8 Ocak 2017 Pazar


AN GELİR......

An gelir, aşk yutar bedeni..
Kimisinde çiçek açtırır
Kimisinde acı çektirir..
An gelir,ömür ..
An gelir ocak söndürür...
Hasılı, çarkı feleğin de döndürür..


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

08/01/2017



BİL Kİ...

Hayatın hüznünü ,sende tanıyıp..
Yüzünde, keşf etmeseydim..
Onun zorbalığını , dayatmalarını,acılarını.. 
Sineye çekmem ve katlanmam..
Böylesine kolay olmazdı..
Çünkü,
Hüzünlerin ile, hüzünde sevdim seni...
Hüzünde sevdim seni...

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Fridrichshafen / Almanya

08/01/2017

Saat: 00_12


AŞK........

O son ardına bakışınla fethettin, beni .
O gizemli davetkar lığınla çekip, alıp götürdün beni, benden...
Sessizliğin diliyle söylediklerindi beni, sana bağlayan ..
Ondandır ki ..
O gün-bu gündür tüm benliğimle, şeksiz-şüphesiz inanırım ...
Yalanı-dolanı olmayan en masum ve saf dil, sevginin ve aşkın dilidir ..
Aşk ana sütü kadar saf ve temiz,ak-pak ...
Çocuk kadar masum ..
Bebek gülüşü kadar sıcak ve içe işleyen tarifsiz güzelliktir ....!
Aşkın dilindeki albeni ve içtenlik .
İnsan ruhuna ışık hızından da çabuk erişir, yüreğe derinlikle işler ..
Aşkın dilinde, sözcük kalabalıklarına, harflerin ağırlığına gerek ve yer yoktur .
Ruhun ve duyguların üryanlığı, gönüllerin içtenliği ..
Kalplerin aşka susamışlığı ..
Kişilerin karşılıklı saygı ve vefası ...
Umarsız, sorgusuz - sualsiz bağlılığı ...
Sadakat, aşkın görünmeyen zinciri, en etkili tutkalı ...
Mutlu geleceğin vazgeçilmez, sağlam temelidir ...!
Onun doğmasına, kabullenilerek, boy atıp, gelişmesine yeter de, artar bile ...
Çünkü ...,
Aşk, hayatın en güzel ve işlevsel çekim olgusu ve kanunudur ...
Hayatın kaynağı ve can suyudur ...!
Aşk; ne adres sorar, nede sebep arar ....!
Aşk; ne adres sorar, nede sebep arar ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

08/01/2017

Saat:00_47

3 Ocak 2017 Salı


EVVELİN NEYDİ Kİ, AHİRİN NOLA ?

