6 Şubat 2022 Pazar




 

NE ÇOK ..........

 

 

 

Ne çok eskimiz, eskimişliğimiz ........

Eskiye dair, anılar, dahası .....

Umulandan, hatta görünüp, bilinenden de çok olmacasına ....

Ne bol, eskiye aitliğimiz ....

Şimdi, gelin, içsellikle, içten zihin yolculuğunda, bir düşünün .....

Aileye katılan, en son, en yeni, en küçük üye bile, eskiye dair, eskinin uzantısı ve eskiden miras değil midir ?

Eskiden kurtulmak için, ne çok isteyip, çalışıp, çabalasak ta .....

Bunun kolay, kolay mümkün olmamış'lığın da ......

Adeta, dilimize tespih ve akıllarımıza pıtrak, hatta bayağı, bayağı dert etmecesine ....

Ne çok konuşup, çene patlatsak, kafa ütüleyip, nefes yorsak ta .....

Eski ve eskinin ömürlerle, hayatlardaki yerine dair .....

Görüp, kavrayacak hatta kim bilir belkide şaşırıp, hayret edeceğiz ......

Hatta, ömrümüzü, hayatlarımızı, dünyalarımızı bu denli kuşattığına inanmakta zorlanacağız, zorlanacak .......!

Yetmedi, şaşırıp, ürperip, ürkecek, bunun da  kesmemesi hallerinde de, korkacağız, korkacak .....!

Eskide, nasıl yitip, ne çok boğulduğumuzu ve kendimizin bile eskinin ürün'lüğüne, eskiden miraslığımızla ....

Eskiye dair'liğimize, gözlerimizin faltaşı olup açılmacasına, şaşıracağız, elimizde olmaksızın, en insani hayret ve tepkilerimizle .....!

Ne çok kavrayıp, anlayacağız, eskinin, yenidenliğini .....!

Yetmedi, bununla kalsa, iyi ...

Biraz daha fazlaca kafa patlatıp, dönüp baktığımızda  ......

Her << YENİ >> Dediğimizin, düpedüz .....

Eskinin eseri, ürünü, mirası, armağanı yada....Yada ...

Yada .....

Angaryası, belası, külfeti bundan da öte ...

Bizi eskiye nasıl esir ve köle ettiğini, kuşattığını, basbayağı, kendimizin de eskiden yeniye uzanan köprülüğümüzü  anlayıp, görüp, fark ve pek tabii ki de, hayret edeceğiz, hayret ....

Ne, çok .....

Yenideki eski

Ne, çok .....

NE , ÇOK ...............

 

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

06 / 02 / 2022 - Pazar

 

 

 

Saat ; 21_00


 TUTMAZ OLAYDIM ..........!




'' - Tut . '', Dedin ........

Uzandım, tuttum ....

Tutmaz olaydım ....

Tıpkı, önce ve diğerlerinde olduğu gibi ......

Yani ......

Diğer tuttuklarımın cümlesini, iflah olmamacasına kuruttuğum gibi .....

Tutmuşluğumla, kuruttum .....

Ne, dal-budak, ev-ocak, dirlik-düzenlik, ne ağız tadıyla- huzur .....

Nede düne, yarına dair güzellik, düzen-işlerlik varsa ....

Topunu birden, telef ve heba etmecesine .........

Mahvedip koydum, önüne, ortalığa adeta, el-aleme, malumu, ilan etmecesine ........

MALUMU, İLAN ETMECESİNE .....!

'' - Tut '' Dedin .....

<< - Uydum aklına ...! >> Evet, dedim, çağrına .......

Tuttum ......

Kuruttum .....

Tutmaz olaydım ......

TUTMAZ OLAYDIM .......! 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




06 / 02 / 2022 - Pazar 




Saat ; 12 _12


 KOYUYSA ...........



Dem ....

Nem .....

Gölge .....

Öfke ....

Karanlık ...

Korku ...

Kan ......

Dostluk ....

Muhabbet .....

Sevda, sevdalık ....

Ne denli, koyuysa .........

O, denli siner, ömürlere, hayata, zamana, yaşananlara, ilişkilere .......

Ve......

Hasılı .......

Sevgilere, sevdalara, nefretlerle, düşmanlıklara ....

Bu çetrefilli hayatın döngüsünde, gösterir gücünü, icra eder, hükmünü .

Koyuldukca gamlar ......

Soktukça canları, ömürleri, ruhları halden, hale ......

Yanıp, tutuşup, harı, yarayı, acıyı derinlerde hissetmecesine ......

