SEVDAYI ........
MEVTALIK, ÇARIK ESKİSİ Mİ SANIRSIN ?
Vurgunluğunda sevdaya, ömür adamış, aşkı bağrında yaşatan yüreği yanık, gönlü sahra'lığa kesmişler için .....
Sevda uğruna çekilenlerle, katlanılanları zulüm mü sayarsın ?
Hele ki, gurbetle, ıraklıkları, ayrılıklarla, büyütülen özlemleri, engel ve olursuzluk mu sanırsın ?
Eğer, sandığın gibi ......
Sudan ucuz, çerezlik ve çarık altılık, eften-püften gönül oyunu olsaydı sevda, ona ATEŞTEN GÖMLEK denir'miydi hiç ?
Uğruna çöllere düşülüp, ulu dağlar delinir, çilehanelere gönüllü maphuslukta, sürgünlerle, forsalık dan beter hallere ......
Gık çıkarılmamacasına, katlanılır'mıydı ?
Gözlere mil, yüreklere dağlama, dillere lallık ve dudaklara mühür reva görüldüğünde ........
'' - Boyunlar la, canımız fedadır ona .....
Yeter ki, feda'mızın ödülü, Gülşen'in gönlünde açan çiçekler, güller ve şen-şakraklık da şakıyan bülbüller, şad etsin onu ...... ''
Deyip, adanır'mıydı, yare ömürler ?
Dahası, tarihle, çağlara kazınan DESTANSI AŞKLAR ERER'MİYDİ ÇAĞLARLA, DAĞLARIN ÖTESİNE ?
İnsanlığa miras'lığın da, dolaşır'mıydı dilden, dile, ömürden, ömre ?
Hava gibi, su gibi kutsal ve hayati görülüp, sayılarak, uğruna tahtlar, taçlar, ömürler, hayatlar feda edilir'miydi ?
İnançlara, ruhlara, ömürlerle, hayatlara bezenen olmasaydı, sevda .....!
Bilesin ki, Ne Belkıs olurdu nede, Muhteşem Süleyman ...........!
Ne Kleopatra'nın dillere düşen öyküsü .......
Nede, onun uğruna, kestaneyi çizdirip, postu deldiren, Antik Romalı Kralların, esamesi okunurdu .........!
Dahası, dağlar kahramanı Ferhat ile, uğruna dağlar delinen Şirin kalırdı insan belleğiyle, yadında ....
Hayatın, tarihin ve insanlığın bağrında .......!
Sevdanın kahramanının da, kurbanında insan olmuşluğun da .......
Sevenince, sevilenince, candan da aziz bilinip, emsalsiz ve mucizevi olgu ve eylem sayılıp, kutsan'masaydı ........!
Uğruna adar ve feda eder'miydi canıyla, ömrünü, insan ?
Sevdalı, çeker'miydi cefayı, çileyi, reva görülen zulmü, sineye ?
Sevdanın, nelere, nelere kadirliği ve sırrıyla, hikmeti, özünde gizli olmasaydı ........
Durduk yerde uğruna insan döner mi idi divane ile, deliye, maşuku için dillere düşüp, rezil-rüsvalığı alır'mıydı göze ?
<< - Sebepsiz kuş uçmaz . >> Denir, öğrenilip, bellenir insanca, insanlarca .......!
Sevdanın, değil, sadece insanı .....
Börtü-böceği, kuşu-kurdu muma döndürüp, develeri bile, iğne deliğinden geçirmişliğinde .......!
Sevdanın, ömürlere otağ kurmuşluğun da, insanı, demirden pençesinde zar ağlatmış'lığında .....
Sevdayla vurulup, sevdalısına yanık'lığın da .....
Ayak yalın-baş kabak hallerde, yelken kürek koyulup, süzülerek .......
Aşk neferliğin de, seferilik de kah, semaya erip, kah ummanlara dalıp, girdaplarda yutulmuşluğun da ........
Gözünü karartıp, dönülmez seferlere koyulup .....
Zümrüdü Ankalık da, külünden doğarak, kanat çırpan sevda kuşluğun da, konar'mıydı gönüller ota da, boka da ?
Böyleliğin de, mucizeviliğin de .....
Sevdayı ......,
Kaybedenin üzülmediği, bulanın sevinmediği ......!
Sudan ucuz , çör-çöpten kıymetsiz, metelik etmez, yüzüne bakılmaz,
kelepir den de beterlik de .....
Ahı gitmiş, vahı bile kalmamış, mevtalık çarık eskisi mi sanırsın ?
MEVTALIK, ÇARIK ESKİSİ Mİ SANIRSIN ?
MEVTALIK, ÇARIK ESKİSİ Mİ SANIRSIN ?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
22 / 05 / 2022 - Pazar
Saat ; 15_45