31 Ocak 2017 Salı


GAMLARI, BEN BEKLERİM ...!

Ay'ı, gece ....
Geceyi, ay ..
Karı,dağ ...
Dağı, kar ..
Beni, gam ..
Gamları, ben beklerim ...!
Gamları, ben beklerim ...!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk / EDREMİT 

14 / 12 / 2015 

Saat ; 23_43


BAHTI ŞEN...

Bahtı şendi, adı, 
Oysa, sanki adına inat ...
Hiç mi, hiç gülmemişti, bahtı ..
İçi, dışı ..
Tepeden, tırnağa, hicrandı ...!
Tezatlık bu' ya ..
Bahtı şendi, adı..!
Bahtı Şen....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

31/01/2017

Saat: 04_35

SUSKUNLUĞUMDA SAKLIDIR ....,
Yaşamın kah uçurumlardan yuvarlanıldığı,
Kah, dorukların enginliğinde gezildiği ..
An gelip mutluluktan kelebeklercesine uçulup ..
An gelip burnumuzun üstüne sert çakılışlarla ..
Acıların ve kahırların dibini görerek ..
Elem kirmanında, ömürler eğirildiği ..
Böyleliklerde de değil sade nutkun ..
Aklında tutulduğu hallerinin yaşanmışlığın da ..
At izinin, it izine karışıp, külün dumanda, dumanın naçarlıklarda ..
Beyhudeliklerde ve tarifsiz elemler de
Koyu kederlere belenen ..
Kör pişmanlık ve keşkeler de sürülüp-savrulduğu anları vardır ..
Bu insana ve hayata dair gerçeğin aklı karalılığında ..
Diğerleri gibi bende aciz hallerim ve hatalara açık insanlığımla ..
Kendi yanlışlarım da boğulup,azapların sancısında kıvranırım ..
Tüm bunların ömrümü ilmek, ilmek dokumuşluğunda
Söze,ete kemiğe bürünmez bazı hallerim ..
Düğümlenir boğazıma edeceğim tüm sözcüklerim ..
Kah onlar beni yutar..
Kah ben yutulurum onların sığ derinliğinde ..
İşte tamda böylesi an ve hallerim de
Suskunluğumda saklıdır ..
Yüreğimin, ruhumun derininde yatanlar ve gerçeğim ..
İç içe geçer ağlamalarla-göz yaşlarım ..
Yere bakarım, yer demir ..
Göğe bakarım, gök bakır ..
Yutkunur susar,sükut okyanusuna dalar giderim ....
Ben bende, gerçeğim suskunluğumda saklıdır ..
Suskunluğumda saklanır ..!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
31/01/2017
Saat;17_35

30 Ocak 2017 Pazartesi

YİĞİTÇE, TOPRAĞA DÜŞER, BEDENİM ..!


