21 Temmuz 2020 Salı

DÜZGÜN TIKIRINDA ....!
Oldum, olası hep düşünürdü ..
Hangi akla hizmetle, kimin ümmeti, kimin kulu olarak koymuşlardı ..
Soy adının TIKIRINDA olmuşluğunda, sanki başka isim yokmuş gibi ...
'' - Düzgün TIKIRINDA ''
Doğdu, doğalı, değil..
Gönlünce ve mutlu-mesut, düzenli, düzgün hele ki de..
Bir gün olsun, gün yüzü görmemişliğinde ..
İsmi Düzgün TIKIRINDA olsa da..
Hayatın onunla inat etmişliğinde ..
Değil bir koca gün...
Kısacık bir soluk aralığına sığışıverecek kadar kısa zamanda bile..
Gitmemişti ne işleri nede hayatı tıkırında ..
Ama ne gamdı ..
Ataları bunu uygun ve layık görmüşlüklerinde koymuşlardı ...
Adını, Düzgün ,zaten soyadı baştan belliydi ..
Olmasa da işleri ve hayatı tıkırın da ..
Bu güne, bugün ...
Biçarenin adı, namı değer Düzgün TIKIRINDAYdı ...
Adı, kara mizahlara ve ironilere konu olup, dalgalar geçmecesine ...
Düzgün TIKIRINDAYDI ...
Bilseniz, ne çekti adından Düzgün TIKIRINDA hanım ....
Düzgün TIKIRINDA, hanım ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
İmmenstaad / Friedrichshafen / Almanya
17/12/2019
Saat ; 15_00
MÜNECCİM BOKU YİYEN, KAHİN ÇIRAĞI, DEĞİLİM ….!
Özlemin hasrete, hasretin kabusa, kabusun, yangına dönüp …
Din-iman ve dizgin tanımamışlığında ..
Alaz,alaz mor alevler olup,yıldızları ve bulutları yalamacasına arşa,arşa yükselmişliğinde ..
Hasretimi dindirip, yangınımı söndürmecesine dalga,dalga,ses,ses,düş,düş,sevinç,sevinç dolmamışlığında ..
Sarıp-kuşatmışlığında korku,korku,kabus,kabus, cinnet ve feryat-figan, çığlıklar dolar içime ..
Kabusların böldüğü uykularımdan, kan-ter uyanırım ..
Boğazıma düğümlenen tarifsiz yumruklarla,hıçkırıkların soluksuz koymuşluğunda ..
Değil sadece penceremde, yarasalar tüner,yarasalar, kirpik uçlarımda …
Uzaklardan çağrılar,yardım dilenişleri uçuruyorum sana,rüzgarlarla, bulutlarla ..
Sabrımın kalmamışlığında ..
Ya gel, al-kurtar beni, bu korku ve kabus cenderesinden …
Kıralım sevgiyle, el-ele ,yürek- yüreğe, vurulan boyunduruk prangalarını ..
Yeniden ve bir daha özgür ruhla doğmanın sevincine,hafiflik ve naifliğine ulaşıp,tadayım mutluluğu ..
Yok niyetin ve kararın farklıysa,yüzün aşka değil,ayrılığa,hasrete ve hasete dönükse..
De' ki, bana..
Bak başının çaresine,yar olmaz benden, sana..
Melemez inekler gibi, bir varmış- bir yokmuşluklarda ..
Bir görünüp- bir kaybolup ,kararsızlıklar tahterevallisinde ,sallanıp-salınıp, durma ..
Unutma ki ..
Evet de,hayır da iş bitirir, sonunda..
Ya çık mertçe,yada kahrol namertliğinle, git cehennemin esvelesine ..
Uzaklarda , ahkam kesip durma..
Saksağan gibi ,daldan-dala konup,kirletme ,sağı -sol'u …
Çığlıklarımı çöz,anlamlandır deyip- durma ..
Çiçeklerden, fallar tutup ..
Aklı evelliklerde ..
‘’Seviyor,sevmiyorum ‘’ demelerin avara kasnaklığında.... Papatya fallarında , ucuz kahramanlıkları oynama'ya..
Şıpsevdi aşıklıklarda, maymun iştahlılığına koyulma ..
Demem o ki,aşıksan çık ortaya ..
Sap yiyip-saman sıçıp, durma ..
Özün, sözün,kararın ,kavlin, neyse ..
Dervişin, fikri neyse zikri odur,hallerinde, gerçeği koy ortaya …
Bil ki, ben aşkın neferiyim, müneccim boku yiyen, kahin çırağı, değilim ….!
Müneccim boku yiyen, kahin çırağı, değilim ….!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Ereğli/ Konya
21/07/2018
Saat ; 13_50

