13 Mart 2017 Pazartesi


ESKİ MAŞRAPALAR GİBİ .....!



Kıyıda- köşede unutulmuş, itibarı yitik, gözden düşük, boynu bükük ...
Islanıp, kuruyup, yeniden ıslanmalara, dolup-taşmalara .....
Sulara ve hele ki de, dudaklara değmelere .....
Ellenmelere, su soğukluklarında, ferahlamalara hasret ...
Kalayı, nişadırı sıyrık, sağı-solu, eğri-büğrü ...
Bit pazarında bile, yeri-yurdu olmayan, eski maşrapalar gibiyim ...!
Pas bağlamış, küflenmiş sağım, solum ..
Kopmuş, kulpum, ezik-büzük, içim-dışım ...
Zaman denen cellatın, hayat denen, zebaninin elinde, oyuncaklıklarda ..
Cılkım çıkmış, cılkım ...!
İçim, içimi yese de, özüm bayvermiyor, hayattan kopup gitmelere  ..!
El kokularına, su duruluklarına, özlemlerde ..
Hoyratlıkların cenderesinde, örselenmişliklerde ...!
Zamanı, zamana ekleye, ekleye dert çoğaltıp, hicranlar biriktiriyorum ..!
Ömür tüketip, gün eskitiyorum ...
Bir eski maşrapa tükenmişliğinde, geçiyorum, kendimden ..
Terk edilmişliğin acısında, gömüldüğüm, sessizliğin içinde ...
İçi- dışı pas bağlamış ....
Eski maşrapalar gibi, ölüyorum için,için ..!
Ölüyorum, için, için ...!  



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya 
13 / 03 / 2017
Saat ; 03_28

4 Mart 2017 Cumartesi


BAS MÜHRÜNÜ '' - HAYIR' a '' ...

