24 Mart 2020 Salı

ZAMAN …..!

‘’ –Zaman, her derdin ilacıdır, dermanıdır, devasıdır ‘’
Tarihin ve zaman dehlizinin içinde insanlığın, insanın belleğine kazınan bu kavram ve ifade, genel-geçer de kabul görür bir olgu ve sözdür..
Gelin, görün ki hayatın gerçeğinin ve yaşanmışlıkların doğrulamışlığının bize gösterip, öğrettiğinden edindiğim inanç, kanaat ve karar …
Özünde zamanın yani deva ve çare sanılan olgu, durum ve halin, işin gerçeğinde pek doğru olmadığı da ayan-beyan ortadadır.
Dahası, öyle anlar, olaylar, yaşanmışlıklar ve karşılaşılan haller, gerçekler göstermiştir ki,
Birey olarak öngörüsüzlük, çapsızlık, bilgisizlik, cehalet, adam sendecilik ve daha pek çok faktörün tesiriyle ….
Hayat ve zaman senin aleyhine durumlara neden olur, bununla da kalmaz zor süreci iyiden iyiye içinden çıkılmaz ve çetrefilli hale sokarak tavrının, duruşunun yada yaptıklarının veya yapman gerekenleri yapmamışlığın …..
Seni uçurumlara sürüklemekle kalmaz, acı sonunu hazırlar, mahvını hızlandıran araç haline döner…
İçinde bulunduğun yada sebep olduğun olaylar zinciri ve gelişmeler, seni sel ve yel önündeki savrulan nesneye dönüştürüp, çıkartır ….
Öyle ki, düştüğün gaflet, dalalet, vurdumduymazlık ve nemelazımcı hallerde …..
Zamanın bırakın size çare olmayı, mevtinize sebep olduğu haller ve durumlarda söz konusudur.
An gelir çok basitmiş yada sıradanmış gibi görünen haller sizin zamansız, apansız ve hatta beklenmeyen ölümlere sürüklenmenize neden olur..
Kulağınıza ilk geldiğinde ‘’ – Yok artık, hadi canım sende, bu kadarı da olmaz ‘’diyerek laf salatasında güme giden durumda işin nereye varıp,nasıl sonuçlandığını gördükçe yada yaşadıkça ..
Hani deyimle ‘’ - Küçük dilini yutturan’’, ‘’ – Kulaklarıma, gözlerime inanamadım…! ‘’ Dedirtecek halleri yaşatır, zaman, insana …
Savsakladığın bir olayın en ağırından diyetini ödediğinde aklın başına gelse de, nafiledir ve işin, işten ve zamanın geçmişliğin de o, saatten sonra ne yapsan faydasız olur çıkar, her bir durum…
Batıl itikatlar, doğmalar, yalanlar, safsata durumlar yada inanç ve din adına dayatılan yada yaşatılan, yaşananlar ….
Bir bakmışsındır ki, seni felaketin dibine, olmazlığın, naçarlığın, nafileliğin bataklığına sürükler..
‘’ – Göz önünde ve beklenenden de açıklıkta ve ulu ortalıklardaki haller.’’, İnsanoğlunun hatasını artırmasıyla ve akıl tutulması yaşamasınında tetiklemesiyle …..
Vehamet, afet ve ölümle burun, buruna lığa varan durumlar ve olaylar yaşatır, kişiye …
Ne der eskiler, beyinlere kazınıp, günlük hayatımızda dilimize pelesenk olan şu sözde, gerçeği çok yalın ve olanca çıplaklığıyla anlatırken …
‘’ – Zamandır, sana kaftanı da, kefeni de giydiren ! ‘’
Evet zamanı ve bundan bağımsız koşul ve etmenleri ve faktörleri de dikkate aldığımızda doğru kullanılmaması halinde zamanın insan hayatında nelere sebep yada hangi durumlara mal olduğunu gösteren en sade ama bir o kadar da gerçekçi ve vurucu sözdür ve prensiptir, dillendirilen bu söz…
Gereğini,usulünce ve eşyanın tabiatına uygunlukla yapmayarak ….
