9 Mayıs 2021 Pazar


 ÇIKAR, AY KUYUDAN, ÇIKMAYA .....! 


'' - AY, KUYUDAN .....

KIÇIM DA  ÇIKAR, KIÇLIK TAN ............! '' 




Hayat denen, bu çetrefilli nakışla, dokunurken, ömür kilimim ......

An gelir .........,

Kırılır, ruhumun kirmanı ......

Duygularımın, mekiği ......

Kopar, ipliğim ....

Karışır ilmeğ'im, düğümüm, atkım, çözgüm, birbirine ......

Çıkar şirazeden, aklımın dur durak kasnağı, dumura uğramışlığım da ...

Sıklıkla, akım, karama karışmacasına, dumura uğrarım, dumura ....

Ömrümün, yaz-boz tahtasına, hayatımın, deneme-yanılma seanslarında, kobay kesilip, kendinden geçme cesine, helak olmuşluğun da ....

Kurallar Kralı Hayatın, oyununda, hep madik atmışlığın da, olmadı olamadı gitti,bir gün davulumla, tokmağım elimde ....

Ya Davulum yoktu, boynumda ...

Yada tokmağım, birilerinin, elimden almışlığın da ....!

Hiç çalan olamadım, gönlümce Tokmağım la, davulumu, davullarla dengi, dengine ...

Ya nal topladım, yada madara oldum, adımın çıkmışlığın da, iş bilmeze ...

Ondandır, sinsice fısıltı ve fiskoslar da dendi durdu, önüm, ardım sıra ...

'' - Elinden iş, kıçından, çiş gelmez, dolaşır eli,ayağına ..! ''

Çoğunu duymazdan gelip, azına, kerhen kulak vermişliğim de, adım çıktı dokuza ...

İnmedi gitti, sekize .....!

Hayat denen ustanın elinde döndüm tefe, dümbeleğe ....

Hallerimin böyleliğin de, sakızın boka, mutsuzluklarla, pişmanlıkların hep bana düşmüşlüğün de ......

Aklımın, << - Dur, durak Kasnağının ..>> Sık,sık kayış atıp, çıkmışlığın da, bende işi ve yolu vurdum, deliliğe ...

İstediğimi, ben alamadım, isteyenin, yok denecek kıtlığında, bende, isteyip, çağıran, gel diyene, varmadım .....!

Döndüm, yalancı baharlara kanıp, zamansız açıp, susuzlukta, erken solan, kabak çiçeğine .!

Sararken, ömrümün en karışık çilesini ....

Düştüğüm gayya kuyularında, halimin taş duvara yazılan, bahtsızlıkla, ıskalama destanı olup, çıkmışlığın da ......

Söndü çıram, yitti gözlerimle, yüreğimin feri ...

Tezden ağı tükenen, sönmüş, kararıp, kalmış  kandile döndüm ....!

Düşlerimle, umutlarım, hele ki de, kırık-dökük sevinçlerim ......,

Düşüp art, arda, başlarını alıp gittiler, attalar da, masalımsı Kaf dağının ardına .....!

El, elde, baş, başta da, sibek gibi kala kaldım, dımdızlak, ortada .....  

Tam da, sanki yeriymiş gibi, olanlar oldu ..... 

Şahken, şahbazlıklarda, bahtsızlık ve mutsuzluk ayazında, kestanem dondu ....

Çizilmediğine mi sevineceğimi, sakar'lığıma mı üzüleceğimi, bilememenin, karışık dalga boylarında ...

Ne, hayatla frekans'larım uydu, nede orijinal fabrika ayarlarım, kaldı, karıştı gitti biri birine .

Güme gitmenin, tufalara gelmenin, her halini ve rengini yaşayıp, tatmışlığım da ...

İşim, FISTIKİ YEŞİLE boyanıp, belenmelere kaldı ....

Hey hat, hayatın azizliğine bak ki ...

Gelince dertlerimle, terslikler, hep art,arda, üst, üste geldi ..

Yıkılıp, devrildikçe, üstüme, üstüme ..

