14 Haziran 2015 Pazar

SENSİZLİKTE YANAN, BEN ...!

Hasretinden volkan, volkan patlar bedenim...

Aç ruhumun ihtirasını, kamçılar duygularım ..

Yanarım,yakılırım ..

Derinliklerimde ki savruluşları kimse görmez ..

Perdeler, gözlerimdeki o yalancı tebessümler, gönlümün hüzünlerini ..

Sen düşünce aklıma ..

Sarar alev, alev yangınlar beni..

Binerim ihtirasın yılkı atlarına ..

Sürülüp savrulur um aşkın uçsuz-bucaksız coğrafyasında ..

Böyleliğin de hallerimin ..

Yüreğimin sessiz çığlıkları kaplar, afakı mı ..

Gelmeyen sana, olmayan aşka,dinmeyen ihtirasıma lanetler yağdırıp ..

Kanadı açılmamış, gün yüzü görmemiş küfürler savururum ..

Dillenir yüreğim, isyan, isyan ..!

Efkarımı , öfkemi savururum asumana..

İnleyen ruhumun gamlarını dökerim göz yaşı, göz yaşı, ummana ..

Bu nasıl açmaz, bu ne illet ..

Bu ne onulmaz,iflah olmaz dert, bir bilsen ..!

Gün ağarırken yorgun düşen bedenimle..

Düşlerimdeki sana erişememenin azabıyla 
Sızım, sızım, sızlanarak ..

İsyanımı kusarak dalarım kaçıncı kez sensizliğe uyanacağım ..

O, azap dolu uykulara ..

Dilimde tespih olan isyanım la ..

Haykırırım karanlığa ..
''--Ateşim sen, suyum sen, tutkunla,tutukluklar da, sensizlikte yanan ben ..! ''

''--Ateşim sen, suyum sen, tutkunla,tutukluklar da, sensizlikte yanan ben ..! ''



Erdem YASSIBAŞ


Altınoluk/Edremit

14/06/2015

Saat;03_23

YIKANIYORDUK, AY IŞIĞINDA ...!

Gecenin lacivert atlasına sardım, hüzünlerimi ...

Ay ışığı öperken, ruhumu ..

Sergen oldu deniz , hicranları mı durulamak için ..

Tüm haşmeti, cömertliği, gizemi ve albenisiyle ..

Ufuğu öperken kızıllık, kirpik uçlarına tüneyen yaşlarda ışıyordu ..

Parıltı, parıltı, Sema'nın kandilleri ..

Gece, hazan, elemlerim ve ben, yıkanıyorduk ay ışığında ....!

Gece, hazan, elemlerim ve ben, yıkanıyorduk ay ışığında ....!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk / Edremit

14 / 06 / 2015

Saat; 11_36
BEN ÖLÜRÜMMMMM.....!

Ben bir çocuk emekçiyim....
Karadüzenlerinizin,egolarınızın,sermayenizin kölesi kılınan...
Yüreğine,umutlarına,düşlerine pranga vurulup,
Egonuz  ve varsıl geleceğiniz için ömrü ve yarınları talan edilenim...
Yerkürenin çeşitli coğrafyalarında aynı kaderi paylaşan kurbanlarınız dan birisiyim..
Cinsiyetim,yaşım,rengim,boyum-posum  ne fark eder ki sömürünün sermayenin gözünde..!
Filipinler de,seks pazarında köleyim..!
Bakılmadan sübyan yaşıma,ırzına geçilen im..!
Sapık arzuların kirlerin de ömrüm katlolur..
Çin de-Maçinde,illegal kömür ocaklarında hırslarınız için ölüme sunulan kurbanım..!
Afrika da,madenlerde ben çalışırım..
Yerkürenin en ücra yerlerinde zamanın ölüm ölüm üstüme ağmışlığında..!
Kömür ocaklarında,dehlizlerin karanlığında,nemin,tozun gırtlak yakıcılığında..
Gün yüzüne hasretlikler de,solgun düşmüşlüklerde ömür tüketirken ben...
Ölüm yağar grizu patlamalarında ölüm,bu küçücük bedenime..!
Güzelim Anadolu bana mezar olur tarlada tapanda,tezgahta..
Kaçak iş yerlerinde algısız vergisiz,sorgusuz,sualsiz kara kazançlarınız da..
Benim ömrüm sürülür pey olarak hırslarınız uğruna masalara,kasalara..!
İstanbul merdiven altlarında çile çile tükenen ömürler de heba olur yıllarım..
Gasp edilmiştir zalim egemenler ve aç gözlü hoyrat ellerce katledilen yarınım..
Ne arayanım,ne soranım olur sermayenin köle düzeninde..
Hindistan da,bir öküzün boku kadar yoktur ederim..
Haraç-mezat satılırım,sürülür,sürünürüm sermayenin elinde..
Amerika da karartılır yarınlarım....
Derim,ak'da,kara'da,sarı'da olsa aç gözlü gaddarlarca..
Kurtulabilsem de doğal afetten,hastalıktan..
Yoksulluğun kaderim olmuşluğun da pusu kurup bekleyen ölümlerde..
Haiti mezarım olur vurgunda,talanda,sömürüde soygunda..!
Velhasıl,her yerde çocuk iş gücü olarak ezilir,sömrülürüm...

