4 Şubat 2017 Cumartesi

ZOR OLAN ....


Zor olan, çokluk ve sıklıkla , demek değil ,yapmaktır ...
Kolay olan,
Ele verip talkını, kendin yersin salkımı hallerindeki ..
İçtenlikten uzak, eda ve tavırlarda, el aleme ..
Şirin ve namuslu görünmeye tenezzül etmeden ...
Rol kesmeden,özü sözü birliktelikte ,ömür sürmektir,ömür..
Zor ve erdemli olansa ...
Yüreğini, bencilliğin dar ağaçlarında, öldürmek ..
Ruhunu karanlığa ve şeytana satmak, yerine ..
Egonu, ayaklar altına almacasına ...
Yüreği, sevgide, onurda ve sağ duyuda dirilterek..
 Onu ..
Nefretten, kinden, riyadan uzak tutup ..
Masumiyeti korumak ve saygıyı bina etmektir ....
Hayatın dayatmalarında, ömründe ve devinimlerinde ...
Elle, el eleliklerde, suça ortak , kötüye dil olmak ..
Kabaran nefret dalgalarında, masumiyeti boğup ..
Çalınan minarelere, kılıf bulmak uğruna, ömrü helak,hayatı heba....
Onuru telef, duruluğu, içtenlik ve güzelliği ziyan etmek, kolaydan da ötedir....!
Zor, değerli, anlamlı ve yüce olan ..
İnsanı, insan ve erdemi, baş tacı kılansa ...
Çıkarlar , haris duygular ve menfaatler ..
Hasılı...
Fani ömürde, hayat denen bu, debdebeli sahnede ...
Göz kamaşıklığına, akıl karışıklığına ,duygu sarhoşluğuna,   düşmeden ..
Parıltıların, aklını başından almasına, izin vermeden ..
Bir hırka, bir lokma tevazusuyla ...
İnsanlığın, erdem eşiğine, yüz sürmek ..
Sabırda, sebatla ....
Gönül kerevetine ve kemale erebilmek için ..
Adap ipine tutunarak, edep dairesinde...
Kıpırdamak, bir yana ..
Kaş oynatmamacasına ...
Dirayet ile sevdayla, hakka ve insaniyete, yürümektir ..!
Serilse ayağına, nice ganimet ...
Dökülsede önüne, eteğine servet...
Geçsede eline, muktedirlik ve erk ..
İnsan olmanın, olmazsa, olmazına icabetle ..
Tenezzül etmeyerek , şana , şöhrete ....
Bu alemin oyalanma ve büyülenme yada insanlığa ihanet ...
Ve ....
İnsan olduğunu inkar ile, onura sebat arasındaki o derin ve kapanmaz çelişkiyi unutmaksızın ..
Ruhunu ak, gönlünü pak, yüreğini diri tutmaktır ....!
Haramiliğe ,HAYIR diyebilmektir..!
Zor olan ....
Deveye hendek atlatmak, değil ...
Sütü bozukluktan ve cibilliyetsizlikten, uzak durarak ..
Nefse sahip çıkıp, ona kölelik yerine ...
Ona hakim olarak, yüreği ve onuru yaşatabilmektir ..!
Menfaat uğruna koyulduğu, madrabazlıklarda, geçse de atı alan, Üsküdar'ı ....
Varsın olsun deyip, inancına kaviliklerde ..
Aslını inkar eden haramzadedir, diyerek..
Özüne-sözüne, sadakattir  ...
Dahası ..
Zor olan ..
Haramilerin padişahlığını, elinin tersiyle itip ..
Dürüstlük ve namusluluk köleliğinde ..
Kula, kulluğa ...
Onurla, HAYIR diyebilmektir ...!
Onurla, HAYIR diyebilmektir ...!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ 
Friedrichshafen / Almanya
04/02/2017
Saat: 02_20