Altta kalanlığım da, yine canı çıkan, ayı kuyuya düşüren, ben oldum, ben ....

El-alemin gözünde maskaraya döndüm, ağlarken, güldüren, acınası Palyaço olup, çıktım ....

Sen kaçsan da, kovalayanın, Hayat denen, Azman sa ....

Bir para etmez, velvele yapmakla, tabanları yağla'manda ...

Olanlar olur, çöker işte o an, gönül dağına hüzün bulutları, kararır kalır, ufkun la, bahtın ....

Sanki, bir bu eksik ve kusurmuş gibi ..

Gelir, vurur, GAM, PASLI HANÇERİNİ, amansız ve acımasızca, üstelikte, dur, duraksız ....

İhanetin karanlığında, sırtıma .....

Efkar'ın, duman olup, üstüme, üstüme çökmüşlüğün de ...

Gel de, çık, çıkabilirsen, işin, içinden yada çek, çekebilirsen, hallerinde ....

Bire çok, ikiye az hallerde, yetmezken, ne hayata, nede kendime ...

Debelenip dururken, ömür eskiterek, malum çöplüğümde  ....

Çok görür, komşunun Kazıyla, Horozu çöplüğümde ötüp, eşinme yi ...

Aşağı tükürsen, sakal ....

Yukarı tükürsen, bıyık halleriyle, açmazının çarkında, döndürüp durur seni hayat, rengarenk çark-ı feleğinde ....

Sesinin Hanyadan, soluğunun, Konya'dan gelmişliğin de ......

Sıkıysa, çek, çıkart, çekebilirsen .....

 Kederlerin Dipsiz Gayya Kuyusuna düşen alnımın, bahtımın yıldızıyla, ömrünün, Ay'ını ...!

Oda, hem yürek, hem bilek, hem de, emek ister, emek ....

Koyulunca cebelleşmeye, çıkar, çıkmaya ıslanıp, su sıçanına dönse de, ömrünün Ay' ı ....

Işıltısı, suda, zorluğunda, ZAHMETİ,  ISLAKLIĞIYLA, YORGUNLUĞU sana ve sende kalsa da ! 

Dedik ' ya .....

Sıkınca dişini, terlet'ince kıçını, koyulunca işe, Ay'da çıkar kuyudan, çıkmaya ....

Çekerken, Gam Kuyumdan, ömrümün Ay'ını ....

Düşüp, durmaktan, kıç üstü .... 

Hele ki  kuşkucu, meraklı ahaliyi, ayın kuyudan çıkacağına inandırmaya çalışmaktan, helak olup ....

Bitkin düşmekten, bitap olursun, marazalar bulursun, derdin zorundan .....

Kıçımda çıkar, kıçlık'tan ....

Gönül eri, erenler, ereni Sevgi Neferi, işinin ehliyle, üstadı, hoş görü otağı, Üstat Hoca Nasreddin Efendinin, sağ duyu, engin gönüllülük ve tevazuyla, tam isabetle, dediği gibi .....

'' - Başına ve kıçına gelmediğin kalmamış lığın da ....! ''

Hasılı, uzun lafın, kısası .....

<< - Çıkar, Ay'da, kuyudan, çıkmaya ...

Ay, kuyudan, kıçım da, kıçlık'tan çıkar ...

Kıçım da, kıçlık'tan çıkar .......! ''

ÇIKAR, AY KUYUDAN, ÇIKMAYA .....! 

'' - AY, KUYUDAN  ..... 

KIÇIMDA  ÇIKAR, KIÇLIK'TAN ............ ''  

KIÇIMDA  ÇIKAR, KIÇLIK'TAN ............!  






Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




09 / 05 / 2021 - Cumartesi 




Saat ; 02_ 00

8 Mayıs 2021 Cumartesi


 

YAR ELİNİ, TUTAR GİBİ ........

 

 

Hayat pınarım olup, ömrümü, ruhumu besleyip, arıtıp, durultup, büyütmüşlüğün de ...

Sevginin, sadece rehberim değil, darda, eza'da, çilede, cefada, sevinçte, özetle ...

