19 Kasım 2021 Cuma

NEFSİNİN ESİRİ ..... DUYGULARININ KÖLESİ OLUP, ÇIKALI ...... << - MECALİNİN KESİLİP, YAŞAMA SEVİNCİNİN TÜKENMİŞLİĞİN DE .... >> '' - AHIYLA-VAHI KALMAYAN, DUMANI BİLE ÇIKMAYAN, ATEŞ ESKİSİNE DÖNDÜN ..... ATEŞ ESKİSİNE .........! '' Teşbihte, hata olmaz kelamının ışığında ve yeri gelip, doğru seçilmişliğin de ...... Adeta, CUK OTURAN benzetmeyle ...... << - Kelimenin tam anlamıyla.....>> '' - Ağrımadık başına, çaput sarmışlıkda ...! '' Nefsinin esiri, .... Duygularının kölesi olup-çıkalı ..... İsteklerine amadelik de, hemen, her gün hatta an, çılgınca seyirt'melerle, senlik'ten çıkıp, bitap düşmecesine ..... Eskilerin deyişiyle '' - Gündüzler çuvala'mı girdi '' Dedirtecek hallerdeki şuursuzlukla ..... Gecenin- gündüzüne, akının, karana, günlerinin birbirine karışıp, çıkmışlığın da ..... Uçan kuşun, gölgesinin peşinde helak olan, kediye- köpeğe nispet yaparcasına, kendini paralayarak ....... Gölge peşinden koşmalar da, helak olduğun, ona uya, uya olağanı terk edişin diyetini ....... Düpedüz ve milimine, dibine kadar olmacasına, hayatının mahvolması, kararmasıyla, ödeyenliğinde ....... Sanki, başına gelenler azmış, bela-gada yetmezmişcesine, beraberinde duygularının kölesi olup-çıkalı ....... Sen, senliğini, kimliğini, kişiliğin, hasılı ........ Haysiyetini yitirdin, haysiyetini .......! Benzedin, amansız kızgın fırın ateşinde kavrulup, pişecek çömlek çamuruna ...... Tepelen din, çiğnendin, ezildin-bozuldun, kırıldın-dökül'dün, oynanıp-sıkıldın, eğilip-bükülerek, kesilip-biçil'din ......... Halden, hale, şekilden, şekle girdin, helak oldun, helak ........! Kendini kaybetmişliğin de her şey olup-çıktın ..... Bir tek ..... Bir tek ...... Bir tek, kendin olamadın, yit'tin, yitişini fark edememişlik de ... '' - Zor, oyunu bozar '' Denilen hallerin başına gelmişliğin de, yenildin sen, sana ve amansız, acımasız, ceberut hayata ....... Mecalinin kesilip, yaşama sevincinin tükenmişliğin de ...... Yağmura-yaşa, suya-sele, kara-buza boyun eğip, yenilip, sönen ....... Koru, alevi, külü, dumanı, esamesi, hatta, ahıyla-vahı kalmayan, dumanı bile çıkmayan, ateş eskisine döndün ..... AHIYLA-VAHI KALMAYAN, DUMANI BİLE ÇIKMAYAN, ATEŞ ESKİSİNE DÖNDÜN ..... ATEŞ ESKİSİNE ........! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 18 / 11 / 2021 - Perşembe Saat ; 15_40
 

18 Kasım 2021 Perşembe

Ve bazen de bağıra bağıra konuşmayı öğretir .

Anlayanın anlamak isteyen'inin olmamış'lığında .

Sessizlikle çığlıklarını duyuramaz'sın..

Onu duyumsayacak ,duymak isteyen ,kulaklarını değil gözlerini bile kapatıp görmek istemeyen o, kadar çok insan geçinenler var ki.
O zaman, çığlığı atacaksın ..!
Öyle bir çığlık atacaksın ki o, içinde ki sessiz çığlıkları da yanına katacaksın ..
Yoksa bu sefil hayatta seni bir kenara bırakıp senelerce halini hatırını, soran olmaz .
Sessiz çığlıkların la gömülür gidersin yaban ellerde..
Gömüverirler kara toprağa..
O'da aranır,sorulur, görülüp,bulunursan ..
O' da, nasipse .

Onun için, hayat sana bir şeyler dayatmaya kalkıyorsa sen kapıya ayağını koyacak ,direneceksin.
Yok öyle pes etmek..!

Çığlığın yedi cihanı kaplayacak ki varlığın bilinsin.
İnsanlar ruhsuz,insanlar bencil,insanlar vurdum duymaz,insanlar sevgisiz..

Hep bana ,Rab bana teraneler'inde.
İstisnalar her zaman ki gibi kaideleri bozmaz.
Ama sayıları o kadar az ki o, sevgi dolu duyarlı yüreklerin..

Onun için, sessiz çığlıklar değil, olabildiğince sesli çığlıklar atacaksın, dayatmalara karşı, pes etmeden !