O denli içten, koyu mu koyu yaşar, ömürler, canlar, ruhlar .......

Hayat, bu ya ....

Koyuysa ....

Dibine kadar denilenin'den hem de, üstelik, dibine kadar yaşar ...!

KOYUYSA .........!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




06 / 02 / 2022 - Pazar 




Saat ; 06_20


 YÜREKLER TAŞINCA...

Gözyaşlarımı yıkadı,
Kırık dökük gülüşler..
Ses ses ,
Söz söz,
Şiir şiir ,
Döküldü ortaya,
Çileli yürekler
Sessiz çığlıklarla
Taşınca yürekler ...
Diller söyler ..!
Diller söyler....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
04/02/2015
Saat:12_50

5 Şubat 2022 Cumartesi


 BİR TÜRLÜ, KENDİN OLAMADIN ...........!




Bir yanın, ben ..........

Öte yanın, o, '' Yara '' ........

Hep, iki arada, bir derede hallerinde .....

Kararsız, keşkeli, şaşkın, kör pişmanlıklar da ve ürkekliklerde, dahası ....

'' Ya, olursa '' İşkilliliğinde dönüp durdun, dolap beygirleri misali .....

Bunaltıcı yaz sıcağıyla, yakıp-kavuran Zemheri ayazında ömür tükettin, yıllar eskittin, yıllar .......!

Seçim'sizliğin ortasında, huzursuzluğun har alevlerinde, ortada kala, kaldın .....

ORTADA KALA, KALDIN .......!

Ne yaptın, ne ettin ise, bir türlü, kendin olamadın ......

Bir türlü, kendin olamadın ......

-----------

BİR TÜRLÜ, KENDİN OLAMADIN .......!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




05 / 02 / 2022 - Cumartesi 




Saat ; 22_55


 

HÜZNE BEZEDİ, GÖZLERİMİ .......!

 

 

 

Gözlerime baktığında, gördüğün .......

Kırık, dökük ışıltıları ......

Sevinç yada mutluluk yansımaları, ışıltısı sanma, sayma .....

Yanılır, hüsranla, hayal kırıklığı yaşar, üzülürsün .......!

O, gördüklerin ......

Olsa, olsa .......

Ahı gidip, vahı kalmışlıklar da kırılan, yiten camlardan arda kalan ve ....

Tıpkı, seraplar misali, insanı aldatıp-yanıltan ..........

Güneş yada ışık vurduğunda, hasbelkader ışıldayıp, parıldayan ....

<< - Cam kırığı eskilerindeki  gibi, gelip-geçici  olmacasına... >> Olası güneş veya ışık yansımasıdır ......

OLASI, GÜNEŞ VEYA IŞIK YANSIMASIDIR .......!

Bilesin ki, şimdilerde artık, gözlerimde ..........

Cam kırığı ışıltılarını anımsatıp, çağrıştıran o, yanıltıcı, gelip-geçici parıltılar bile kalmadı, yitti, gitti .............!

Çünkü ;

Hayat, zaman ve yıllar, acımasızlıkların da, gözlerimin ferini, ışıltısını, parıltısını alıp ......

Onları ......

Sönük, bezgin, muzdarip, elemli bakmaya tutsak etmecesine .........

Hüzne bezedi, gözlerimi ........

HÜZNE BEZEDİ, GÖZLERİMİ .......!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

05 / 02 / 2022 - Cumartesi

 

 

 

Saat ; 21_21

4 Şubat 2022 Cuma


 HAYAT KAVGASINDA ...!