20 Temmuz 2020 Pazartesi

DÖRT ETTİĞİ GİBİ ...........!
Özlem büyütür, hesap- kitap yapar, ön görülerde bulunur, elvan türlü düşler kurarız .... Düş kurmanın sınırsızlığında ... Onların,tekine bile yakışıksızlığı, uygunsuzluğu ve hatta .... Zerre kadar çirkinliği, hoyratlığı, iticilik ile kötülüğü yakıştırmadan, kondurmadan, konduramadan, kondurulmasına, içimizin elvermemişliğinde ...! Tüm bunları yaparız, yapmaya ... Eyvallah ... Ne diyeceğim olabilir ki ? Tercihte sizin, zevkte ... Tercihe, zevke ve beğeniye, yada beğenmemeye nasıl karışırım ki ? Gelin, görün ki, arkada yatan aslan gibi GERÇEK denen olguyu ve kavramı unutup, göz ardı etmeyip, yok saymadan ... İnsanları ve özel de de, insanımızı .... Çok denecek kadar ölçüde, yada ölçüsüzlükte dinlediğimiz ve canımız çektiğince sever .... Hatta, isteğimizin ışığında, temelinde, başımıza tepemize yönetici, sultan, kral yada komutan .... Yani şartlar, olanaklar, yasa, hukuk, anane, tercihler ve sair uygulamalar izin verdikçe .... Yahut ta, onlar yasayı iplemeyip, cuntacılıkla tepemize çöreklenmişliklerde ...! Ne istersek, onu yaparız , pervasızlıklarında .... '' - ALİ KIRAN, BAŞ KESEN '' Despotluk ve saplantılarında, hayatı, bize yada birilerine dar ve zindan ederken ... Ama ve lakin, bu asla ama asla ... Bizler, gönüllülük ve adanmışlıkla yaklaşıp, nimetliklerinde ve bizlerin imrenmişliklerinde değil, kalıcı leke, zerre kadar toz kondurmasak ta ......! İnsanlarımızın arasındaki, çürük elma yada '' - İÇİMİZDEKİ İRLANDALILAR .''dan Olma, hal, olasılık ve olanağını, hatta gerçeğini değiştirip, ortadan kaldırmaz .. CİCİ OKMEDRASİ yani GÖSTERMELİK, GÖZ BOYAMAYA VE KANDIRMAYA, SÖMÜRÜYE ARAÇ VE ALET OLAN, RİYAKARLIKLARA PAYANDA OLAN ÇAKMA DERMOKRASİ ... Tam da, bu anda, yüzümüzde şamar olup patlayan, GERÇEĞİ 'ne yok sayabilir ne yadsır, nede göz ardı edebiliriz .....! Çünkü; DEMOKRASİ DİYE DAYATILAN, BU HAYALİ, UYDURUK, UCUBE, DAYATMALI REJİMLER DÜPEDÜZ, ANTİ DEMOKRATİK, ÖRTÜLÜ YADA AÇIK FAŞİZM .. ŞERİAT VE DİNSEL DAYATMALI OTOKRASİ REJİMLERİNİN, CİCİ AMBALAJLA SUNULARAK .... GÖZ BOYAMA, KANDIRMACAYA ALET VE DÜPEDÜZ HİLE, ÜÇ KAĞIT VE KİTLELERİ UYUTMANIN, YALANIN DİK ALASI ve BABASIDIR, BABASI ... Bu genel-geçer halden daha tırnak içi, özele inelim .. Birini sever, yelden, gözden, dilden esirgeyip, baş tacımız ve gönül sultanımız saymacasına .. Bu onun, sana göre iyiliğini ve güzelliğini karıştırmaksızın, hatta yadsımaksızın .. Onunla ilgili sabit, bilinen, tescilli gerçekleri görmemize ve adlandırmamıza engel de değildir, dünyanın sonu ve kıyametin kopması da .....! Sen, senin güzelini al tepe, tepe kullan .. Ama