23 Mayıs 2024 Perşembe

 

Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir ..
Nesnelerin özüne, gerçeklerin ardına ..
Gülüşlerin gizlediklerine bakıp, görünüz ...
Gözdeki tebessümde perdelenen hüznü görebilmek ,
Ayna derinliğindeki gizemi ve gerçeği kavramak ..
Tevazu ve adapla sırlanmışsa ...
O ruhun yüceliği, karakterin sağlamlığı ..
Gönlün zarafeti, ilmin ömürdeki şavkı, nurani yansıma güzelliği ortaya çıkar ..
Ön yargı ve peşin hükümlülük ömre külfet, vicdana zül, ruha azaptır ..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

 

MEY' İM, NEY' İM, HERŞEYİMSİN ....
Bir kadeh mey esrikliğinde, kınalı güzellikler dökülüp-saçılır ....
Zamana ve akşam üstünün mest eden sükununa ...
Sen çıkıp gelirsin ..
Bayramlık fistanlar albenisinde ve güzelliğinde ..
Göz bebeklerinde o, çocuksu mahcubiyetle ışıldayan, gülüşlerinle ..
İçimi ılgıt, ılgıt eriterek ..
Tıpkı karı ,için,için eriten Temmuz güneşi sıcaklığınla ..
Kah ferahlık, kah buram , buram sıcaklığınla çoğalttığın iç bayılışlarında ...
Kendimden geçmelerde ..
Sana aşk, sana hasret, sana özlem çoğaltıyorum, çiçek güzelliğim ..
An be an, ilmik,ilmik ömrüme nakşolan, sevda kilimim ..
Aşk atlasım, meşk iklimim, mutluluk güneşim ....
Uykularıma düş, dilime şarkı,ufkuma nursun ...
Kınalımsın ,kınalım ....
Mey'im,ney'im, herşeyimsin ....!
Mey'im,ney'im, herşeyimsin ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Frıedrichshafen/Almanya
23/05/2016

Saat;20_50







MAHMURLUK ÇİSELİYOR, MAHMURLUK, ÜZERİMİZE ....!

Karamsarlığın, mutsuzluğun hele, hele de umutsuzluğun pençesinde ...
Tam da, beni aforoz edip, sildin gönül ülkenden ...
Yüreğindeki yerimi aldı başkaları ...
Diye düşünüp, dövünürken ...
Sığınırken mutsuzluğun inine ....
Mutluluk bahşederek, yalınlığında derin özleyip, üzerine nice düşler kurduğum ....
Varım, yoğum, çıka geldin sen ...
Sevdanın alevlerinde, değil beden, ömür ve hasılı adeta asırlara bedel ayrılıkla bezenen günler yakarak ...
Aşka dair sürgünlüğümde Fizan Çöllerinde, dudaklarımı yara-bereye koymacasına susuzlukta ...
Gözlerimde çoğalan sana dair olmadık görüntülerin raks ederek …….
Aklımı, iyiden, iyiye talan eden karmaşama ve ruhumun düştüğü zifiri karanlığa son vererek …..
Düş ve özlem coğrafyalarımdan çıkageldin ...
Yüreğimin yangınını söndürmekle kalmayıp, kendine gelmecesine serinleterek ...
Bildiğim, bilmediğim nice şelale serinliği ve albenisi varsa, tümünü sunarak ….
Sadece su değil, avuç, avuç, yudum, yudum, can verdin ...
Köpük, köpük çoğalan hayat ve mutluluk sunmuş luğunda ...
Bakmadan Havva’nın, Adem’e elmada şehveti, günahı, suçu verdiğine ...
Yada nar taneleriyle onu baştan çıkartmış lığına ..
Adeta, Havva'ya nazire yaparcasına …..
içinde, inci- mercan güzelliğinden de çok emsalsiz lezzet, tad ve hayat vermişliğinde ...
Kalmadın kanıma girmekle ...
İçin, için fethettin beni, için, için, gönül gönder'ime sevdanın sancağını çekerek ..
Bildiğim tüm sözcükleri unutturmakla kalmadın mühür öpücüklerin le, diktin dudaklarımı, lal ettin ...
Gözlerimizin konuşması yeter de artar bize diye hükmedip, karar vermişliğin le ...
Öpücüklerin le sunduğun la yetinmemi isteyerek ....
Adından gayrısını söyletmemecesine, tutsak ettin ...
'' - Emir büyük yerdense, uymalar vebalim ve olmazsa, olmazım dır . '' Dedirtmiş'liğinde ...
Sesinin, soluğunun süzüm, süzüm süzülüp içime dolarak
iliklerime dek ....
Yüreğime dokunarak, sevdaya dair her ne güzellik varsa ..
Onların cümlesini sil baştan yeniden öğretmişliğim de...
Ihlamur kokularını kıskandıran kokunla beni mest edip ..
Kendimden geçirmişliğin de ...
Mahmurluk, mahmurluk her yanımı kaplamış lığın la ....
Sayende, kırk ikindi yağmurları misali ...
Çisil, çisil aşk yağdırıp, aşkta, vecd yaşatmışlığınla ...
Yaprakların ilahi huşuyla salına, salına raks edip ...
Çiğ taneleri güzelliğinin, haset etmelere koyularak yapraktan süzülüp ……
Toprağın bağrına düşerek, kaderlerine boyun eğmiş liğinde ...
Koydular bizi baş, başa, zaman denen gizemli sularına ....
Sınırsızlığında zamanın, dört mevsim, on iki ay doya, doya aşkı yaşayıp, yaşatalım diye ....
Tarifsiz özleminle, yanıp, küle dönmüşlüğünde, çıka geldin sen ....
Sayende ve seninle olmanın, emsalsiz güzelliğinde ...
Aşkın, nelere, nelere kadirliğinde ...
Yağmurun bile, aşka boyun eğmişliğin de .....
Elif, elif yağarak, iliklerimize işlemiş'liğin de ...
Mahmurluk çiseliyor, üzerimize ...
MAHMURLUK ÇİSELİYOR, MAHMURLUK, ÜZERİMİZE ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya
23 / 05 / 2020
Saat ; 17_25

