27 Kasım 2021 Cumartesi
ŞEYTANIN KASESİNDEN ...KANI, MEY KILIP İÇMİŞLİĞİN DE ..!
Bilediğimiz kin,nefret ve intikam kılıçları ..
Çıktı, çıkalı, kınından ..
Görmedi, yer yüzü kan dökülmemiş ,bir günü ..!
Belendi kana ,boydan, boya, kainatın atlası...!
Doydu,taştı ve hatta kusmaya başladı, içine akan kanı, toprak ..
Döndü daha Bağdat'a varmadan, yanlış hesaplar , iz üstü yıldırım hızıyla ..
Ses, soluk kesildi her yan ...
Çakal ulumalarından da ürkütücü, sessiz yürek çığlığıyla ..!
Bağrına saplanan, korkunun şarapnelleriyle dağ-taş, tüm evren
Kendinden geçti, birden..
Korkunun, ecele faydasızlığın da ...
Korku, dağları beklerken...!
Çözüldü, gözlerdeki bağlar ..
Döküldü, ortaya sırlar ..
Şaha kalkınca hırslar, susmak nedir bilmedi, kah, kurşunlar ..
Kah, kılıç sesleri, kah, çakal ulumaları ..
Kah, insan çığlıkları ve haykırışları.
Kustu karanlık ve ürkütücülüğünde, geceler ..
Zulalarında ki İhaneti, korkuyu, nefreti, ölümü, kanı ..!
Ne öldürmeye, nede ölümlere doyamamışlığında..
Nefislerin, hırsların, bedenlerin ..
Kalkanlar, siperler, zırhlar para etmedi ..
Devrildi ekinler misali, art arda yığın,yığın, bedenler ..!
Taş çıkartmacasına ekinlere, öldükçe çoğalıyordu, karanlıklarda ..
Ölülere karışan, meçhul diri, bedenler .
Düşünüp-taşınmalara pabuç bırakmamış lığında, hırslı, sapık ruhların körüklemişliğin de , bu kanlı kavgayı ..
Ne kılıçlardan çekildi eller, nede tekiklerden ayrıldı parmaklar ..
Hep ufka ve hedefe dikildi kan bürümüş ,yorgun ama keskin bakışlı, gözler..
Ölümüne dövüştüler ...
Öldürmelere, edilmiş yeminler sonrasında, şeytana ve nefislere köle, sinsi bedenler ..
Karaltıların, gölgelerin,korkuların, geceyi zapt etmişliğin de ..
Sıyrıldı perdesi, göründü üryanlık ta, gerçek yüzü, nefretin ..!
Dünün uluları, bu günün, kapı kulları ..
Çakalları ve kurtlarıysa, sünepe sokak köpekleriydi, artık iyiden, iyiye ..!
Korkunun, nefretin, kinin ...
Biçim,şekil ,hal ve taktik değiştirip ..
Soyunup,koyulmuşluğunda, adı konulmamış savaşa ..
Sürecekti, bu savaş ..
Son soluk kesilinceye...
Damarda kalan o son damla kan, toprağa, düşünceye dek .!
Diller lal, dudaklar mühürlü, eller tetikte ..
Bedenler, ölümün çarmıhında asılıyken ..!
Kardeş, kardeşe, kin ve nefrette ..
İntikamı ve ölümü, soğuk kanlılıkla, sunmuşken ..
İçildi,içirildi, zehirler-panzehirler ..
Edildi kasvet kokan dualar,ettirildi safsatayla bezeli, yeminler ..
Ölende, öldürende, tanrıyla el, eleydiler
Her ne menem herzeyse, bu böyle ..!
Yitti mertlik,kol gezdi, envayi türlü, kahpelikler ..
Bu karanlık, kör dövüşünde ..
Bilenmişken kılıçlar, diller ve yürekler intikama ve nefrete ..!
Girdiler, birbirinin canını almaya ..!
Nefret ateşlerinin, cehennem alevlerini harlandırıp, azgınlaştırmışlığında ..
Çekilince el ayak, çıkıyordu ...
Hırsın,egonun,kinin ve korkunun yarasalarıyla ...
İki ayaklı, insan kisveli şeytanın ve egonun,
Öldürmeye ve kana doymayan askerleri, ortaya ...!
Doyup, kanamamışlıklarıyla öldürmeye ve kan içmeye ...
Biledikçe, bileyerek, nefretlerini ..
