24 Mart 2020 Salı

BAĞRINI EFKARLARA AÇMIŞ. BU GARİP KENTE .....! Her derde, gama, tasaya, belaya, gadaya, felakete karşı şerbetli insanlarıyla ve onların ... Tepeden-tırnağa, silme, istisnasız nişadırlı halleriyle ..... CORONA VİRÜSÜ'nün bile baş edemediği ... BAĞRINI EFKARLARA AÇMIŞ. BU GARİP KENTE .....! TEK DÜZELİĞİN VE MONOTONLUĞUN EN ÇARPICI HALDE ...... Hemde dibine kadar ve buram, buram, doya,doya yaşandığı halde anlaşılmaz ve izah edilemez tutkulu vurgunluğumuzla ... AYLAKLIĞI İŞ EDİNİP, İLİKLERİMİZE DEK İŞLEMECESİNE BEZENMİŞLİKLE .... Dolap beygirliğin de ömür tüketen kör atlar gibi dönüp, dönenerek ... Feleğin nalına sade mıh değil burgulu kabara çakmış'lığımız da, tükenen bedbaht ömrümüzle ... Gece yorgun, kent yorgun, ben yorgun ... Dizildik sille boncuğu misali hayat denen gerdanlığa Ne ayak üstü durmaya, nede kirişi kırıp tüymelere mecalimiz var ..
Her birimiz efkara kesmişlikte sıkıyoruz hem dişimizi, hem kendimizi .. Çünkü, biliyoruz ki .. Bir of çekmeye kalksak karşıdaki dağlar yıkılacak üstümüze .. Üstelik ne buna katlanacak, nede yeni yükü taşıyacak halimizin ve mecalimizin olmayışında ... Derken, bereket versin ki şafak yetişiyor imdadımıza ... Ha kapandı, ha kapanacak halde gözlerle canımızı dişimize takarak, sürdürüyoruz tünemeleri ... Şafağın, yorgunluğu ve pestili çıkmaktan ezik limona dönmüş yükleri renk vermeden karşılayıp, perişanlığımızı ortaya dökmemesinden duyduğumuz kırık-dökük ve buruk sevinçle yaslanıp, yamanarak şafağa .... Daha çok renk vermeden, bitsin çektiğimiz azap dileklerimizle, son bir gayret ve hamleyle ... Solgun ışıklarıyla bize ayak uydurmaya çalışan sokak lambalarının, azaba dönen bekleyiş bitse de gitsek diyerek duygularımıza tercüman olmuşluğun da, hoparlörlerden yükselen cızırtılı sesle bu işkencenin daha çok uzamayacağını anlamanın rehavetiyle, kendimizden geçmişliğimizi ört-bas etmelere gayretle, tükenen sabrımızın son kırıntılarıyla ,yarın yada sonraki günde aynı hengame ve curcunaya, yorgunluğa katlanacağımızı bile umursamayarak ... Havada acı, acı öterek kentin üstüne çöken tarifsiz miskinliği bir nebze olsun dağıtan bu minik tempo ve ahenk değişikliğinin bile bizi kendimize getirmede kattığı enerji ve verdiği moralle gece,ben ve kent safları daha bir sıklaştırarak, kuş uçuşlarında dalıp, dalıp gideceğimiz yaşayan ölü hallerimizde ... Yeni bir günün ilk ışıklarını selamlayarak ... Kol kırılır, yen içinde kalır hallerimiz de durumu idare edip, vaziyeti kurtarmanın keyfiyle.. Gece Sendromu denilen azaplı illeti noktalayıp, feleğe, Azrail'e yada her neye sayarsanız ona sayacağınız çalım atarak, bu günde POSTU DELDİRMEMENİN YALANCI MEMNUNİYETİYLE SIRITARAK .... Aşina olduğumuz hal ve alışık olduğumuz o, sinamekilik ve sünepelikler de VARDİYA PAYDOS naralarımızın nakarat tekrarlarının kulaklarımızı esir almışlığında aç-bilaç ve cılkı çıkmış halde her yeni gün bezginliğimizin bir kat daha artmışlığında,dahası da çekilmez olmuşluğun da görev devrimizi yaparak ... Kestanemizin değil çizik adeta kasatura yarasıyla,adeta DAMGALANMIŞ'LIĞINDA .. BUNA DA ŞÜKÜR DİYEREK, al takke ver külah hallerinin avaralığında tüneyecek yer, tasalarımızın yine, yeniden ve üstelik bir daha hemde bir öncekinden daha fazla depreşmişliğinde ... ÇİL YAVRUSU HALLERİNDE, Gülüşlere özlem çoğaltarak, dağılıyoruz, bağrını efkarlara açmış bu garip kente ....! BAĞRINI EFKARLARA AÇMIŞ. BU GARİP KENTE .....! BU GARİP KENTE .....! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Almanya 24 / 03 / 2020 Saat ; 05_55
HANGİSİ SAHİ, HANGİSİ ?
Hayat ve ölüm gibi bir yol ayrımının ortasında duran, çıplak ve çarpıcı gerçek gibi ...
İnsan ve yüzleşme..
Zaman, zaman, kaoslarda ve egoların boz bulanıklığında çıkılama sa da içinden ..
Odada ki duvarlar, yanı başımız da ki nesneler ve insan gözlerinde beliren yanılgı, yansımalar,hatta en çarpıcı ve göz alıcı görüntüler kadar gerçekliğiyle ...
Halisünasyon bataklığına dalmaksızın, üryan, iç acıtan hakikatliğinde yaşanmışlığıyla ..
Öfke nöbeti tsunamileri ve gam dağlarının altında kalmışlık-
lar da yaşanan ….
Sürrealist hallerin katılaştırdığı yüreğin ve ruhun keşmekeşliği
İle ……
Bedenin, bilinmez, gizemli işlevselliğinde peydahlanıveren hallerde ...
Ansızın açılır, ihtirasın sarsıntısıyla, bedenin isteri, tutku ve şehvet kapıları ....
Kopunca, ruhlarda kasırgalar ...
Kesilirken kör bıçaklarla, adeta inadına can damarlarım ...
Yinede ve her şeye karşın ....
Önlenemez bakir bir pervasızlıkla ……
Katlime ferman veren karanlık güçlere, efendilerine direnişime, var oluş kavgama tahammülsüzlükle ...
Göz göre, göre ve diri, diri katledilmişliğimde ..
Adeta, hayata ve tutkuya olan o, sarsılmaz inancım ve bağlılığımla ..
Son bir güçle, silkinip, Zümrüt-ü Ankalaşarak adeta doğar, var olur ….
Ölü can bedenimden, en kuzguni dirilikte, yeniden dal budak salar, zıpkın kesilir, bedenim ..
Dirilişin destanını yazıp .....
Var oluşun o, kutsal büyüsünü ve sırrını, ulu orta keşfedip, ifşa ederken ..
Tüm mukaddeslerimin ....
Sinemde, adeta yeniden ve son bir kereliğine ….
Devasa mı devasa kozmik güç nötronu olup, volkan, volkan patlayarak ...
Beni ve içimdeki o, mutluluğa aç sabiyi eriştirmecesine, arşın doruğuna ..
Kadim güçlerin kol-kanat-gerip, kalkan olup, bana ve o sabiye ….
Hayat ve erk bahşetmişliğinde ...!
Düşler, hayaller, evham ve korkularla, kabuslar mı ?
Yoksa duyulan acı ve çekilip, yaşanan azaplar mı?
Dahası ….
Bu alev topunun içindeki kıvranmadan doğan ve çoğalan yıkma, yakma,talan edip katliamda can alma güdüsü,hali ve yaşanmışlığı mı ?
Hangisi sahi, hangisi ?
O an, kaosta, mutlulukta galebe çalmışlıkla ….
Yükselir bedeninizi kaplayıp, hatta sığmamışlığında dışa taşarak …
Dehşetli bir devinimin habercisi olur …
Tamda muammalar yangınının ortasında kala kalır, tutuşursunuz ..
Her yanınızı saran alevlerin, sizi ….
Potadaki maden cevheri gibi eritip, akkorlaştırmışlığında ..
Sorum, içime işleyen o kör bıçak gibi net, kesin, keskin ve anlaşılır …
Dilerseniz hemen yada düşünüp-taşınıp,sorgulayarak deyin bana ?
Hangisi sahi, hangisi ?
Hangisi ?