Karartıldı gün be gün, son onaltı yıldır, ülkemin ve insanımın ufku ..
Erke ve devlete el koyan, bu zebaniler sürüsünce ...
Biatta, koyun sürüsü kılınıp, güdüldü karanlıkta, toplum ..!
Ucubeliklerde, Vahabizmde,Emevi yobazlığında ..
Taassup ve tasallutlarda ..
Fetret döneminin, karanlık zorbalıklarında ..
Bir megolamanyağın hırsı uğruna, talan edildi ülke ve ömürler, umutlar ...
Zehir edildi, yaşama sevinçleri ve günler ..
Paralandı, talan edildi nice, nice fidan ömürler ..
Katledildi fidanlarla,selvi boylu, elif güzellikli, gonca güller ...
Yazık edilmek, sözcüğünün kifayetsizliğinde ..
Zindan karanlıklarına ve deli gömleğine, hapsedildi aydınlık ömür,beyin ve düşünceler ..
Ülke döndürüldü baştan başa, tımarhaneyle,mapushaneye ...
Örüldü yürekler, düşmanlıkla ..
Kardeş kanı döküldü, sokaklarda
Gülüş güzellikleri, çocuksu sevinçler, korkuttu ilbizli yobaz kafaları,bedenleri...
Çok görüldü ömürlere,yüreklere ve ruhlara aşkla, sevgi ...!
Tepemizde, bozalar pişirilip ..
Demoklesin kılıçları, sallandı amansız ve acımasızca ..
Güzele, insana,sevgiye,aşka dair ne varsa, horlandı ...
Haysiyet cellatlıklarında ..
Değersizleştirme ve karalama furyalarında ...
Asılsız-astarsız-mesnetsiz linç kampanyalarında ..
İğdiş edildi umutlar, düşler, ruhlar, bedenler ve ömürler ..
Despotluğun ve karanlığın ahtapotları sardı, sarmaladı talanlarda insanı,insanlığı ....
Hunharca katledilirken, insani değerler ..
Hep medetler umuldu, karanlıktan,cehaletten,yobazlıktan ..
İlbizli kafalar gasplara yeltenerek, körpe bedenleri, dimağları ve ömürleri .
Tek düzeliğin, monotonluğun,depotizmin ve hurafenin kıskacında inim, inip inleterek...
Akıttı, genç beyinlere acımasızca, öldürücü zehirleri ..
Ruhlar çorak topraklara, ömürler, katledilmiş ağaçlara döndü ..
Dal-budak salmasın diye sevgiler,aşklar ..
Riya kazanlarında, kaynatıldı ..
Katran karalarına, belendi ..
Oysa, tek istekleri ,sevgi ve aşktı ..
Çok görüldü ömürlere,yüreklere ve ruhlara aşkla sevgi ...!
Umutlar, karabasan'a ...
Aydınlık ve ışıltılar, karaltı ve gölgelere döndü ..
Tutkuları kasırgalar sildi, süpürdü ...
Düşler ve umutlar, açmadan solan çiçekler, oldu ...
Yalanlarda,talanlarda, çalındı yarınlar ....
Bu bir avuç hilkat garibesi, ucube sürüsünce ..
Gasp edileli insanlığın ve insanımın son on altı yılı ..
Bereketsizliklerde,gudubette ve irticada çalındı umutlar,dağlandı ruhlar ..
Karartıldı ufuklar ...
Despot bir megolamanyağın harisliklerine, telef ve heba edildi,ülke ve ömürler ..
Kerpetenlerde söküldü diller,prangalarda çalındı, özgürlükler ..!
Erke ve devlete el koyan, bu zebaniler sürüsünce ...
Çok görüldü ömürlere,yüreklere ve ruhlara aşkla sevgi ...!
Çok görüldü ömürlere,yüreklere ve ruhlara aşkla sevgi ...!
Ondandır, haykırıyoruz, bunca rezaletin ardından ..
Yıkılsın bu kara harami düzen diye..
İnanıyorsan yüreğinle ,görüyorsan gönül gözünle gerçeği...
HAYIR 'DE, HAYIR .....
HAYKIR İNANÇLA, ÖZGÜRLÜĞE AŞKINI ..
HAYKIR, HAYIR'LARDA ....
KIRARAK, YILLARA VARAN, DİLLERE,BEYİNLERE,YÜREKLERE VURULAN , PASLI PRANGAYI ...!
EMEVİ-VAHABİ YOBAZLIĞINDA, DAYATILAN ...
ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ÇALAN, PASLI GERİCİLİK ZİNCİRİNİ ...!
Unutma..!
Gördüğün, göreceğin, son aydınlık günlerdir, bunlar ..
Çalınacak, referandumla elinden, bunlar ..
VURULACAK ,ELİNE ,DİLİNE,YÜREĞİNE,BEYNİNE ..
DAHA NİCE PASLI PRANGALAR..
SANA REVA GÖRELECEK GÜN YÜZÜ GÖRMEMİŞ ..
NİCE ZULÜMLER...!
HAYATA, İNSANA, İNSANCA OLANA
VE .....
AŞKA, SEVGİYE DAİR SON SEVİNÇ KIRINTILARIYLA ,UMUTLARA
Zindan edilecek, zindan, bu ülke, insanlara ..
Katledilen insanlara,yenileri eklenerek ..
İŞ, EMEK-EKMEK VE HÜRRİYET KAVGALARI VE YİĞİT NEFERLERİ KATLEDİLECEK ...
ZİNDANİ KARANLIKLARDA
Ses ol, inançlı yüreklere ..
Paydaşlıkta güç kat, ONURUN BAYRAKTARI OL ::
HAYIR' da birleşsin oylar ...
HAYIR'LARDA DOĞACAK, AYDINLIK YARINLAR
HAYIR' de refarandumdaki seçimde ..
Sen , sen ol, son olanağını, asla heba etme ..
UNUTMA ..!
Bas mührünü, HAYIR'a, son ver ZORBALIKLA,KARANLIĞA ..
Bas mührünü, HAYIR ' a ...
UNUTMA....!
Bas mührünü HAYIR'a ...!
Bas mührünü HAYIR'a ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

