5 Mart 2020 Perşembe

SEVGİSİZLİĞİN SEFİLLİĞİN DE DEBELENEN ALÇAKLAR GÜRUHU SEVGİDEN,AYDINLIKTAN,BARIŞTAN,KARDEŞLİKTEN VE EVRENSEL İNSANLIK DEĞERLERİNDEN KORKUYLA NAFİLELİK LER DE İNAT EDEREK,BARBARCA VE CEBERUTLUKLAR DA ÇALMAYA VE KATLETMEYE YELTENEREK ..
YÜREKLERDEN, SEVGİYİ
BEDENLERDEN, CANI
ÖMÜRLERDEN VE GÖNÜLLERDEN SEVGİNİN IŞIĞINI ..
ÖZCESİ ;
HAYATA VE İNSANA DAİR TÜM GÜZELLİKLERİ..,
ÇALMAYA YEMİNLER DE KATLİAMLARA KOYULDUKÇA,
BİZ HALK VE EMEKÇİ YURTSEVERLER,
ONURLU BİREYLER,AYDINLIK BEYİNLER VE DİRENİŞ RUHUNUN IŞIĞI GÖNÜLLER DAHA ,DAHA ,DAHA DA ÇOK OLMACASINA ..
''-BİR ÖLÜR, BİN DOĞARIZ..''
İLKESİNİ DOĞRULAYARAK,
HAYATA GEÇİRMİŞLİĞİMİZİN ONURUYLA ÇOĞALACAK
VE..,
SEVGİYİ ,BARIŞI, KARDEŞLİĞİ, AYDINLIĞI İNADINA ÇOĞALTACAĞIZ..
MUHALİF GÜLÜŞLERDE, ONURLU DİRENİŞLERİN KARDELENLERİ OLUP AÇACAĞIZ..!
SEVGİLER YÜREĞİNİZE.
ERDEM YASSIBAŞ 
ALMANYA  
DEĞİL DE, NEDİR ?

Moraller dibe vurup, yaşama sevincine küskünlüğe, aralanınca kapılar ..
Serçe parmağını bile kıpırdatmaya mecalinin kalmamışlığında ..
Vurursun kendini .....
'' -Haspe, çıksın..!, Aman canım sende ..!,,'' - İnceldiği yerden kopsun'' teranelerine ....
İşte o zaman, teslim alır seni sinsi, sinsi boş vermişlikler ....
Hayata, insana ve hasılı bizzat kendine dair çelişkiler ..
Karmaşalar, olaylar silsilesine karşı, duyarsızlık ve ilgisizlik ..
Evlerde kavga-kaos, yalan, dolan dolu entrikalarla örülen ayak oyunu ..
Ekmek kavgasından tutunda, kıskançlığa uzanan ....
Sayısız bahane, onca numara .......
Sebepli- sebepsiz, hırıltı-gürültü ve kaos !
Hasbelkader, yorgunluğunu unutmak ve kafanı dağıtmak için açtığın televizyonlarda ...
Tepeden tırnağa, karamsarlığı körükleyerek ..
Bangır, bangır nefret, kin, intikam naralarının havada uçuştuğu diziler, haberler ..
Meclis denen kaotik arenada ..
Sözüm ona erişkin kocaman, kocaman gövdelerin ..
Gırtlak-gırtlağa girişleri, sille-tokat kavgaları arz-ı endam ederken ..
Sürer fütursuzca, goy-goy ve kışkırtmalar, tahrikler ...
Paranormal duygularına, ego ve harisliklerine yenilen insanların ..
Mide kaldırıp, iç almayan, kusturan hal, haber ve dizileri ...
Değil ele-aleme, evindeki eşine, çoluğuna-çocuğuna sözünün geçmediği ..
Yutulup yittiğin, hatta kavga ve şiddette kanın dökülüp ..
Ölümlerde canların gittiği ..
Sokakta, işte ve hatta en huzurlu olman gereken, saat ve anda stres,korku ve kabusla ..
Vücudunun her yerine saplanan kramplarda, yuvarlandığın sanrı ve kör sancılar ..
Kasılmalar, titreme ve soğuk terlerin sel-su olduğu, gözlerin döndüğü nöbetler ..
İçilen onca haplar, dopingler ve sakinleştirici sentetikler le örülü ömür denen çöplükte boğulman ..
Günümüzün yığınsal, niteliksiz kalabalığında yitmenin ..
Hiçliği iliklerine dek hissederken ...
Ve, kendi içsel yalnızlığında yutulmanın içinde ...
Saplandığın kara bataklıklarda ....
Pisi, pisine boku yeme halleridir.
Sebep-sonuç ve insan ilişkilerinin kör düğümünde..
Yozlaşma ve çürümenin doruğunda ..
Kaçınca ipin ucu, elinden uçan balonlar ve uçurtmalar ...
Şaşkınlık ve ne yapacağını bilememenin acziyle ...
Onların ardında, nafile koşularda yaşanan, helaklar ..
Hemen hepsi ..
İnsanın sözüm ona var ettiği, medeniyet denen bunalımlar deryasında, boğuluşudur...
Atı alanın, Üsküdar'ı geçme telaşında ..
Hırs ve gözü dönmüşlük ler de,insan yığınlarını hiçe sayarak ..
Onların üzerine basa, basa koştuğu o meçhul sona ..
Erişmeye çalıştığı,hatta kendisiyle ve hayatla savaştığı kanlı doruklar ..
Kirli ve karanlık zaferler ...
Sözüm ona başarı saydığı hüsran ve küskünlükler ....
Birbiri üstüne biriken, düş kırıklıkları yığınlarının altında kalarak ..
Naçarlıklar da o malum sona doğru kah hızla..
Kah, gıdım,gıdım ..
Adeta Çin işkencesi azabıyla için, için elemlerde kıvranıp ..
Acılara belenerek ölümü, kahrı ve un-ufak olmaları içmeler..
Çağın bunalım ve buhran çağı olduğu gerçeği ..
Ayın on beşindeki dolunay aşikar lığın da, ayan-beyan ortadayken ..
Yinede,hala ve inadına kendini kandırmalar ..
'' -Olmak yada Olmamak. ''...
Sözünün, asırlardan günümüze uzanan, kanlı gölgesinde ...
Ömürler, umutlar, düşler ve yarınlar karartmak ..
Gonca ömürlerin, yalancı baharlarda donakalması değil de, nedir?
Değil de, nedir ?
Deyin bana ...
Değil de, nedir ?