Dikiyorlardı birbirlerinin canına-bedenine, gözlerini .!
Bencilliğin çanağından yallanıp ...
Beslendikçe semrilip ,serpilip, azan kuzgunlarla ..
Şeytanın kadehinden ve hırsın yalağından içen, soysuzluğun fedaileri ..
El, ele vererek döküyorlardı, kanları...
Kırpmadan gözlerini ..!
Dizginleme den nefretlerini ..!
Önce, bir oyun gibi başlamışken, bu kavga ..
Şah-mat oyununun, muammalı hamleleri ve derinlikleriyle ...
İş, işten geçip, hırsın kılıçları, ortaya çıkınca ...
Bilenmiş ölüm arzuları ve nefret , sağ duyuya hükmedince ..
Ne dur bildi, ne de durak...
Ne dur bildi,nede durak ..
Önü alınamadı katliamların ..!
İnsan kılıklı, yılan-çıyan ve yarasaların ..
Türedi kahramanların, önlenemez arzuları ..
Her yanı kapladı kanla,ölümün ateşi ..!
Yandı, kül oldu dünya ..
Kana belendi , su ve toprak ..
Gökten yağdı, ateş ..
Ebabil kuşlarının da, savaşa karışmışlığın da ...
Ölüm saçtı, mancınıklarla, kızgın yağ ve gülleler, dört bir yana ..!
Bir karanlık dehlizden, süzülüp, geldi ..
Ölüm denen, şu yorgun dünyaya ..!
Ne ölüme, ne öldürmeye, nede cana, doymamış'lığıyla..
Kattı önüne, sürdü-savurdu, hayatları ..
Dürdü defterleri, yaktı-kül etti, evleri-ocakları ve hayatları ..!
İşte o an, çıktı insanın içindeki, ihtiraslı sırtlanlarla ..
En vahşi ve gaddar, dur - durak bilmeyen canavarlıklarıyla ..
İnsanın, ürkütücü , karanlık ruhları, ortaya ..!
Görmedi gözler, kardeşi, eşi ..
Ortalığa yığıldı, leşler ..
Öldürdükçe beslendi, öldürmeye doymayan, ihtiraslı ucube canavarlar ..
Hepsinin, yüzündeki maske düşünce ..
Sözde, insanlar çıkıyordu, ortaya ..!
İnsanın, insana,kulluğunda ve kan kusturmuş luğunda ..
Dur-durak bilmeksizin, koyuluyordu ..
İnsanlar, insanları, boğazlamaya ..!
Ölümün baronları, tünedikleri sırça sarayda, tuzu kuruluklarda veriyorken ...
Yeni, yeni ölüm ve katliam emirlerini ..
İlahların, kurban istemiş liğin de..
Kurbanlık bedenler, yığılıyordu ölü canlıklarda, üst üste ..
Bitmek nedir bilmemecesine süren, bu kanlı savaşta ..
Ölümle, hayatın can pazarında sürüyordu o, amansız ve bitmeyen kavga ..!
İşte tamda, o an da ..
Sonunda, koptu kıyamet ..
Dolup taştı vadiler,hendekler ve dereler ..
Ceset ve kan yığınlarıyla ..
Bedenlerin, et ve kan yığını kadavralar olup-çıkmışlığın da ..!
Cellat ilahların, kurban istemişliğinde ..
Feda ediliyordu canlar, ölümlerde ..
Birilerinin, keyif sürüp ..
Ötekilerinin, pisi, pisine ölüp, gitmişliğin de ..!
Üfürüldü sura, o muammalı nefes ..
Kapladı ortalığı arzdan,arşa o, meçhul, gümbürtülü ses ..
Kardeşin, kardeş kanına ve ölüme susamışlığında ..
Yine ve yeniden tutuldu, nefes ..!
Girdi yine bir birine, herkes...
Birden, art arda yıkılıp, yeksan olmalara koyuldu ..
Nefsimizin ve düşlerimizin, fil dişi kuleleri ..
Düştü birer, birer ihtiras kalelerimizin, burçları ..
Ağır ve keskin bir kan kokusunun ve kin bulutunun zamanı ve etrafı kaplamışlığında ..!
Görmez oldu, göz , gözü ..
Saplandı ölümüne, İrisin çelik kurşunları bedenlerimize ..
Kevgire dönmüş ömürlerimiz ve ruhlarımızla, belen'dik, kanlı ölümlere..!
Belen'dik, kanlı ölümlere ..!
