27 Şubat 2022 Pazar


 AZAP , AZAP ÖLÜMÜ...


Bir bilseniz ....
Bizler ....
Ne kadar çoğuz,hemde sanıldığından da çoğuz ...
Acılarımız, çatlamayan sır küpümüz..
Ayıplanma korkularımız sa mührümüz ve sırrımız dır ..
Ondandır,elemlerimizin ve ölümlerimizin çoğalışı ..
Küskünlükler cenderesinde, içiyoruz yaşayan ölülük de, azap,azap ölümü ...!
Azap,azap ölümü ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

Ereğli /KONYA

03/02/2018

Saat; 04_42


 YILDIZIMI PARLAT'ANIM..


Kim, ne derse,desin ..
Ben, etimle, bedenimle, öz güvenimle, hala gül devrim'deyim ..
Lale devrinin sönüklüğünde..
Yıldızımı parlat'anım ...!
Yıldızımı parlat'anım ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Ereğli /KONYA

03/02/2018

Saat;04_58


 BU OLSA GEREK ...,


Hayat denen serüven döngüsünde ömrümün an gelip sıfırı tüketip, nal toplamış'lığın da ..
An gelip, deli fişek olup tozu-dumana katarcasına ön saflarda dövüşmüşlüğün de ..
Ruhum, adeta eskilerle tıka-basa ağzına kadar dolu antik gardolaplar gibi ..
Ne zaman kapağı açılsa ..
Kaos,kaos üstüme devril'melerde yutuyor ve soluksuz koyuyor beni ..
Böylesi anlarda, lacivert bir kürede tutsak edilmiş gibi hissetmekten, kendimi alamıyorum ..
Lacivert hüzünler içip, çivit rengi kusuyorum ..
Bu bulamaç ta boğulan, yine ben oluyorum ..
Bu kısır döngüler çarkında, kendimi bir kobay faresinin aczinden de beterlik de buluyorum ..
Kusmuğumda boğulmanın tarifsiz azabında boğulurken ..
Bu anımda çığlıklarıma kulak tıkayan sağır ömürler ve ruhlar ..
Sonra su üstündeki yağ edalarında, beni lime lime ederek kendilerini aklama yarışlarına girişerek ..
Beni yaramdan değil, sorandan bıktım bezginliklerin de iyiden iyiye dipsiz kuyulara itmekle kalmıyor..
İşgüzarlık ve akıl daneliğine soyunarak ahkam kestikçe soruyorum sanrıların kıskacında ...
Alemin dert küpüyümde, ben mi bilmiyorum yada farkında değilim diyerek ?
Kendimi, iyiden iyiye, dört yol ağzında azdırılan, naçar sokak kedileri gibi hissederek ..
Gölgemden bile korkan hallerde, buluyorum ..
İşte o an ...
'' - Alemin ahmağı ödülünü bana vermeliler,çünkü onca bulanıklıklardan ..
Hemen, hemen herkes ..
Sütten çıkmış, ak kaşık kesiliyor ..
Bunu bir tek, ben başaramıyorum ..
Bir tek, ben başaramıyorum '' diyerek, kendimle ve gölgem le kavgalarda buluyorum kendimi ...
Yitikliğin adı, bu olsa gerek .....!
Bu olsa gerek ....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Ereğli / Konya

