5 Mart 2020 Perşembe

İTİRAF ......,

Göğümün yıldızlarını ...
Gülüş güzelliklerimi ..
Bebe, masumluklarımı ..
Umudumu çaldılar ...
Ta, bebeliğimde, o görünmez haramiler ..
Yaşama sevincimi, düşlerimi talan ettiler, kimliği meçhul ucubeler ..
Sonra, birileri hırsızı suçlamayı, aramayı bırakıp ..
Kolayı ve işgüzarlığı seçip ..
Durdular beni suçlamaya, azar-beter etmelere ..!
Birden bire, baba eren Nasreddin Hoca Üstadım çıktı geldi ..
Anılar ülkemin derinliğinden ..
Gönül erenliğini, boşa çıkartmayan o malum ...
İçe işleyen, gevrek, gevrek tebessümüyle ..
'' - Demek ki İnsanoğlu denen meret de ..
Düzen denen, bu kıçı kırık avara kasnakta değişmedi ..
Değişmeyecek te, asırlar geçse de üstünden ..
Benim dönemimde de meretlik, aynı meretlik ..
Namertlik,aynı namertlik,döneklik ,aynı döneklikti ..!
Eşeklik,aynı baki eşeklik ti ..
Bilinsin ki, bu böyle ..
Durduk yerde ,
Boşa, eşeğe ters binmedim ben, hani'ya, şunun şurasında ..
O, zamanda ..
Gördüm ki, geçse de sekiz yüz küsur yıl ...
Onca, çağ üstünden ...
Hala, bağlandıkları yerde otlayarak, ömür eskitiyor ..
Güdük eşek kuyruğu misali, ne uzayıp, ne kısalarak ..
Hatta inadına, inat katarak ...
Bir nalına, bir mıhına vurup, entrikalarına, entrika ..
Numaralarına, numara katarak ...
İflah olmazlığın ve alçalmanın çamuruna batarak, sürüm, sürüm sürünen ..
Yılan-çıyan dan da beter çatal dilli, insan denen sürüngen ..!

