30 Nisan 2015 Perşembe

Bugünün,kalabalıkların katlanılmaz yalnızlıkları yaratmışlığında …
İnsanlığa, akla ve hayata aykırılıklarda suçun, suçluların çoğalıp ..
Özde değil, sözde insan geçinen ..
Türedi soysuz bedenlerin, insanlığa musallat olmuşluğunda ...
Oysa, sevgi sıcaklığında hala belleğimizde duran ,
Dünümüzün, çocuksu, masumane aklığıyla ..
Anılarımızda en canlı, en sevecen haliyle yer almışlığında ..
Tapa tazeliklerde, anımsamışlığımızda ..
Dün, düşen kaldırılır ..
Alın terine, emeğe, ekmeğe ..
Kutsallara saygı duyulurdu, duyarlılıkla ..
Namus, inmemişti akıllardan,yüreklerden, apış arasına ..
At izi, karışmamışken it izine, daha bunca ..
Çakal sürüleri, yatmaya cesaret edemiyordu, pusuya ..!
Puşt zulasında gezdirilmiyordu ihanet, arsızlığıyla ..
Akı, karanlıkta..
Güzeli, iyiyi çirkeflik ve zulümde boğmaya..
Bugünün aksine, kötü ve kötülük..
Bir elin parmaklarıyla sayılmacasına az mı azdı o zamanlar da …
Mayası ve süt’ü bozuklar, teşhir ve tecritle kovuluyordu, halkın arasından …
Günlerin, gelip geçmişliğinde..
Derken, hayatın meşakkatleri ve azaplarında..
Akıp giden zaman ırmağının kirlenen, boz-bulanık suyunda..
Aşındı değerler, piçi ve çıfıt’ı çıktı insanın, insanlığın .!
Kol kırılır, yen içinde kalır, riyakarlığıyla ….
Suçlar, günahlar, ihanetler ..
Ayıplar ve utançtan yüz kızartan, yalan-dolanlar ..
Büyüttüler mikrobu, toplumun bağrında …
Yiyerek çürütüyordu, dolaşan irinler, insanlığın dokusunu ..
Sinsice sararak tüm vücudu, tepeden-tırnağa ..
Şimdi, asırlar yirmi birinci yüzyıl, tarihler iki bin on beş başında !
Sokaklar, kaldırımlar, çöp bidonları dolup, dolup taşıyor..
Faili meçhul cinayetlerin muammalı azaplarında, can vermişliklerde
Kesik insan cesetleriyle, beden artıklarıyla ulu orta !
Gonca güllerin tomurcuk çağında, talan olmuşluğun da..
Kadın ömürlere kıyılıyor, kadın ömürlere, sadistçe ve canavarca …!
Değerlerin, insanlığın sömürü ve sevgisizliklerde ,
İstismarda süren, arsızca, utanmazca talanlarında !
Ülkemin, insanımın Cinnet Toplumu olup çıkmışlığında ..
Sevgisizlik, nefret ve intikam kasırgalarının ..
Sahraya dönen ülke ve ömür coğrafyalarını talanında !
Acılardan, acılara savrulmuşluğumuzla ..
Sancılı ve kaos dolu yalnızlığa tutsak hayatların ..
Hayatı ıskalamışlığında, kolu-kanadı kırılıp ..
Dalda’sız - dulda’sız, sevgisizlikler de, korkularda …
Umutsuzluk, elem ve hiçlik erozyonlarının onu yutmuşluğunda ,
Hüsranların ahtapotluğunda, ölümüne sarılıp, sarmalanmışlığında ..
Derdiğim solmuş gül yaprağı kuruluğundaki….
Dağılmalarla, un –ufak olduğum pişmanlıklarda ..
Yitikliğin, kezzap olup beni yakıp-kavurmuşluğunda
Dönüp bakmışlığımda, ömür aynama..
Dudaklarımdan dökülüyor, sessizce usul, usul ortaya ..
Bir, Nisan yağmuru duruluğuyla..
Kah masum, kah suçluluk ve azapla.
Soruyorum, kendime en masumane çocuksu meraklı, afacanlığımla .
Olgu halimdeki halimle aklıma, belleğime, dürtülerime gem vuramamışlığımla …!
Nereden nereye geldik diye (?), nutkum tutulmuşluğunda …!
Nereden nereye geldik diye (?), nutkum tutulmuşluğunda …!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
19 / 02 / 2015
Saat;13_38

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...