Hayatın, evrenin fıtratını tamamlamak adına tanıdığı şans, yaptığı ayrıcalık ve yarattığı farklılıkla, farkındalıkla ....

Pusulam, rehberim, yıldızım olmuşluğun da, her koşulda .....

Sevgi, adıma, beden, ömür, ruh ve duygu dünyama hep Cemre güzelliği ve bahşedilmiş nimet oldu .....

Diğerleri bir yana, sevginin sırf bu yönüyle ömrüme ilaç, sıkıntıma, ferahlık, çelişki, tedirginlik ve ikirceliklerime hep şifa, ağularıma, panzehir olup, çıkmışlığın da .........

Muhanete muhtaç olmadan ve sevgiyi paylaşıp, büyütüp, çoğaltarak yaşamanın, olmazsa, olmazım ve hayat ilkem ....

Sihirli, kerametli anahtarım, olmadı Maymuncuğum olmuşluğun da ......

Yüzümü sevgiye, ömrümü huzurun ufkuna dönmekten, oldum, olası  hep mutluluk duyup .

Hayatla, dünyayla, çevreyle....

Tüm bunların ötesinde, öncesinde de, değer ve önemle ......,

Ömür Menkibemin, ışıltılı sayfası olmasıyla ......

İçimde çoğalan ve yüreğimden, etrafıma, hayata taşan, riyasız, yalınlığında derin ve içsellik li, bitimsiz sevgimle ...

Umudun, buram, buram kokan francala ekmek güzelliği ve albenisiyle, hayatımı ve duygularımı donatmış lığın da ......

Yarama merhem, sevincime katık, tebessümüme ışıltı olup, çıkışıyla ......

İliklerime dek hissedip, yaşadığım tarifsiz düşün, duygu hazinesi olduğunu fark edip, bilmenin ....

Azımsanmayacak güveni, ferahlık ve bunun yaşama sevinci katsayımı  artırmış lığın da ....

Uzanır elim, umuda, huzurla ...

Tıpkı, çiçeğe, ekmeğe, suya yani cümle nimete gönlümce, dilediğimce uzanışının bana kattığı öz güvenle ...

Yar elini tutar, onu kendime, Şah damarımdan da yakın ve önemli bulmuşluğum la .....

Fırtınanın dinip, elin-ayağın çekilerek, huzurun, içe dolan refahla, huzur, daha da önemlisi ...

Dinginlik olup, çıkmışlığın da ...

Apansız patladığı gibi, adeta bıçakla kesilircesine son bulup, hayatım normale, duygu dünyam, kendi hal ve rengine, karakteristik özüne dönünce ....

Zerre kadarından tutunda, devasa sına kadar uzanan yelpazeliğinde ruhumun ummanında, ömür coğrafyamda ......

Karada akları mı  beleyen atlasımda, hasılı kimyamda ......

Duygularımın yenilenerek, sevinç muştusuyla, gönlümü bayram çocuğu sevinciyle eni-konu doldurarak, cömertçe ödüllendirmişliğinde .....

Bilirim ve unutulmamasına özellikle, öncelikle önem vererek dillendiririm, yüreğimin duygu, duygu dilime, leblerime taşıp, çağıldamış lığın dan hisseder, bilirim ki ...

Sevgiye neden de olmaz, kılıfta bulunmaz, eşyanın tabiatına uygunluğunda akside düşünülüp, beklenilip,aranmaz, umulmaz ........

Yeter ki, insan, önce kendine, sonra hayata dürüst, içten pazarlıklardan arınmış, riyadan örselenmemiş, kirlenmemiş, kirletmemiş hallerde, doğallığın sarıp-sarmalayan lığın da, güvenle ömürleri bezeyip, kavrasın ......!

Bundan yoksunluğun, başlı, başına dert ve  başı ağrıtan unsur olmuşluğun da ....

Önce, kendine olmacasına, karşındakilere sevgiyle gitmeyi bilip unutmasın ......

Çıkmaz sokaklara, çetrefilli sapaklara sapmasın ......

