27 Kasım 2017 Pazartesi


BAZEN..

Bazen, bendi yıkılır gönlün, taşar sular, seller misali
Bazen, kirişi kopar , bedenin ve ömrün ..
Sürülüp savruluruz esrikliklerin bağrında ..
Kah kuru yapraklar ...
Kah yırtılıp atılan fotoğraflarla ,mektuplar gibi ..
Ömrün ve kahrın görünmeyen yüklüğünde,
Ağır mı ağır gelmişliğinde !

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

28/09/2016

Saat:02_50

26 Kasım 2017 Pazar


YÜREK SAATLER
İNİZ ....

Meydanlardaki o, tarih kokan saat kulelerindeki dahil ...
Dışarıdaki cümle saatler dursa ....
Hiç önemi yoktur, sizin yürek saatiniz çalıştığı sürece .
Değil mi ki, sizin ritimleri ahenkli sesler saçarak ..
Sineniz de güm, güm sesler yayarak, ben buradayım diyen ....
İçinizdeki o, muazzam ve muntazam saat, çalışıyorsa ...
Ne tasa, nede gam edin, siz bakın ki o, saat durmasın ...
Yürek saatinizin, akreple yelkovanı....
Yelkenleri indir ipte, ilahi emre teslim oluverir de, ilelebet durursa ..
Dışarıdaki tüm saatlerin çalışması, hatta dakiklikleri yada gerilikleri, ilerilikleri  ...
Size, bir anlam ifade etmez, yararı dokunmaz ..
Nafiledir ve size hayrı da, faydası da olmaz, bilesiniz ki ...
Onun, yani içinizdeki o, mucizevi saatin ayarı ....
Görünmezliklerinde o, ilahi ve hünerli kaynakça, yapılıp...
 İşlevini yapmaya, ana karnında başlar,başlamaz ..
Siz artık, canlı ve bir bireysiniz ..
Dahası o karanlıklarda , muğlak ve bulanık suda, hayat savaşı vermeye durmuşluğunuzda ..
Sizin için, dışarıdaki saatler, nasıl fazlaca bilinmezlikler anlamına geliyorsa ..
Dünyaya merhaba diyebilirseniz sağ-salim, işte o andan itibaren, daha da anlam kazanır ..
Beslenme saatinizde, varsa nasibiniz ana sütünüzü içmeleri taşır, tik-takların da ..
Tabi siz bayağı bir cadı yada arsız olup ta, hele ki de...
Boğazı kuvvetliyseniz, emin olun o, saati iplememiş liginizle, o kadar anlamda taşımaz, onun varlığı-yokluğu ..
Siz, belli evreleri aşarken, dahası dış saatlerin anlam ve önemini kavramaya başlayıp ta..
Saatlerin, kaçı gösterdiğini merak edip, öğrendikçe, hayatın renk katmanlarını ..
Güzel yada çirkin..
Romantik yada bunaltıcı hal ve yönlerini de, öğrenmeye koyulursunuz ...
Dedim ya, siz bakın içinizdeki o mini minnacık saat durmadan ve düzenli çalışsın ..
Siz soluk alıp- vermeleri sürdürürken, hayatı sorgulayın ....
Merakla, ilgiyle...
Hatta, bıkıp-usanmamacasına keşfedin ve tanıyın akıyla, karasıyla şu üç günlük hanı ...
Emektar koca ve yaşlı, mavi bilyeyi ..
Bu alemler içinde, bir ara alemdir ve buradaki eğlenişiniz, bir solukluk mola dır, işin aslına ve özüne bakarsanız ..
Ne zaman ki ..
Durur, yürek saatiniz ilelebet ..
İşte o zaman hapı yutar, binersiniz imamın kayığına ..
Daha ne olduğunu bilip, anlamadan göçü verip, gidersiniz, ölüm denen muammalı aleme..
İşte o zaman cenazenize katılan, bir dizi zevat için, önemi sürer o dış alemdeki saatlerin ..
Unutuverirler, kendi yürek saatlerinin de, bir gün ebediyen duruverip,susacağını ..
Dünya telaşına, galesine ve nefislerine yenilmişlikle, kaptırırlar kendilerini, bu alemin hay-huyuna ..
Ne demiştik, kelamın en başında ?
'' - Meydanlardaki o tarih kokan saat kulelerindeki dahil ...
Dışarıdaki cümle saatler dursa ....
Hiç önemi yoktur, sizin yürek saatiniz çalıştığı sürece .''
İşte zurnanın zırt dediği yerde, önemli de ve doğruda olan bu ..
Siz, siz olun unutmayın, doğrularınızı ve yürek saatlerinizin ahenkli çalışması gerektiğini..
Yaşarsanız, çalışırsa yürek saatleriniz ..
Şansınız sürer, hayatı ve kendinizi keşiflere..
Aşklara yelken açar,mutlulukları ..
Pek tabii ki, ara, ara ve yer, yer hüzünleri kucakladığınız da olur, şunun şurasında ..
Hayatın, Acem seccadesi olmamışlığında ..
Marifet, kıymetini bile bilmektir..
Yürek saatlerinizin ...!
Yürek saatlerinizin ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad / Almanya
26 / 11 / 2017
Saat; 20_41