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 
Konya Ereğli 
24/03/2018



ÖLÜ BEDENLERİN GENZİNE KAZINAN ….
O, KOKARCA KOKUSU …….!


Hayat denen o ceberut la, cebelleşmekten pestilin çıkarken ….
An gelip, kaçtığında götürdüğün, hep sensindir ….!
Senin, senden nihai kurtuluşunu, sağlasa, sağlasa, ölüm sağlar ….!
Gırtlağına kadar boka batmış lığın da ….
Pakla sa, pakla sa seni, ölüm paklar ….
Zaman denen ırmak, durmaksızın akar …
Kan akar ….
Hayat, su ve hatta, ölüm akar ….
Akmayan ….
Beynine, yüreğine ve hasılı ruhuna takılıp kalan ….
Kin ile nefretin kamçıladığı, intikam duygusudur …!
İntikam ….,
Lafa gelince 
Soğuk yenen, yemektir diye geçiştirilse de ….
İntikam ….
Nefret denen lağımda beslenen, kokarca gibidir …..!
Gittiği her yere …..
O, hiç değişmeyen bildik kokusunu saçar ….
İntikam uğruna sönen hayatlarda ve ölü bedenlerin genzinde kazınmış  ….
Burun direğini kıran hep, o kokarca kokusu vardır …!
Ölüm bile silemez,
O,  kokarca, kokusunu ….!
O,  kokarca, kokusunu ….!



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ



Almanya



23 / 03 / 2020



Saat ; 23_49

23 Mart 2020 Pazartesi


GÖNÜL GÖZLERİNİN .....


Bir demir çivi, düşünce bereketli çilekeş toprağın gizemli
Bağrına ...
İşledikçe çivinin özüne, pas ....
Çürüyüp toprak oldukça o demir çivi ...
Geçtikçe çiviliğinden ....
Rengi mora çalan albenili çiçek açar, o paslı çivi ..
Çivi öldükçe toprağın bağrın da ...
Çiçek daha bir haşmetle selamlar evreni ..
Kim der ki, bir paslı çividen, harikalar doğar, renk cümbüşü çiçek güzelliğinde ....
Salkım-saçak  renk cümbüşü güzelliği çıkar ortaya ..
Gözlerin, gönüller in ...
Dahası, gönül gözlerinin pasını silmecesine  ...!
Gönül gözlerinin pasını silmecesine  ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Almanya
23.03.2020
Saat ; 16_00


YIL, İKİ BİN YİRMİ …..

‘’ -PARASAL TANRILARIN ÖLÜM TARİHİ VE İNSANLIĞIN YENİ MİLADIDIR ….! ‘’