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
20/01/2017
Saat;00_34

İTİRAF ......,

Göğümün yıldızlarını ...
Gülüş güzelliklerimi ..
Bebe, masumluklarımı ..
Umudumu çaldılar ...
Ta, bebeliğimde, o görünmez haramiler ..
Yaşama sevincimi, düşlerimi talan ettiler, kimliği meçhul ucubeler ..
Sonra, birileri hırsızı suçlamayı, aramayı bırakıp ..
Kolayı ve işgüzarlığı seçip ..
Durdular beni suçlamaya, azar-beter etmelere ..!
Birden bire, baba eren Nasreddin Hoca Üstadım çıktı geldi ..
Anılar ülkemin derinliğinden ..
Gönül erenliğini, boşa çıkartmayan o malum ...
İçe işleyen, gevrek, gevrek tebessümüyle ..
'' - Demek ki İnsanoğlu denen meret de ..
Düzen denen, bu kıçı kırık avara kasnakta değişmedi ..
Değişmeyecek te, asırlar geçse de üstünden ..
Benim dönemimde de meretlik, aynı meretlik ..
Namertlik,aynı namertlik,döneklik ,aynı döneklikti ..!
Eşeklik,aynı baki eşeklik ti ..
Bilinsin ki, bu böyle ..
Durduk yerde ,
Boşa, eşeğe ters binmedim ben, hani'ya, şunun şurasında ..
O, zamanda ..
Gördüm ki, geçse de sekiz yüz küsur yıl ...
Onca, çağ üstünden ...
Hala, bağlandıkları yerde otlayarak, ömür eskitiyor ..
Güdük eşek kuyruğu misali, ne uzayıp, ne kısalarak ..
Hatta inadına, inat katarak ...
Bir nalına, bir mıhına vurup, entrikalarına, entrika ..
Numaralarına, numara katarak ...
İflah olmazlığın ve alçalmanın çamuruna batarak, sürüm, sürüm sürünen ..
Yılan-çıyan dan da beter çatal dilli, insan denen sürüngen ..!

Kafa hala, aynı kafa, avaralık aynı avaralık ..
Vurdum duymazlıkla , neme lazımcılık ta yine aynı mı aynı, hala ..
Değil beni, Sokrates' i, Diyojen' i, Musayı, İsa'yı ..
Yetmedi, üstüne üstlük, birde ....
Onların yedi cettini de, eskitip ..
Defalarca mezar'a gömseler, bu namertler ....
Soy, yine aynı bokun soyu ,
Değişmez asla, bu insan denen garabetin huyu ..!
Cahili'de, arifi de, dahisi de, Veli'si de, delisi de, divanesi de..
Alaylısı da, okullusu da ,
Asil'ide, soylusu da-soysuzu da, aynı boz-bulanık, boklu derenin suyu ...!
Bilmişliğim le bunu, kulağıma çalınan sesini ..
Tanık olmuşluğum la, yaşanan kepazeliğe ...!
İşitince öte alemden, başına geleni ....
Eskiden'de, katlanamadığım da yaptığım gibi ..
Haksızlığa göz yumamayarak, tutamadım yine kendimi ..
Kırdım kirişi, attırdım pabuçları, kaçıp geldim yanına ...''
Dedi, ve ardından kavuğunun başında dansa koyulmuşluğun da ..
Ağır aheste başını salladı yavaş, yavaş iki yana..
Aklıklar da pamuğa dönmüş sakallarının ..
Ilgıt,ılgıt esen yelle uçuşup, titreşip oynaşmalara koyulmuşluğunda...
Ve , sesinin kulağımı öpmüşlüğün de sürdürdü, itirafıyla ..
İçtenlikli mi içtenlikli o sıcacık, dost sohbetini ..!
'' - Çıkıp gelmez olaydım da, görüp, yaşamayay dım keşke bu rezaleti ..
İtiraf etmeliyim ki, evlat sana ..!
Benim göle çaldığım maya adam olur, tutar, tutmaya ..
Şu koca göl, yoğurda boğulur da ..
Bu insanlık denen güruhtan, olmaz bir herze, bir numara be evlat ..
Gel en iyisi mi sen sen ol ...
Aldatma,aldanma,kanma,avunma ve avutmalara durma be evlat ...
Dahası, demem o ki,sana ..
İnsan olma ..
Olacaksan, İnsan gibi, insan ol ..!
Özün bir, sözün bir olsun ..
İçin bir-dışın bir ..
Astarın, yüzün gibi ....
Yüzün, özün gibi ......
Özün se, sözün ve astarın gibi olsun, be çocuk !
Mevlana demişliğin de ..
İçin-dışın birliğinde ..
Ya görün, olduğun gibi ..
Ya ol, göründüğün gibi, sözlerinde ömür tüketsede insan soyu ..
Lafa kulak vermemiş liğinde ..
Kelam dinlememişliğin de .
Sözlerin,kelamın ..
Bir kulağından girip ..
Ötekinden, iz bırakmadan çıkmışlığında ...!
Eşek gelip, eşek gitmişliğin de ve eşekliğinin bakiliğin de ..
Dönememiştir asla o, rivayetlere ve masallara konu olan ..
Erdemli İnsan özüne ..!
Düşmemiş demek ki hala insanlık közü ,,,
Bu hilkat garibelerinin sinesine-özüne..
İtiraf etmeliyim ki ..
Giderse bu kafayla, daha ..
Değil asırlar geçse ..
Sema, yere inse, Yıldızlar arzı öpüp, secde etse ...
Bir değil, bin Nuh tufanı gelse-geçse ..
Yinede dikiş tutmaz, çıfıtı çıkmışlığın da
İnsanoğlu ve sözüm ona düzeniyle ...
Kendisini bulunmaz Hint kumaşı zanneden ...
Bu alamet-i farika acuze ler ve bitmez -tükenmez acuze likler ..!
İdrak etmişliğim de itiraf etmeliyim ki, evrene, sana ve kendime
Kalburla su çekmelerde, asla insan gibi insan olmaz ..
Değil ki yazıyla bilinenliğin de, olalı iki bin on altı sene..
Milyon değil, milyar sene ve asırlar katarı geçse de üzerinden ..
Kendini bilmezliğiyle avaralıklarda .....
Beyhude ömür tüketmişliği ilen ..,
Suret-i insan, fıtratı Ucube, bu iki ayaklı sosyal hayvan denen
Ne idüğünü, kendi de bilemeyen. ...
Alemdeki yerini, tarif edemeyen ,
Geçmişinden ve kendinden bihaber ...
Kendine düşman, kendi ayağına ve nesline kurşun sıkan ..
Gözü dönmüş ve doymamış lıkla da ..
Aç kurt kesilip, soyunu yiyen ....
Tüketmeye yeminli, kendisiyle ...
Dahası, bununla da yetinmeyi bilmeyerek ....
Hemcinsleriyle, ölümüne dövüşen ...
Ölümlerle doymayan, içtiği kanlarla, kanmayan ..
Ezop'un kurtlarından da, vahşilikler de ...
Kurduğu sofralarda mazlum ve masumları aş eden...
Soyu kanlı, belalı, insan denen, geçmişi boklu, sicili bozuk ..
Soyu kanlı, belalı, insan denen netameli, namert kefere ... '', diyerek söyleniyordu, hala..
Hoca Nasreddin Üstad, kendi, kendine ...
Tutturduğu o içtenlikli tarih kokan sohbetinde ...!
Yüzüne sinen, o akpacık gülüş güzelliğiyle...
Benim dumura uğrayıp, lal olmuşluğumla ..
Olan, bitene ve Hoca Nasreddin'e, baka kalmışlığım da ...!
Olan, bitene ve Hoca Nasreddin' e, baka kalmışlığım da ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ 