Kafa hala, aynı kafa, avaralık aynı avaralık ..
Vurdum duymazlıkla , neme lazımcılık ta yine aynı mı aynı, hala ..
Değil beni, Sokrates' i, Diyojen' i, Musayı, İsa'yı ..
Yetmedi, üstüne üstlük, birde ....
Onların yedi cettini de, eskitip ..
Defalarca mezar'a gömseler, bu namertler ....
Soy, yine aynı bokun soyu ,
Değişmez asla, bu insan denen garabetin huyu ..!
Cahili'de, arifi de, dahisi de, Veli'si de, delisi de, divanesi de..
Alaylısı da, okullusu da ,
Asil'ide, soylusu da-soysuzu da, aynı boz-bulanık, boklu derenin suyu ...!
Bilmişliğim le bunu, kulağıma çalınan sesini ..
Tanık olmuşluğum la, yaşanan kepazeliğe ...!
İşitince öte alemden, başına geleni ....
Eskiden'de, katlanamadığım da yaptığım gibi ..
Haksızlığa göz yumamayarak, tutamadım yine kendimi ..
Kırdım kirişi, attırdım pabuçları, kaçıp geldim yanına ...''
Dedi, ve ardından kavuğunun başında dansa koyulmuşluğun da ..
Ağır aheste başını salladı yavaş, yavaş iki yana..
Aklıklar da pamuğa dönmüş sakallarının ..
Ilgıt,ılgıt esen yelle uçuşup, titreşip oynaşmalara koyulmuşluğunda...
Ve , sesinin kulağımı öpmüşlüğün de sürdürdü, itirafıyla ..
İçtenlikli mi içtenlikli o sıcacık, dost sohbetini ..!
'' - Çıkıp gelmez olaydım da, görüp, yaşamayay dım keşke bu rezaleti ..
İtiraf etmeliyim ki, evlat sana ..!
Benim göle çaldığım maya adam olur, tutar, tutmaya ..
Şu koca göl, yoğurda boğulur da ..
Bu insanlık denen güruhtan, olmaz bir herze, bir numara be evlat ..
Gel en iyisi mi sen sen ol ...
Aldatma,aldanma,kanma,avunma ve avutmalara durma be evlat ...
Dahası, demem o ki,sana ..
İnsan olma ..
Olacaksan, İnsan gibi, insan ol ..!
Özün bir, sözün bir olsun ..
İçin bir-dışın bir ..
Astarın, yüzün gibi ....
Yüzün, özün gibi ......
Özün se, sözün ve astarın gibi olsun, be çocuk !
Mevlana demişliğin de ..
İçin-dışın birliğinde ..
Ya görün, olduğun gibi ..
Ya ol, göründüğün gibi, sözlerinde ömür tüketsede insan soyu ..
Lafa kulak vermemiş liğinde ..
Kelam dinlememişliğin de .
Sözlerin,kelamın ..
Bir kulağından girip ..
Ötekinden, iz bırakmadan çıkmışlığında ...!
Eşek gelip, eşek gitmişliğin de ve eşekliğinin bakiliğin de ..
Dönememiştir asla o, rivayetlere ve masallara konu olan ..
Erdemli İnsan özüne ..!
Düşmemiş demek ki hala insanlık közü ,,,
Bu hilkat garibelerinin sinesine-özüne..
İtiraf etmeliyim ki ..
Giderse bu kafayla, daha ..
Değil asırlar geçse ..
Sema, yere inse, Yıldızlar arzı öpüp, secde etse ...
Bir değil, bin Nuh tufanı gelse-geçse ..
Yinede dikiş tutmaz, çıfıtı çıkmışlığın da
İnsanoğlu ve sözüm ona düzeniyle ...
Kendisini bulunmaz Hint kumaşı zanneden ...
Bu alamet-i farika acuze ler ve bitmez -tükenmez acuze likler ..!
İdrak etmişliğim de itiraf etmeliyim ki, evrene, sana ve kendime
Kalburla su çekmelerde, asla insan gibi insan olmaz ..
Değil ki yazıyla bilinenliğin de, olalı iki bin on altı sene..
Milyon değil, milyar sene ve asırlar katarı geçse de üzerinden ..
Kendini bilmezliğiyle avaralıklarda .....
Beyhude ömür tüketmişliği ilen ..,
Suret-i insan, fıtratı Ucube, bu iki ayaklı sosyal hayvan denen
Ne idüğünü, kendi de bilemeyen. ...
Alemdeki yerini, tarif edemeyen ,
Geçmişinden ve kendinden bihaber ...
Kendine düşman, kendi ayağına ve nesline kurşun sıkan ..
Gözü dönmüş ve doymamış lıkla da ..
Aç kurt kesilip, soyunu yiyen ....
Tüketmeye yeminli, kendisiyle ...
Dahası, bununla da yetinmeyi bilmeyerek ....
Hemcinsleriyle, ölümüne dövüşen ...
Ölümlerle doymayan, içtiği kanlarla, kanmayan ..
Ezop'un kurtlarından da, vahşilikler de ...
Kurduğu sofralarda mazlum ve masumları aş eden...
Soyu kanlı, belalı, insan denen, geçmişi boklu, sicili bozuk ..
Soyu kanlı, belalı, insan denen netameli, namert kefere ... '', diyerek söyleniyordu, hala..
Hoca Nasreddin Üstad, kendi, kendine ...
Tutturduğu o içtenlikli tarih kokan sohbetinde ...!
Yüzüne sinen, o akpacık gülüş güzelliğiyle...
Benim dumura uğrayıp, lal olmuşluğumla ..
Olan, bitene ve Hoca Nasreddin'e, baka kalmışlığım da ...!
Olan, bitene ve Hoca Nasreddin' e, baka kalmışlığım da ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk / EDREMİT
05 / 01 / 2016
Saat ; 00_36

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...