İşi savsakladığında yada önemsemediğin de bir kağıt parçası bile senin geleceğini karartır, yaşama sevincini ve ömrünün ferini, dinamizmini söndürür ..
Geleceğini birilerine ipotek etmek, yada peşkeş çekmek, dahası kediye ,ciğer emanet etme hallerine düşerek aldırmadan hayatın gerçeklerine kendi kaderini tayin hakkını kullanmak yerine celladına ömrünü vermek ve yetmedi birde üstüne o celladına aşıkcasına yada körü, körüne tutkululukla ve bağlılıkla biat ve tapınmak neyle ve nasıl izah edilir veyahutta anlaşılır ….!
Gerek bireysel, gerekse toplumsal tercih, seçim yada itaat- la, itikat hallerinin diyetinin nelere mal olduğunu gösteren olaylar ve vukuat la doludur tarih, zaman ve hayat ….
Hasılı yaşamımıza ve çevremize ….
Hayatın içindeki gelişme ve olaylara, gerçekleşen durumlara baktığımızda gördüğümüz haller ve gerçekler ne denli acı, can yakıcı, ocak körleyen , ömürler karartıcı, bunu, dahası gerçeği görmemek imkansız ve bönlükten de öte bağnazlıktır ..
Zaman panzehir olduğu kadar, zehre dönüp mevtinize sebepte olur…
Değil mi ki, hayatı doğru kavramayıp, doğru okumayarak …..
gerekli ve gerçekçi analizler, çıkarımlar ve ders almalar …
Hasılı, gereği gibi davranmalar yapmayarak, körü, körüne saplantılar çarkında ömür heba etmek ..
Olmadı ….
Zaman, zaman aklı evvellikler de ve körlükler le aklınız sıra hayatı karlı kılarak, debdebeli ve şaşalı ömrünüzü, hayatınızı, konfor ve sözde lüksünüzü…
Olasıdır ki göz kamaştırıcı yaşantınızı uzatıcı olacağı yanlış kanaatiyle, her anlamda pervasızca har vurup, harman savurarak ….
Kulaklarını ve gözlerini tıkayarak, hayata ve gerçeklere sırt dönmeye yeltenip….
Sağ duyuyla, gerçekçilikle, gereken adımları atıp, tedbirleri almamak ..
Düpedüz hayatı ve ömrü, güzelliği ve gerçeği ,hatta ilmi, bilimi ve doğruları ıskalamak ve inkardır, inkar…
Zaman böylesi hallerde aleyhinize işlemekle kalmaz bir engerek yılanı kesilerek hem dersinizi hem de pabucunu zu hem de defter-i kebrinizi verir elinize…
Unutmamalı ..
‘’ - Zaman, iki tarafı keskin kılıçtır …! ‘’
Kullanmakta hünersiz sen, hatta acemi ve bunu bilip, kabul etmeyecek kadar da bön isen ….
Üstelikte hayatı dayatmalarını kavramaktan uzak olacak kadar, ahmaklıkta pervasız san …..
Gösterir gücünü ve gerçek yüzünü , cebberutluğunu , dünyanın kaç bucak olduğunu, sana ….
Amansız celladın, ecelin ve apansız ortaya çıkıveren ..
Yalvarıp-yakararak, el-aman dilesen de, hiç mi hiç dinlemeyen Azrailin olup çıkar üstelik …
Çınlatarak kulaklarımızı dünden yarına uzanan o içinde ilim ve sırlar barındıran kelamı
Ne derdi zamanın ekabiri dünün üstadları, eskinin kadim insanları ?
‘’ – Zamandır, sana kaftanı da, kefeni de giydiren ! ‘’
Biz biz olalım kulağımıza küpe olan bu sözü ve bu sözde dillenen gerçeğin duruluğunu, şavkını unutmayalım ..
Haydi son bir kez diyelim ve derken dinleyip, düşünelim ..
Zamana dair, yürekten taşan, hakikatin kelamını ….!
‘’ – Zamandır, sana kaftanı da, kefeni de giydiren ! ‘’
‘’ – Zamandır, sana kaftanı da, kefeni de giydiren ! ‘’

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Friedrichshafen / Almanya

21 / 03 /2019

Saat ; 22_22

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...