Altınoluk / EDREMİT
05 / 01 / 2016
Saat ; 00_36


BİR DELİCE ÇALINAN, ÖMÜRLERİMİZ LE ..!



Günler var ki, haris bir şizofrenin arzusuyla, sırf o, egosunu tatmin edip ....
Sapkın, sapık ve vicdanla, insanlıktan nasibini almamış marazalı ruhu tatmin olsun diyerek ...
Bilinç altında yada geri planda yatan esas niyet, arzu ve isteğinin karşılanması,onun kendini ...
'' - DÜNYANIN, İNSANLIĞIN KADERİNİ VE GİDİŞATINI DEĞİŞTİRİP, TARİHİ DEĞİŞTİRDİ '' …
Başlığıyla, dünya savaş literatürüne yazılarak ..
Sevincik deliliğinde, egosunu giderip, sözde zafer kazandığını sanarak, coşup, sevinip, mutlu olsun diye ..
Sırf o istedi diye masum ve kurban beden, ömür ve yüreklerin kurban edilmişliğin de ...
Çölde ve insaniyetten uzak ….
Ölüm, kan ve mezberelik içinde, hayatların telef olmuşluğun da ..
Ölümün bir kurşun yada soluk kadar yakınlığında  ..
Hatta burnumuzun direklerini kırıp, midelerimizi tiksintiyle ağzımıza getirip ..
Koşulları iyiden, iyiye kötü ve tiksintiyle ölümün şah damarımızı ve kokularımız la, ölüme aralanmış yaralı-bereli, çatlamış dudaklarımızın sudanda çok sevgiye açlıklarda aralanıp, ağızlarımıza Suriye çöllerinin kumunun, kuşunun ve ölüm öncesi son nefesimiz dolmuşluğun da ..
Kokularımızın vefa ve sadakatle bizi hiç terk etmemişliğinde ...
İlah TEKFUR İSTEDİ, MAZLUMLAR KATLOLUŞLAR DA ÖLÜME KURBAN EDİLDİ ...
Hallerimizin perişanlığın da ...
Ömrümüzün her an körü, körüne ve hiç pahasına, ….
Sırf, bir delinin emriyle bitecek olması gerçeğinin …..
Künyemize, alnımıza ve ömrümüze kazınmış lığın da ..
Gözümüz ufukta, ellerimiz tetikte ve ölümümüz de bile bizi terk etmeyen o bize has     ..
'' - ÇÖL ASKERİ KOKUSUYLA ! '' Ölüyoruz, ölümü bekliyoruz ...
Kurbanlık koyunlar gibi. ...
Kurşunun ve ölümün adres sormayıp, sıra beklememiş liğinde ..
Kokumuza belenerek ölüyoruz, halimizi bilenin, çığlığımızı ve ölürken ki duygularımızı ..
Vücudumuza belenen, ölüm acısını, kokusunu bilip, tatmamış lığında ..
İşimizin ve neden savaştığımızın anlaşılmazlığın da, anlatılamaz lığın da ..
En acısı ise ANLAMSIZLIĞINDA ..!
Kokumuzla ölüyoruz SURİYE ÇÖLLERİNDE..
NARSİST, MEGALOMANYAK, KİŞİLİK VE HAYSİYET FUKARASI BİR DELİCE ....
PERVASIZ VE HUNHARCA ÇALINAN, ÖMÜRLERİMİZ LE ...!
BİR DELİCE ÇALINAN, ÖMÜRLERİMİZ LE ..!
BİR DELİCE ÇALINAN, ÖMÜRLERİMİZ LE ..!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ


Almanya



05 / 03 / 2020


Saat ; 00_27

2 Mart 2020 Pazartesi


SEN, AKLA ZİYANLIKSIN, AKLA ZİYANLIK ...

Kıç yalayıcı ,çanakçı tayfasınca, Çöl aslanı, Libya ve Kuzey Afrika Fatihi ilan edilecek tin aklınız sıra ..
Çöl faresi bile olamadığın gerçeği gün gibi aşikarken ..
Suriye bozgunuyla, Libya katliamının ayıbı örtüldü, foyan gizlendi...
Emir elin, dönekler ordusu satılık kalemşör lerin ve haysiyet fukarası basın ve medya talükatınca ...
Ama bil ki tarihle, vicdanlı yurtsever seni unutmaz, tarih affetmez seni asla...