İçtenlikle düşünüldüğünde, bu bile, başlı, başına ayrıcalık, kazanım ve zenginlikle, iç dünyanın hazinesi olarak, çoğalan bereketli cevherdir, renktir, nimettir, nimet .....!

Hallerimin böyleliğin de,mevsimsel köklü kalıcı, iç açıp, huzura beşik olan bayram temizliği, eskilerin betimlemesiyle, dipten, kapıya, boya- badana güzelliği, kireç,  su ferahlığı sunup,                                          yaşatmış lığın da .....

Ne kendimi kandırıp, nede kendimden çalan hallere düşmeden, ziyansız-telef siz, arı-duruluk da .....

Ömür  çarkının, duygu çıkrığımın, rutinde işlevsellikle ahenkle, bereketle dönmüşlüğün de.

İnsana ve hayata dairliğinde, hayatın parçası, uzantısı olmuşluğum la ....

An gelip, davetsiz misafir arsızlığıyla ömür kapımı aralayarak, olmadı, çat kapı hallerinde arsızlıkla, pencereden, bacadan, olmadı ....

Entrika ve dolambaçlı edalarla, arka kapıdan, görünür, görünme yerlerden ve hallerle, kısmetimdeki tasadan,  kuşku ve ziyandan payıma düşeni almamdaki  .....

Netameli, hınaza, buyurgan ve dayatmacı hallerinden, ruhumu saran, gam,kasvet ve betlik'le, eteğime dökülen taş, gönlüme ateşle, gözümde çoğalan yaş ve ağzımda yayılan, tarifsiz kekremsilik ve acıdan .....

Hasılı, çile, cefa olup, çıkmışlığın da .....

Yadsıma yada istememe irade, tavır ve kararıma aldırmadan yani, özcesi beni zerre kadar iplemeyerek bildiğini yapanlığında ...

Ümüğüme basıp gam kotamı fazlasıyla kullanmacasına, üzerime, ömrüme serpiştirilen hengame, tasa ve nafilelik'den ne bir eksik ...

Nede bir fazla olmamacasına, ömrüme ağmışlığında ......

Beni, benden çalıp, ala-bora eden kasırgalar, tufanlar, dinip ...

Ruh ve gönül ummanının Eftalyaları sere-serpe yayılıp, adeta kuşatmalarda, gönüllerince fink atarak .......

Bende, tasadan değil kırıntı, zerre iz kalmaz hallerde ...

İçim, dışım, aklımın arka karanlık ve çıkmaz sokakları bile, bundan payını fazlaca  alarak, süt-liman duruluğa ve huzur saçan çarşaf güzelliğiyle, albenisine bürününce .....

Uzanır elim, umuda, huzurla, güven ve  coşkuyla, yar eline, beline, zülfüne, hasılı alenen dokunmacasına, yüreğine uzanır gibi ....

Yarin kokusunun sinip, aşka meyli mi artırıp, yürüyüşümü hızlandırarak, çoğaltmacasına ...!

Yar elini tutar gibi, yar elini, tutar gibi ....

Bu tarifsiz güzelliklerde .....

Cemre düşer, ömür toprağıma, aşk, aşk,aşkla, tarifsiz hazların, vecdlerin, esriklikle, mestliklerin saadetini, gönlümce, doya, doya yaşamacasına .....

Gönülden, gönle  var olan gizli yollara düşürüp, hazzın o, gizemli kapısını aralamacasına ..

Uzanır ellerim huzura, huzurla, aşkla sevgiyi taçlandırarak ......

Yar elini, tutar gibi ......

YAR ELİNİ, TUTAR GİBİ ......

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

08 / 05 / 2021 - Cumartesi

 

Saat; 17_44


 

SÜRDÜ KİLİDİ, SÖNDÜRDÜ KANDİLİ ......!

 

'' -  AYNALARA SAPLANTILI, PARA ANORMAL FETİŞİST, UCUBE SURETİNE BAKMALAR DAN, KENDİNİ, ALAY-I VALA GÖRMEKTEN MUZDARİP, SEVİNCİK DELİSİ KESİLİP .........