İnsan neslinin, hilkat garibesi ucubeliklere bürünmüşlüğünde ..!
Şeytanın kasesinden kanı, mey kılıp içmişliğinde ... ...
Kanı, mey kılıp içmişliğinde ....
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Friedrichshafen / Almanya
22 / 03 / 2017
Saat ; 00_19
26 Kasım 2021 Cuma
MUTSUZLUK, O, BATIK GEMİYİ İÇİN, İÇİN ÇÜRÜTEN PASLAR GİBİDİR ......
PASLAR GİBİDİR .............!
Kendi Ova'nı, dağını, vahanı, çölünü, karını-boranını-ayazını, ateşini, hasılı .....
Gamını- kasvetini, acını-yasını ve ömürle, yürek sancını taşımaktan yorgun düşüp, bizar olan ömürler ....
Demir atmaya dahi fırsat bulamadan batıp, dibi gören gemiler gibidir .!
Tıpkı o, batık gemi gibi, el atılıncaya dek .......
Çürümeye terk edilmişliğin hüznüyle, için, için ölürler ....
Mutsuzluk, o, batık gemiyi sabırla için, için çürüten paslar gibidir ..........
PASLAR GİBİDİR .......!
Yeter ki, sarmaya görsün, asla iflah etmez, ondurmaz .......!
MUTSUZLUK, O, BATIK GEMİYİ İÇİN, İÇİN ÇÜRÜTEN PASLAR GİBİDİR ......
PASLAR GİBİDİR .............!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
25 / 11 / 2021- Perşembe
Saat ; 12_15
24 Kasım 2021 Çarşamba
FARKINDASIZLIK ......
'' -FARKINDASIZLIK, ADETA, KOYUNDA BESLENİP, BÜYÜTÜLEN YILANDIR, YILAN .......! ''
Ne hazin, üzücü , ürkütücü ve düşündürücü ki ....
Dillere pelesenk olmuş, özünün gereği hakkıyla yapılmak yerine çoğu ömür, hayat ve dilde sadece sıradan beylik bir telaffuz ...
<< - Yerin, yurdun, otağın, gönlüm'dür, gönlüm . >>
Ondandır '' - Gönül Sultanı '' Demelerin anlamını, değerini dahası güzelliğini içime sinmişliğinde, sağ duyumun ışığında düşünüp-yaklaşınca, ele alınca, anlıyorum, bunu ......
Anlayamadığım sa ......
Benim gibi, ömründe, dününde yahutta halen gününde sevdiceğim, gönül sultanım, diyenlerin, nasıl olup ta sultanlarına kıyarak katledip .......
Aynı yastığa baş koyup, soluğunda hayat ve bedenlerinde , hayat bulduklarının hayatlarını, canlarıyla, ömürlerini ......
Fütursuzca ve vahşetle, nasıl acımasızca ellerinden alıp, çalışları dır, çalışları ?
İnsanın, gizemli varlık olmuşluğunu bilenliğim le, dahası ....
'' - KARANLIK DEHLİZLİĞİYLE, GRİFT LABİRENTLİĞİNDE Kİ ANLAŞILMAZLIĞINI ''
Bir an olsun, unutmaksızın, göz ardı etmeksizin .....
Hele ki de, asla ama asla yadsımak'sızın yaklaşanlığımla, ele alan lığım da .....
Cinsiyet ayırmaksızın saptamışlığımla işaret ederek düşünüp, söylemekten kendimi alamamışlığımla diyorum ki .....
<< - Birbirine ömür, yürek, omuz, destek dahası can, hayat verip paydaş, yoldaş olmuşların .....
Hızlı çözülmelerde, tükenip-savrulmuşluk da, gün gelip birbirinin canına kast eden olup çıkarken, gözlerini karartıp, sağ duyu yerine, gözünü kan bürümüşlük le, hareketlerin girdabında yutulup ... ....
'' - Canıma tak etti , inceldiği yerden kopsun '' Öfke ve şuursuzluğunda debelenmeye başlamadan ....
Sağ duyunun şemsiyesini açıp, son hamlede yinede ve inadına, insancıllığın elçisi olma yerine .....
Beraberinde de, barış içinde ayrılığı ve sağ duyulu, şefkatli insana yakışanı, seçme yerine .....
Acımasızca, birbirinin canına kast ederek, onu hayattan koparmayı, gözü kapalı yapan olup, çıkıncaya dek .....
