25 Ocak 2017 Çarşamba

ISLAK, ISLAK AKAR GECE, İÇİME !



Islak, ıslak akar gece, içime ...
Karanlığı ağartmacasına akarken göz yaşlarım, salkım-saçak geceye !
Verilmiş tüm sözler, yapılmış tüm vaatler ...
Anlamsız ve hükümsüz olur gözlerimde ....
Kelimelerin boğazıma düğümlenmecesine ..
Sözün bittiği o, anda ...!
Çekilir kan dudaklarımdan, kontrolsüz seyrimeler, esir alır ...
Uykusuz gecelere direnmekten, helak olup, feri yiten gözlerim ..
İçlerine kum atılmışcasına yanar, karıncalanıp, kaşınır durur, delirtmecesine
Göğümün Zöhre yıldızı ışıldayıp, yol göstermez, sensizlikle ..
Katran karası karanlığa bürünen, azap dolu gecelerimde ..
Umutlar, yarasalar olup uçuşurlar, karanlıkta dört bir yana ..
Ermenin, yakalamanın mümkün olmamışlığında ..
Kala kala, geriye, kahır yükünde çökmüş omuzları ..
Yitik umutları ve divaneliklerin çölünde kaybolan ..
İnsan eskisi, bir leylinin, kalmışlığında ..
Rüzgarlara anlatırım, hazin ömür öykümü ..
Gecenin içinde, fısıltı, fısıltı çoğaltmacasına ...
Dur-durak bilmez gamlarımla, dertlerimin ..
Yılkı atı pervasızlıklarında, şaha kalkıp ..
Çığlık, çığlığa keskin ve içe işleyen kişnemelerle ..
Duygularıma, tercüman olmuşluğun da ..
Tam da, tükenirken umutlarım, gecenin en karanlık anında ..!
Karanlığın, aydınlığa gebeliği o, anda ..
Karanlığa düşen, o gümüşi aydınlığı, fark ederek ..
Son bir gayretle silkinir, sarılırım, umuda ...!
Sensizlik, gece, seraplara karışan düşlerimle, kabuslarımın, sarmalında ..
İçimde, yeniye ait bir sancı başlar ..
Tıpkı, hamile bir kadının, acıya belenen umuduyla, kıvranışlar da ..
Ufka bakarım ...
Senin, bendeki gözlerinle ..
Seni çoğalttıkça, umudu ..
Umudu artırdıkça, yürek sevinçlerini pekiştirmecesine ..!
Sevda denen derde, düşmeden önce, bilmediğim nice olguyu, gerçeği ve acıyı tanımışlığımla...
Sensiz, senliliğimde ..
Umudu nakşederim,umudu geceye, ömrüme, gönlüme,
ufuklara ..
Tan yeri ağarmalarının, albenisini ..
Çiğ ve kırağı güzelliğinde, yudumlamaya koyulmuşluğumda .
İşler içime, için, için ...
Sevda yeli, ayrılık sancısı, bitmeyen gönül şarkısı ..!
Ve, aşk ateşinin o, tarifsiz sıcaklığı usuldan, usula ..
O, an ...
İşte, tamda o, an ...
Tarifsiz ve eşsiz güzelliğiyle, yağar içime ..
Su duruluğu güzelliğinde, çiğ taneleri ..
Cemre düşer ...
Gönlüm, sevincik deliliğine, soyunur ..!
Yüreğim, gelincik tarlasına döner .....
Karanlığı ağartmacasına, akarken göz yaşlarım, salkım-saçak geceye !
Islak, ıslak akar gece, içime ...!
Islak, ıslak akar gece, içime ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

23 / 01 / 2017

Saat ;02_07

BENİ, İŞGALLERDE TALAN ETMECESİNE ....!

Gel, gir koynuma, dal uykularıma ..
Düş, düş çoğalmacasına ..
Düş geceme, ömrüme, günlerime ..
Uyu sevdiceğim uyu, koynumun kokusunda, meftunlukla ..
Döşümün ve kasıklarımın sıcaklığında, kendinden geçmecesine ..
Sunağımdan, doyumsuzluğunda, hasretliğin kavurmuşluğunda
İç kana, kana mutluluğu ...
Gel, gir ömrüme, ömrümden ömrün....
Uykularım, uykun olmacasına ..
Dolunay albenisi güzelliğinde ...
Süzül geceden, içime ...
Beni, işgallerde, talan etmecesine ...!
Beni, işgallerde, talan etmecesine ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

23 / 01 / 2017

Saat ; 00_15

AL İÇİNE, ÇOĞALT, BENİ ...!