Ürkek, çekingen yada cesurca ..
Hangi duygu durumunda olursa, olsun ..
Atılan o, ilk cesur adımla başlar, hayata yolculuk ...
Çoğu kez yaşansa da düş kırıklıkları, yanılgılar, yenilgiler, pişmanlıklar ..
Doğası gereği, yine de sürer, bu hayat yürüyüşü ..
Hatta, ölüm bile mutlak son değildir hiç bir zaman ...
İnsandan, insana, çağlardan, çağlara miras, bu gizemli yürüyüşte ..
Dahası ...
Ölümlünün ardı sıra yaşatılmış'lığın da, anılarda o kişi ..
Sevgiyle yada kızgınlıkla nakşedilmiş'liği ile ömürlere, belleklere, ruhlara ..
Sürer, sürdürülür yolculuğu o , o an yaşamamış olsa da, fiili hayatta ..
Soluk, soluğa süren amansız hayat kavgasının ta ortasında ...
Oynar, ona hayatça biçilen, malum rolünü ..
Alkışları yada hoşnutsuzlukları duyamamış olsa da ..!
İnsan ömürlerinde, ömürlerin bağrında olmuş ve yaşamışlığın da ..
Kimi zaman, bir fotoğrafta yada anekdotta,
An gelip, bir şiirde, şarkıda ..
Hatta ılgıt, ılgıt esen yelin ...
Saçları savurarak, bedenleri yalamış'lığın da ..
Çıkıp gelerek anı, anı .....
Kah, tebessüm, kah, göz yaşı, kah, özlemle o, ana ..
Yaşar ve yaşatılır hayatın sarı-sıcak yangınında ..
Her ömrün, beklenen ve bilinen o malum son noktası, konduğunda ..
İzlerin ve anıların hayata ve ömürlere miras'lığın da ....
Kimi zaman, sararıp-solan bir zarfta ....
Kimi an, duvara düşülen ..
Minicik bir telefon numarasında .....
Ya'da, eciş-bücüş yazılıveren notun, satır arasında ..
Tüm tazeliği ve canlılığıyla varlığını sürdürerek yaşar, hayatlar ...
Döngüler arasında, yap-bozun kayıp ve tamamlanmayan ..
Aranıp, bulunamayan o, can alıcı parçası olmuşluğun da ..
Kimi zaman, bir ıslıkla taşarak duygu, duygu, hayata ...
Kimi zaman, öfkeyle savrulan, nara tufanında ...
Kimisi, hava da patlayan, şen-şakrak kahkahalarda ..
Hayatın curcunasında ....
Kardelenlerin, kan yangınlarının ortasında ..
Haşmet ve albeniyle inadına yaşama sevincini çoğaltmış'lığıyla ...
İbrişim renklerle, ömürlere ve hayata nakşolmuşluğunda ..
Hayat, bize öğretir ki, sonunda ..
Ömürler, ömürlere, insan, insana daima muhtaçtır, hayat kavgasında ....!
Hayat kavgasında ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen / Almanya

03 / 02 / 2017

Saat; 19_03


 ZOR OLAN ....


Zor olan, çokluk ve sıklıkla , demek değil ,yapmaktır ...
Kolay olan,
Ele verip talkını, kendin yersin salkımı hallerindeki ..
İçtenlikten uzak, eda ve tavırlarda, el aleme ..
Şirin ve namuslu görünmeye tenezzül etmeden ...
Rol kesmeden,özü sözü birliktelikte ,ömür sürmektir,ömür..
Zor ve erdemli olansa ...
Yüreğini, bencilliğin dar ağaçlarında, öldürmek ..
Ruhunu karanlığa ve şeytana satmak, yerine ..
Egonu, ayaklar altına almaca'sına ...
Yüreği, sevgide, onurda ve sağ duyuda dirilterek..
Onu ..
Nefretten, kinden, riyadan uzak tutup ..
Masumiyeti korumak ve saygıyı bina etmektir ....
Hayatın dayatmalarında, ömründe ve devinimlerinde ...
Elle, el ele, suça ortak , kötüye dil olmak ..
Kabaran nefret dalgalarında, masumiyeti boğup ..
Çalınan minarelere, kılıf bulmak uğruna, ömrü helak,hayatı heba....
Onuru telef, duruluğu, içtenlik ve güzelliği ziyan etmek, kolaydan da ötedir....!
Zor, değerli, anlamlı ve yüce olan ..
İnsanı, insan ve erdemi, baş tacı kılansa ...
Çıkarlar , haris duygular ve menfaatler ..
Hasılı...
Fani ömürde, hayat denen bu, debdebeli sahnede ...
Göz kamaşık'lığına, akıl karışıklığına ,duygu sarhoşluğuna, düşmeden ..
Parıltıların, aklını başından almasına, izin vermeden ..
Bir hırka, bir lokma tevazusuyla ...
İnsanlığın, erdem eşiğine, yüz sürmek ..
Sabırda, sebatla ....
Gönül kerevetine ve kemale erebilmek için ..
Adap ipine tutunarak, edep dairesinde...
Kıpırdamak, bir yana ..
Kaş oynatmamacasına ...
Dirayet ile sevdayla, hakka ve insaniyete, yürümektir ..!
Serilse ayağına, nice ganimet ...
Dökülse de önüne, eteğine servet...
Geçse de eline, muktedirlik ve erk ..
İnsan olmanın, olmazsa, olmazına icabetle ..
Tenezzül etmeyerek , şana , şöhrete ....
Bu alemin oyalanma ve büyülenme yada insanlığa ihanet ...
Ve ....
İnsan olduğunu inkar ile, onura sebat arasındaki o derin ve kapanmaz çelişkiyi unutmaksızın ..
Ruhunu ak, gönlünü pak, yüreğini diri tutmaktır ....!
Haramiliğe ,HAYIR diyebilmektir..!
Zor olan ....
Deveye hendek atlatmak, değil ...
Sütü bozukluktan ve cibilliyetsizlik ten, uzak durarak ..
Nefse sahip çıkıp, ona kölelik yerine ...
Ona hakim olarak, yüreği ve onuru yaşatabilmektir ..!
Menfaat uğruna koyulduğu, madrabazlık da, geçse de atı alan, Üsküdar'ı ....
Varsın olsun deyip, inancına kavilik de ..
Aslını inkar eden haramzadedir, diyerek..
Özüne-sözüne, sadakattir ...
Dahası ..
Zor olan ..
Haramilerin padişahlığını, elinin tersiyle itip ..
Dürüstlük ve namusluluk köleliğin de ..
Kula, kulluğa ...
Onurla, HAYIR diyebilmektir ...!
Onurla, HAYIR diyebilmektir ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen / Almanya