Neden farklı ve usa, vicdana ve hümanizmaya uygun çare aramazlar da, pusuya yatıp, punduna denk getirmeyi bekleyerek .....
Riyanın, sinsiliğin ve nefretin pususunda hınç, hırs ve intikam güdüsü besleyip- büyütmeleridir , büyütmeleri ?
Anlamadığım, bilmediğim o, kadar çok hal, durum, gerçek ve ögenin olmuşluğun da .......
Tek, dahası en doğru bildiğim ise; Bilmediğimin ve doğru sanarak, yanlış bildiklerimin çokluğu ....
Hem de, sayıp, alt, alta sıralamaya, yazmaya, listelemeye kalksam .....
Defterlere, blok notlara, olmadı sayısız çoklukta kağıtlara, sayfalara sığmamacasına, çok ve uzun mu uzun liste olup-çıkmacasına .....
Hayat ve vicdan aynamla yüzleşmelerde, gerçeğin sesi, ip ucu ve ışığı düşüyordur, düşmeye aynaya ve ömrüme, hayatın kendi gizemli dinamizmi ve işleyişi içinde .....
Lakin, gel- gör ki, insan denen basireti bağlı girift yapımda, bunu ıskalamışlığım ve bu ıskalamayla hayatı nasıl ıskalayıp, kendime verdiğim zarardır.
Anlıyorum ki, hırsa, nefrete ve öldürme, kıyıp-yok etme güdülerine yenilenlerin de ortak karanlığı, açmazı, çıkmazı ve kör noktası bu ...
Farkındasızlık ........
FARKINDASIZLIK ......!
Nelere, nelere ve hatta, yuvalara, canlara, hayat, ömür ve mutsuzluklara kapı aralayıp, hayatlara mal olan ve yürek yakıp, ocaklar söndüren illet, farkındasızlık ....
FARKINDASIZLIK ......
İnsanın, kendine, içindeki çocuğa, hem cinslerine, hayata, kainata yaptıkları, sınırsız kötülüğün çıban başı, farkındasızlık ...
İnsanların çoğu, büyüyen ömürleriyle büyütüp, çoğaltıyor, amansız düşmanını...
Farkındasızlık, adeta, koyunda beslenip, büyütülen yılandır, yılan ....
FARKINDASIZLIK, ADETA, KOYUNDA BESLENİP, BÜYÜTÜLEN YILANDIR, YILAN .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
24 / 11 / 2021 - Çarşamba
Saat ; 19_59
23 Kasım 2021 Salı
BİLMEDEN KARIŞTIRMAK, AHMAKLIK .....
BİLİP DE, ES GEÇMEKSE, DÜPEDÜZ ŞEREFSİZLİKTİR,
ŞEREFSİZLİK .......!
Çalınan gönül kapın la, yürek penceren ise, oyalanma-
gecikme bir an yüreğini dinler-dinlemez
yüreğin '' - Aç '' Diyorsa, aç onları, hem de, sonuna kadar .......
Çalınan, onurun, haysiyetin, umudunla yaşama
sevincin ise, işini, değil mahşere bırakmak ....
Saatler sonrasına bile bırakmaksızın olanca
iraden, inancın, gücün ve sağ duyunla koy tavrını, aman vermeden, yaka-paça
der-dest et o, haramiyi ....
Gecikme, çünkü göstereceğin en ufak tolerans ve
gereksiz mülayimlik ayağına dolaşıp, hayatına mal olabilir .....
Çalınanın farkında'lığını yaşayan, huzuru kadar
......
Onuruyla, haysiyetine de sahip çıkan olur .....
Her ikisi de, insanın olmazsa, olmazıdır .....!
Tıpkı teneffüs ettiğin hava, bedenindeki kan ve
içtiğin su gibi hayati önem ve değerdedir ...
İnsan, her türlü duyarlılık ve farkın'dalık la asla
ama asla değersizleştirilmesine izin vermemeli ........
Bilinmeli ki .......
Sabır ile vurdumduymazlığı bilmeden karıştırmak,
ahmaklık ....
Bilip de, es geçmekse, düpedüz şerefsizliktir,
şerefsizlik .........
BİLMEDEN KARIŞTIRMAK, AHMAKLIK .....
BİLİP DE, ES GEÇMEKSE, DÜPEDÜZ ŞEREFSİZLİKTİR,
ŞEREFSİZLİK .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
22 / 11 / 2021 - Pazartesi
Saat ; 13_31
19 Kasım 2021 Cuma
LANETİN OLACAKTIR, LANETİN .....!