Göz yaşlarınla yıkanan gecede ...
Dalıp, dalıp gitme ....
Sürgü çek, kilit vur, ruhunun kapısına ..
Zorbalıkla uzanmamacasına, sana tarifsiz hüzünlerin, elemlerin ..
Dahası, seni kahredip ..
Yiyip, bitiren ezinçlerin ...
Düşme umutsuzluğa,panikleme ..
Sona kalan, kırlangıçların telaşında ...
Göz yaşların, yanağından süzülüp, geceye ağmasın ...
Hüzünlerin kokteylinde, sarhoş olup, geçme kendinden ..
Al içine, çoğalt beni ..
Gözlerim, ıslak gözlerinin yerine, baksın geceye ..
Sevdaya dair şiirlerin, şarkıların ..
Gecenin içinde, dudaklarına hece, hece düşmecesine ..
Yüreğine vurduğun, sevgisizlik ve mutsuzluk prangalarını kır ..
Paslı kör hançerler dağlamasın, mutsuzluğun acısıyla, yüreğini ..
Dur de, eleme, karanlığa ve seni, senden ...
Seni, benden çalan, ayrılık acısına ..
Kör avuntularda, içme gecenin küfünü...
Düşme, kederlerin, kör kuyularına ..
Al yüreğim, senin olsun ..
Gözlerim öpsün, umut gülüşleriyle, gözlerin olarak , geceyi ..
Semanın kandilleri, selama ve semaha durup ..
Kuşatarak, aydınlatsınlar ömrünü, geceni, yarınlarını ..
Sevdalara yelken açmacasına ..
Hayatı sevgide,sevinçle selamlamacasına ...
Sürgüle ayrılık ve acılara karşı yüreğini, ömrünü ..
İçin, için, içine işlemesin...
Tüketip, bitirmesin, ızdırap ve kahırlar, seni !
Sana olan sevgimle, çoğalıp, aşkı çoğaltmışlığımla ..
Al içine, çoğalt, beni ...!
Al içine, çoğalt, beni ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

23 / 01 / 2017

Saat ; 00_15



NE KADAR ÇOK ....,

Bir damla göz yaşına, ne kadar çok duygu sığar...
Nasıl, derin anlam ve yaşanmışlıklar vardır onda, bir bilseniz ..!
Sıcacık, içe işleyen ve insanı, insana ..
Gönlü, gönle bağlayan güçlü, kalıcı ve anlamını aşan güzellikler vardır !
Duruluğunda ve içtenliğinde sevginin nuru ...
Duygusal paydaşlık da, gizli yollara düşen, ışıltı dır.
An gelir, lokmalar ve kelamlar düğümlenir, boğaza .. !
An gelir, hıçkırıklara boğulur insanlar o, göz yaşlarıyla ...
İçtenliğin, sevginin, kaybetme korkusunun dillen'işidir ..
''- Anla beni'' çağrısı, '' -Dur gitme .'' yalvar'ısıdır ..
Bir fırsat, olanak ve şans istemenin, aracı ...
An gelip, mutluluk harcı, an gelip gönül ilacı ..
Aşka yazılmış davet, düş kırıklığına, küskünlüğe aralanan, kapı ..
İhanetin, yüreği kan gülü kılıp, kan'atışı ...
Taşan yüreğe dil, lal dillere, kelamdır ......
İçtenlikle akı veren o, bir damla göz yaşı ...
Derinden, derine bir iç geçir'işin, sol anahtarı ...
Kimi zaman, Şükran....
Kimi zaman, İsyandır....
Kurnası bozuk gözlerin, ifrazatı ..
Çözümsüz hallerin ve kör düğümlerin, sıkıntısının taşışıdır ..
Düşününce bir an, çocuksu masumiyet ve durulukla ..
Görülüp, anlaşılacaktır ki ...
Ne kadar çok, yük taşır ...
Kah, apansız ve zamansızlıkta süzülüp dupduru akan ..
Kah, kan ağlamalarla coşan o, bir damla göz yaşı ...
O, bir damla göz yaşı ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Friedrichshafen / Almanya

23/01/2017

Saat; 16_00

24 Ocak 2017 Salı


İÇECEĞİM ....,

Düşmüşlüğüyle bedenimin, toprağa ..
Cemrenin toprağa düşüşü misali...
Bu gece ilk defa ..
Toprağın bağrında, semaya ve yıldızlara kapanan ..
Nemli, soğuk ve ürpertici derinliğinde ..
Hele ki de ....
Fark etmesem de ..
Yaşadığım yalnızlığın ve ilk gecenin ürkekliğin de..
Bedenime nemin, soğuğun ve solucanların inceden, inceye işlemişliğinde
İçeceğim, sükunla, korkunun mayhoş kokteylini, bu gece ...
Geçmişliğimde hayattan ve ölümün sır kapısından ..
Bu meşum, karanlık ve muammalı aleme ..
Sarmışlığında toprağın, karanlığın ve meçhullüğün, bedenimi ..!
İçeceğim, bana sunulan meyini ..
Tadarken ölümün gerçekliğini, bedenimin her zerresinde ...
Sessizliğin, sükunun, karanlığın ...
En önemlisi de ..
Tarifsiz bilinmezliğin koynunda yatarken teslimiyetle ölüme ...
Korku nedir bilmeden ve kıpırdamadan ...
Ağzıma, burnuma ...
Hatta ..
Ta, genzime dolan toprağın o, nemli kokusunu ...
Gidenler kervanına katılıp ...
Kalanların ve olan- bitenlerin farkında olmamışlığıyla ..
İçeceğim, ilk gecemin şerefine kana, kana usulca..
Ölümlülüğün, gizemli mey'ini ..!
Gizemli mey'ini...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

20/01/2017

Saat:02_20

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...