22 Ekim 2015 Perşembe

HUZURA UMMAN OLMAYI
Çöz beni , özgürlüğün tacıyla , ışığıyla kutsayarak ... Aç bağrını, al koynuna .. Sinende yumulsun gözlerim senli mutluluklara .. Bilsen, ne çok bekledim, bu anı .. Sende çoğalmaları .. Dal budak salıp ... Çiğdem-çiçeklere durmaları .. Sevdaya su, zamana ilaç, gönüle merhem .. Ruha ışık .. Aşka maya .. Mutluluğa kaynak .. Huzura umman olmayı ... Huzura umman olmayı ... Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Ereğli / KONYA 21 / 10 / 2015 Saat; 21_27

20 Ekim 2015 Salı


GÖNLÜMÜZ, GÖZÜMÜZ HEP SENİ ARIYOR ...
Sensizlikte , sana, seni içmişliğimde..
Masamda, hüzünden ağıta kesen gül ..

Derdime ve sensizliğimin hüznüne ortak ..

Derdimi almalara öykünmekten esrikleşen,
 şarap ..

Birde,sessizliklerde, gamlı gönüller tutsağı ben varım ...

Bir, sen yoksun ..!

Eksiğimiz tamam ..

Alemimiz tam olsa..

Halimiz pürneşe olurdu ...!

Halimiz pürneşe olurdu ...!

Eeee,olsa, olsa kısmetsizlik bu kadar olur hani'ya ...

Eskilerin ..,

Ondandır demek ki ..

''--Yaradan dört iyiliği bir arada vermez. '', demeleri ..!

Gece, mey, gül ve ben ...

Gamdayız, elemdeyiz, kederdeyiz ..

Ben, içiyorum ..

Şişe ve mey, esrikleşiyor ..

Gül, ağlıyor ..

Geceyi, hüzün sarıyor ..

Gönlümüz, gözümüz hep seni arıyor ....!

Gönlümüz, gözümüz, hep seni arıyor ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Ereğli / KONYA 

21 / 10 / 2015

Saat; 00_26

UÇURUMUM DA YUVARLANARAK, SESSİZ ÇIĞLIKLARLA ..!
Bastırdığım tutkuları, hapsettiğim beni bir bilsen ..
Ancak o zaman keşfedebilirsin bendeki, o görünmez beni ...
Nasılda muzdarip, nasılda sancılı ruhum ..
Saat sarkaçları gibi vururum ...
Derinleşerek beni yutan o, efkarların doruğunda yalpalayarak, iki yana ..
Kazıdıkça beni, soydukça ruhumu ..
Eriştiğin bende..
Yitik yanımı bulursun ..
Gemi batıkları misali ..
İçimi dışımı kaplar bin-bir bilinmezlik ..
Gel, çek-çıkart beni, benden ..
Soy ruhumu, kazı içimde çoğalan elemi-kederi, ..
Kurtar beni, üstüme, üstüme dertlmişliğimde..
Soluksuz kaldığım enkazımdan ..
Biliyorum,fakındayım ..
Ama ne yaparsın ki çaresizliklerde zordayım, zorda ..
Tutunacak dalımın-budağımın ..
Sığınacak daldamın-duldamın kalmamışlığında ..
Denize düşenin yılana sarılması misali sarılmak istiyorum ..
Sımsıkı ve sarmaşıklar gibi, seni sarıp-saralamacasına ..
Uzat, ellerini tut beni, soy ruhumu..
Bul, keşfet ve yeniden var et ne olur ....
Beni, o eski benden azat etmişliğinle..
Yeni ben et ..
Değiştir, tepeden-tırnağa ..
Bilsen nasıl da muhtacım sana..
Ve, beni, baştan yaratmana ..!
Beni, o eski benden alıp, yeni ben yapmana !
Zorum, çekilmezim, kahır ve dert küpü, çile yumağıyım ..
Gordion'un kör düğümleri bile hiç kalır, benim yanımda ..
Köstebek gibi kendi toprağımın derinliklerinde yuvalar yapıp ..
Labirentlerimde kaybolmuşluğumda ..
Gündüzün gün ışığında bile, hasretim aydınlığa ..
Mehtap hep kara bulutlar ardındadır, benim iç dünyamda ..
Kendi yalnızlığımın sahrasında kaybolmuşluğumda ..
Ufalanır giderim, kum zerrelerini bile kıskandırmacasına ..!
Düzenimin bozulup, sazımın tellerinin kopup ..
Ruhumun balatalarının sıyrılmışlığında ..
Sürüklendikçe, sürükleniyorum ben, kendi enkazımda ..
Duy sesimi, çağrıma kulak ver..
Ses ol, can ol, mecal ol, dermanım ol ..
Nefesime, nefes, dilime, ses, çığlığıma, çığlık ol ..!
Yarama merhem, canıma canan ol , gel, yardımıma koş ..
Bu darda lığımda, tut beni ..
Uçurumların kıyısından al, eriştir düzlüğe ..
Kurtar tık nefesliklerden ve kabuslar hengamesinden, eriştir düzlüğe !
El, el, dil, dil, ruh, ruh, beden, beden..
Sende çoğalayım ..!
Çek-çıkart beni benden, iş işten, ben benden geçmeden..
Vakit geç ve iş işten geçmiş olmadan ..
Son imdat deyişimdir, son yalvarışım ....
Ve ,
Canhıraşlıklardaki son çığlıklarım dır, bunlar ..
Düşüyorum hızla, un-ufak olmacasına ..
Kendi cehennemim de yanıp, kendi girdabımda yitmecesine ..
Bil....
Şu an, ben, benden geçmişliklerde ....
İpini kopartan uçurtmalar misali savruluşlar ve anaforlarla ...
Çekilip gidiyorum, o tarifsiz kör kuyulara
Uçurumum da yuvarlanarak, sessiz çığlıklarla ...!
Uçurumum da yuvarlanarak, sessiz çığlıklarla ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Ereğli / KONYA
20/10/2015
Saat;23_04