<< - Kibir ve mağrurlanma atına binen BOL MADALYALI, ALBENİLİ, IŞILTILI APOLETLİ SÜVARİ olmak yerine .....
Tevazunun, BİTLİ PİYADE NEFERİ olmayı yeğlemeyi, asla unutmamalı, insan . ...! >>
İlke ve şiarını göz ardı edip .....
Kibir şalına sarınmayı yeğleyerek, dillendirdiğin .....
'' - TUTKUN ve HIRSIN'LA ''
Diş-tırnak mücadeleyle kazandığını, böbürlenerek, dahası .....
'' - Ömrümün ve kariyer hayatımın emsalsiz zaferi ...! '' Diye, adeta, kasım, kasım kasılarak, belirtmeye özel önem vererek söyleyip, övündüğün, zaferin ....
Unutma ki ......
Mağrurluğun çamuruna belenmişliğinde ....
Gün gelip .....
Lanetin olacaktır, lanetin .....
LANETİN OLACAKTIR, LANETİN .....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
19 / 11 / 2021- Cuma
Saat ;18_30
DE, GEÇ .....!
BİLDİĞİNİ YAPIP-OKUMAYA DEVAM ET .....
'' - SESSİZ ATIN ÇİFTESİ, PEK OLUR '' DE, GEÇ ....
DE, GEÇ .....! ''
Gecenin, karanlığın, yalnızlıkla-hüznün ama en
acısıda korkunun çengeline asılı kalmalardan, helak oldum, helak ....
Sade bedenim değil, ruhumda bizar hallerde ...
Değil, gamsızlığa vurup-gülüp geçmeler de riyaya
belenmiş, tuhaflığı gizlemeye çalışmalarda, debelenmek .......
En doğal haller ve sıradan davranışlar bile ağır
mı ağır geliyor, artık, çekilip-kaldırılmıyor .....!
Çevreye, ele- aleme şirin görünüp ....
Kan kus'sam da, Kızılcık şerbeti içtim, demelerle,
Gülmeye hasret mosmor surat ve uykusuzluktan kan
çanağına dönmüş gözlerle, gün ve ömür tüketmelerden gına geldi, bıktım-usandım,
değil yalanla-rolden, hayattan koptum, hayattan .....!
İyiden, iyiye
tak etti canıma, hüznün çeşmesinden yıkanıp-sulanmalardan bezdim,
ırıldım-yoruldum ......
'' - İnceldiği yerden kopsun '' Demeler, '' -
Sabret gönül '' Şarkı nakaratlarını bastırıp, geçer olduysa ....
Varıp, ötesini '' İNSANIM '' Diyenlerle, senin
şurekan düşünüp-hesaplasın ....
Pencere pervazına, kapı kasasına yahutta duvarlara
atılan çentikler de, hüzünlü günler, sevinçli günleri fersah, fersah geçip
.......
İçinde boğulduğum bunalım ummanlarında, tarifsiz
elem girdapları sayısız kez yutarak, öldürüp-öldürüp dirilterek .....
Canıma tak etmecesine, kendimden geçiriyorsa .....
Bırakın, eli-alemi, artık kendimi kandırmaların
bile para etmemiş, hükmünün
tükenmişliğin de ...
Avutmuyor, hiç bir teselli ...
'' - Yine mi ?'' Yahutta '' - Bir daha mı, Hala mı
?'' Demelerde dilimde tüy biter olmuşsa .....
Çek o, tuğlayı, malum duvardan bir an önce
nereden, nasıl yıkılacaksa yıkılsın, kim altında kalacaksa kalsın, demelerin
eşiğine çöküp-çöreklenmiş......
Bir ayağım, son kararın eşiğinde, kulağım kirişte
hallerde, gün eskitip, ömür çürütmekten bıkmışlık da ...
Sıka, sıka ağzımda dişin, başımda saçın,
dizlerimde dermanın, yüreğimde takatin kalmamış lığın da .....
Daha ne denli, nereye kadar, nerenin bağını,
üzümünü, kimin bağbanını sorup-sual edip, düşüneceğim, şunun şurasında
.....!
Şarkılara söz olan '' SON SABAH'' artık geldi, hem
kapıya, hemde alnımın çatısıyla, gönlümün yamacına çatıp-dayandı .....