gerçekler ve hayat, onun riyasını, palavracılığını, haramiliğini .... Yetmedi, karaktersiz ve haysiyetsiz kumarbaz, ahlaksız PEDOFİLİK yada başka türden olası zaaf, kusur, saplantı ve sapkınlığını yok saymaz .....! Bizimde, gerçeğin ışığını görme ve objektif olmamız gerektiğini hissettirir, bize .....! Şimdi, gelelim esas işin can alıcı ve bam teli noktasına .. '' - Her çocuk, anasınının kıymetlisi olarak, mükemmeldir. '' Değil mi ? Tıpkı ; '' - Kuzguna, yavrusu Şahin görünür ..! '' Ata sözünde dillenen, olgu, gerçek ve kavram gibi ... Anneler, genelde, çokça ve sıkça evladına, can paresine kötülüğü, kemliği, karaktersizliği yani özcesi .... Melanetiği ve hainliği yakıştırıp, kondurmaz .... İNSANLIK DIŞI, İNSANCIK UCUBE hallerini, ne kondurur, nede yakıştırı .. Gel, gör ki, kazın ayağı hiçte öyle, göründüğü gibi değil .... Madem, tüm ana kuzuları mükemmel de ..... Ülkemizde ve ülkelerde, neden yerden, mantar bitercesine .... CEZA EVLERİ ve onlara sığmayan kalabalıkta, asayiş ihlali kaynaklı, mahkumla dolup-taşıyor ? Yada kendini ilah sanıp, halka zulmeden .... DİKTATÖR BOZUNTUSU, KATİL POLİTİKACI, ASKER, BÜROKRAT VE TEKNOGRAT İNSAN KILIKLI, İNSANCIK BOZUNTUSUNDAN GEÇİLMİYOR ? Özcesi, demem o ki ... Hayatın bizlere biçtiği roller ışığında, sevgimizde, özel konum, koşul ve kişisel tercihle, arzu, sevgimizden ,istek, karar, irade, aşk ve benzeri konum ve pozisyonla ..... Tutku, isteri, duygu, zevk ve beğeniden bağımsız olma kaydı şartıyla, ele alabilmeliyiz, olayı, halleri, durum, ilişki ve gelişmeleri ... An gelir, burnumuzun dibinde, hatta şah damarı yakınlığındayken, koşullar, yapısal, konumsal koşullar gerçeği ... Bağrımıza taş basarak, ayrı yaşarız ... Çok istesek te, hiç istemesek te ... Hayatın dandininde oynayan, figüran, köçek yada anlı-şanlı, Keşanlı ünlü, tanınmış, popüler yada sıradan, halktan biri olsak ta ... Adam yada hanım katilse, çok sevmeye çok sevsek, konduramasak hatta canımız olsa ve bağrımıza basıp, içimize sokacak kadar yakın ve vazgeçilmez görsek, hissetsek, davransak ta ... Katil se, katil .... Körse, kör ... Deliyse, deli ... Evliyaysa, evliya ... Eşkiyaysa, eşkiya'dır ... Gerçeğin de, yadsınamzlığın, hayatın, gerçeklerin dayatmışlığında ..Bunun Gerçek, gerçektir ... Bunun, lamı,cimi,aması-maması yok, olmaz, olamaz da .... Bizden bağımsız ve bize rağmen hallerde ve halleriyle ... Gerçeğin, gerçekliğinde ... Tıpkı, iki kere, ikinin, istisnai, özel haller, dışında, dört ettiği gibi .. Dört ettiği gibi ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
19 / 07 / 2020
Saat ; 18_00

19 Temmuz 2020 Pazar

SÖZÜM, MECLİSTEN İÇERİ ...!