BAŞLAMA .....,

Ey yüreğim, gönlüm...
Başlama, bitirmeye gücüm yok ...
Sürünmelerde kendimden geçmişken, tam da ben ..
Değil, yeni bir serüvene ve aşka yelken açmak .
Soluklanmaya gücüm, tahammülüm yok ...
Ondandır demelerim, yalvar-yakar oluşlarım ..
Gönül defterini açma ..
Aşka dair, adımlar atma ..
İtme, atma beni, duygu sağanaklarında sürülüp, savrulmaya tutsak edecek, bu dipsiz uçurumlara ...
Başlama, bitirmeye gücüm yok ...!
Bitirmeye, gücüm yok .....!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

Immenstaad /Almanya 

26/11/2017

Saat; 10_05


NEDİR Kİ ?

Korkunun gerçeğinde, görünür maskelerle, gizlenen acizlikler ..
Işıklarda nasıl ortaya çıkarsa, kırık-döküklükler ..
Öylesine ayan-beyan belli olur yüzlere sinen, korkular ...
Gölgeler olur, oynaşırlar ..
Kah, feri sönmüş gözlerde ..
Kah,kanı çekilip,kehribar sarısına kesmiş, yüzlerde ..
Süzülürken göz yaşı,göz yaşı korkular, gerçeğin iç yüzüyle ortaya çıkmışlığın da...
İşte, öylesine ayan-beyanlıklarda, üryanlığında gerçeğin ..
Gizlenemez, doğrunun okları, yalanın çuvalına...
Delik-deşik ederek, koyar bilineni aşikarlığında, ortaya ..
Bu hal, malumun ilanından başka, nedir ki ?
Malumun ilanından başka, nedir ki?
Nedir ki ?