04 / 02 / 2018

Saat ; 04_34 


 YOKSUN .....,

Daha düne kadar varken, apansız çekip gitmişliğin de, yoksun ...
Yoksun ve yokluğunda yoksundur senden,aşkından ..
Sana dair dillendirmeye dilimin, gönlümün yetmediği güzellikler ...
Zor ama doğru, gerçek ve onurlu olanı yapmalıyım ..
Önce sana ,ardı sıra da kendime dürüst olup ..
Dürüstlüğün gereğini yapmalıyım...
Aslında tüm işaret fişeklerini attın yok olmadan, gidişine ve yok olacağına ilişkin ...
Gel gör ki,ya aklımın bir karış havalığında ..
Ya'da, kim bilir bencilliğin gözümü kör etmişliğin de ..
Farkında'sız adım, adım yok oluşunu kavrayamamışlıkta..
Bir yıldız olup, girip var olduğun dünyamdan, yitip, yok oldun...
Şimdi yoksun, hüzünler de bırakıp gitmişliğin de, beni
Ben yaralarımı, yokluğunda sarmaya koyulurken ..
Sen, yol aldın bir sessiz gemi gibi, ömür limanım'dan ..
Koyarak beni, yalnızlığın ve sessizliğin sığlığında ..
Şimdi, yokluğunun acısının, bir zıpkın olup yüreğime saplanmış'lığında ..
Alıp-gittin başını sen sisler ve bulutlar arasında süzülen, martılar gibi ..
Sessiz yürek çığlıklarını duymamışlığımda,duyamamışlığımda ..
Anladığımda çok geçti ve iş işten çoktan geçmişti ..
Fark ettiğimde, nafilelik de çırpınışın faydasız'lığında ..
Alıp gittin, bendeki beni ve ömrünü, ömrümden ..
Diyebileceğim şu ki ..
Şimdilerde yoksunluğunda boynumun bükük,ruhumun hasarlı ..
Ömrümün yıkık - dökük adeta hasarlı, hisara dönmüşlüğün de ..!
Ne yapsam-ne etsem'in nafilelerin de ..
Yoksun ve elemlere belenmişliğim ile yoksunum, yoksun ...!
Yoksun .........!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Ereğli /KONYA
04/02/2018
Saat: 18_25


 DOKUNULMAYI BEKLEYEN, SAYFALARINDA ....


Gidenlerin, yitenlerin, kahır bezgini, telef ömürlerin ..
Yaşanmamış, ıskalanan hayatların...
Çalınan günlerin,güzelliklerin , talan edilen, umutların ....
Katran karası, hicranlara, belenmişliğinde ....
Zamanın ve yorgun yılların ....
Nice ömürleri, düşleri, mutlulukları, yutmuşluğunda.
Katmer, katmer çoğalarak ....
Zamana kafa tutarak , ısrar ve inatla ...
Asla mı asla, kabuk bağlamayan, derin mi derin, öldüren yaraların ..
Ezinci, elemi, azabı, kahrı ....
Bir solukta iç, içe yaşamış bedenlerin, harman'lığın da ..
Harman yeri yangınlarında, yanıp ....
Acıya, göz yaşına, toza-dumana, küle karışmışlığın da ..
Çiçek, çiçek açmalara hasret, ayazda donakalan, dallara ....
Azabı, ölümü ve bilinmezlikleri içen ...
Nice bedenlerin, intikam hırsı, öfke, gözü dönmüşlük ve haris duygularla ...
Acımasızlık da itilerek, yuvarlandığı kayaların ....
Elemler çoğaltan azgın dalgaların, ömürler yutmuşluğunda ..!
Kahkaha seslerini, mutlu ömür gülüşlerini ..
Yarına dair umutları ve hayat emarelerini ..
Kanlı bir bıçak olup, afat-bela, acı ve ölüm saçarak ..
Orta yerinden, yarıp ....
Ölümle gelen, çalınmış, hayat azapları çoğaltarak ...
Silinmez keder ve kapanmaz, onarılmaz yaralar, açmış'lığında ...
Göz döndüren, akıl tutturan heves, ihtiras ve bencilliğin ...
Karabasan olup, çökmüşlüğünde ....
Yarını çalınan ömürlerin ...
Kan damlayan, sahillerle ...
Hicranlı akşamların ...
Mutluluğa aç, sevinçlere hasret, bedenlerin ...
Mutlu ve düşsel güzelliklerle bezeli dününü, aramış'lığın da ...
Karışır, telef ömürler ....
Çalınmış hayatların, dram dolu öyküsü, tarifsiz acılar, bir birine ...
Kurşun gibi yakıcılıkla gönüllere, yüreklere ve ömürlere işleyen ...
İlk harfinden, son harfine ve hatta, konulan o, son noktasına dek ...
Hüzünlerin dolup, dolup, taştığı ...
Ağır mı ağır, bir romanın ...
İç, içe girmiş öykülerin de, ömürler de, ömürler çoğaltan ...
Her ömür öyküsünün, yitik kahramanlarına kucak, açan ..
Sevgiyle okunup, merakları tetikleyerek ...
Dokunulmayı bekleyen, sayfalarında ..!
Dokunulmayı bekleyen, sayfalarında ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

06/02/2017

Saat; 23_58

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...