17 Mayıs 2024 Cuma






AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ....,

Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ...
Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla ..
Olmadı, çok sevdiğim ama sayenizde, çocukluğumu,saflığımı ..
Umutlarımı, geleceğimi ve oyunlarımı çalışınızla ..
Beni acılara, azaplara, hasılı ölümlere itmişliğinizle ...
İlelebet hep yarım kalan ve sürdüremeyeceğim, hiç mi hiç doyamadığım ..
Seksek oyunumu bile, bana çok görüp, horluklarda ...
Haramiliklerinizle, zulüm ve katliamlarınızla çalıp, çırparak ....
Bir oyunu bile bana ve bizlere çok görüp, oynatmadığınız oyunlarım değildi ...
Zebaniliklerinizle, gasplarınızda yitirdiğim ..
Sevgimi,inançlarımı,sevilmelerin içimde yarattığı baharları,çiçek güzelliğindeki sevinçlerimi talan edip,
Mini minnacık yaşta, sürüp-savurarak ateşlere atmışlığınızda ....
İç ettiğiniz ömrümle, dünyayı dar, ömrü zehir,hayatı kabus yapmışlığınızla.
Kimimizin, ırzına geçip öldürerek ..
Kimimizi şekerle kandırıp, bayram şekeri toplama sevincimizi komşuluğunuza inat zehredip, hayatımızı karartarak ..
Kimimizi şeker bile yiyememişliğimizde savaşlarda, bombalarda,katliamlarda bebe ve çocuk yaşta öldürerek ..
Kimimizi, magandalığınızda kurşunlayarak ..
Kimimizi hırs ve öfkenizle boğup, öldürerek ..
Pek çoğumuzu,vatansızlığa itip, mülteciliklerde denizlerde boğdurup-öldürerek ..
Kimimizi tır arkalarında, insan kaçakçılığında telef ederek mahvettiniz, mahv.
Çoğumuzu okul yollarında yada oyunlarda kaçırıp kah tecavüzle,kah dilendirerek, kah satarak ..
Nicelerimizi organ mafyalığınızla telef edip, hastane çöp bidonlarında biten ömürlere, tutsak ederek ..
Dahası trafik canavarlığında, sevinçlerimizi bir yana, ölü bedenlerimizi bir yana savurarak, kazalarda, ezip-biçip katlederek ...
Mahvı perişanlıklar da oyun çağımıza,çocukluğumuza ve oyunlarımıza, doyamamışlıklarda ..
Hatta, gözü açık gitmenin ne olduğunu, ölümün, ne menem bir hal olduğunu, bilip,idrak edemediğimiz...
Taptaze ömürlerimiz de, kopararak dünyadan, kararttınız hayatlarımızı ..
Daha hangi birini, ne rezillik ve utancınızı ..
Hangi, hunharlıklarınızı,sadist canavarlıklarınızı sayayım ?
Topla-çıkar-çarp- böl..
Neticede her yol, bizim körpe ölümlerde kopup gitmemize, çıkmakta ..
Boyunuz devrilsin desem, çare değil bilirim ..!
Sözüm ona sizler atasınız, büyüksünüz ve hatta torun-torba sahibi yetkin ve yetişkinlersiniz ..
Ben, kötüyü talep ederek evlatlarınızı ...
Öksüzlüğün,yetimliğin,yalnızlığın, aczin ve zorbalığın üzüntüleri ve korkuyla boğuşmalarını, talep etmem-edemem ..
Bu nokta da, bile ..
Siz, sözde ergin-yetişkinlerden daha hassas,düşünceli, vicdan ve merhametli halimle ..
Özcesi, sizde olmayan insanlığımla ..
İnsanlığımdan edip öldürmüşlüğünüzde bile, sizden daha insanım,daha insan ..
Çirkini,kötüyü ve azabı talep etmeyecek kadar hassasım üstelik..
Şimdi gelin-görün mezarlarımız bile, sadece boyumuz kadar ufacık,tefecik...
Hayata sığdıramadığınız ve hayatı çok gördüğünüz bedenlerimizi, bebeliğimizi, çocukluğumuzu ......
Bu, daracık mezarlara, toprağın derin karanlığına sığıştırıp, hapsetmecesine katlederek ..
Bahar çağlarımızda, hayatlarımızı çaldınız, siz katiller güruhu ..!!!!!!
Size ne diyem,ne söyliyem ?
İnsanlığım da kemliği ve hoyratlığı, içime sindirememişliğimde ... Kendime yakıştıramayıp, konduramamışlığımda ..
Uzatsam diyecek laf,dökecek ayıbınız ve edecek ağıdım çok, çok olmaya da..
Olgunluk,ariflik,insanlık bende kalsın..
Diyeceğim o 'ki..
'' - Ölü kelebekliğimde, zamansız mühlenen dudaklarımı... Suskunluğa mahkum etmişliğinizde...
Kendime yakışanı yapıp , susacağım ..
Gelin, görün beni ..
Oyunu ve sevinçleri kursağında kalmışlığında ..
Irzıma geçip,öldürerek mahvettiğiniz, beni,duyun ..
Bakalım, nadim olacak kadar ,haysiyet sahibi misiniz ?
Sözlerimde görün,tartın kendinizi ...
Beş para etmemişliğinizde ki, acınası hallerinizi..''
Yaşıtım diğer ölü canlar adına, döktüm içimi..
Şunun,şurasın da..
Arif olana-anlayana ..
Diyeceğim son kelamla ,bilesiniz ki....
Aldığınız,katlettiğiniz canlarımız ve tattırdığınız ölüm...
Yaşattığınız zulümlerin...
Cümlesinin ayıbı ve utancı sizindir ..
Alnınızın kiri, boynunuzun yaftası, insan düşmanlığınızın, belgesi olsun ..
Asılı kalır, bilesiniz ki bu yafta ve silinmez, bu kir ..!
Siz kurtulmak istedikçe, yutar sizi ayıplarınız...
Canilikleriniz ve insan suretli, canavar fıtratlığınızdaki hilkat garibeliğinizle..
İnkarlara ve riyalara yeltenseniz de, nafile ..!
AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ....!
Sizindir ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad / Almanya
10 / 10 / 2017
Saat; 11_45