04 / 03 / 2017

Saat ; 11_11

7 Şubat 2017 Salı


ACININ DİLİ .....,

Her zaman ve her koşulda ..
Sadece, feryat-figan, göz yaşı-sümük düğünü ..
Cazgırlıklarda naralar atmak, istismara kapı aralayan ..
Acındırmayı hedefleyen, özsellikten çok ...
Yüzeysel ve görselliği amaçlayan tavır ve edalar sergilemek, değildir ..
Hatta, sıklıkla, tevazuyla, acıyı yaşayanların, sergilediği hallerde görülmüşlüğüyle ..
Olgunluk, tevazu ve sükunda, içe gömülmüşlükte ,duyumsanan ..
Göz yaşlarının, duruluk ve içtenlikle içe akıtılmışlığında, yaşanılan ..
Saygıyı, hak eden, haller ve duruşlardır, acının dili ..
Suya dökülür, geceye,aya-yıldızlara ve hatta yele anlatılır acılar, sessizlikle
Suskunlukta, rüzgarlara fısıldanırken, duygular…
Sırdaşlığa güvenle açılır, yürekler, dillenir, ruhlar ..
Kah, sitemle, kah, şiirle ..
Ya'da an gelip, içtenlikle mırıldanılan, ezgiyle ..
Yankılanan sesin, gecenin içinde …
Mahzun yüreğe, hafifleyerek dönmüşlüğünde ..!
An olur, derin, derin soluklarla içe çekilen, havaya savrulan …
Derinden, derine bir of ta ...
Ve yahut ta, okkalı bir küfürde,öfkeyle peydahlanan, diş gıcırtısında ..!
Çakmak, çakmak çoğalan, bakışlarla ..
Ne istediğini, neyi, niye, dediğini bilen hal..
Söz ve edalarla dillenir acılar, hayatın bağrında ..
Olur' ya, ömrün ve gönlün zulasına, zamanın buz dolabına..
Ya da la havle’lerde ,ilaha, mabuda,
Kah şeytana, kah meleğe havalelerde, dile gelir acı ..!
Bu düpedüz çaresizlikten, değil ..
Tam aksine…
Olgunluk, tevazu, kemal ve erdem de yaşanan, asaletten dolayıdır.
Kim bilir, belki de, bazen yaşandığı gibi, en anlamlı ve güzel hallerde..
Gülüp geçişlerde ki ''- Aman canım, sende '' diyerek, sergilenen hoş görüde
Dillenir, acı …
Görülür, görülmeye istendikçe, acının dili …
Yalınlık ve içtenlikle beslenen, gönül gözlülerce ..
Saygınlığın taçlanışında büyür, insanların gözünde..
Acıyı dillendiren o, onurlu duruş hali ..
Hepsi, hayata ve insana dair, hallerdir ..
Pire için, yorgan yakmakta ..
Öfkeye sahip çıkıp, derdi, sitemi, ummanla, asumana dökmek te …
Çileyi, Mevlanaca, Yunusça yaşamak …
Acının dilinin tezahürü ve yaşanışıdır, özünde..
Böyleliğinde, acı yaşanır, insanca ....
Gönlün ve tevazunun ateşinde ..
Öz’ün pişip, bencilliğin, yerle yeksan oluşunda ...
Yüreklerin, can bulup ....
Sevgiyi, sevgide yaşayarak, iyiyi ve güzeli, çoğaltmışlığında
Hamlığın, kemliğin, yangın da ...
Olgunluk kıvamına, gelmişliğinde ....
Kemal örsünde, tevazu çekiciği ile dövülmesidir ..!
Öfkesine sahip çıkan birinin, tevazu ve erdemiyle ....
Emsalsiz saygıyla yaşanan, onurlu davranışlarda, can bulup ..
Adeta, ete-kemiğe bürünmüşlüğünde ..
Her halükarda, acıya ve acılıya, saygıyı hak eden ....
Yürekten sıcaklık ve içsellikli saygın duruşta ..
Acının dilinin, elvan çeşit olmuşluğunda  ..!
Evrenin bağrında, acının elvan,elvan yaşanmışlığında ..
Dirhem ,dirhem şekillenir, dillenir, acının dili ..!
Acının dili ..!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen /Almanya
07 / 02 / 2017
Saat ; 11_40


SEVGİLERE SUSAMIŞ SAHİL, DÜNÜNE AĞLAR .....!