Hem, dizen, düzen, ezen ....
Hem de, su üstüne çıkmış, zeytin yağı  edalarına bürünerek, pişkinliklerde ....
SON ANLIK KURBANI mağduru, suçlu çıkartmaya koyulan ...
Yetmedi, masum edalarına, gariban pozlarına bürünüp ....
Kıt aklı, çok yalanı, bunun da ötesinde, KRONİK HAYSİYET YOKSUNLUĞU hallerine bakıp, yediği naneye aldırmadan ...
Kendi ahmaklığına,edepsiz ve onursuzluğuna, insanlık cüceliğine ....
Bir yandan, karşısındakilerin aklıyla alay ederken, öte yandan ...
Bakmadan, kırıp-dökmecesine çevirdiği dolaplara, yarattığı mağdurların, içler acısı hallerine ..
İplemeyerek yasa, toplumsal kural, ahlak gibi kutsilikleri, zaten yamalı bahçe olup-çıkan   düzeni, iyiden iyiye  kevgire çevirip, insanlık suçu işlemekle kalmayarak ...
Toplumun kirlenmesinde ki, çürüyüp, kokuşmasındaki katkısına, sorumlulukla, suçuna ...
İnsanların, başta balık hafızalı hallerini ve diğer zaaf, zayıflık, kusur ve düşkünlüklerini, acımasızca sonuna dek istismarda sömürüp, kullanıp, suyunu çıkartırken ...
Öte yandan, zehirli yengeç hallerinde ki, yaldır-yapalak, aceleci hal, tavır, eda ve yaklaşımlarıyla ...
Bulunca bir an, fırsatla, boşluğu, geçerek suçun arkasına geçiriyor dibine kadar, insanlara ..
Tınlamayarak, kimseyi ve kuralı yapıyor, yapacağını ...
Bakıyor ki, yaptıkları yanına kar kalıyor, dal kıpırdamıyor, yaprak oynamıyor ....
Ses çıkmıyor, hatta aksine, mağdurun ve  akıldanelerinin sesi, soluğu, bir yerlerine kaçmış ..
Punduna denk getirip, ona kanan saftiriklerden, tırpanın ağzına denk gelip, biçilenlerden seçtiği, kurbanlara güç yetirip, diş geçirerek, pençesinde inim, inim, inletmişliğinde ..
'' - Yallah. '', Deyip, abanarak kurbanının üstüne ..
Sırtlanlıkla, utanmazlık ve hayasızlıkla ...
Gerçekleştirerek, kirli arzu ve emellerini ...
Bir yenisini daha ekliyor, mağdur ettiği kurbanların sayısına, halkasına ...
Gel, gelelim, eğri oturup, doğru düşünüp, konuşarak şu soruyu hem, kendimize, hem mağdur kurnalarla, yakınlarına hem de ...
Kim neyi, nasıl anlarsa, anlasın biz tarihi ve insani uyarı sorumluluğu, sosyal ve insani görevimizi yapalım ...
'' - Tamam, o suçlu ve amansız şarlatanlığında,kastında ve yaptığında suçlu ...
Ya mağdurlar, kurbanlar ve olan-bitene göz yumup, tepki verme, önleme ve engelleme çabasını göstermek yerine..
Üç maymunu,yada Deve kuşu rollerine  soyunup, koyularak ...
<<- Bana dokunmayan yılan, bin yaşasın ! '' Deme gafletinde tekerleme, geveleme ve laf salatasında işlerine geldiğince davranıp ..
Değil hesap sormamak, adeta göz yumup, onu cesaretlendirip, teşvik  edenlerle ..
Uzun lafın kısası ...
Düzene uyup, düzülürken gıkı çıkmayana, görüp- bilip susana ve riyakarca Timsah göz yaşı döküp, için, için ..
Çok şükür bana ve bize bir ziyan verip, zarar açarak,felaket yaşatmadı, diyip, için, için sevinçten göbek atan ...
Değil iki yüzlü ..
Topyekün yüzsüz dahası MASKELİ BALOYU SÜRDÜRENLERE NE DEMELİ ?
NE, DEMELİ ?
KELAMIM ORTAYA VE DİBİNE KADAR, NERE VARACAKSA VARIP, DOKUNUP, ACITMACASINA .
SÖZÜM, MECLİSTEN İÇERİ ....!
SÖZÜM, MECLİSTEN İÇERİ ....!  