Duyguların, sevinçlerin, umutların, düşlerin ...
Geleceğe ilişkin hayallerin, planların ..
Yerle yeksan oluyor ..
Mutsuzluk ve sancılar düğüm, düğüm ..
Yumruk, yumruk ..
Gelip boğazına, kursağına oturuyor ..
Kendini '' - Denizlerde gemisi batan, müflis tüccar . '' gibi hissediyorsan ..
Hayat denen bu hengamede ..
Kendine saygını var edememişliğin fukaralığın da ....
Bunca zamanı heba, ömrünü telef ederek ....!
Altı yok pabuçluklarda, körü körüne biatta ..
Dahası kıç yalamalarda ve el-pençe divan durarak ..
Şamar oğlanı olup çıkıp, çürütmüşlüğünde ...
Kala, kala sana kalan ...
Hep, deve götü yağlamak ve dalkavukluksa ...!
Bil ki, bu işte daha ilk adımdan ...
Şu ana dek sürmecesine, ters gidiş ..
Ve, tepeden tırnağa onulmaz hata, dönülmez yanlış,telafisiz yanılgı vardır.
Demek ki, ya bu gerçeklere ve eşyanın tabiatına aykırı ..
Ya'da, sen ve o kaotik düşüncelerin, hayata uyumsuz ....!
Hayatın ırmağı, terse akmaz ..
Sen körü körüne inatla götün, götün yüzen ördekliklerde ..
Suyla ve hayatla, hatta istikrarsızlıklarla, kendinle inatlaşıyor san ..
Yaptığın, düpedüz ..
Kıçın la inatlaşırken, donuna sıçmaktır, aslında ...
İnatlaşmayı,tepişmek anlamak ..
Ve, körü körüne bağnazlıkta kendi çukurunu kazıp ..
Geleceğini karartmak demektir ...
Ders alamamış san bunca yaşanandan ..
Payına düşen dersi de, mutluluğu da alamamış san hayattan ..
Bil ki, ruhundaki Don Kişotluktan çok ..
Akıl ve düşünce bulanıklıklarında ....
Ve, sorgulamazlığın sığlığında boğuluyorsun demektir ..!
Deneyim, ders alırsan, kazanım ......
Körü körüne inat sa, felakettir, tufandır, akıllara ziyanlık ..!
Yerle yeksanlıklarda, rezil rüsvalıklarda, toz-duman olmaktır ..
Aştan, aşka ....
Felaketten, mutluluğa ...
Elemlerden, coşkuya, sevince ...
Hayatın tüm alanında ..
Hayata ve insana dair, hemen her konuda ..
Yaşadıklarından feyz, ışıktan ilham .....
Yenilgilerden ders almıyor ....
Elem deminden, mutluluk çıkartamıyorsan ..
Nafileliklerde tüketip, heba etmişsin, hayatı ..
Dönüp baktığında, ömür ve vicdan aynına ..
Diyemiyorsan hala, '' - Hata bende . '' , diye ..
Ya, gözün kamaşmış egonun serabın da, yakamozun da ..
Ya, beynin sulanmış hayat ırmağının gel-gitlerinde ..
Ya da, ruhun küflenmiş bağnazlık dehlizinin karanlıklarında ..
Cehenneminin odununu, sırtında taşımışlığıyla ..
Zebaniye iş koymadan, kendin yakarsın azabının ateşini !
Sen, yanlışlıklar komedyasının yitik kahramanı, biçare zavallısın ...!
Çünkü .....,
Neresinden tutarsan, elinde kalmacasına ...
Bebelik ten mezara süren, ömür denen kilimde, ilmeklerin ...
Baştan aşağı yanlış ...
Çözgülerin sakat, atkıların karışık ...
Düğümlerin Gordionunkinden de karışık, kör ve çözümsüz ....
Südün ve mayan bozuktur demek ki, senin ....
Böyleliğinde bil ki .....
Fazlasıyla müstahaksın, hayatın şamarıyla dumurlara uğramaya !
Kendi kazdığın kör kuyuya, çıkmamacasına yuvarlanmaya ...!
Ön teker nere giderse, arka teker de, ora gider, sözünün ışığında ...
Demeli o zaman sana, hiç mi hiç acımamacasına ..
Evvelin neydi ki, ahirin nola ...!
Evvelin neydi ki, ahirin nola ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

