24 Mart 2020 Salı

BAĞRINI EFKARLARA AÇMIŞ. BU GARİP KENTE .....! Her derde, gama, tasaya, belaya, gadaya, felakete karşı şerbetli insanlarıyla ve onların ... Tepeden-tırnağa, silme, istisnasız nişadırlı halleriyle ..... CORONA VİRÜSÜ'nün bile baş edemediği ... BAĞRINI EFKARLARA AÇMIŞ. BU GARİP KENTE .....! TEK DÜZELİĞİN VE MONOTONLUĞUN EN ÇARPICI HALDE ...... Hemde dibine kadar ve buram, buram, doya,doya yaşandığı halde anlaşılmaz ve izah edilemez tutkulu vurgunluğumuzla ... AYLAKLIĞI İŞ EDİNİP, İLİKLERİMİZE DEK İŞLEMECESİNE BEZENMİŞLİKLE .... Dolap beygirliğin de ömür tüketen kör atlar gibi dönüp, dönenerek ... Feleğin nalına sade mıh değil burgulu kabara çakmış'lığımız da, tükenen bedbaht ömrümüzle ... Gece yorgun, kent yorgun, ben yorgun ... Dizildik sille boncuğu misali hayat denen gerdanlığa Ne ayak üstü durmaya, nede kirişi kırıp tüymelere mecalimiz var ..
Her birimiz efkara kesmişlikte sıkıyoruz hem dişimizi, hem kendimizi .. Çünkü, biliyoruz ki .. Bir of çekmeye kalksak karşıdaki dağlar yıkılacak üstümüze .. Üstelik ne buna katlanacak, nede yeni yükü taşıyacak halimizin ve mecalimizin olmayışında ... Derken, bereket versin ki şafak yetişiyor imdadımıza ... Ha kapandı, ha kapanacak halde gözlerle canımızı dişimize takarak, sürdürüyoruz tünemeleri ... Şafağın, yorgunluğu ve pestili çıkmaktan ezik limona dönmüş yükleri renk vermeden karşılayıp, perişanlığımızı ortaya dökmemesinden duyduğumuz kırık-dökük ve buruk sevinçle yaslanıp, yamanarak şafağa .... Daha çok renk vermeden, bitsin çektiğimiz azap dileklerimizle, son bir gayret ve hamleyle ... Solgun ışıklarıyla bize ayak uydurmaya çalışan sokak lambalarının, azaba dönen bekleyiş bitse de gitsek diyerek duygularımıza tercüman olmuşluğun da, hoparlörlerden yükselen cızırtılı sesle bu işkencenin daha çok uzamayacağını anlamanın rehavetiyle, kendimizden geçmişliğimizi ört-bas etmelere gayretle, tükenen sabrımızın son kırıntılarıyla ,yarın yada sonraki günde aynı hengame ve curcunaya, yorgunluğa katlanacağımızı bile umursamayarak ... Havada acı, acı öterek kentin üstüne çöken tarifsiz miskinliği bir nebze olsun dağıtan bu minik tempo ve ahenk değişikliğinin bile bizi kendimize getirmede kattığı enerji ve verdiği moralle gece,ben ve kent safları daha bir sıklaştırarak, kuş uçuşlarında dalıp, dalıp gideceğimiz yaşayan ölü hallerimizde ... Yeni bir günün ilk ışıklarını selamlayarak ... Kol kırılır, yen içinde kalır hallerimiz de durumu idare edip, vaziyeti kurtarmanın keyfiyle.. Gece Sendromu denilen azaplı illeti noktalayıp, feleğe, Azrail'e yada her neye sayarsanız ona sayacağınız çalım atarak, bu günde POSTU DELDİRMEMENİN YALANCI MEMNUNİYETİYLE SIRITARAK .... Aşina olduğumuz hal ve alışık olduğumuz o, sinamekilik ve sünepelikler de VARDİYA PAYDOS naralarımızın nakarat tekrarlarının kulaklarımızı esir almışlığında aç-bilaç ve cılkı çıkmış halde her yeni gün bezginliğimizin bir kat daha artmışlığında,dahası da çekilmez olmuşluğun da görev devrimizi yaparak ... Kestanemizin değil çizik adeta kasatura yarasıyla,adeta DAMGALANMIŞ'LIĞINDA .. BUNA DA ŞÜKÜR DİYEREK, al takke ver külah hallerinin avaralığında tüneyecek yer, tasalarımızın yine, yeniden ve üstelik bir daha hemde bir öncekinden daha fazla depreşmişliğinde ... ÇİL YAVRUSU HALLERİNDE, Gülüşlere özlem çoğaltarak, dağılıyoruz, bağrını efkarlara açmış bu garip kente ....! BAĞRINI EFKARLARA AÇMIŞ. BU GARİP KENTE .....! BU GARİP KENTE .....! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Almanya 24 / 03 / 2020 Saat ; 05_55

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...