Mayamız böyle çalındı, dölümüz mertliklerde, 
Onurla ekildi bereketli ve haysiyetli bedenlere, inanmışlığımızla ..
İnsanlıkta kursağımıza anamızın ak sütü, babamızın helal lokması düştü ...!
Kirlenmedi değerlerimiz, ellerimiz, yüreklerimiz diye, kıvançlar duyarak ..
Böyle gördük, eğitilip, öğretilip, terbiye edildik ..
Suyumuz dürüstlük te, ahlakta, erdemde verildi ..
Çeliğimiz, tevazuda, hoş görüde, paydaşlıkta ..
Sevgileri bölüşerek çoğaltmakta, dövülüp, derildi ..
Hamlığımız, kemal ateşlerinde canlandı ...
Harama uçkur çözmedik, namusa el-dil uzatmadık ..
Kem gözle bakmayı, sokmadık lugatımızla ..
Seceremizin ve dünümüzün yazıldığı ..
Onur sayfalarıyla birlenen defter-i kebirimize, diye ..
Tir tir titreyerek büyüdük ...
Özendik,kaçınmaya kem sözden, riyadan, nefret, garez ve kinden ..
Konu-komşunun tavuğuna kiş...
Beygirine, çüş, demeden yetiştirildik ..!
Odunluğumuzdan değil ...
Ondandır, kalem gibiliğimiz ..
Delikli demir ve para denen o illet, metelik icad olalı   ..
Helale haram ...
Süte, su katılalı ..
İnsanın mosturası, dünyanın çivisi ..
Heleki de, insanlığın piçi çıkalı ..
Yere-göğe sığamayışımız ..
Kah, volkan olup patlayışımız ..
Kah,derya-deniz olup kabarışımız ..
Hayınlığın, kalleşliğin ..
Onun-bunun çocukluğunun ve karaktersizliğin ..
Elmaya işleyen kurt misali....
Toplumu,insanı ve insanlığı ...
İçin, için sinsice kemirip, tüketmişinde  ..
Üstelik ..
Suyun çürüyüp, tuzun kokmuşluğunda ..
Yaşanan. bunca rezaletten duyduğumuz ..
O, derin ve tarifsiz utançla ..
Çekiliyor kanımız, buz kesip, donakalıyor, yüreğimiz ..
Hiçte, hak etmediğimiz, utanç ve alın kiri ..
Bilesin ki, meftimize sebebtir ..
Düşeli, insanlık kubura, namus dile, ahlak bedestene ..
Sıkışalı vicdan ile cüzdan arasına insan onuru ve yüreği ..
Sinedeki kafesinde, kan ağlaması ondandır, yüreklerimizin ..!
Gün, kurdun sevdiği, bulanıklıklara gark olmuş ..
Meydan ...
Dört madrabaza, üç kahpe evladına, iki dümbüğe , haramiyle, deyyusa kalmış
Eren hastalanınca, keçiler evliya çelebiliğe soyunalı ..
İpe, işemeyi beceremeyenlerin  ..
İnsanlıktan dem vurup, ahkam kesme soytarılığına  soyunmuşluğunda ..
Yorgun düşer ruhum, mecalsizliklerde daralır, gönlüm ..
Afakanların, basmışlığında ..
Buz keser yüreğim ....
Donakalır, gecenin ayazında... 
Umutlarım, sevinçlerim, düşlerim , gülüşlerim ...!
İşte o, an kahrımdan ölmelerde ..
Yerin, yedi kat dibine, girmecesine  ..
Ölesim gelir....
Mundar etmemek için, onuru ve ömrü ..!
Şerefsiz ve hayasızca sürünmeye ..
Kandırılıp, koyun edilmeye ..
Biatta sefilliği, kader saymaya bir değil, binlerce  kez, HAYIR diyerek
Erdemin o muhteşem sancağını dikerek, insanlığın burcuna ...!
Haykırarak, HAYIR diyerek çığlık, çığlığa ..
Namusumuzla vuruşarak, içerek ölüm, şerbetini ...
Gözümüzü kırpmadan yürüyerek ....
Hainin, karanlığın, hayanın,yılanın,çiyanın ve kalleşin üstüne ..
Sade, dilimizde değil ..
Yüreklerden kopup gelmecesine, HAYIR diyerek ..
Yürürüz, KORKUNUN VE KARANLIĞIN KRALLIĞININ ...
KATİL ,TETİKÇİ TAYFASININ, ÇETELERİNİN..
MAŞA VE PİYONLARININ ÜSTÜNE, ÜSTÜNE ..
HAYIR'larımızın birleşe birleşe AZAMET VE HAŞMET OKYANUSU olup çıkmışlığında ...
Meydan, meydan, sokak, sokak, fabrika, fabrika ..
Tarla da, bağ da , balkonlarda,  tezgah, tezgah çarşı - pazar da çoğalarak ..
Hayatın, her alanın da ...
Katillerin yüreğine, korku salmışlığımızda ..
En inançlı ve kararlı seslerimizle  ..
HAYIR, nidalarımız yükselirken, gök yüzüne ..
Demokrasi neferliğini, şerefini yüceltmişliğimizle ..
Bilerek ..
Korkunun ecele faydası olmadığını ..
Siper ederek göğsümüzü tüm namussuz çetelere ...!
Zamansız ve apansız, vurgun yemelerde ....
Gerektiğinde, hoş geldin diyerek, şerefle ölüme ..
HAYIR' da, HAYIR VARDIR ..
HAYIR GELSİN İŞİMİZE,AŞIMIZA VE BAŞIMIZA DİYE ..
Önce selam ardından HAYIR DERİZ, HAYIR ...
YÜREKLİCE ......
Ölümü, düğün-dernek bilmişliğimizle ...
Arıyla-namusuyla, onuru baş tacı kılmışlığıyla ..
HAYIR'larda ...
Yiğitçe, toprağa düşer bedenim ...!
Yiğitçe, toprağa düşer bedenim ...!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ 

Friedrichshafen /Almanya 

29/01/2017

Saat; 23_32

29 Ocak 2017 Pazar


AYNADA BIRAKTI KENDİNİ, KADIN ..!

Taşıyarak gecenin yorgunluğunu, kirini ..
Alkol kokusuna bezenen, bedenini ..
Onu taşımaktan bezgin düşen, bacaklarını ...
Mecalsizliklerde, canını dişine takarak, son bir gayretle, sürüyerek ...
Attı kendini, metrukluğun ve silinmeyen hüznün sindiği, evine ...
Baktı, yarı ağlamaklı gözler ve perişan hallerle, aynadaki siluetine ..
Kırık-dökük bir tebessüm yansıdı, yüzünde,aynanın derinliğinde ...
Cam soğukluğunda ..!
Hüzünlerinin, aynaya düşmüşlüğünde ..
Efkar ve bezginlikle, derin, derin of çekerken ..
Süzdü son bir kez, aynada kendini, tepeden tırnağa, yeniden ..
Sonra, külçe gibi bedenini toplayarak, aynadan..
Kalktı yavaştan,yavaştan ..
Kurtardı, aynada ki yorgun bakan kadından, kendini ..
Yürüdü gitti, mide, bulantılarıyla ..
Ha kustu, ha kusacak hallerde, lavaboya ..
Bırakarak ardında ....
Yorgun bir geceden, arda kalan ..
Gecenin içinde, aynanın derinliğinde kaybolan, mutsuzluklar ecesini ...
Salladı, en okkalısından, küfürlerini ..
Kustu lavaboya, kustu içindekileri ..
Kurtulmak istercesine, kendinden ...
Bir bedende, çok kadının, tarifsiz bezginlikler çoğaltmışlığında ..
Aynanın derininde, kadınlardan birinin ..
Kederleriyle, suret, suret yitmişliğinde ..
Aynada bıraktı kendini, kadın ....!
Kendi deyimiyle ..
Yılların ve ömrünün ..
Telefliklerde, bok yoluna gitmişliğinde ..!
Arda kalanının, hala lavaboya içindekileri ve kendini kusmuşluğunda..
Genirti, hıçkırık ve küfürlerin oda da ve gecede uçuşmuşluğunda ..
Lanetler yağdırıyordu kadın, hayata ve kendine hala ..!
Aynada bıraktı kendini, kadın ....!
Aynada bıraktı kendini, kadın ....! 


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

29/01/2017

Saat:05 _39

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...