Hep, bulduğumda kaybede nim diye, şikayet ederek, ağlayıp, sızlanıyor san ...
Hep, aldatıldık diyerek karşındakinin, güvenilmezliğinden, hileciliğinden dem vurup ...
Haddinden ve hatta gereğinden çok mızılanıp, mağduru oynamaya yelteniyor san ....
Bu, senin ahmaklığının yanı sıra, güvenilmezliğinin, karakter fukarası, sorgulama yoksunu olduğunun kanıtıdır ..
Dününü erişilmez ve hatalarını, hilen i, hurdanı suç unsurlarını, toprağın derinlerine saklanıp, gömülen bulunmaz, kanıtlanamaz sanıyorsan ...
Aklının kıtlığı kadar, ahmaklığının su götürülmezliğini de ortaya koyuyorsun ..
Tüm bunları, farkındasızlıkla açıklayarak, hala masumiyetinden dem vurup, inat ve ısrar ediyorsan ..
İflah olmaz sahtekarlığını, embesilliğin ile perçinleyip, şerbetli arsızlığın la, taçlandırıyor sun demektir .....!
Senin hakkında  ilk okul öncesi yaş seviyesindeki çocukların bile karar ve kanaati, güvenilmezliğin ise ....
Bir tek sen, senin, farkında ve kapasitesizliğini, bilmeyen ...!
Dahası, asrın felaketi olduğun gerçeğinden, bile bihabersin demektir ..
İşte, sen onun için, bu güzelim ülkeye utanç kaynağısın…
İşin, en üzücü ve içler acısı, ibret verici yanıysa ....
Aids, Veba ve Koleradan da tehlikeli, dahası pan zehri olmayan  tehditkar virüssün ....
Pan zehri olmayan tehditkar, virüssün ...
İflah olmamak için, ayak direyip, inat eden ahmaklara günde üç kere, senin mikrobun enjekte edilmeli ....
Onlarla beraber illetlerin en beteri seni kurşunla kaplayarak gömmeli ki..
Dirin le değil , ölün le bile kainata tehdidin ortadan kalkmalı ...
Aksi halde ....
Es kaza sen çürür, toprağa karışırsan, değil bir asır..
Bin asır o, topraklardan  fışkırarak kainat için tehdit in sürer ...
Onun için senden kurtuluşun tek yolu…
Kurşunla kaplayarak gömmek tir ...
İnsan geçinenliğin de bu denli tehdit unsuru, seni ...
ZOMBİ olarak düşünmek, başlı, başına dumur unsuru ve akla ziyanlık ..
Sen, her halinle, her halükarda, akla ziyanlıksın..
Akla, ziyanlık ...

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ

İmmenstaad / Almanya

02/03/2020

Saat; 00_01

1 Mart 2020 Pazar

BU, BÖYLE BİLİNE ....!