04/02/2017

Saat: 02_20


 SEN YOKSUN AMA VARSIN OLSUN ......!

Çok yaprak, bir o kadar da takvim yaprağı düşmüştür, eminim ki ...
Üstelik, nice mevsimler gelip-geçmiştir de üstünden, gidişinin ...
Beni, yokluğunun kahır dolu acılarına ve yürek sızılarına ..
Böyleliğin de, içime işleyen gönül küskünlüklerimin ...
Hicranlarımın perde, perde çoğalıp ...
Çığlık, çığlık yükselmişliğin de, avazım çıktığınca, bağırıyorum ..
Yer demir, gök bakır olmacasına, sende dahil, duyan yok çığlıklarımı ...
Sen yoksun ama varsın olsun ..
Senin, hala bendeliğinde ..
Ben, yitiyorum, sende ..
Ellerim, titrek ve ürkek dokunuşlarla ...
Yüzümü okşuyor, yüzünün yerine !
Sesin, uzaklardan kopup gelen, yel ve kuş çığlıkları kesilmekte ....
Kulaklarım ve ruhum, seninle dolup, taşıyor ..
Kırık-dökük penceredeki ,,,,
Rengi atmış perdeme sinen kokunla, avunmaktan helak oldu ...
Bencileyin, vurgun yiyerek.
Derdin zorundan, yer, yer solup, ağaran o, güzelim lila renkleriyle ...
Yokluğunun hüznüyle, kendinden geçen, biçare siklamenler ..
Tıpkı, senin gibi davranarak ..
Ürkekliğini yenerek, teslimiyetle birikerek .....
Boyun büküp, huzurla teslimiyetlerde ....
Sevgi, sevgi çoğaldıkları avucumda ...
Dillen'diler, adeta ...
Okşamaya kalktıkça, onları ...
Dokundukça ellerim yapraklarına, sararmış-solmuş halleriyle ..
Koparak köklerinden, biriktiler, avuçlarımda .....
Rengarenk fışkıran hüzünlere, yoldaşlıkla ..!
Sen yokken, adeta dünya kayıyor şakülünden ...
Bırak araba gürültülerini, çocuk seslerini ..
Avaz, avaz çığlık atmaz oldu, sokak satıcıları ..
Dal oynamıyor ...
Börtü-böcek , eleme kesmişlik de, sus-pus ..
O, en geveze bilinen Ağustos böceği bile, cır, cır etmiyor, garibim ..
Kedimiz Sarman bile mahzun, mahzun yaşlanmakta ...
Parkinson'dan sonra, Alzheimer'da olup çıktı, yavrucak ..
Yokluğuna dayana'mamanın acısını içine attıkça, dert bağladı, eni-konu ..!
Muhabbet kuşumuz Hanımeli, senden sonra kırdı kirişi ..
Gittin, gideli yok ortalıklarda ...!
Ne, ilk baharın o, eski keyfi, albenisi ...
Ne'de, ıhlamur kokulu yaz gecelerinin, ağız tadı, ferahlığı kaldı ..
Hepsi, seninle güzel ve anlamlıymış ..
Ondandır ..
Şarkılarda boşa dil'len mi yor ..
'' Ney'leyim köşkü, ney'leyim sarayı ...
İçinde salınan, yar olmayınca '' Diyerek, ses,ses, nota, nota duygular ..
Uçuşmuyor notalar,hayatın ve zamanın bağrında ..
Mavi kelebek güzelliklerinde ....!
Hüzünler bile, maviye çalıyor ...
Maviler, eleme kesmişlik de, kendinden geçiyor ...!
Duyan yüreklerin, fırtınalı ruhların, çığlıkları, nakarat, nakarat ...
Dillere düşmüyor, kalplerden, dudaklara taşarak, söylenmiyor ...
Bugünde, anı, anı cemalinle buradaydın ....
Dolup, dolup, boşaldı ruhum ...
