24 Şubat 2015 Salı

RENGARENK UÇURUMUM'SUN...
Vurgun yemiş hallerdeyim ,tarumarlıklardayım kızıl alevlerinde yanmışlığımla..

Bir gonca gül güzelliğinde,düşerken sen gözlerime..

Alıp gidiyor başını aklım,yüreğim ,gönlüm,senin ufuklarına..

Ne söz kar ediyor,


Ne dil atıp-damak tutmalardaki, yalvarışlarım.


Söz geçmemişliğinde yüreğime..


Gönlümde uyunca, yüreğimin aklına..


Yanıyorum ben yanıyorum,sarı-sıcak mor alevlerde..


Aşkın harın da.


Ömrümün aşka kesmişliğin de,deli divaneye çıkmışlığın da adımın..


Bir yanım gam keder ,bir yanım bayram sevinci..


İhtiras gel-gitlerinde savrulurken ben ,


Sen, gurubu süsleyen o kızıl alev topu güneş misali..


Talan edip,esir etmişliğin de beni..


Hem gönlümün sultanı,hem başımın tacısın ..


Esip geçen bir bahar yeli gibi...


Gelip-geçici bir tutku değilsin bende ,sen...


Gönüllü esaretler de ,ödemelerle tüketemediğim ömür diyetim..


Günahsa eğer aşk,sen aşkımın kefaretisin


Hayatın ve evrenin bana lutfu olduğun kadar


Beni ,halden hale sürüp savuran ...


Temmuzlarda ,zemheriye koyup...


Yalancı baharlarda yediğim, vurgun..


Gecelerde tutsağı olduğum uykusuzluğumsun..


Bir kördüğümsün..


Çözdükçe bağlandığım ,dolaştıkça süğüm süğüm sarılıp..


Döndüğüm çile kirmanımsın ..


Azapta kayya kuyum..


Mutlulukta içinde yittiğim, rengarenk uçurumumsun..


Mutlulukta içinde yittiğim ,rengarenk uçurumumsun..


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Altınoluk..


24/02/2015


Saat:03_10

12 Şubat 2015 Perşembe


KURTUL ARTIK , KURTUL …..,

İlk üryan,
Havva ile Adem ...
Onlar da, senin ataların değil miydi ?
O zaman, neden bu riya ..?
Yüklerinden kurtulmak için ..
Soymaya kalkma, giysini, bedenini ..
Onlar, surettir aslında ..!
Zevahiri kurtarmaya kalkma, asla ..!
Sen, eğer …..
Senden ve dünyanın gam yükünden kurtulmak istiyorsan gerçekten ..!
’-Saadet sadeliktedir .’’ , düsturu ışığında ..
Arı-duruluğa yürümek için ..
Çıkıp ta kendinden, seyreylemek için alemi .
Dahası ….,Kendinden de, arınabilmek için ..
Soyun ruhunu, soy ruhları ..!
Keramet, ne şalda, ne şalvarda …..
Nede, o zerre kadar yapraktadır zira !
Özünde …,
Bir dirhem ar, edep, haya ve tevazu bin ayıp örter ….
Bilesin ki aslında ...
Sen saklısın, içindeki sende ..
İnci-mercan güzelliğinde ..!
Dön bak ve dal kendi içine ..
Huzurun Mey'ini bade, bade içmecesi ne ..!
Kurtul sen senden, gafletinden ve kendine ihanetinden de ...
Her şey, bir nefeslik canın ..
Bir göz kırpması kadar kısacık an’da çıkmasından ..
Ve, hayatın pamuk ipliğinin ….
Apansız kopmasından ibaret değil midir ki aslında ?
Dön, sor kendine ..!
Şu, üç günlük dünyaya da ..,
Gelmedin mi anadan üryanlıklar da ..
Gidişin ve haşrı-neşrinde de ..
Toprak, öperken bedenini ..
Çıplaklığında öpmeyecek mi seni, koynuna almışlığın da ?
Yada, ateşte yanarken ...
Sarmayacak mı, alaz, alaz, mavisi-moru, sarısı ve alıyla ..
Kor, kor ateşler alev, alev bedenini ?
Ya' da, su öpmeyecek mi tenini, bedenini ,
Son vedan da, usulca üryan lığın da ?
O zaman, neden bu riyakar namus kumkumalığı ?
Önce arın, karanlığından ve riyaların dan ..
Kurtul artık, kurtul ..
Apış arasına, namusu sığdırmaya kalkma aptallığından ...!
Apış arasına namusu sığdırmaya kalkma aptallığından...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
11 / 02 / 2015
Saat;23_58

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...