BOYUN BÜKÜKLÜĞÜ KALDI ..
Son nefesimde ...
İçimde, söyleyemediğim sözlerin hüznü ....
Sözcükler yetim, soluğum donuk, gözlerim açık kaldı ...
Bir ömür öyküsünün apansız ve zamansız bitivermişliğinde ..
Ardımda yaşanmamışlıkların mahzunluğu ..
Duygularımın ve göz yaşlarımın, duruluğu ...
Birde .....!
Birde .....!
Sahibini yitiren düşlerimin, umutlarımın, hayallerimin
Boyun büküklüğü kaldı ...!
Boyun büküklüğü kaldı ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Ereğli / KONYA
20 / 10 / 2015
Saat; 23_20

19 Ekim 2015 Pazartesi

GÜL DİKENSİZ, HAYAT GAMSIZ, ÖMÜR MEŞAKKATSİZ OLMAZ …!
Ruhsal gel-git’lerde savrulur, ruhum ..
Dizginlenemez duygularım ..
Bir YILKI ATI kılar beni ..
Sürer-savurur bilinmezliğin çöllerinde ....
Duygu girdaplarında, çekilir giderim ..
Böyleliğimde, an gelir ...,
Ben, bende yiter, bende, beni keşfe koyulurum ..
Kah, yıkarım bentleri, kaleleri ..
Kah, bir tespih böceği misali dürülür, bükülür, der-dest olurum ..
Ruhumun derinliklerindeki labirentlerde çıkarım ben, benim karşıma ..
Keşfettikçe hayretlere boğulur ....
Kendi şeytan üçgenimde yutulurum ...
Akların kara, karaların ak olmuşluğunda ...
İçimdeki dev aynalarında, cüceleşen benim izlerimin peşine düşerek ..
Bir kısır döngünün hengamesinde ..
Yakalarım, içimdeki çocuğun mutsuzluğunun şifrelerini ..
Deşifre ettikçe ben, beni ..
Aklıma düşer ...
''Döndü baktı kendine, daldı kendi içine ! '' diyen garip ozanın öngörüsü ..
Yüreğimi dinler ..
Kulak kesilirim ona ..
Yüreğimle dinleyip, aklımla duymanın erincini yaşarım ..
İçimde bayram yeri coşkusu kabarır ..
Sone, sone düşerken ruhumun derinliklerine umudun albenili ışıltısı ..
Geçerim kendimden sevinçle ..
İçimdeki bir yerlerde tüneyen korkuların depreşmesine ..
Vesveselerimin tetiklemesiyle, beni ele geçiren, o amansız evhamlara aldırmadan ..
Penceredeki güneş ışığında eskirken gün ...
Ben hayattan çaldığım mutluluğu çoğaltmanın erinciyle, koyulurum ..
Sevinç tarlalarında rengarenk çiçekler dermeye ..
Bilerek ve aklımda tutarak ..
Bu düşsel güzelliklerin de kalıcı olmadığını ..
Ve,an gelip..
İnsan oluşumun gereğiyle,yine korkularımla ve içimdeki benle yüzleşeceğimi.
Ve, aralanır o zaman, buruk tebessümle, dudaklarım ..
Dökülür sözcükler yüreğimden dudaklarıma ..
''GÜL DİKENSİZ, HAYAT GAMSIZ, ÖMÜR MEŞAKKATSİZ OLMAZ ...! ''
''GÜL DİKENSİZ, HAYAT GAMSIZ, ÖMÜR MEŞAKKATSİZ OLMAZ ...! '' Mualla DİRENİŞ YASSIBAŞ Ereğli / KONYA
19 / 10 / 2015
Saat ; 17_22



AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...