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 


Immenstaad / Almanya 


19 / 07 / 2020


Saat ; 15_57
NEFRETİN KOKUSUNU  ? 


Çocuk zihnimi, talan edip, kendileri gibi, insan kisveli, ucube insancık zihnine döndürmeden ....
Çiçek, meyve, yemek, doğa, çiçek, hayvan ve hasılı insan kokularını,  hele ki de....
Anamdan alışkanlığımda ...... 
Kalıcılığında,genzime ve ruhuma işleyip, bezenen ......
Beni, benden alıp, mest eden, kadın ve irili, ufaklı, daha çok ta emsalim genç kız kokularını, içime çeker  ...
Hangi kokunun kime, neye, hatta hangi insana, kıza, kadına yada arkadaşıma ait olduğunu, şaşmazlıkla ve hatasızca seçer, ta uzaktan, uzağa, daha onları görmeden tanır, bilirdim, bilir ....!
Sonra, savaşa, kana, cana susamış ...
Düşman yaratmakta, insana kıymakta üstlerine olmayan .....
Canilerin,cellatların, devletin, idarenin iplerini ele geçirerek ....
Ceberrutça dayattıkları fetret, istibdat, savaş, kan ve ölüm demek olan karabasan döneminin .
Kesif silah, mermi yada diğer cephanelerle, sidik, kan, ölü ve hasılı ...
Tüm kokuları bastırıp, en önde  onu hissedip, koklayıp, tanıdığım .....
Leş kokularıyla koyun, koyuna yaşamanın, tarifsiz kaos, azap ve acısında ...
Acıyla, çaresizlikle ağlama ve ölüm öncesi terleme kokularıyla ve  ölülerden fışkıran  .....
Her çeşidiyle sineği, börtü-böceği,  hatta kediyi, köpeği, kurdu, çakalı, sansarı çeken ...
Savunmasız ve korunmasız çocukluğumda üstüme, üstüme saldırganca gelen .....
O, tehdit, korku ve ölüm saçan,saldırgan hayvan kokularını, tanııdım, derinden, derine ...
Çocuk hafızama ve ruhuma acı ve korkuyla kazınmışlığında .....
O gün-bu gündür ......
Başka koku duyamaz olmuşluğumda ......
Korkularımla kamçılanan, çoğalan, önü alınmaz sidik kokusuyla yatıp .....
Altıma kaçırmanın ezinci, utancı, ayıbı, acısı ve tarifsiz sansıcıyla .....
Yetmişime merdiven dayadığım, bu yaşımda, anımda bile .....
Beni asla terk etmeyip, ne yaptım-ettimse yitmeyen o, ölüp, ölüp dirildiğim korkularımda, kendi bedenimin saçtığı, tarifsiz ...
Burun direğimi kırıp, beni ekmekten-aştan, hatta, yaşama sevincinden  koparıp ...... 
Ölümle kucak, kucağa yaşamanın, elvan türlü iğrenç, tiksintileriyle ömür tüketmeye zorunlulukla ...
SÜRÜNMEK, YAŞAMAKSA, yaşamayı öğrendim, ACILARDA, EZİNÇLERDE VE ÖLÜMLE İÇ, İÇELİKLERDE ..... 
Sadece, çocukluk güzelliğimi, ömrümü, yarınlarımı, umut ve mutluluklarımı çalıp ...