3 Şubat 2017 Cuma


HAYAT KAVGASINDA ...!
Ürkek, çekingen yada cesurca .. Hangi duygu durumunda olursa, olsun .. Atılan o, ilk cesur adımla başlar, hayata yolculuk ... Çoğu kez yaşansa da düş kırıklıkları, yanılgılar, yenilgiler, pişmanlıklar .. Doğası gereği, yine de sürer, bu hayat yürüyüşü .. Hatta, ölüm bile mutlak son değildir hiç bir zaman ... İnsandan, insanna, çağlardamn, çağlara miras, bu gizemli yürüyüşte .. Dahası ... Ölümlünün ardı sıra yaşatılmışlığında, anılarda o kişi .. Sevgiyle yada kızgınlıkla nakşedilmişliğiyle ömürlere, belleklere, ruhlara .. Sürer, sürdürülür yolculuğu o , o an yaşamamış olsa da, fiili hayatta .. Soluk, solupa süren amansız hayat kavgasının ta ortasında ... Oynar, ona hayatça biçilen malum rolünü .. Alkışları yada hoşnutsuzlukları duyamamış olsa da ..! İnsan ömürlerinde, ömürlerin bağrında olmuş ve yaşamışlığında .. Kimi zaman, bir fotoğrafta yada anektotta, An gelip, bir şiirde, şarkıda .. Hatta ılgıt, ılgıt esen yelin ... Saçları savurarak, bedenleri yalamışlığında .. Çıkıp gelerek anı, anı ..... Kah, tebessüm, kah, göz yaşı, kah, özlemle o, ana .. Yaşar ve yaşatılır hayatın sarı-sıcak yangınında .. Her ömrün, beklenen ve bilinen o malum son noktası, konduğunda .. İzlerin ve anıların hayata ve ömürlere miraslığında .... Kimi zaman, sararıp-solan bir zarfta .... Kimi an, duvara düşülen .. Minicik bir telefon numarasında ..... Ya'da, ecüş-bücüş yazılıveren notun, satır arasında .. Tüm tazeliği ve canlılığıyla varlığını sürdürerek yaşar, hayatlar ... Döngüler arasında, yap-bozun kayıp ve tamamlanmayan .. Aranıp, bulunamayan o, can alıcı parçası olmuşluğunda .. Kimi zaman, bir ıslıkla taşarak duygu, duygu, hayata ... Kimi zaman, öfkeyla savrulan, nara tufanında ... Kimisi, hava da patlayan, şen-şakrak kahkahalarda .. Hayatın curcunasında .... Kardelenlerin, kan yangınlarının ortasında .. Haşmet ve albeniyle inadına yaşama sevincini çoğaltmışlığıyla ... İbrişim renklerle, ömürlere ve hayata nakşolmuşluğunda .. Hayat, bize öğretir ki, sonunda .. Ömürler, ömürlere, insan, insana daima muhtaçtır, hayat kavgasında ....! Hayat kavgasında ....! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Friedrichshafen / Almanya 03 / 02 / 2017 Saat; 19_03
AŞKLA, AŞKA BELEDİM, SENİ ...! 


Canımdan aziz bilmişliğimle canlığında, cananlığında, marallığında ....
Gözümden bile sakınıp, kıskanmışlığımda ....
Aşkla, aşka beledim, seni  ...!
Vurgunluğumda, gözlerine, uyku ....
Sineme, saplanışından haz duyup, mest olduğum ...
O, ok, ok kirpiklerine, hedef ...
Soluğum saydığım, soluğuna, can, diline ses, dudağına türkü ...
Aklına, çetrefil, gönlüne aşk, ruhuna cemre olup ....
Yüreğine, yüreğimi, ömrüne, ömrümü  adamışlığımla ..
Kabem, kıblem, eşiğim, menzilim ...
Hasılı, sendeliğimle ve bende var olmuşluğunla, her şeyinim ...
Müptelalıkların en onulmazı ve en vazgeçilmezi, haz yaşatanısın ...
Hallerinin böyleliğinde  ..
Aşkla, aşka beledim, seni ...!
Dalında, yaprağın, çiçeğin ....
Gecende, ayın, yıldızın ..
Gündüzünde, güneşin ..
Tavaflarda yüz sürüp, kendimden geçtiğimsin ...
Sana vurgunluğumda, Mecnun'un bana hasedi, boşuna değil ..
Kerem, ezinçlerde sızım, sızım sızlayan, yüreğiyle ..
Kuytumda dönenip durur, kah diş bileyerek, kah imrenerek ..!
Divaneliğin böylesi çekiciliğini ...
Atlasıma düşen çiğ güzelliğinle, yaşattın .
Gördüm ki, seni sevmelerde melullük ...
Yağmur bereketi, su duruluğu, ışığın nurluğudur ...
Ömür ve gönül gergefime emek, emek, aşk, aşk nakşoluşunla ..
Bana, yaşadığım ömürde ...
Değil yaşanması, hayal bile edilemez lütuflar bahşedenliğinle ..
Beni derinden, derine vurgunlukla, fethedensin ..
Öncemde, çorak çöllerin suya hasret, kaktüsü iken ..
Senin aşk ve can suyunla, kana, kana besleneli ...
Misk-i Amber olup, kokulara belenerek, açan oldum ..
Yitikliğimde, beni, bana getiren, kutup yıldızım ....
Keşfetmelere doyamadığım, gizemli aşk atlasım oldun ..
Senin gönül coğrafyanda, seferlere koyulmak ..
Sultanlığın ötesinde, haşmet ve ihtişamla ödülleniş, suyunda kutsanıştır, bana ..
Sen, aşka kanat çırpan, ateş böcekliğinle ..
Gördüğüm ve erdiğim, en müstesna, aşk ecesi ....
Dilime düşen, baldan da makbul, cana can katan, şifa zerresisin ..
Narım, incirim, balım dersem bilirim ki, nimetler gocunur ..
Döker yüzünü ..
İşte böyleliğinde, makbulüm ve vaz geçilmezim olmuşluğunda ..
Aşka uyan, aşkı çoğalt ....
Canıma can ol, gönlüme, canan ...
Yarama, merhem, ruhuma eş ol, diye ..
Kemliklerden azat, nazarlardan ırak ....
Düşüme duş, duşuma aşk ol diye ..
Aşkla, aşka beledim, seni ...!
Aşkla, aşka beledim, seni ...!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
03/02/ 2017
Saat: 14 _30