İÇİNE DÜŞTÜĞÜ MAĞRURLUK, KİBİR SAÇAN, DEV AYNALARINDA, KENDİNDEN GEÇEN

KENDİNİ KADI, MAHKEMEYİ DE, KADININ MALI, MÜLKÜ SANAN, SAYAN BENCİL .....

GUDUBETLİK  FIÇISI, SIĞLIĞIN, ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜN PİRİ, .....

<< - AYNAROZ KADISI KILIKLI (!) >>

NÜFUZUNU, MAKAMINI, GÜCÜNÜ, KÖTÜYE, RANTA, BELAYA- GADAYA KULLANAN ...........

HİLKAT GARİBESİ, İNSANLIK KAÇKINI, DELİ DUMRUL KILIKLI .....

MAZLUMLARIN CELLADI,  TESCİLLİ RİYA ÇANAĞI, İÇTEN PAZARLIKLI, FİTNE-FESAT, NARSİST BAĞNAZ, HORTLAK SİNAMEKİ ........

İÇTEN PAZARLIKLI, FİTNE-FESAT, NARSİST BAĞNAZ, HORTLAK SİNAMEKİ .......! ''

 

SÜRDÜ KİLİDİ, SÖNDÜRDÜ KANDİLİ ......!

 

Ayran gönlümün, hey heyliğinde, kabarıp, taşıp, kabına sığmamış'lığın da ......

Hayatımı zehir, dünyamı Kabir yapan'lığın la .......

Düpedüz, müstahak'lığın da .......

Ruhumun .....

Pervasız gönlüme, ayak uydurup, hatta ......

Onunla, aşık atmaya kalkmış lığın da  ......

Anlaşılan o'ki .......

Çatladı, sabır küpü ....

Görünmeyenliğinde birileri, gocundu bu halimden ......

Alemlerin, bir yerinde, hayatın karanlık zulasında, olmadı, derme-çatma küf kokulu, iç karartan merdiven altlarında tüneyip, sırtlan kesilen, birilerinin .....

Beni ve bencileyin, << - Duygularıyla, ruhu dizginlenemeyen, aklı, ipe-sapa gelmeyen .....

Kabına sığamayıp, dünyaların dar gelmişliğin de .....

Olur'u, olmazı, hele ki de halini, beğenmeyenlere .... >>

Dahası ....

Ben garibim misali, Leylim akıllı, sıklıkla iki arada- bir derede kalma hallerini görmekten, gözleri yuvalarından fırlamış ....

'' - Dur-duraksız'lığın (!) '' Tüm hallerini, pek tabii ki melanetliği ile, çilesini, ceremesini tadıp, diyetini, ağır mı ağır ödeyerek, yaşayan .....

Namlı mı namlı, üstelikte tescilli, MUHALİF, SAKINCALI, pek çok KARANLIK ŞER ODALARIN MİMLİ MÜPTELALARINA, MUZUR ÖMÜRLÜ GELEN, GÖRÜNENLERE ......

Pek değil, hiç mi hiç tahammülü, toleransı olmayan, O, GİZEMLİ, TUMTURAKLI .....

Aklı sıra, aklı evvelleri, hele, hele de becerebilseler, hayatın, düzenin, kişilerin iplerini, idarelerini elinde tutmayı, pek sevip, yaşam biçimi yapıp, iş edinen .....

Kendi dışındaki ömürlere, hayatlara, dünyalara, kültürlere, değerlere  ....

Hele ki de .......

Ben ve benim gibi, << - Çalkantıda, ceviz kesilenlere, kemiğini kemirtmeyen, boyunlarına yuları, kafalarına torbayı astırmayanlara ...! >> Musallat olup ......

Kudretini, azametini, heybetini gösterip, çile çektirmeyi, dünyayı dar getirip, böylelerine, dünyanın kaç bucak olduğunu her fırsat ve ortamda gösterip ......

'' - Kendimden başka, kuş tanımam ..! '' Ukalalıkların da ahkam keserek, gücünü, forsunu dahası, zulmünü güçsüzlerde gösterip, arz-ı endam ederek ......