Burun üstü çakıldı, tapıp, tapındıkları, uğruna ellerini kana, dillerini yalana buladıkları PARA ve GÜÇ, MUKTEDİRLİK denen, sınırsız güç ve kudret vehmedilen KİRLİ ve KANLI KİBİRLİ KATİL PARA ve MUKTEDİRLİK,GÜÇ, İKTİDAR DENEN TANRILARI ….
Hallerin böyleliğin de sudan çıkmış balığa döndüler, PARA DENEN TANRININ ÜÇ KAĞITÇI PEYGAMBERLİĞİNE kayıtsız, şartsız biat ve secde eden safdilli hödük, kurbanlık koyundan farksız, PARAYA TAPAN nice cahil kulları ….
Dibe vurdu inançları, kalmadı ne imanları, nede inançları ..
Kirişi kıran tekeler gibi terk ettiler bu ahmak kulları ….
Gerek peyderpey, gerekse toptan yitince umutları, güvenleri ve kırıntıdan ibaret inanç ve imanları …
Ayyuka çıktı naraları, semada ve kainatın her köşesinde yankılandı çığlıkları ….
GÖRÜNCE TAPINDIKLARI PARA VE KİBİR DENEN, TANRILARI- NIN GÜÇSÜZLÜĞÜNÜ VE ACZİ Nİ …
Sel önündeki kumlar misali YERLE YEKSAN OLDU, DİNLERİ, İMANLARI VE ONLARI YÜZ ÜSTÜ KOYAN, TANRILARI …!
Yine insan denen alim zalimlerin üretip, saçtığı  CORONA  DEDİKLERİ BİR VİRÜS yetti de, arttı, buna ….!
Her zaman dediğimiz ve demekten dilimizde tüyler biten  uyarılarımızdan  bir çoğunda defalarca uyardığımız gibi …
ÜSTELİK, BUDA İNSANIN, İNSANA , İNSANLIĞA VE ÇAKMA İNSANLIKLA ….
YİNE ÇAKMALIKTAN İBARET, SÖZDE YARADANA ATMAYA KALKTIKLARI, KAÇINCI KEZ YİNELEDİKLERİ İHANET VE KAZIKLARIYDI …
Söylemekten, dillerimizde tüyler bitti ….
‘’ - BU VİRÜS İŞİ İNSAN GEÇİNEN BİR AVUÇ GÖZÜ DÖNMÜŞ EBLEHİN, PARA BABALARININ HİMAYE VE KONTROLLERİNDE LABORATUVARLARDA İCAT ETTİĞİ ….
NESİLLERİNİ VE HEMCİNSLERİNİ KATLEDEREK, YOK ETME …
KALANLARA HEGEMONYALARINI GÜÇLENDİRME ARAYIŞ, ÇABA VE ÇALIŞMALARININ ESERİ VE ÜRÜNÜYDÜ ..
Toplumsal tarihler de , daha dün denecek kadar yakınlarda iki bin on bir yılında …
Okyanusun karşı kıyısında DÜNYA JANDARMASI VE BAŞ BELASI Amerikanın İKİZ KULELERİ, yine kendi besleyip, büyütüp, işlerine gelince kullanıp, hükmü bitince, kullanıp gözü kapalı attıkları 
Kendi BESLEME TETİKÇİLERİNCE YERLE BİR EDİLİNCE, FATURASI, IRAK'A VE SADDAM'A KESİLEN DÜZMECE PROVOKATİV SALDIRILARLA İYİDEN İYİYE SARSILMIŞTI GÜVENLERİ, DİNLERİ, İMAN VE İNANÇLARI …..
Oysa perdenin ardında, ipleri elde tutanlarca uydurulan SALOZUN MAVALI VE OYNATILAN KUKLA OYUNUNDAN İBARETTİ BU 
Bitmedi, az geldi yetmedi bu kirli tezgah ve kanlı senaryoyla bezeli oyun ….
Sardılar Venezuela’ya, Orta doğuya ve böl-yönet emellerinin hayata geçirdikleri ….
Dünyanın nice coğrafyalarında koydular oyunu sahneye, kıydılar mazlum ve masumlara acımasızca ve hunharca …!
Kurbanları oldu dünkü işbirlikçi uşakları, kestiler faturayı onlara ..
Getirdiler sonlarını Kaddafi’nin, Saddam’ın ve daha nicelerinin 
Ardı sıra boş durmamış'lıklarıyla  Hutular la-Tutuları, Kürtlerle-Türkleri ve başka, başka uluslar yada milliyetlerle, onlara var ettikleri rakiplerinin …
At izinin, it izine karışmışlığın da hep çiçeklerle masum-mazlumların ezilip, hak etmedikleri ağır mı ağır diyetler ödemişliğinde …..
Koydular art arda sahneye AIDS VE NİCE UYDURMA LABORATUVAR DA ÜRETİLEN HASTALIĞI, SALDILAR DÜNYAYA  ….
