5 Kasım 2015 Perşembe



GEL OTUR YAMACIMA …
SANA , ÖMRÜMÜN ÖYKÜSÜNÜ ANLATACAĞIM ..!
Gel otur yamacıma, sana ömrümün öyküsünü anlatacağım …
Dinlediğinde sükunun sesi ve yüreğinle, beni …
Ve, beraberinde de yüreğini, ruhunu ..
Benim anlattıklarımın çok ötesindeki ..
Derinlerimdeki beni bulacaksın .
Keşfettiğin bir alemde, alem içinde alemleri ..
Alemlerde, gizem ve dehlizlerimi ..
Oralarda sinen, gün yüzü görmemiş, beni bulacaksın .
Bakma öyle şaşkın, şaşkın ..
Gördüğün ben, bendeki benin ancak aysbergimin su üstündeki ..
Durgun ve sığ suyumdaki, bulanık tortulu halimdir ..
Buzullarımın o granitleşen diplerinde kazıyıp, keşfedeceğin ..
Sığ sularımın altlarında, o en ışıksız, en havasız ve en karanlık Balçık-çamurluluklardaki beni fark ettiğinde ..
Ben, seni şaşkınlıklar girdabında yutulur hallere düşürürsem şaşırma..
İşte o zaman,
‘’Görünene değil, görünendeki görünmeyene odaklan..
Duvarların, perdelerin ve söylenenlerin ardındakine bak ..
İşte gerçek orda yatar, yürek orda gerçeğinde çarpar’’ demelerin nedenini anlayıp , doğrulamacasına ..
Benim gerçeğimin kökenini ..
Filiz , filiz çoğalan bendeki içsel halleri ve…
Kim bilir, belki de, erimeleri, çürümeleri ..
Yer, yer ve an be an volkan, volkan patlamaları ..
Tüm bunların ortasında da…
Ormanımın yalnızlık ve meşumluk dolu derinliklerindeki
O, öz beni, hayal bile edemeyeceğin halimi görüp, bulup,
keşfederek…
Bendeki, beni tanıyacaksın ..!
Hayal-i sükuta uğramakta var,
Gerçeği bilmelerin hazzıyla …
Sevincik deliliğinde divanelik, gönül çiçekliğinde açmalarda senin için.
Unutma, her insan bir Pandora Kutusu ..
Her beden, ömür ve hayat bir Matruşkadır, aslında ..
Açtıkça, sağdıkça, çözdükçe, söktükçe..
Kazıp, gerçeklerin döşünü-bağrını deştikçe onun gerçeğini ..
Ondaki, gizemli özü bulursun ..
Zira, hiçbir şey ve bilinen göründüğü gibi değildir ..
Ondandır ki ..,
İnsan, korluğunda bir başka sıcak ..
Harlığında, ellenemez alev ..
Deşildiğinde, kendi külünde yitmiş bir Zümrüt-ü Anka’dır aslında Gel, otur yamacıma,
Sana, ömrümün öyküsünü ..
Öykülerde saklanan gerçeğimi anlatacağım ..!
Neyi biliyorsun ki, hakkımda ?
Göreceksin bildiğinden çok, bilmediklerinde gizliyim, ben ..!
Anlattıklarımı dinle, sonra yürek ve us eleğinde ele ..
Elediğinde kalan zerreyim ben, sende ..!
Elediğinde kalan zerreyim ben, sende ..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ ….!
Ereğli / KONYA
05 / 11 / 2015
Saat ; 01_58

2 Kasım 2015 Pazartesi


AY'LA, KADIN .....!
Ay'la, kadın duygu hazlarının girdabında
Savrularak mutluluğun derinliklerinde ...
Adeta, geçerek, kendilerinden ...
Ruhdaşlıkla, fısıldaştılar .....
Gecenin içinde sessizce ...!
Ilgıt, ılgıt esen yelin eşliğinde
Semadaki, ışıl, ışıl ışıldayan kandillerin şahitliğinde ...
''- Ben Tanrıçayım, sense Ece, nasılda buluşup,hazla , hem hal olduk bu gece ..
Hasetlerinden çatlayacak , zamanın dehlizlerindeki o cinli cüce ! '' ,dedi, ay ..
Mutlu-mesut, hatta çokça mahmur..
Salım, salım salınarak, yanıtladı o dupduru sesi ve geceyi öpen albenisiyle, kadın ..
''-Ne, gam, ne tasa, çatlasalar da orta yerlerinden birileri ..
Erişemezler senin doruğuna ..
Benim ruhuma, o karanlıklar ucubesi, yer cüceleri !''
Sen ki asırlara ve gecelere hükmedenliğinle Ay,
Bense zeka,albeni ve ihtiras güllüğümle..
Önce insan ,beraberinde fettan mı fettan halimle..
Kadınlığımda, gönüller sultanı, Ece ..
Yayılır güzellik, güzellik, gece, gece hece, hece ..
Asırlardır bilinmezliğimiz, gizemimiz ve güzelliğimizle, evrene ..
Üryanlığımızda saklı, o dehlizlerimiz de ..
Sır içinde, sır, albeni içinde, albeniyi gizlemişliğimizle ..! '' dedi usulca ...
Geceye ve Ay'a ,kollarını sere -serpe açıp, adeta mücevherlerini ..
O göz kamaştıran güzelliğini evrene serpercesine ..
Bakıştı, kirpik uçlarında süzülen tebessümlerle birbirine …
Manalı, manalı, göz süzerek Ay'la, kadın,
Kendilerine has o öz güven ….
Dahası, kudretlerinin farkında’lığı ve bilinciyle ..
Tebessümler saçıldı geceye ….
Rengarenk güzellikleriyle ….,
Yıldızlar semaha durdu,
Yel başladı, duygu yüklü, durumu duru, en lirik serenatlarla mırıldanmaya
Gecenin bağrında, ışıltılarla ...
Ayla- kadının, kendilerinden geçerek, vecd’le sarmaş-dolaş’ lığında ...!
Ayla- kadının, kendilerinden geçerek, vecd'le sarmaş-dolaş’ lığında ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Ereğli / KONYA
03 / 10 / 2015 

Saat ; 00_38

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...