Kağıt ve hurda toplamalar da kanserden olmasam da, kamyon altında ezilip ölen im..
Gözümün yaşına bakılmaksızın kıyılırım hunharca..
Çoğu kez der-dest edilip bir ceset torbasına konulurum..
Yada,bir gazete kağıdı kaplayan sıcacık ölü bedenime sinekler konup kalkar hevesle..!
Öper,anamın babamın öpüşüne hasret çocuksu ölü bedenimi..!
Uzun lafın kısası....
Köleyim köle,bu can pazarında...!
Siz semrilirken,ben ölürüm soluduğum siyanürden,gazdan,tozdan..
Zoraki çalıştırıldığımda Civa yutup,içimin parçalanmışlığı kimin umurundadır..?
Kar hırsı gözünü bürümüş azgınlar,bir metadan farklı görmemektesiniz beni !
Ne yarınım var,ne sevincim..
Bayram,seyran bana haram..
Günler boyu uykuya hasret gözlerim...
Bedenim,lime lime yorgunluktan..
Dahası cansız bedenliğimde,bir ölü canım güvensiz iş koşullarında..
Bir kazazede bile sayılmamaktayım çokca..
Ben çocuk emekçiyim..
Sizin gözünüzde bir malım,bir mal..!
Sizi gaspçılar,sizi haramiler sizi...
Eşkiyalığınızla çalındım,ben benden...
Şafakta,fecrde,zamansız gelen ölümlerde...
Ben ömür tüketirim ben,sizin sömürü sisteminizde...
Etim,tenim,emeğim umudum talan edilir sizce talan,üstelik vahşice..!
Oyun çağım,okulum,çocuksu sevinçlerim,düşlerim çalındı sizlerce,düşlerim..
Ne hak bilirsiniz,ne hukuk siz çakallar sürüsü..
Ne sendikadan,ne sosyal haktan..
Nede güvenceden,güvenli gelecekten haberim var..
Siz canavarlarca,hasret kaldığım o güzelim şafak uykularım haram edilmekte bana..
Sızım sızım sızlar her bir yanım..
Zamanların ve tarihin tüm yorgunluğu,bana..
Ayıbı,siz kara düzen yaratıcılarına düşmekte aslında..!

Gel gör ki ;ne hakkımı arayan,nede halimi soranım var..
Adı üstünde çocuk sermaye,köleyim ben köle...!
Etimde,kemiğimde sizin..
Bana,kala kala zulümlerinizde ölüm kalmakta...
Sizin devranınız dönsün,kervanınız yürüsün diye...
Kurban olmaktayım ...
Dünyanın dört bir yanında,kurban...
Dalda sız duldasız pejmürde hayatlarda sessiz,soluksuzca..!
Çember çevirmeler,gülüp oynamalar,şeker yiyebilmeler haram bana..
Zira;siz çakal sürüleri,siz sırtlanlar ca ömrüm ve yarınlarım çalınma da..
Emerek kanımı,alarak tenimden canımı semrilin beyler,semrilin siz..!
Nasıl olsa ben sizin yarınlarınız için ölüme tutsak çocuk iş gücü köleyim..!
Ben hırslarınız ve geleceğiniz için...
Sizlerce köleliğe ve ölüme tutsak çocuk işçiliklerde ...
Reva gördüğünüz mihnetler de yudum yudum ölümü içmiş...
Hayatın körpe çağında,ömrümün baharında ölmüşüm ölmüş...
Haykırıyorum..
Duyun sessiz yürek çığlıklarımı..
Haykırır ölü bedenim...!
Ben kim miyim..?
Ben;
Ucuz iş gücü kaynağınız,sermayeniz,malınız masum küçük bedenli bir ölü köleyim...!
Yeter ki siz sağ olun vampirler.. 
Yeter ki siz sağ olun..!
Ben ölürüm,sizin varlığınız ve debdebeli ömürleriniz için..
Ben ölürüüüümmmmmm....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Hildesheim / Almanya
27 / 06 / 2011
Saat ;14_14