Birbiri ardı sıra, KUŞ GRİBİYLE, DOMUZ GRİBİ DENEN İLLET  izledi, birbirini …..
Hemen hepsi, gözünü kar hırsı ve kan bürümüş bir avuç haris, narsist MEGALOMANYAĞIN İNSANLIĞIN KÖKÜNE
KİBRİT SUYU DÖKME ADINA YAPTIĞI İLLEGAL VE İNSANLIK DIŞI ÇILGINCA ÇABAYDI …..
Tamda yeri gelmişken üstelik CUK DİYE OTURACAK olan tarihi soruyu soralım şimdi, size …
Pür dikkat okuyup, düşünüp, araştırıp, sorgulayın, dilerseniz sizde …..
İşte şu ana dek Amerikalı para babaların ve onun iş birlikçileri,  piyonları, Türkiye’deki uşaklarının
Yanıtlayamadıkları,
Daha doğrusu ve alenen söylemek, yazmak gerekirse bilinçli olarak ısrar ve inatla yanıtlamaktan kaçındıkları ve sonucu sadece ama sadece MALUMUN İLANI olacak soru ….
‘’ – On bir Eylül  İKİZ KULELERİNİ VURARAK, YIKIP, YERLE YEKSAN EDEN UÇAKLARIN PİLOTLARINI, MUDANYA/ BURSA ‘DA KİM EĞİTİP, KİM YETİŞTİRDİ ????
Bu gün, Türkiye hala ama hala CASUSLAR CENNETİYSE VEBALİ KİMİN, SORUMLUSU, SUÇLUSU KİM ????
KİM ON SEKİZ YILDIR İKTİDARLARINDA LAL KESİLİP SUSARAK ÜÇ MAYMUNU OYNAMAYI SÜRDÜRÜYOR, KİM  ????
KİM, NİYE SALDIRTTI KENDİ COĞRAFYASINA, ÜLKESİNE ??? Sorun, düşünün bunu , DÜŞÜNÜP, SORGULAYIN ?????
Aynı egemen AMERİKA değil mi DOMİNİK’ te Üç binden fazla yurttaşını ….
Sırf o ülkeyi işgal ve talan edebilme adına düzmece senaryonun kurbanları değil mi idi KENDİ VATANDAŞLARI ?
IRAK SALDIRISININ SAHTE GEREKÇESİ SADDAM'IN, IRAK’IN KİMYASAL SİLAHLARI MAVALI NE OLDU ?
SÜNNİ İŞGAL VE ZULMÜN BAŞ TETİKÇİSİ, SORUMLUSU TÜRKİYE Diyanet işleri başkanı denen dönek, riyakar hangi yüzle istiyor da, halktan dua buyruğu çıkararak avaz, avaz bağırıyor, sanal alemde  TROLLERİN DEN, CORONA VİRÜSÜ aleyhine dua için …
Nasıl, hangi yüzle destek istiyor satılmış medyayla, boyalı satılmış basından ve sanal alemde yüzen trollerlerin den ENSAR VAKFI REZALET VE FİYASKOSUNDAKİ KEPAZE TAVIRLARINDAN SONRA ?????
Siz değilmiydiniz daha dün, ENSAR YURTLARINDA VE KUR’AN KURSLARINDA körpecik çocukların ırzına geçilirken,
süt dökmüş kedilik de susan ..
CORONA denen virüsü Çin-Fransız ortaklığı üretti binlerce masum kobay  kedinin, köpeğin, farenin üzerinde denendi ..
İşler tıkırında gidince, işlerine gelince sığınarak Hz. İSA’ ya
yaydılar virüsü, insan denen kendi hemcinslerinin üstüne ..
Bir tek hesaplayamadıkları şuydu ..
İsa’nın YAHUDİ ve ROMA’LI katilleriyle, Din baronluğun da ve pazarlamasında  TÜRK_İSLAM DENEN UCUBE UYDURARAK Hz. Muhammed’in kuyusunu kazanlar ….
İnanç çınarlarını fütursuz ve pervasızca doğrayıp, keserken, PARA DENEN TANRININ ACZİNİ VE SİLAHIN GERİ TEPECEĞİNİ HESAPLAYAMADILAR ….
Evdeki hesabın çarşıya uymamış lığın da, yanlış hesabın Bağdata varmadan geri dönmüşlüğün de  ….
GÜN O GÜN VE ORTAM BU ORTAM DEYİP İKİ TEMMUZDA SİVAS MADIMAK OTELDE YARADANA SIĞINIP, ALLAH ADINA İNSAN YAKAN, HARAMİLİKLER DE, TÜYÜ BİTMEDİK YETİM HAKKINI YAĞMALAYAN VE İŞLERİNE GELİNCE YARATTIKLARI, GÜVENDİKLERİ O TANRIYA ….
İŞLERİNE GELMEYİNCE İHANET EDİP, KAZIK ATANDA İNSAN DEĞİL Mİ, İNSAN ?
SÖZÜM ONA İNSAN, SURETİ İNSAN,FITRATI HİLKAT GARİBESİ UCUBE….
BİR CORONA VİRÜSÜYLE, SARSILDI İNANÇLAR ….