Göz yaşlarım yıkadı, yanaklarımı ..
Islak,ıslak seni aradı, gözlerim ..
Duvardaki resmin, söylenmeye durdu .....
Dut yemiş bülbül kesilerek, seni dinledim ..
Ellerim uzandı, resminde yanaklarına ..
Avuçladım, hasretinde kavrularak, ömür eskitmişliğimde ..
Yanakların ellerimde ..
Gelincik albenisinde, çoğaldıkça, çoğaldı ..
Efkarım kabardıkça, vurdum kendimi, rakıya ..
Ben içtim, resmin sallanmaya koyuldu, duvarda ..
Anladım ki, sarhoş oldun sonunda .....!
Anason kokusunda, içimin-dışıma taşmışlığın da
Uzana koydum, koynuma alarak seni, öylece, oracığa ..
Okşadım, okşadım ...
Ellerim, sende kalmacasına ..
Sonrasında, kör-kütük hallerde yanın sıra, sızıp kalmışlığımla ...
Göre koydum kendimi, seninle yan, yana, duvarda ...!
Anladım ki, tıpkı defalarca olduğu gibi ..
Yeniden ve bir daha, bir daha ..
''- Ölüm, neyse neyde, ayrılık, sensizlik dayanılmaz baş belası ..!
Tarifsiz iç ağrısı, dinmeyen yürek sancısı ..! ''
Duman, duman efkarımı savurduğum, bir dal cigaramın ..
Köz, köz yanışı misali, içimin alevlenen yangınında, kavrulmuşluğumda ..
Fısıldayarak, şükranlar sundum, beni sevmişliğine ...!
İçsellikli içtenliğimle, yürekten minnet duygularımla ..
Bana, aşkı bahşeden o, cömert'liğinle ..
Sadece bu anımda değil, atim de de, ahiretim de de,
Hatta ....
Kabrim deki, et-beden çürümüşlüğümde de sen olacaksın, sen daima ..
Ömrümün ve ruhumun seninle, aşkınla dolup-taşmışlığın da ..
Mukadderat karşısındaki, naçar'lığımın, yürek ve gönül yangınında ..
Avuçlamışlığımda, yanakların, hala ellerimin arasında ..!
O, kadifemsi, albenili yumuşaklığıyla ..
Sen yoktun, ölümlülüğün le yok olmaya ..
Buna inat, varkılmışlığınla, bu ölümsüz aşkı ..
Tarihin ve zamanın bağrına, aşkın destanını yazmışlığımızla ...
Düşlenmesi bile zor, hatta olursuz mutluluğu bana bahşetmişliğinle ...
Ellerimle, göz yaşlarımla, duygu, duygu, çoğalıp ..
Ağıt, ağıt akıp, sana ağmışlığımla ..
Konuştum, konuştum o, sözün bittiği ana kadar ..!
Akarsu coşkusu ve bayram çocuğu, sevinciyle ..
Sonra..
Öptüm, öptüm, bir daha öptüm ..
Soluk, soluk, dudak, dudak, yürek, yürek ..
Islak, ıslak çoğaltışlarla ...
Öptükçe, öpesim gelmecesine, öptüm, öptüm ...
Ağzımda çoğalan şeker tadında, sen aktın ,sen, kanıma ..!
Sevgi, sevgi ..
Sevi, sevi ....
Sende, çoğalmacasına ..
Diyorum ya ..
Aşkların ölümsüzlüğünün, ilahi ve ebediliğinde, hüşuyla ve aşkla ..!
İlelebet sendeliğimle, haykırdım sessizce, çığlık, çığlığa..
Sus-pusluğum da ..
'' - Sen yoksun ama varsın olsun,
Bendesin ve sendeyim daima ..! ''
Sen...
Yok..sun ..
Ama ..
Varsın ....
..............olsun !
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
04 / 02 / 2017
Saat ; 04_25

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...