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad / Almanya
25/11/2017 

25 Kasım 2017 Cumartesi


VARDIR ELBET ...,


Bilmeli ki, insan ....
Kara gün kararıp, kalmaz, geceler  naçarlığa vatan olmaz ...
Elbette, bu tekere bir çomak sokan çıkar ..
Açar beden, gönül ve hane penceresini ..
Uzatır elini muhtaca, garibe-gurabaya, naçara  ..
Hatta öyle ki, olması gerekenden de özel, özenle ..
Değil sağ elin verdiğini sol elinin bilmemesi gerçeğini ..
Akıldan ve yürekten geçtiğinde, yüreği ve dudakları mühürlenir ...
Edeple, adapla, eller duymaz, görmez olup biteni ..
İnsana yakışanlığın adabı ve edebiyle ….
Şanına uygunlukla yapılır, hayır, hasanet ..
Dermansız kullara derman, karanlıkta kalana, ışık ..
Sıtırsız kalana dam ve gönül verilip, sıtır  olunur ...
Sırdaştır, keme çözülmez, nifaka aralanmaz dudaklar ...
Gün gelir, kul sıkıştığında Hızır'dan önce, bir insan evladı soyunuvererek Hızır’ lığa, yetişir imdada ..
İnsanın, insanın nefesine muhtaçlığında ...
Açılır, gönül otağının kapıları, umarsız sevgiyle naçara, darda-belada olana ..
Ölmemişse hala insanlık, mertler terk etmemişse hayat alanlarını sessiz-sedasızca namertler güruhuna ..
Damarlarda, şu yada bu ırkın veya dinin evladı olarak değil de ...
Önce, ‘’ - İNSANIM, İNSAN ‘’,DİYEN …
Has gönüllü insanın ve insanlığın kanının dolaşmışlığında ..
Ne der, KOCA EREN, BİLGE HAK DOSTU YUNUS EMRE ÜSTADIMIZ ...
'' - Ne gavurum, ne islam, önce insanım, insan ! ''
İşte bu cümleden ve yüreklere düşen sevgi cemresinden olmak üzere ..
İnsanın, insana uzanıp dokunan yüreği ve taşan sevgisiyle ..
Muhanete muhtaç olmaz, insan..
Bilir ki, insan evladı, insan ..
Sevgiye, selama, şefkate ve merhamete muhtaç bir insan evladı vardır, mutlaka şu gök kubbenin altında ..
İşte bundan, aldığı destur ve emdiği insan sütüne layıklıkla ..
Uzanıverir, açar gönül ve yürek penceresini, kapısını sevgiyle,aşkla ..
Uzatır ellerini, ellerinin, sevgiye muhtaç ellere, ermecesine ..
Göz yaşını katık edip, tenceresinde taş kaynatan, naçara ..
Aş olur, eş olur, sevgi olur, koyar tencereye yüreğini, karna düşen lokma olur ..
Yapılan iyiliği kimselerin bilmemişliğinde ..
Uzanıverir yürekler, yüreğe..
Yürekten yüreğe var olan o, gizli sevgi yolundan süzülüp gitmişliğiyle ..
Umudumu hiç kesmedim, kuşkuya düşmedim yaşamış, görmüş ,öğrenip, bilmişliğimle ..
Bir el açılıyorsa,'' -El aman '' diye ..
Bir el uzanıyordur ona, sevgide usulca..
İnsan olmanın onuru ve yaralara merhem olmanın canlığı, bilinci ve huşuyla ..
Yalvar-yakarlıklarda, melem, melem bakan göz varsa, kainatta ..
Bil, emin ol ve inan ki ….
Umarsız sevgi ve insan olmanın adabı ve vakurluğuyla ..
Cömertliklerde açılan yürek, gönül, ruh ve kapı ..
Şefkatle uzanan el, göz yaşını silmeyi bilen, hoyratlıklardan uzak ..
Bir gönül eri’ de vardır, şu gök kubbenin altında ..
Hayatlar vardır, hayatları, sevgide çoğaltmacasına..
Hayatlar ve ömürler, vardır ..
İnsana, insanca ve insan olmanın bilinci ve onuruyla uzanmacasına ..
Ondandır, demem ..
Boşuna değildir, dillenen ..
Hızır ile İlyas öyküleri ..
İnsan varsa, kainatta ..
Hızır gönüllülerde vardır, alemde ..
İlyas yüreklilerde..
Kıbleler ve Kabe’ler İnsansa ..
Ve insan, sevgiyle insana yüz dönüp, aşkla semaha durmuşsa ..
Aşkla, semaha durmuşsa ...
Vardır elbet, çıkmadık candan umut etmeler ..
Gönülleri, sevgide, sevgiyle dermeler ..
Vardır elbet, açılan ele aşkla tutmacasına, insanca uzanan eller ..
İnsanca uzanan eller ..
Vardır, elbet..
Yeter ki, kesme umudu insandan, ışıktan ve ilahtan ..
Dönme yüzünü gama, dökme yüzünden inançsızlığa çanak tutan sitemler ..
Olsa da, katledende insan, yapan ve katlolanda insan ..
Evliya’da, eşkiya da olsa da insan …
Olsa da, mertte, namertte, hainde, yurtsever de insan …
Bilesin ki, nasıl her yıkık çeşmenin yapanı varsa …
Her virane gönlün, imar eden, hünerli ustası da vardır ….
Vardır elbet, bu alemde hala ve inadına...
Kıble' si ve Kabe'si insan olan, insan oğlu insan ....!
İnsan oğlu, insan ...!


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ 


Immenstaad / Almanya 

25 / 11 / 2017
Saat ; 09_09



AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...