Söylemekten, yazmaktan dilimizde tüy bitti ..
Gına geldi, TİKSİNTİ DUYAR OLDUK ...
Bizler, KEPAZELİĞİ İFŞA ETMEKTEN YORULDUK ….
BUNLAR, NAMUSSUZLUKTAN, UTANMAZ-ARLANMAZ HALLERDE, DEYYUS LUK DAN YORULMADILAR ....
ARSIZLIKTA, SINIR TANIMAZLIKTA …..
ÇAKMAK TAŞIYLA SIYRILIP, PARLAMIŞ SA O, YÜZSÜZLER SOYUNUN YÜZÜ .....!
NE DESEN PARA ETMEZ BÖYLESİ İLLETE ....
BU BÖYLE BİLİNE ....
Diyerek koyulduk kepazeliklerini yine, yeniden ve bir daha dillendirme ye ...
Bu madrabazların şeytana pabucu ters giydirmiş liğinde ...
İşlerine gelince pek övünüp, kaftan etek altlarına yada taht altına kafalarını sokan ...
Bu, beynamaz DEVE KUŞU kılıklı, haramiler çetesi ...
Öykünerek o, MUAMMALAR,KARANLIKLAR, KANLI İNFAZ ve KATLİAMLARLA BEZELİ İSTİBDAT REJİMİ OSMANLI' ya .....
Maliyede ve hazinede SIFIRI TÜKETMİŞLİKLERİ ve DENİZİN BİTİP, KARANIN GÖRÜNEREK ÜÇÜNCÜ KEZ İFLAS ve KAPÜTALÜSYONLAR ÇAĞINI ve FELAKETİNİ yaşamışlıklarıyla ..
Yani, daha anlaşılır ifadeyle ….
METELİĞE KURŞUN ATAR HALLERDE BERBATLIĞIN, SEFALETİNİN TOPLUMU ÇÜRÜTÜP ...
Yok yoksullarda, ahlaki, insani, sosyal erozyon, çürüme ve kokuşmayla ….
Kendi icatları bile olmayıp, düpedüz kanırta, kanırta dayatılıp, bunlara giydirilen ….
Hatta, riyayla ALLAYIP-PULLAYARAK MİLLETİ KANDIRDIKLARI . UCUBE, TÜRK-İSLAM SENTEZİ DENEN EMPERYALİST SÖMÜRÜ JANDARMALIĞINDA ….
MAŞALIK VE UŞAKLIĞIN DA, hırsızların hazineyi bir kez daha soyup-soğana çevirerek ….
ZIRNIK KURUŞA MUHTAÇ HALE GETİRDİĞİ mevcut siyasi DESPOTİK DİNCİ FAŞİST rejimin ….
Hızlanan sonunu ve görünür iflasını, karanlığını uzatarak gizleyip ..
Halkın gözünü boyamaya araç olarak, icat edip, baş vurdukları ….
FIRILDAKLIKLARINDAN BİR YENİ TEZGAHI DAHA, HALKA DAYATMAYA ÇALIŞARAK .....
MAL BULMUŞ MAĞRİBİ EDALARINDA ….
AKLI SIRA, YENİ DİYE YUTTURMAYA YELTENDİKLERİ ….
SÖMÜRÜ,SOYGUN VE TALANDA, İŞİ ŞARK KURNAZLIĞINA VURUP ..
Yükü fakir-fukara-gariban halkın sırtına sarmaya öykünerek ...
DÜN, OSMANLI DA, BAŞI SIKIŞAN PADİŞAHIN ….
DEVRİN ŞEYHÜLİSLAMINDAN SAHTEKARCA VE GEREK İÇERİK, GEREKSE DE USUL YÖNÜN DEN …
SÖZDE İSLAMIZ DEDİKLERİ DİNE AÇIKTAN AYKIRILIKLA …
SIRF HIRSIZLIKLARI VE CEBERRUTLUKLARI, CANİLİKLERİ ORTAYA ÇIKMASIN ..
PİŞMİŞ AŞA, SOĞUK SU DÖKME HALİ YAŞANMASIN DİYE ...
Liyakat la değil, kayırma, ulufe, rüşvet, torpil yahut ta ….
Benzeri çıkar hesap ve ilişkilerin de …
İlerde PADİŞAHA KAYITSIZ-ŞARTSIZ İTAAT amaç ve hedefiyle başa getirdikleri ….
SATIN ALINMIŞ, KUKLA SEYHÜL İSLAMLARDAN FETVA ALIŞLARI NI …
ATANIN SON YADİGARI, günümüz Türkiye'sinde de, hayata geçirerek ..
IRZINA GEÇTİKLERİ DEVLET ve LAİKLİK SİSTEMİNİ …
BİR KEZ DAHA, DÜZÜP-BOZARAK, KEYİFLERİNE, YAHUT TA MECBURİYETLERİNE UYGUN HALE GETİREREK ..
Kelimenin gerçek ve açık anlamıyla ÇALACAKLARI MİNAREYE KILIF BULMA tavrı ve uyanıklığıyla ..
İşi pişirip, kotararak ….
Halka da, işine gelirse, yersin ..
HAPIR SA 'DA, KÖPÜRSE'DE YİYECEKSİN ZORAKİ DAYATMALARINI hayata geçirmenin hazırlık ve manevralarıyla ..
TEZGAHI KURUP, ÇARKI DÖNDÜREREK ….
GELSİN CUKKALAR, HALLERİNDE SEVİNÇTEN ELLERİNİ OĞUŞTURARAK ....
Olası muhalif ses ve tepkileri baştan bertaraf etme hevesi ..
YILANIN BAŞINI, UFAKKEN EZECEN Hamasiliğiyle …..
VATAN-MİLLET-SAKARYA NUTUKLARI VE ŞOVENLİĞİ İÇİNDE, sefere çıkmış haldeler, cümleten ..
ÇÜKÜ YÜZÜKLÜ DAMAT ALBAYRAK, bir yandan .....