03/01/2017

Saat ; 17_38

2 Ocak 2017 Pazartesi


KANMAMAK, YİTİRMEMEK VE ÜTÜLMEMEK İÇİN, SORGULA .....,

İnsanın ömrü, çağlar arası yolculuğa koyulmuşsa ...
Hele ki de, tozunu, toprağını yutmuş san hayatın ...
Dürtülerini kamçılayan olaylara ve hayatın akışına duyarsız değilsen ..
Hüzünlerden olduğu kadar ....
Mutluluktan ve bilgelikten yana da, alırsın payını ..
Yeterki neye nasıl bakıp,hangi dürtülerle düşünür ..
Önce bilgilenip, bilinçlenip ..
Ardı sıra, sorgulamayı ...
Dahası duvarların, perdenin ardındakileri görmeyi bil ..
Denendeki, denmeyeni ...
Yazılandaki, yazılmayanı fark edip, keşfe koyulmayı, bil ve öğren ..!
Yat, uyu, yat fişleriyle ....
Tembelliğin ağlarında ıskalanan ve ilbizlenen kafalardan olma !
Bilgili olmanın, zenginlik ..
Sorgulamanınsa, kurtuluşun ve mutluluğun reçetesi olduğunu bil ..
Koyunluk ta, kaval ..
Salozlardan, maval dinlemeye kaptırma, kendini ..
Adını koyanların dününü ve sana mirasını düşün ....
Araştır dünü de, yaşadığın günü de, geleceği de ....!
Bakmayı öğrenirsen ne, toz-dumanda kapanır gözlerin ..
Ne, cambaza baklarda karışır aklın ..
Nede koyunluklarda yalak ta su, kavaldan kurtuluş beklemezsin asla ..
Güdülmenin diyetinin, kesilmek ve kurbanlık olduğunu kavrarsın ..
Bakarsan ilmin, bilimin, sağ duyunun ve gönlün gözüyle ..
Silinir gözündeki perde, kalkar sırlar ve çıkar ortaya gerçeğin yüzü ..
Sen kavrarsan, Kralın çıplaklığını ..
Şatafatta kamaşmayınca gözlerin ...
Tez öğrenirsin, oyun içinde dönen oyunu ..
Karamanın koyununun fark edersin önceden oyununu
Sonra çıkar sandığın oyunda kaybeden olduğunu ..
Yutmuş san, hayatın tozunu ..
Zulanda saklarsın, kozunu ..
Yılbaşında dökülen kanın Terör değil ..
Egemen devletin kanlı ve kirli tezgahı olduğunu çözersin, şıppadak ....!
İnanmaz, kanmaz san yalana, mavala, sapmaz san yanlışa ...
Uyanık olup, kanmaz san biat ta, başındaki çobana ..
Sorgularsan sergilenen kanlı oyunu ....
Kavrarsın gerçeğin o, ayan-beyan nurlu yüzünü ..!
Unutma ki inat ve kararlılıkla duruyor yıllardır, katil kurt, kuzu postunda .
Yutmaya yeminli hallerin pişkinliğiyle, arsız, arsız sırıtışlar da ..
Ağzından, kanlı salyalarının akmışlığında ..
Seni yemecesine, pusuda..
Ülke de sergilenen bu kirli oyunda, kanlı saldırılar tezgahlanıyor ..!
Katil kurdun, başa geçişini sağlamacasına ..
Dün, Beleş tepe'de, bugün Ortaköy'de diskoda ..
Sergilenen kanlı oyunun ardında ...
Akıl daneleriyle, katiliyle, tetikçisiyle,Fidanıyla, Hakanıyla ...
Mitiyle, paralı itleriyle o, koca kurt iş başında ..
Tekdir onun muradı ..
Saplantısıdır, Başkanlığa konması ..
Bakarsan bu uyanıklık ve zekayla sorgulayarak hayata..
Üstelik hayatın tozunu yutmuş san acıda ..
Bilir ve bulursun yaman çelişkiyi ....!
Çözersin dönen fırıldağı, sergilenen kanlı oyunu ..
Canı yanan adam haykırırken gerçeği ..
'' -Tarıyorlardı '' derken, içerideki piyon ve maşa katilleri ..
Devlet sana dayatsa da, katil tek kişiydi diye ..
İnanmazsın mavala, yalana, dolana ..
Kanmaz sın başa oturmak için kan döküp kan içen o katil ruhlu deli kurda ..
Gelmezsin oyuna, cambaza baklarda ..
Anlarsın, devletin düzmecesini ..
Ateş edenlerin ve perde ardındaki baş katilin gerçek yüzünü ..
Haykıran halkın sesini bastıran devletin ve egemen erkin yalanına ..
Kanmaz sın asla ama asla budalaca, ahmakça ..!
Farkındaysan hayatın ve sergilenen oyunların ..!
Düşer maskeleri, sırıtır katillerin arsız, arsız gülüşleri .
Kral çıplak diye yankılanan çağların sesinde ..
Koyulmuş san sen senin, insanlığın keşfine ..
Sorgularsan hayatı,
Tez ortaya çıkartırsın onca foyayı ..!
Sen, sen olmuşluğun la, yutmaz sın bunca adi ve kanlı oyunla, numarayı ..
Kanmamak, yitirmemek ve ütülmemek için ...
Sorgularsan hayatı ve yaşananları ...
Öğrenir, bilir ve tanırsın ...
Sergilenen kanlı tezgahları
Başkanlık inadında, azgınlık la krizde boğulup ..
Günbegün daha da azgınlaşıp, saldırganlaşan ..!
İllede, tek adamlık ve başkanlık diyen o, katil madrabazı ....!
İllede, tek adamlık ve başkanlık diyen o, katil madrabazı ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

01 / 01 / 2017

Saat; 23_39

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...