BANA UÇARSIN, BANA ..!

Her şafakta, kan rengi albenilerle ..

Allı- morlu tan yeri güzellikleriyle ..


Aşk olup, üstüne ağan , benim ..


Her akşam üstü, batan günün yine, ben ..


Bende doğar mehtabın..


Bende canlanır, yakamozların, sarar seni ışıl, ışıl ..


Sevgimin sahrasında yürürsün yana, yana ..


Serabınım, bende yiten, bende bulansın ..


Her zerrem de sen çoğalır ..


Semada kayan yıldızlar misali, bende ışıldar,bende söner sin ..


En masumane, en kışkırtıcı ve en albenili halimde ..


Seni sararım,seni, gecenin koynunda..


Güneşin şavkın da..


Dağıma yağan kar,


Vadime yayılan su ..


Zümrüt yeşili ovam da açan, rengarenk çiçeğimsin ..


Ben aşka kestikçe, hayat bulur, dal-budak yayılarak bende büyürsün ..


İhtirasın kasırgalarına bende kapılır ,


Aşkın okyanusu olmuşluğum da, bana dalarsın ..


Ben ateşe keser, kor, kor sana ağarım ..


Volkan olur patlarım ruhunda ..


Bana aşkla koşup ..


Bende dolup-bende boşalmışlığın da..


Sarı sıcak hazla bezenen günlerimde..


Sıcacık kasıklarımda düşsel güzelliklerde aşk uykularına dalarsın ..


Ben kaplamışken seni ..


Talan etmişliğim le ruhunu, bedenini zerre, zerre,en müphem noktalarına dek ..


Tohumunu bana saçar, çiçeğini,meyveni,,mutluluğunu bende derer sin ..


Ben güneş, sen pervane yaşarız zamanın koynunda ..


Aşka kesersin, aşkı keşfedersin benim sevgi ülkemin sınırsız coğrafyasında ..


Aşkla kaplı semanın kandilleri, sen olursun..


Aşka ve uğruma divaneliğin de ..

Kendini yitirir, bende seni bulursun her seferinde ve anında ömrünün ..


Ömrünü aşka feda etmişliğin de..


Kelebek güzelliklerinde benim iklimimi süsler..


Sen senliğinden azadeliklerde ..


Aşka kanat çırpışlarla, çoğalan haz duygularının sarhoşluğunda ..


Alıp başını göçerek benim aşk atlasıma

Aşkla-meşkin seni yudum yudum içmişliğinde ...


Mest olup, geçerek kendinden...


Kelebek ölümlerinin mutluluğunda, bana uçarsın, bana ...!


Kelebek ölümlerinin mutluluğunda, bana uçarsın, bana ...!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk/Edremit


14.06.2015


01_30

İçinizde küllendiğini sandığınız ateşi üfleyerek

canlandırın.
.
Pır, pır eden Zümrüd-ü Ankanızın size sevgi,sevinç ve mutlulukla kanat çırptığını göreceksiniz.
İyimser olmak, asla salakça her şeyi sineye çekmek değildir ...!
İyimser olmak, hoş görünün ve mutluluğun ilk köşe taşı ve temelidir .!
İyimser olup, tebessüm etmekle aslında siz, size .
. İçinizdeki çocuğa ve küllerin arasından kendine uzanacak elinizi bekleyen Zümrüd-ü Ankanıza , dolayısıylada kendinize 

yaşama sevinci bahşederek mutluluğa aralanan kapının eşiğinden atlayıp içeri girmektir.
Bana ait veciz sözde de betimlediğim üzere... Unutmayınız ki ;
''TEBESSÜMDEN KORKAN, MUTLULUĞA SIRT DÖNENDİR..! ''

<<-Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ.->>

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

13 Haziran 2015 Cumartesi



YOKSAM




Ne Deniz'in ,ne de gök yüzünün
Mavisini görecek gözlerin...
Yapraklarım kadar solgun olacak,
Gündüzün..
Gecelerce akan gözyaşlarının
Mavisinde boğulacak
Hayallerin..