Beni, BU YAŞIMDA DAHİ,  insan olmaktan utandırıp, tiksindiren ceberrut, illet kokuları tanıyıp, nefretin kokusunu öğrendim ...
NEFRETİN KOKUSUNU .....!
Siz bilirmisiniz, siz, nefretin kokusunu ??????
Çocuk ömrümü, kutsallarımı, hayatımı ve hasılı sevdiklerimle, sevdiğim kokularımı çalanların, tarifsiz, sınırsız zorbalığında, tanıdığım .....
NEFRETİN KOKUSUNU, söküp atmaya çalıştıkça, içimden ....
Anladım ki ..
Fıtratı, siması, hali şekli İnsan,özüyse HİLKAT GARİBESİ, UCUBE İNSANCIK, İNSAN GÜRUHUNUN ....
Nefretin kokusundan, kan, ölüm ve acıdan beslenen, en amansız, acımasız devasa ceberrut, garabet yaratıktır ...
GARABET YARATIK ....!
O gün- bu gündür ömrüme, aklıma kazınmışlığında, asla ama asla unutmamacasına .....
Onlar gibi kokmamak için, NEFRET KOKMAMAK İÇİN .....
 O, gün-bu gündür, '' - BU YAŞIMDA, BİLE ...! '', BOK KOKUMLA yaşayarak, ömür tüketip, gün eskitiyorum ...
Bok kokum, nefret kokusunun yanında, yedi yunmuş bez ve hatta .....
Gül kokusundan da, esans kokusundan da güzel, makbul, insana, hayatta olduğunu anımsatan
ayakta tutup, hırsını ve insanlığını bileyen, kokudur ....
İNSANLIĞINI BİLEYEN, KOKU ....!
Siz, siz olun, nefretin kokusuyla tanışmadan, ömrünüzde ve dünyanızdaki o, size tiksindirici gelen, ONURLU, ERDEMLİ, GERÇEK İNSAN ve HAYAT KOKUSUNU, SEVİN .....! 
Nefretin kokusu, yutmadan, İNSAN KOKUSUNU .....! 
Ve HAYAT DENEN ZORBAYLA, O CEBERRUT NAMUSSUZ, HAYSİYETSİZ İNSAN GEÇİNEN, DÖNEK İNSANCIKLARIN ZULÜM DEMEK OLAN, ZALİM İSTİBDAT DÜZENİ ....  
Sizi NEFRETİN KOKUSUNU, LEŞ VE  BOK KOKUSUNU SEVMELERE, zorunlu ve tutsak etmeden .!
O, en kötü, katlanılmaz, tiksindirici bulduğunuz kokunun .....
ÖZGÜR İNSANIN ve ÖZGÜRLÜĞÜN KOKUSUNU, SEVİN  ......!
Nefretin kokusu öldürünce, insanın kokusunu, dünyanız kararıp ....
Ömrünüz,  ölü canlıkta, her an, ölüp, ölüp dirilerek, korkuyla .....
Nefretin kokusunda, ölümü içmemek, direnmek adına, ,hayata tutunmak için ...
BOK KOKUSUNU, UĞRUNA ÖLMECESİNE, SEVİYOR  .....!
BALIK HAFIZALILIKLARDA UNUTMAMAK İÇİN, UNUTTURMAMAK İÇİN, SEVİN .....! Öldürmeye görsün yeter ki ...., 
NEFRETİN KOKUSU, İnsanın, sevginin, insanlığın, hayatın kokusunu ....!
BOK KOKUSUNA, Muhtaç etmesin, İnsanı .....!
Siz, bilip, tanırmısınız, insanın kokusunu ve insanı öldüren, NEFRETİN KOKUSUNU ??????
NEFRETİN KOKUSUNU ? ????? 


Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 


Immenstaad / Almanya 


19 / 07 / 2020 


Saat ; 01_30

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...