Dalga, dalga öfke patlamalarında ...
İçinde çoğalan, kör pişmanlık ve keşkelerin, karanlığında yutulmalarda ...
Kah, ihanet ...
Kah, sevgi ...
Olmadı, dibine kadar yaşanmış ve içilmişlerde, doruk yapan, nefret ..
Duygu gelgitlerinde ömürleri, bedenleri, akılları sarıp, gözleri bürür ..
Kör ve sağır eder, adeta ..
Bıçağın zuladan, okun yaydan, kılıcın, kınından ..
Kurşunun namludan, sağduyunun, iradenin
 Sokulmamacasına, bedenden ,ruhtan çıkmışlığında..
Sözün bitip, dillerin lal lığında, kelamların unutulmuşluğunda ..
Ömür ve bedenlerin, kine-nefrete bilenmiş liginde ....
Acıların, kahır ve azapların, korku, korku yutul musluğunda ...
İşte, tamda böylesi anlarda ....
 Ortalığı kara dumanla, toz bulutlarının ...
Anıları, ruhları, gönülleri ve hafızaları, yorgunlukların kaplayıp ..
Gidenlerin, yitenlerin ve zamanın ..
Yaşanmışlıkların, geri gelmemişliğinde ..
Akreple-yelkovanın, dur-durak bilmemecesine ..
Bilinmezliklerle, durmadan, muammalara koşmuşluğunda ..!
Zamanın, hayatlara ...
Beklenen kadar, sürprizler, mucizeler ...
Ya da, beklenmedik felaketler sunmuşluğunda !
Çokçası da, bu curcunada, kaotik girdaplarda ..
Dünyanın çivisinin, hayatın cılkının ..
İnsanların ve insanlığın, piçinin çıkmışlığında ....
Hayatların, güzelliklerin, yarınların, ıskalanmış lığında ...
Çalınan ömürler, kayıp yıllar, telef güzellikler ..
Talana kurban, anılar ...
Dün ile yegane bağ olan, solup-sararmış bir fotoğrafa sinen, hicranlarda ..
Kalanların, asla bütün olmamış lığında ...
Yaşanamayanların, ıskalanmışlıkların ..
Hasılı, iç buruklukların ve hüzünlerin
Yaralı ruhları, acıyla kamçılamış lığında ...
İşlerin, iyiden, iyiye çığırından çıkmışlığında ....
Büyünün bozulup, sırın çatlayıp, albenisinin yitmişliğinde ..
Yorgun mu yorgun, hicranla beslenen akşamların ..
Yürek ve ömürlerin, eskinin ve eksikliğin izlerini taşıyıp ..
Derinden, derine ızdırabını duymuşluğunda ...
Mutluluğa hasret gönüller, hüzne belenmiş sahiller ...
Gonca ömürlerde telef, boynu bükük güller ve ömürler ...
Kanla kirlenen bedenini, ak köpüklerin yıkayamadığı ..
Tarihe ve yaşananlara tanıklıklarda, yorgun düşen ...
Asırlara kafa tutan, fener ..
Feneri kah döven, kah öpen, köpük, köpük dalgalar ...
Ilgıt, ılgıt esenlikten tutunda ..
Öfkeyle patlayan, kasırgaya dönen, yel ...
Açlıkta ve toklukta dalıp, dalıp, suları öpen ..
Denizi selamlayarak, çığlık, çığlığa ..
Feryat-figana kesen o, arsız mı arsız, telaşlı martılar ...
Görünmez bir elin, karanlığın ...
Kötülüğün, zulmün ve kabusun neferlerinin ..
İlahların, kan ve kurban istemişliğinde ..
Emre ameleliklerle, katliamlara soyunup ...
Gözlerini kırpmadan, hayatlara kıymışlığında ..
Kıyım ve kaoslarla, günlerin ve ömürlerin, kana bulanıp ..
Acılarla bezenmişliğinde ..
Umutlara ve hayatlara, balta vurup ...
Günleri, ömürleri, gönül ve hayatları, karartıp ..
Sevginin ağacını, kesip yok etmişliğinde ..
Bir tutam '' - Eski İstanbul '' ....
Sislere, tozlara ve kanlara belenen, demet, demet biriken ...
Acıyı, tatlıyı bağrında taşıyan, rengarenk anılar ..
Anılar ve acılarla, göz yaşına boğulmuş ....
Sızım, sızım sızlayıp ..
İçin, için kanayan, yıl vurgunu, yaralı yürekler ...
Yazı görmeden, güz güllüğünü tadan ...
Akla-karanın iç, içe geçerek bezediği, sır ve çile küpü, ömürler ...
Karartma geceliğinde, gün yüzü görmeyen .....
Barışa ve sevgiye hasret, aşka özlem çoğaltan, bunalımlı günler ...
Yaşanmışlıkların karasında, kedere kesen ...
Şen-şakrak kahkahalara hasret, sevgilere susamış, sahil ...
Yiten güzelliklere ve ıskalanan dününe ağlar ..
Sevgilere susamış sahil, dününe ağlar ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Friedrichshafen / Almanya
06 / 02 / 2017
Saat ; 22_18

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...