Soysuzluğu aşikar, dünkü tükürdüğünü bu gün yalamakta üstüne rakip tanımayan …
NAMI DEĞER ÖZÜ SOYSUZ SOYADI SOYLU KEL SÜLO öte yandan ….
ÇALDIRAN SAVAŞINA ÇIKMIŞ VEZİR EDALARINDA …
Ağız, söz ve el birliğiyle halka korku salmaya koyuldular ...!
HATTA DÜNKÜ KENDİ AKİL ADAMLARI …
DÖNEK Kadir İNANIR'a bile, sataşmaktan geri durmadılar … UZUN REİSLERİ ile KORO HALDE ULUDULAR,ÇAKALLAR SÜRÜSÜ ….
Ne yapıp etseler de, nafile hallerde, döktükleri kanda, söyledikleri yalanda ….
Bulandırdıkları suda boğulmaları kaçınılmaz olan, bu ÜÇ SİLAHŞÖRLÜ AHBAP ÇAVUŞLAR TAYFASI ...
AYAKKABI KUTUSU PARTİ Mensupları gırtlaklarını da aşıp, onları yutan ….
Kubur, küfür, yalan, talan, ziyan, haram, çukurlarında adeta ...
MALUMUN İLANI OLAN, SONLARINI UZATMAK İÇİN gayretle
debelenip, çırpınıyor ..
İstetme YUVARLAK DEVLET VE BAĞRIMIZDA BESLEDİĞİMİZ YILAN Deniz BAYKAL VE ŞUREKASIYLA …
El ele ve kol, kola halay çekip, horon tepiyorlar ..
BAYKAL İŞİNE GELİNCE,'' -İKTİDARLARINI BANA BORÇLULAR '' Diyerek kendine paye çıkartıp ...
İşine gelmeyince, SÜTRE YADA PENCERE ARDINA SİNEREK …
ÜÇ MAYMUN EDALARINDA, suçunu inkara yeltenip, ortaya karışık laf salatası yollayarak ...
Halkın ve Kamunun aklıyla alay etmelere yeltenerek ….
Hain AKSAK TİMUR DOĞU PERİNÇEK gibi, pek hünerli olduğu DAR ALANDA KISA PASLAŞMALARLA …
Topu dolandırıp, işi sulandırarak, akrabası ARINÇ VE HAMİSİ UZUN' a ….
Yardım, yataklık, payandalık ve soluklandırma eyleminde utanıp-arlanmadan, gerdan kırıyor .....
Şimdi gelelim, sözün ve meselenin özüne ...
LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMEZ, LAFA DEĞİL, İCRAATA ve İŞE BAKILIR ..
BİR DE ...
EDİLEN LAFA, SÖYLENEN KELAMLA, SÖYLEYENE BAKILIR, ADAM MI DİYE, hallerin de ...
Arsız-yüzsüz hırsız ev sahibini bastırıp, çırak çıkartır, ata sözünü doğrulayan hallerde ..
HALKIN ve ÜLKENİN CANINA OT TIKAYAN BU İBLİSLER SÜRÜSÜ ….
ŞEYTANIN MANGASI, HARAMİLER-SÜLÜKLER GÜRUHU ...
KIÇ TA DONU KALMAYAN, HALİ PERMA PERİŞAN AHALİYİ YENİDEN ve BİR DAHA DÜZMEK ve SOYUP-SOĞANA ÇEVİREREK ..
DİYETİ ve FATURAYI, BALDIRI ÇIPLAK GARİBANA ÖDETMEK İÇİN ..
ŞEYTANA PABUÇ ÇIKARTIR HAL VE HÜNERDE ..
ÜÇ KAĞITÇILIKTA SINIR TANIMAZ HALLER DE ...
Minareyi çalmadan, KILIFI hazırla eda ve tavrın da …
DÜNÜN, ŞEYHÜL İSLAMINA KOŞUT SAYDIKLARI …
SÜNNİ ZULMÜN, YALANIN, TALANININ KARARGAHI DİYANETTEN, FETVA ALMAYI İCAT ETTİLER..
BUNA, DENSE, DENSE DÜPE DÜZ ...
'' - KELİ, KÖRÜ, DÜZÜP, GÖZÜ NAMUSLU GARİBANA DİKENLERİN ..
EŞEĞİ BOYAYIP, BABASINA, ANASINA SATMA EDASI VE HALLERİDİR …..! ‘’
YANİ .....
Bu madrabazların, şeytana pabucu ters giydirme kepazeliğin de ...
Söylemekten, yazmaktan dilimizde, tüy bitti ..
Gına geldi, TİKSİNTİ DUYAR OLDUK ...
Bizler, KEPAZELİĞİ İFŞA ETMEKTEN YORULDUK …..
BUNLAR, NAMUSUZ LUKTAN UTANMAZ-ARLANMAZ HALLERDE, DEYYUSLUK TAN, YORULMADILAR ....
ARSIZLIKTA, SINIR TANIMAZLIKTA …..
ÇAKMAK TAŞIYLA SIYRILIP, PARLAMIŞ SA O, YÜZSÜZLER SOYUNUN YÜZÜ .....!
NE DESEN, PARA ETMEZ BÖYLESİ İLLETE ....!
BU BÖYLE BİLİNE ....!
MADRABAZ LIĞIN-HIRSIZLIĞIN, FIRILDAK LIĞIN, YALANIN-TALANIN SINIR TANIMAZLIĞININ, AYAN-BEYAN İLANIDIR..
SINIR TANIMAZLIĞININ AYAN-BEYAN İLANIDIR ...!
Ayın on beşi gibi aşikar hallerde, her şey ayan-beyan ortada ....
Bu, böyle biline ....!
BU, BÖYLE BİLİNE ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya

13 / 01 / 2020

Saat ; 20_23


ÖLÜM ….

HAYATIN, İNSANA ATACAĞI, SON KAZIKTIR ….!




Düşünmeye başlayınca, koyulunca eni-konu karar verip, nerede hata yaptığını arayıp, bulup …
Sağ duyunla karar verince, pirinci, taştan, çör-çöpten ayıklayıp, kurtarmaya ….
Anlarsın, daha ilk başında, bu işin sonunun nereye varacağını …
İstisnaların kaideyi bozmayacağı gerçeğinin, birikim ve deneyiminin sana ışık tutup, işini kolaylaştırmışlığında …
Avcarın, avaranın kullandığın malzemeden fazla çıkıp, yaptığın işin, verdiğin emeği, döktüğün ter ile göz nurunu bile karşılamaktan uzak olduğunu …
Çabana ve emeğine değmeyeceğini …
Hallerin böyle olduğunu görüp-bilsen de …
‘’ – Ya, sabır ‘’ Çekerek, durumu idrak ve fark etsen de, kimi an alışkanlıktan,
Kimi zamansa, ‘’ – Aman canım sende ‘’, Deyip, dişini sıkıp, işine devam etme  eğilim ve tavrından dolayı …..
Bu durumdan ve yaptığın işten ….
Ne köy, ne kasaba olmayacağı gerçeğinin …
Halk deyişiyle, yüzlük ampul misali, ışıldamışlığından kavrar, bilirsin …
Verirsin, vermeye de …
Bulaşmışlığın ile, yakanı kurtaramazsın  …..
Bilebilirsin yada duymuşsundur ki …
Ekabirlerin dilinden, nice ömürlere ve günümüze ulaşan sözle…
‘’ - Gömlek düğmesinin ilki yanlış, iliklenmişse, ötekilerin doğru iliklenmesi mümkün değildir, kaçınılmaz olarak, diğerleri de, yanlıştır .’’
Kör inadının, seni saplantılarda helak etmişliğin de ….
Israr, hatta düpedüz inat etmişliğin de …
Değil, sabahtan, akşama kadar ….
Bir ömür sürmecesine, boş yere emek verir, gün eskitir, zaman harcarsın ….
Tıpkı,
Hayatının, olayların kontrolünden çıkıp, seni olmadık hallerde yakalayıp …
Her yönüyle sıfırı tükettirmişliğinde, hangi dala el atsan, kurutup ….
Gittiğin yere, senden önce namının, bahtsızlığın, sakarlığın, hasılı …
Hayatı ıskalayıp, sıfırlayan olduğun haberi ….
Işıktan, yelden ve hatta, sesten bile hızla giderek, amacına erişmişliğin de ..
Her ne yapsan yap, elindekini, avucundakini yitirmişliğin de
Züğürt’ ün ağababası olduğuna ilişkin haberin ve seni, sıkıntıya sokan tüyoların, yağmur gibi tepene yağıp …
Sana, yaz günü ortasında, buz kestirmişliğinde ….
Kimilerince kutsal kadim kitap sayılan İncil’de yazılıp,
söylenip, nicelerine erişip-çoğalmacasına dillenerek …
İnsanlığa mal olmuş, efsanevi öyküde anlatılarak …..
O, çağdan, günümüz insanlığına dek, uzanan ….
Bilinen, malum rivayette hayat bulmuşluğun da ….
 İsa’nın hışmına, bedduasına, lanetine uğrayan ….
Bahtsız ve bereketsiz incir ağacına döndürerek ….
Dillere, pelesenk olmuşluğun da …..
Gök yüzüne bezenmiş, cıncık güzelliğindeki kandiller kadar gerçekliğiyle, gözlere ve ömürlere nakşolmuştur …
Çoğu kere yaşanıp, tarihin ve kişilerin ömür öyküsüne kazınarak, doğrulanmış lığın da  ….
Hayatların, olayların kilometre taşı olmuşluğun da …
Nice kişilerin, hayatların, ömürlerin hayat denen ateşler de …
‘’ – MARMARA ÇIRASI GİBİ YANMIŞLIĞIN DA …! ‘’
Yağmurunda, boranın da, zemherisinde an gelip, yağmura, sel, suya, buza kesip …
Bereket muştucusu Cemre hallerinde ….
ömür ve gönül topraklarına, düşüp …..
Renk, renk, çiçek, çiçek, koku, koku dal-budak salarak, çoğalmış lığın da ….
Nesilleri, sırları, mucizeleri elbette de hayata, insana dairliğinde …..
Hal içinde halleri, sıkıntıları, olursuzlukları ….
Bu cümleden olmak üzere ….
Kaçınılmaz gerçekliğinde, ölümleri ….
Efsanevi  mucizelerden nasiplenip, beslenmişliğinde …
Elemleri de ilmek, ilmek birleştirmişliğin de ….
Kan ve nufteliğin de bir damlacık su halinde rahme …
Rolünü icra edip, son kullanma tarih ve süresinin dolup-bitmişliğin de …
Mevta olup toprağa düşmüşlüğün de …
İKİ YOK' TAN, BİR VAR'A, CANA, ETE- DERİYE, BEDENE, GERÇEĞE DÖNMÜŞLÜĞÜN DE …
Hasılı, SURET VE FITRAT OLARAK, İNSAN OLMUŞLUĞUN DA .!
İstisnaların, kaideyi bozmayacağı gerçeğinin, birikim ve deneyiminin sana ışık tutup, işini kolaylaştırmış lığın da …
Doğumla-ölüm denen çetrefilli sürecin ….
HAYAT ve ÖMÜR OLARAK ADLANDIRILIP, BETİMLENDİRİL-
MİŞLİĞİNDE …
Anlarsın, daha ilk başlangıcında, eni-konu …
Bu işin sonunun, nereye varacağını …
O, kaçınılmaz sonun adının, ÖLÜM olduğunu ……
Ölümün de …
Hayatın, insana attığı, atacağı, SON KAZIK olduğu nu …
Sorgulayınca, akıyla-karasıyla HAYATI, İNSANLARI ve OLAYLARI, kavrarsın ….
Kavrarsın, ÖLÜMÜN yediğin, yiyeceğin, SON KAZIK olduğu nu …
ÖLÜM’ÜN, SON KAZIK olduğunu ….!
SON KAZIK olduğunu ….!  