<< - ALİ kıran, baş kesen ..! >> Zorbalığını yedi düvele kanıtlamaya meraklı, burnuna sırıkla bok yetişmeyen edalarıyla .....

'' - Kasım, kasım kasılıp, fors atmayı, adamlık sayan . '' Karanlıklar efendisi, korkunun kralı..

Bulduğu her fırsatta '' - GEDİK AHMET PAŞA '' Tavrıyla, kanlara girip, canlar alarak,

ARNAVUT İNADINI, GEDİKLİĞİ kimselere kaptırmamakla övünerek,  tarihi gerçek bilinmese, neredeyse ....

Kendini, GEDİK AHMET PAŞA ilan edecek kadar, saplantılı, Zebani müsveddesi .......

KASIM PAŞALI DİNGO olmakla övünürken, kazdığı kuyulara düşürdüklerine  acımasız.. Ömür kitabında, her herze yazsa da''- İNSAN GİBİ İNSAN'' Yazmayan, kendi kazdığı kuyuda, boğdurulup, öldüğünde kanının donup, akmadığı martavallarıyla kötü ününe, ün, siciline, seceresine, << -ALEM DIŞI, GULYABANİ YARATIK .>> Yazdırtacak kadar, girift, alengirli ....

Yetmedi, dahası bir o kadar da, İŞKİLLİ, KUŞKUCU, KÜSTÜM OTU KILIKLI PAŞA  namıyla anılmasına sebep olacak kadar da kapalı kutu, zehri içinde, alası- turası çok ....

Gelin, görün ki bu kuşkuculuğuyla KORKU NÖBETLERİNDEN MUZDARİP PARANOYAKLIK DA SINIR'SIZIN TEKİ OLUP, ÇIKAN KİMLİĞİYLE .....

Karakteristik HASET KADI kılıklı, egemen ve muktedir güç odağı, ŞEYTANIN VEZİRİ, MELEĞİN YARDAKÇISI olup, çıkmış teki ....

Kendine yakışanı yapıp, işkilliliğini icra ederek ......!

Üşenmeden, homurtusuna, homurtu, genirtisine, genirti katarak ....

Osuruğuna kavilik de, ortalığı, kokuya belemek ten geri durmazlıkta ....

Yaldır-yapa lak, yelken-kürek hallerde, celallenerek, karnındaki buğz saçıp-dökerek ortalığa, uzandı, kırılası eli, söylendi kopasıca, kem dili, öfkeli hallerinde ....

Acımasızlığı, gaddarlığı, Alamet-i Farikası olmuşluğun da .....

Sürdü, kilidi .....

Söndürdü, kandili .....

Sürdü kilidi, söndürdü kandili ........

SÜRDÜ KİLİDİ, SÖNDÜRDÜ KANDİLİ ......!

Homurdanıp, diliyle-dişi arasından, kuzey yelinden de beter, ayaz saçarak..

İhmal etmeden, söylendi durdu, bu arada, patlamış mısır sesi  kaplasa da ortalığı, itibar etmedi  buna, bizim KÖTÜLÜĞÜN EFENDİSİ ....

<< - Madem ki, anlamıyorsan dilden, işmardan, ikazdan, ihtardan, boşa demezler bilesin ki  .....

'' - Nush İle Uslanmayanı Etmeli Tekdir Tekdir İle Uslanmayanın Hakkı Kötektir ...! '' Lakırdıları havada uçuşurken, kavradı öfke ve ceberutluk la kilidi, bizim alametli, haşmetli .

AYNAROZ KADISI kılıklı SİNAMEKİ ......!

AYNAROZ KADISI kılıklı SİNAMEKİ ......!

Gecenin karanlığına karışan, tiz ve ürkütücü Baykuş sesi gibi dağılıp, dalgalanan sesiyle ....

Öfkeye kesmişliğin alameti, burnundan solumalar arasında, sürdürüyordu hala, diline doladığı, kükremeler ile bölünen, söylemini ....

<< - Sen ve senin gibi Tokattan, falakadan, hasılı .....

Layık olduğun ezadan, almalısın payını, bilmelisin haddinle, Hanyayla, Konya'yı .....

