok sayıda .....

 Kendini, kadın diye lanse edip, dayatan dibe vurmuş kişilik bozukluğundan muzdarip insan ve kadın düşmanlarıyla kuşatılmış, insanlık ve kadınlık, 

Bu tavırlarıyla, böyleleri, ahmaklığın değirmenine su taşımayı sürdürüyorlar ne yazık ve ne acı ki ........

Önce insanlığın ...

Beraberinde de kadınlığın utancı ve yeminli düşmanları, çağların ve insanlığın habis urları, silinmeyen alın kiri, yüz kızarıklıkları ve hasılı kocaman ayıplarıdır, ayıpları .....!

Bu insanlık cücesi haysiyet ve hayat cellatları, dur duraksız ve çılgınca ..

Kendi zehirli zırhları içinde, kabus ve korku büyütmeyi sürdürüyorlar ...

Kabus ve korku büyütmeyi sürdürüyorlar .....

Dünyanın, insanlığın,  hele ki de ......

Kadına yapılan amansız saldırılarla  hortlatılan, yinelenen,  dahası ....

Güneşi balçıkla sıvamaya kalkışılarak kotarılan, canlara, ömürlerle, hayatlara mal olmacasına artırılıp .....

Tehlikeler ve ölümler saçarak çoğalıp ......

TAVAN YAPAN, KADIN DÜŞMANLIĞININ, ayyuka çıkmışlığın da ...

Mızrağın, çuvala sığmamış lığında ......

Varın, ötesini, siz düşünün ......

VARIN, ÖTESİNİ, SİZ DÜŞÜNÜN ........

Adını, siz koyun ......!

ADINI, SİZ KOYUN .....! 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




06 / 06 / 2021 - Pazar




Saat ; 11_00

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...