Eğer...
Yok' sam, güneş ısıtamayacak
Hep üşüyeceksin ..
Üzerine çiğ düşmüş misali,
Paramparça yüreğimi arayacaksın....

Isınmak için ellerin,

Sana hasret bedenim yerine,
Boşluğa sarılacak ...

Yoksam....

Ne şarkılar, ne de şiirler paylaşacak
Özlemini ..
Neredesin sen
Dağların sesi diye
Soran da olmayacak ...

İşte o zaman
Anlayacaksın...

Bu zalim dünyaya nasıl
Küstüğümü...
Sevda çiçeğinin
Solup
Bu fâniye,

Veda ettiğini ...

Almanya, 19.02.2006


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ


SÜRGÜ ÇEKTİM YÜREĞİME



her gece hasretini yaktım 
küllerini göz yaşlarımla 
ıslattım 


seni aşkla yoğurdum 
kalbime soktum 
kapıyı usulca kapattım 
ben sana tutsak 
kalbimdeki yasaktın 


bu gece de hasretini yaktım 
küllerini göz yaşlarımla ıslattım 


güzel yüzüne 
bir kez daha baktım 
için için öptüm 


kalbime gömdüm 
kapıyı usulca kapattım 
sürgü çektim hasretlerine 

bir kilit daha vurdum 




Mualla YASSIBAŞ
08.08.2003-Almanya

<-DOĞAÇLAMA->

ZERRE, ZERRE ÇOĞALIRIM SENDE ..!

Uzanır, giderim içindeki yollarda ..
Kıvrım büklüm ..
Raylara efkarını seren tren katarları misali ..
Kuytularına sinen o, en albenili kokuları genzime doldurmacasına..
Sen esersin bende, ılgıt, ılgıt yel olup ..
Sana keserim, sana ..
Coğrafyanın en müphem kıvrımlarında sergen olurum ..
Çalılar takılıp, uçuşan yünler misali ..
Savrulurum, sende ..!
Girdaplarının davetkarlığında, geçerek kendimden ..
Dalar, dalar giderim sende, aşk okyanusunun..
O güvezi yeşil derinliklerine..
Bakınca göz bebeklerinin o albenili renk cümbüşüne..
Ebem kuşaklığımda dolanırım sevgiyle bezeli semanın enginliğinde..
Öyle davetkar, öyle şuh..
Öyle su duruluğunda çağırdıkça sen beni ..
Susayan topraklarının katmanlarında zerre, zerre çoğalırım sende..
Zerre, zerre çoğalırım sende ..

Erdem YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
13/06/2015
Saat;04_30

YÜRÜRÜM ÜSTÜNE, ÜSTÜNE KORKULARIMIN .

AYAKLARIMIN ALTINA ALIP, KURU YAPRAKLAR ,

SUSUZLUKTA UN-UFAK OLAN YANIK,

GEVREK TOPRAKLAR MİSALİ, EZMECESİNE, HEPSİNİ ...

AN GELİR, YİTERİM O SESLERDE ...

AN GELİR, BOĞARIM ONLARI ..


YÜREĞİMİN SESSİZ ÇIĞLIKLARINDA..

EN PERVASIZ, EN YONDAMSIZ HALLERİMLE..


İÇİMDE ÇAĞILDAYAN SESE KULAK VERMİŞLİĞİMLE..


İÇİMDE ÇAĞILDAYAN SESE KULAK VERMİŞLİĞİMLE..


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ


13/06/2015

04_15

Altınoluk/Edremit

1 Haziran 2015 Pazartesi

YÜREĞİM AÇIK, RUHUM AÇ, SANA !
Gözlerimin kapalı olduğuna bakma .. Aldanıp, ürkütmesin bu halim, sakın ha sakın seni, ey ürkek sevgili.. Olsada gözlerim kapalı .. Yüreğim açık,ruhum aç, sana ...! Yüreğim açık, ruhum aç, sana ...! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Altınoluk / Edremit 01/06/2015 Saat;22_42

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...