13 Mayıs 2024 Pazartesi





YARAMDAN DEĞİL ,SORANDAN ...

Hayatın ve ruhumun fırtınalarında, gazeller misali savrulur ömrüm..
Kimi gamı'mı,kimi halimi, kimi göz yaşımı hafife almaya kalkar ..
Beni anlamamış'lığın pençesinde, birde kem dilliler yaralar ...
Sanki gamım ,tasam azmış gibi, dertlerime, dert...
Elem'ime, elem katar..
Ondandır demem..
Halimden ve yaramdan değil..
Sorandan ve hoyratlar'dan ölür, ölür dirilirim ben..!
Sorandan ve hoyratlar'dan ölür, ölür dirilirim ben..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen /ALMANYA
13/05/2016
Saat:20_56

8 Mayıs 2024 Çarşamba

 

YARIMSIN ….
Hayatın sana oldum olası cömert davranıp …
Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda …
Oldum olası, gereğinden de çok kibirli, bencil ve burnuna sırıkla bok yetişmeyen hallerde …
Hatta, engin dağları ben yarattım, edalarında kurum, kurum kurumlanarak …
Böbürlenme dürtüsünün seni esir almışlığında ,nefsinin hezeyanlarıyla …
Kendini erişilmez,ilah sayan tavrınla ahkam kesmeleri hayat biçimi yaparken ..
Pabuç bırakmıyordun insanlığa, tevazuu ‘ya, vefaya ve kadirşinaslıklarda insan olmaya …
O hallerinle, o gün neysen ….
Bu günde değişmeyen ve hatta eksilmeyip üstüne koyduğun akıl almaz ucubeliğinle ..
Bu günde hala yarımsın,yarım, eksikliğin insanlık, çürüyen yanınsa insanlık ..
İnsanlığı ,insan olmayana anlatıp, izaha çalışmak kumdan fildişi kuleler yapıp-yapıp, yıkmaktan farklı değildir ..
Dün güçlü göründüğün,kudretten kendini sarhoş hissettiğin hallerinde hiçsen ve hilkat garibesiysen ..
Bu günde suretinle insan olsan da ,fıtratın ve olmayan karakterinle yarımsın ve insanlık fukarasısın ..
İnsanlık fukarası …
Çaldıkların ve kirli ganimetlerinle sen kanlı servetin hükümdarı olsan da ….
Kılıktan, kılığa giren garibetliğin ve malın-mülkün, servetin….
Tacın-tahtın, muktedirliğin ve gücün …
Dahası, her şeyin olsan da ….
insanlığını yitirmişliğinle ..
Yok hükmündeleğinle sefil ve paspayeliklerde …
Acuzece ömür tüketişliğinle …
Altı kaval-üstü Şişhaneliğinle …
Yarımsın, yarım ..!
Yarımsın, yarım …!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Avcılar / İstanbul- Türkiye

23 / 04 / 2018
Saat ; 02_14

7 Mayıs 2024 Salı

 

AN GELİR ŞİİR İNSANOĞLUNUN YÜZLEŞMEKTEN KORKTUĞU ACZLERİNİ DIŞA VURUR.KORKU VE VEHİMLERİNE DİL OLUR.