BURUN ÜSTÜ ÇAKILDI, YIKIL DI …
PARA BABALARININ TAPTIĞI, PARA, GÜÇ VE İKTİDAR DENEN KİRLİ KANLI KATİL TANRILAR ..
‘’ - Okuyun, araştırıp, sorgulayın, düşünün .’’, Dedikçe, bizlere ….
‘’ - KOMÜNİSTLER MOSKOVAYA …,
…- YA SEV, YA TERK ET ‘’ Diye naralar atarak saldıran hain ve riyakar çakal sürüleri ….
BİZLERE .. ‘’ – TU KAKA  diyerek yalan naraların da, saldırıp …. ÜZERİMİZE İFTİRA LAĞIMLARIYLA, YALAN  VE KARALAMA MUSLUKLARINI AÇTILAR ..
HEY HAT ….
Hayatın kudretine bakın ve gelin, görün ki …..
ALKOL HARAM DİYENLER, camide içki içip, fuhuş yaptılar, tepindiler, diyenler ….
CAMİYİ, KİLİSEYİ ALKOLE BOĞMAKTAN ÇEKİNMEDİLER …!
DÜN, ON BİR EYLÜL YARI TANRILARI ÇAKILMIŞTI, İKİZ KULELERLE, YERE ……
BU GÜN, FELAKETİN BÜYÜKLÜĞÜN DE …
İNSAN ELİYLE SALINAN VİRÜSÜN AZGINLAŞARAK, CANLAR ALMIŞLIĞIN DA ….
KORKU VE PANİK İÇİNDE, PARA, GÜÇ, KUDRET DENEN KAPİTALİSTLERİN VAR ETTİĞİ, PARASAL TANRILAR ……
YERLE YEKSAN OLMACASINA YIKILIP, TUZ-BUZ OLARAK ACZLERİNİ İLAN ETTİLER …..!
DÜN adı, sanı başkaydı ….
BU GÜN CORONA …
Yarın adı, şekli, kudreti, etkisi ve zararı-ziyanı, telef ettikleri bir başka olur, felaketin ….
Kaybedenler, PARAYA,GÜCE VE ERKE TAPARAK ….
PARAYI TANRILAŞTIRIP,
İNSANLARI, İNSANLIĞI TIPKI BİZİM UZUN REİS GİBİ …
AKLI EVELLİKLE MAAZALLAH, SIFIRLAMAYA KALKARLAR ..
BİZİM UZUNUN PARAYI VE HARAMİLİĞİ SIFIRLAMAYA NASIL YETMEMİŞ İSE VE YETMEYECEKSE AKLI, GÜCÜ, PARASI VE PARADAN İBARET TANRISININ GÜCÜ ….
Böylesine Acz içinde …
Parayı Tanrılaştırıp, güce tapanların var edip, yarattıkları çakma tanrılarda, eninde-sonunda kaçınılmaz olarak, çakılıp düşecek, burun üstü, sürüm, sürüm sürünecek timsah gözyaşlarıyla dört ayak, diz üstü
Var edenin de, katledenin de, sözüm ona insan olmuşluğun da ..
Bakın nasılda ölüyor tanrıları, art, arda ….
Burun üstü kapaklanıp, çakılmalarda ….
Dün on bir Eylül de, sonrasında Aıds de, kolerada, domuz gribinde, bugün CORONA’ da …..
Bugün CORONA’ da  ..
Hasılı …..
Çarp, böl, topla, çıkart ne yaparsan yap, çaktılar sahte imalat PARA TANRILARLA, ONA GÜVENEN AHMAKLAR bu tarihi sınavda ..
Yerle yeksan olan İNANÇSIZLIĞIN KOR YANGINLARINDA …!
An gelir, hiç istenmese de, yanar yaşta, masum da, kurunun, suçlunun ve hak eden canilerin yanında …..
Aynı akıbete uğramak istemeyen bu masumlar, tez elden almalılar akıllarını başlarına  ….!
Parasal ve erksel tanrıların burun üstü çakılıp…
Yerle yeksanlıklarda, sınıfta kalmışlığında ….
SEN, SEN OL AL AKLINI BAŞINA VE ADINI UNUTSAN DA ŞU GERÇEĞİ UNUTMA …
ALTI ÜSTÜ, PUTTAN FARKSIZ PARASAL İKİ YADA ÇOK TANRIYA..
HELE, HELE DE TANRILARIN EN KİRLİSİ VE KANLISI …
PARA DENEN TANRIYA TAPANLARIN YANIN DA …
MARMARA ÇIRASI MİSALİ YANACAK, AKLINI BAŞINA ALIP GEREĞİ GİBİ DAVRANMAYAN ….
DAHASI ….
YÜREĞİNİN VE SEVGİNİN SESİNİ, SÖYLEDİKLERİNİ DİNLEMEYEN MASUMLAR DA ……
YIL, İKİ BİN YİRMİ, PARASAL TANRILARIN ÖLÜM TARİHİ VE İNSANLIĞIN YENİ MİLADIDIR ….!
YENİ MİLADI ….!  



Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ



Almanya



23 / 03 / 2020 



Saat ; 03_03

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...