BATAN GÜNEŞ VE BAŞLAYAN HER GECEYLE ....

Buna, ister vurgunluk, ister kara sevda ..
İster, insanı yutan tutku girdaplarının, çekim gücü ..
Ya'da ...
Ne bileyim, istersen de..
Sıkı bir Müptelalık ,divanelik ....
Adını, her ne koyarsan, koy ..
Seni, var etmek ..
Çıktığın, dönüşsüz yolculuklarda, yitip ..
Yokluklar dehlizinde, sırra kadem basmalarına inat ...
Batan güneş ve başlayan her geceyle ..
Çoğaltış, çoğaltış sendeliklerin o, tarifsiz deminde, kaybolarak ..
Gözlerime, geceye, semanın lacivert atlasına ...
Düşlerime göz yaşı duruluğunda ve renklerin albenisinde ..
Yeniden ve bir daha, bir daha, seni çizmek ...
Elle tutulur, gözle görülür.....
İnsanı, kendinden geçirmecesine ayan-bayan kokusunda sarhoşluklarda, meftun olunur hale getirmecesine ..
Seni Zümrüd-ü Ankalıklarda ömrümde ve gönlümde, var kılmak ..
Öyle kolay, sudan ucuz numara yada halüsülasyonlarda debelenmek ...
Seraplara dalmak sa, hiç mi hiç değil ...! ..
Tam aksine ..
Ta içimde ve inadına yaşayıp, duyumsayarak ..
Sese-soluğa, ete-kemiğe, bedene büründürmek ..
Tutku ve vurgunluk ötesi, sevdalılıklarda ..
Bendeki seni, bir bir derleyerek, inançla birleştirip ..
Aşkla yapıştırıp ..
Ruhumdan, ruh yaratarak, sana vermek ..
Hatta, değil sadece, delirmeyi ..
Ölmeyi göze almacasına ,başarmak için, canını-dişine takarak ..
Canda, can kılmaktır ...
Ona uzanan yolun, ilk adımıysa ..
Seni çizmektir, çizmek ..
Göz bebeklerime, hayatın, granit duvarlarına ....
Sensizliklerde, dibe vurup ...
Adeta, ayyaşlıkta bana, nal toplatmacasına ...
Kendinden geçen, şu şehrin, bağrına ..
Kanırta, kanırta seni nakşetmecesine ..
Seni çizebilmektir ..
İşte böyleliğimde, var etmişliğimle ..
Olursuzu olura, düş ötesini, mucizeye çevirmecesine ..
Seni var edip, yaşatmacasına ..
Sevdaların ve tutkuların, erişilmez ecesi kılmacasına ..
Gözlerime çiziyorum, gözlerime, sevda, sevda ..
Batan güneş ve başlayan her geceyle ....!
Batan güneş ve başlayan her geceyle ....!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

02 / 02 / 2017

Saat ; 00_ 59


SİCİM GİBİ ....,
Dök deme bana, içini ...
Dökemem ki ...
Dökmeye kalksam içimi ..
Hıçkırıklarla boğulup kalmacasına ..
İki, gözüm, iki çeşmelikte ...
Dökülür göz yaşlarım, sicim gibi ...!
Dökülür göz yaşlarım, sicim gibi ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
27/01/2017
Saat; 22_35

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...