SEN'Kİ VEHİMİMSİN ....!


Sen'ki ömrüme düştün düşeli, vehimimsin.....


Aklımın kuytularına yerleşiyorsun sen,sinsi sinsi .


Kimi zaman,


Korku korku çoğalarak.


Kimi zaman,


Evham evham..


Endişe endişe yayılarak,


Paniklemelerimde esir alıyorsun beni..!


Sen çıkıverince,aklımın arka sokaklarındaki köşebaşlarından.,


O,dingin..


O, durgun saatler,


Sütlimanlılıklardaki yalancı huzurluluklarım,kayboluveriyor birden.


Bir ter basıyor,bir ter basıyor..


Sorma gitsin, yaz güneşinde ekin dererken, gözlerimi yakmacasına ...

Alnım'dan kopupta çağıl ,çağıl yanaklarımdan süzülüpte düşmecesine, ,bir ter ,


Kuruyor yel vurgunu olmuşcasına, çatlayan dudaklarım,


İşte tamda o anda ''-ahha...'' diyorum..!


Şıppadak biliyorum, aklıma ,yüreğime düşmüşlüğünde, esir alıp ,


Yokluğunda bile ,sevdanda boğacağını beni...


Titreyen ellerim, havayı dövüyor..


Sensizliğinde, yüreğimin hınca kesmişliğinde...


Ve,bir yılan tıslaması gibi ıslığım savruluyor ,


Lanet ederek yokluğunda, kahır ,kahır ,


Çile ,çile dokunan ömrüme ...



Mualla YASSIBAŞ


Hildesheim/Almanya


09/04/2010


Saat: 13_35


5 Mayıs 2024 Pazar





BELALIM

Daldığımda,düştüğüm gayya kuyum .....
Hayallerimde ırak sürgünlükler ...
Kürek mahkumlukları ...
Gerçeğim de, azap ..
Yokluğunda, ruhumu yakan kezzapsın ..
Aklımda, çentiklerim ..
Zihnimde, çetrefilliliklerim ..
Aşağı tükürsem, sakal ..
Yukarı tükürsem, bıyık hallerim ...
Yüreğimden hiç çıkmayan diken ..
Mevtime sebebimsin ..
Kara sevdalılığımda ..
Vurgunum,belalımsın ..
Belalım....

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /ALMANYA

17/10/2016

Saat:23_09 


 


KOCAMIŞ VE KOCAMAN ÖMRÜMÜZÜN, İZBE KAT'LIĞINDA ...!


Eğer ömrümüz vefa eder, hayat çizgimiz erkenden kırılmaz sa, yitmez ise ....
Yıl eskitip, gün tüketerek, büyüsek de ...
Kundak, salıncak, bebelik çağımız .....
Çocukluğumuz, merdiven altı gizemler dönemlerimiz, gençliğimiz ...
Hep kalacaktır ....
Olgun ...
Yorgun ....
Yaşlı ....
Kocamış ve kocaman ömrümüzün, İzbe kat'lığında ....!
Kocamış ve kocaman ömrümüzün, İzbe kat'lığında ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

18/10/2016

Saat:01_25

ÖLÜME KÖPRÜ VE ELÇİLİKLERDE ..... AZRAİL KESİLİRLER, AZRAİL ........! Çözümsüzlükleri tarifsizliğe kurban giden anlar, haller ve olaylarla k...