Dillere pelesenk olan,'' - Kara günün, çilenin,
zulmün, vandallığın, ne akşamı, nede sabahı olur . ''
Öz
deyişini, bire bir doğrulayıp, gerçekliğini ortaya koyan hallerin ışığında ....
Sabır küpünün çatlayıp, gözümün-gönlümün ferinin
solmuşluğunda, << Ya, sabır >> Çekmenin ......
Ahmaklığın daniskası, yaldızlı tasdiki olmaya
dönüp de, işin çığırından, ruhumun ve duygularımın zıvanadan çıkmışlığın da ....
Çektiğim ve kahırlar. bana .....
Yalanlar,
ayıplar ve utançlar, sana kalsın ....
Unutma ki ....
'' -Sessiz atın çiftesi, pek olur ''
Sende, say ki, canına tak eden bir gariban sessiz
atın, ahı tuttu ve intikamı acı, çiftesi pek oldu ....
Hep yaptığın gibi, yap, gel düşünmeye kalkma ...
Düşünmeyle-vicdanın nataran la, fıtratında
olmamış lığın da .....
Sabrımla, suskunluğumu aczim sanıp-saymış lığın da
....
Bildiğini yapıp-okumaya devam et ......
'' -Sessiz atın çiftesi, pek olur '' De, geç ....
DE, GEÇ ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
19 / 11 / 2021 - Cuma
Saat ; 13_20
18 Kasım 2021 Perşembe
Anlayanın anlamak isteyen'inin olmamış'lığında .
Sessizlikle çığlıklarını duyuramaz'sın..
Onu duyumsayacak ,duymak isteyen ,kulaklarını değil gözlerini bile kapatıp görmek istemeyen o, kadar çok insan geçinenler var ki.
O zaman, çığlığı atacaksın ..!
Öyle bir çığlık atacaksın ki o, içinde ki sessiz çığlıkları da yanına katacaksın ..
Yoksa bu sefil hayatta seni bir kenara bırakıp senelerce halini hatırını, soran olmaz .
Sessiz çığlıkların la gömülür gidersin yaban ellerde..
Gömüverirler kara toprağa..
O'da aranır,sorulur, görülüp,bulunursan ..
O' da, nasipse .
Onun için, hayat sana bir şeyler dayatmaya kalkıyorsa sen kapıya ayağını koyacak ,direneceksin.
Yok öyle pes etmek..!
Çığlığın yedi cihanı kaplayacak ki varlığın bilinsin.
İnsanlar ruhsuz,insanlar bencil,insanlar vurdum duymaz,insanlar sevgisiz..
Hep bana ,Rab bana teraneler'inde.
İstisnalar her zaman ki gibi kaideleri bozmaz.
Ama sayıları o kadar az ki o, sevgi dolu duyarlı yüreklerin..
Onun için, sessiz çığlıklar değil, olabildiğince sesli çığlıklar atacaksın, dayatmalara karşı, pes etmeden !
Ben buradayım diyeceksin .
Haydi sıkıysa gel üstüme hayat, haydi gel ..
Ama tüm dertlerinle değil..
Bir, bir ,sırayla gel.
O zaman göreceksin ey hayat, sen mi yaman, ben mi yaman ?
El mi yaman, ben mi yaman ?
O zaman göreceksin, dayatma ne imiş...
Ey hayat ..
Ey hayat gelme üstüme ,üstüme ..
Uğraşma benimle öyle bir haykırırım ki, şaşarsın..
Çığlıklarım arz dan arşa yayılır, korkarsın .
Arz dan, Arş' a yayılır korkarsın..
Korkarsın..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
Duygular, yüce dağ yamaçlarını kaplayan, için, için eriyerek bereketli sulara dönüşen karlar gibidir .Eriyen kar nasıl, toprağın bağrındaki hayatın can suyu oluyorsa, duygularda yaşama sevincini ve umudu besleyerek ömre ve ruha hayat verir, insanın hayata daha sağlam ve güçlü tutunmasını sağlar ....
Zaman içinde ömrün bağrında ömür ve hayatın içinde yeni hayatların doğmasına zemin hazırlar ...
Duyguların en belirgin can düşmanı karamsarlık,kötümserlik, neme lazımcılık la,boş vermişlik ve mış gibi davranarak kendini kandırmak ve umutsuzluktur...
Duygular ölüp, yit'tikçe,insanlar yaşayan ölü cana dönerler ...
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!
İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...