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ



Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya



01 / 03 / 2020 



Saat ; 01_30

28 Şubat 2020 Cuma

İKİ KARA ARASI ……, BİR TUTAM MAVİ …..! Bağrında, sitem, öfke, nefret, düşmanlık, savaş …… Umut, özlem, sevgi, istek, tutku, barış, aşk barındırıp …. Besleyip, büyütüp, çoğaltmış'lığında …. İnadına, inadına ….. İNADINA …! İki kara arası, bir tutam mavi …..! İKİ KARA ARASI, BİR TUTAM MAVİ …. BİR TUTAM MAVİ ….. ! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya 28 / 02 / 2020 Saat ; 02_50

27 Şubat 2020 Perşembe


DUDAK,DUDAK ÖPER GİBİ....

Kar üstüne, kan düşünce al, al olur, güller açar .... Emek, emek sevgiye uzanan, yüreklere dokunan eller, Al üstüne, siyah işler .... Yar sinesindeki mavzer yarasını, dudak, dudak öper gibi ... Dudak, dudak öper gibi ....

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immestaad/Friedrichshafen /Almanya

27/02/2020 Saat ; 13_00

26 Şubat 2020 Çarşamba

VATAN DENEN, GARİBİNDE …… Aynacılar çarşısında, aynasızlar volta atıyorsa …. Bil ki ….. Vukuatlar ile failler ve zanlılar da, istibdat haddi aşılmış … Vakayı adliyelik işler, çoğalmış … Meydan, farelerle …. Muhbir, gammaz, ispiyoncu cümlesinden …. Nam-ı değer, DİK KUYRUKLU ÖTLEĞEN KUŞLAR’ a kalmış …. Asayiş halleri, berkemal olmaktan çıkmış …. Tepeye tünemiş doymak-kanmak bilmeyen, semirilmiş filler rant kavgasında birbirine girip, tepişeli … Arada biçare çiçeklerle otlar, ezileli … Bilinse de, göz yummalar da bilinip-bulunmayan failler kirişi kıralı … Atı alanın, Üsküdarı çoktan aşıp, geçmişliğin de … At izi, İt izine karışalı …. Ayan-beyan bilinen ekabir suçlular dururken …. Danışıklı dövüşlerde ki, göstermelik ‘’ –TAVŞANA KAÇ, TAZIYA TUT ‘’ oyunlarında …. Şamar oğlanına dönen Masumlar, kafese, kodese tıkılalı … İmamlar, kirişi kıralı, Keçiler Evliye çelebi sayılıp, görüleli … Cümle Dümbük, fırıldaklar, kendi çıkarları için.. Durumdan, vazife çıkarıp, vaziyete uygunluklar da …. Hem cemaat’e şirin görünüp, hem malı götürerek … ‘’- DÖN BABA DÖNELİM, HACILARA GİDELİM .! ‘’ Oyununa Koyularak … Sürmeyi gözden çalarken …. Cemaat kör inatlar da ayak direyip, ille de odunumun parası, hallerinde koro halde bağırıp-çağırarak … Kıçıyla inatlaşmalar da, donunu kirleterek …. ‘’ – Dediğim, dedik, çaldığım, düdük ‘’ nidalarıyla yeri-göğü inletirken … İşinin ehli ŞERBETLİ MAHİR HARAMİLER, çaldıkları minareye, kılıfı uydurup, malı götürürken ... Rivayete dayanan dedikoduların, ayyuka çıkmışlığın da …. ‘’ – ZENGİNİN MALI, ZÜĞÜRT ÜN, ÇENESİNİ YORAR ! ‘’ Ata sözünün, hayatın içinde ve acı mı acı gerçeğinde yeniden ve bir kez daha doğrulanmışlığında … Meydanın, fiskoslarla, fitne dedikoduculara kalmışlığında …. Köşe başlarıyla, taşak tartan aylak bakkalların KÖHNEZLİKLERİNDE VE KAPI ÖNÜ MUHABBETLERİNDE …. Göz gözü görmeyecek hallerde, sigara dumanına ve öksürük, aksırıklarla pekişen gürültüye yenik düşen KAHVEHANE MASALARININ böylesi nice dedikodu ve mavallara tanık olmuşluğunda … Küfre karışan yeminlerin, havada uçuşmuşluğunda, lafla peynir gemisi yüzdürülürken … İHTİLALLERDE, İKTİDARLAR DEVRİLİP, İKTİDARLAR KURULURKEN ….. ASLI YOK YAYLASINDAKİ TAVLA,TAVLA ATLARLA …. SÜRÜ, SÜRÜ KOYUNLAR ….. BAHİSLERDE PEY OLUP, MASALARA SÜRÜLMÜŞTÜR …. Hızını ve gazını alamayıp, öfkesine yenilenlerin ….. Kendine muhalefet edenlerin başında …. Tavla kutusu yada sandalye paralayıp ….. Boşa dönmekten helak oldukları okey Istaka ları nı ve hasılı kan-revanlar da, kafaları kırmış lığın da … Her yanı bok götürürken, yakası açılmadık, gün yüzü görmemiş küfürler, hakaretlerle …. Ağzına dek, izmarit ve kül dolu … Pres altında canı çıkıp, şekilden şekle bürünen … Gazoz kapağı imalinde de kullanılan, sıfır birlik, saçtan imal .. Metal kül tablalarının ve savrulan küllerle, izmaritlerin … Kahve müdavimi insanların üstlerine ve dört bir yana dağılmışlığında … Halk deyişiyle, her yanı, bok götürürken … Ortalığın böylesine mezbereliğin de …. HALI ALTLARI, süpürülenler le ÇÖPLÜĞE DÖNMÜŞKEN … Tüm olan-bitenlere inat, sanki ortalığı, güllük-gülüstanlık ve süt limanmış hallerinde gören andavallı safdil’lerin … Hala, ısrarla ve inadına iyimserliğe sarıp, kafasını kuma gömerek … ‘’ –KÜMESLERLE, YUMURTAYI, CİVCİVLERİ …. TAVUĞU-HOROZU, ANAHTAR TESLİMİ TİLKİLERE EMANET ETMİŞLİĞİNDE ! ‘’ Olan, kümestekilere olmuş …. Enayilerin, bağnazların saplantısına kurban gitmiş zavallılar… Bu arada krizi ve felaketi fırsata çevirmeyi iyi bilip-beceren uyanıklar güruhunun … ‘’ –KOMŞUNUN TAVUĞU, KOMŞUYA, KAZ GÖRÜNÜRMÜŞ .’’ Hallerinde, telef artığı kalan malları, ölü-diri, haram-helal demeden …. El çabukluğu, marifet diyerek hırsızlığa soyunup-koyulmuşluğun da … Garip-guraba nın yine karnı aç, kıçı, açıkta kalıp …. Akılların, şirazeden, düzenin, çivisinden çıkmışlığın da … Mallar, kapanın, kar, yapanın, suçla-ceza iş bilmez bönlerle ahmakça çekenin elinde kalırken …. İnsanla, insanlığın piçi ve cılkı çıkalı … İmamlar, ölü kıçına … Anam-babam usulü, pamuk değil .. İthal Orijinal Amerikan malı, yada çakması Çin işi, plastik tıpa, sokalı … Şeytan bile, kendinden ve kıçından korkup, gözünü açık, kıçını, kapalı tutup … ‘’ –Ölü ile diriden, elini-eteğini çekeli ! ‘’ Ölünün, ödünün ve boku kokusu … Kabirden önce, teneşirde …. Olmadı, musalla taşında ... Dirinin yalanı, yatsıdan çok önce … Hatta teknolojik yardımla, neredeyse, anında çıkar oldu … Bas tuşa, gir İnternete, gör, dinle …. ‘’ - UZUNDAN MAVALLARLA, YALANLAR …! ‘’.. Misali … Hele ki de ….. ‘’ – Kimin eli, kimin cebinde olduğu, karışalı birbirine ..! ‘’ Bırakın aslını, doğrusunu … Çakması, geçer akçe olanı …. ‘’ –DİPLOMANIN ÇAKMASI, bile ..! ‘’ Buhar olup, sırra kadem basalı ! İnsanın çakması, Hırsızın, UZUNUYLA, REİSİ ince işlere koyuldu, koyulalı … El oğlu görüp gerçeği, yakalamış açığı, çıkartmış gerçek ile işin aslını … O gün, bu gündür …. Ayaklar, baş …. Başlar, ayak … Kullar, ÇAKMA İLAH olalı …! YANMAYAN KEFEN ile, CENNET’TEN ARSA SATIŞI çıkalı … Orospunun gözü, malum Timsahınkinden de, yaşlı … ŞERBETLİ PEZEVENK’ in ENSESİ, AMERİKAN TRAŞLI … ÇÜKLERİ, BOY, BOY ve RENGARENK YÜZÜKLÜ oldu, olalı … Gerçeklerle, foyalar bir, bir ortaya çıkalı … İnsanın çakması, daha olmadı …. Şişmesi, plastiği, robotu çıktı, çıkalı .. İnsanlık, sınıfta kalalı … Plastiği, şişmesi, etli-kemikli, kanlı-canlı bedenler … KERHANEYE, SERMAYE olalı … Hatta, BEDENLER kerhane, RUHLAR, orospu olup, çıkalı … Namus, ADRESİ YİTİK MEKTUP … Bereket, EŞKİYA … Vefa, İSTANBUL’DA SEMT ADI …. Şükür, Eski topçu, Namı değer Pensilvanya’ lı taksi şoförü HAKAN, olup … FETÖ’ nün HANEDANINA, HAREMİNE KATILALI … ON BEŞ TEMMUZ MAHKEMELERİ, RANT ve KAR KAPISI olalı … Ne, AR kaldı, ne, NAMUS …..! CENNET, oldu KERHANE …..! ÜLKE OLDU, TIMARHANEYLE, HAPİSANE …. Dahası …. FAİL-İ MEÇHUL CENNETİ ……! VATAN DENEN, GARİBİNDE …. Altı, KAVAL, üstü, ŞİŞHANE …..! Altı, KAVAL, üstü, ŞİŞHANE …..! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya 24 / 02 / 2020 Saat ; 02_20

GÖZ BEBEKLERİNDE SAKLIDIR, KORKULARIN ....!

  İmrentiyi, tiksintiye , zoru, kolaya, kolayı, zora, oluru, olmaza, olanaklıyı, olanaksız, sevgiyi, nefrete döndüren ...... Hükmeden ve boy...