Şimdi, çek bakalım cürmünü .....

Elinle yapıp, kıçın la yıkıp, burnunun olmadığı deliğe, kafanı sokmaya kalkıp, üstelikte, haddini fersah, fersah aşmışlığın, ceremeye, köteğe alışmışlığın la ...

Sanır mısın ki, dayağa şerbetli, çileye ve azaba aşinalık, kurtarıp, iflah ve ihya eder mi, seni ?

Diyerek ve arkasından, ağzına, diline sökün eden, daha beter ve ağır sözleri .....

''- Sanma kendini sahipsiz, başını yularsız, sırtını, palansız, eşek'sen, bil eşekliğini, çüşe, çök, dehe, yürü ...!

Gör bakalım, nasıl tımar edip, dar getirirmiş, dünyayı, birileri, sana ve senin gibi mendeburlara .....'' Dedi ..........

Beceremeyip, kontrol edemediği öfkesinin .....

Tıpkı, gece karanlığı gibi katmer, katmer çoğalarak ....

Heybetle, dalga, dalga kabararak, nefretin, gecenin sükunuyla, huzurunu boğup, yok etmişliğin de .....

Ve, ardı sıra .......

Hışımla, haşmetle daha da beteri TAVUS KUŞU gibi çirkin ve bet, ciyak,ciyak çoğalan ....

AYNAROZ KADISI kılıklı SİNAMEKİ' nin, çoğalmakla kalmayıp, kulak tırmalayan, beyin uğuldatan sesi .....

Tavrına, edasına, hele, hele de höykürüp, homurdanmasıyla ....

Gök gürültüsüne misliyle fark atıp, onu bile sollayacak, yüksek parazitli, pazar çığırtkanlarını aratmayan sesine, ağzından saçtığı salya ya, köpüğe ve ....

Sinire yenilgiden kısılarak mercimek tanesine dönüp çıkan, göz çukurunda yiten gözleri ve çürük patlıcanı çağrıştıran, yüz rengine, uygunlukla ....

Sallanarak, yükünü almış DİLENCİ VAPURU gibi ....

Gecenin içinde karaltı, karaltı çoğalarak, abanarak üstüme, üstüme ....

Ha devrildi, ha devrilecek hallerdeki, sarsıntı ve sallanışlar la, geçerek kendinden ......

AYNAROZ KADISI kılıklı SİNAMEKİ, Sürdü kilidi, söndürdü, kandili .......

Sürdü, KİLİDİ ....

Söndürdü, KANDİLİ .......

SÜRDÜ KİLİDİ, SÖNDÜRDÜ KANDİLİ ......!

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

08 / 05 / 2021 - Cumartesi

 

 

 

Saat ; 02_20

6 Mayıs 2021 Perşembe


 

Tutku hayatta var olma savaşı irade ve güdüsüdür ..

Tutkuyu, apış arasına indirgeyip, sıkıştıran, sığ ahmaklar, kendi noksanını bile fark etmekten aciz, etçilik ile ilkellik arasında, zaman tüketip, ömür çürüten, hayatı ıskalayan embesillerdir ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ

İmmenstaad/ Almanya

05/05/2021- Çarşamba

Saat ; 01_08


 

Kırılgan ruhlar, yapraklar üzerindeki çiğ ve kırağılar gibidir ...

Güneşi görür görmez, direnmek'sizin, eriyip yok olan çiğ ve kırağı gibi .......

Göğüsleyemeyeceği durum yada beklenmedik zorlukla yüz, yüze kalan kırılgan ruhlar, baş edememişliği, çözülme ve yenilgiyi tez kabullenen karakterleriyle, kendi çizgileriyle, kararlılık ve güçlü tavır koymak, sürdürmek yerine ......

Koşullara ve dayatmalara beklenmedik şekilde, çabuk boyun eğerler ...

Buda kişilerin edilgen hal ve yönlerini belirgin kılarak, açığa çıkartır ...

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ

İmmenstaad/Almanya

06/05/2021- Perşembe

Saat ; 20_50

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...