Ben buradayım diyeceksin .
Haydi sıkıysa gel üstüme hayat, haydi gel ..
Ama tüm dertlerinle değil..

Bir, bir ,sırayla gel.
O zaman göreceksin ey hayat, sen mi yaman, ben mi yaman ?
El mi yaman, ben mi yaman ?
O zaman göreceksin, dayatma ne imiş...
Ey hayat ..
Ey hayat gelme üstüme ,üstüme ..
Uğraşma benimle öyle bir haykırırım ki, şaşarsın..
Çığlıklarım arz dan arşa yayılır, korkarsın .
Arz dan, Arş' a yayılır korkarsın..
Korkarsın..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ /İSYANİ
 


 Duygular, yüce dağ yamaçlarını kaplayan, için, için eriyerek bereketli sulara dönüşen karlar gibidir .

Eriyen kar nasıl, toprağın bağrındaki hayatın can suyu oluyorsa, duygularda yaşama sevincini ve umudu besleyerek ömre ve ruha hayat verir, insanın hayata daha sağlam ve güçlü tutunmasını sağlar ....
Zaman içinde ömrün bağrında ömür ve hayatın içinde yeni hayatların doğmasına zemin hazırlar ...
Duyguların en belirgin can düşmanı karamsarlık,kötümserlik, neme lazımcılık la,boş vermişlik ve mış gibi davranarak kendini kandırmak ve umutsuzluktur...
Duygular ölüp, yit'tikçe,insanlar yaşayan ölü cana dönerler ...
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 

TAŞ MERDİVENLER...

Merdivenler içti yüreğimin yangınlarını ..
Ateşler kusan bedenimin, hararetini ..
Zamansız ve apansız ayrılığın böylesine yakıcılığını ..
Yaşayarak öğrenmesem, inanmazdım asla...
İnme indi adeta, yüreğime,
Viraneliğimde kasırgalar esip, depremler oluyor bedenimde, ruhumda ..
Kayıyor taş merdivenler ayağımın altından, adeta ..
Beterinde, beteri var halleri bu olsa gerek ..
Üstüme, üstüme devrilip ...
Yıkıntıların altında, kala kaldım ..
Herkes bir beden görse de, dışarıdan bakınca ..
Gözleri aldatan halime bakıp, kanmayın ..
Ben, burçları yıkılmış hisar eskiliğim ile ...
Bir et külçesi, bir kemik torbasından ibaret, biçareyim şu anda ..
Beni anlasa anlasa, şu merdivenler anlar ..
Yıllardır, böylesi hallere aşinalığıyla ...!
Böylesi hallere aşinalığıyla ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen /Almanya

25/10/2016

Saat:19_40

 

17 Kasım 2021 Çarşamba


 

BAZEN, SUSKUNLUK'TADIR, SÜKUTLA, SÜKUNDA YATAR VE GİZLİDİR ........

'' - YANITLARIN EN ÖZLÜ SÜ, DOĞRUSU, İÇ ACITIP, CAN YAKAN GERÇEKLİĞİ .......! ''

 

 

 

<< - Derse ki, biri size,  '' - Hayat, hayat deyip şikayet etmekten bıkmadığımız, ne yaptı sana ? ''

'' - Küheylan'lığında dört ayak altında ezdiği yetmezmiş gibi, birde ama canı istedikçe ama canı sıkıldıkça, olmadı damarıma basmaca'sına, çifteleri ile pestile çevirdi ...

Yamulttuğunun yetmezliğine hükmettiğinde de, eleğe, kalbura döndürdü, en sonunda, unu elemişliğim de, astı duvara .....!

Daha ne dememi beklersin ? ''

Sonrasında da, eğer ikna ve tatmin olmamışlığını okursan, karşındakinin buğulu gözlerinden, deyiver ona ...

'' - Sıkıysa, şu feri yitmiş, boz-bulanık bakan gözlerinle, bakıver aynalara ...

Yüzündeki derin çizgilerle, değirmende, una belenmiş gibi yahutta kar yağmış gibi duran, ak saçlarının öyküsünü dinle....

Anlatsın onlar, sana ...

Feleğin ve hayatın, seni neye çevirip, pabucunu eline nasıl verdiğini, onlardan dinle  ...''

De, suskunluğun mührünü, vur dudaklarına ....

Bak gör bakalım, karşındakinin fermuarı bozuk dudaklarına, onlar döktürdükçe senin kisi ne hale giriyor ?

Sadece, tebessüm et ve onu mahcup etmeme hoş görüsü, ulviliği ve olgunluğuyla, onu öyküsüyle baş, başa bırak, geç git ......! ''

İlk karşılaşıp gördüğünde, onun nasıl dut yemiş bülbül kesildiğini fark edip, gördün ise, bil ki .....

O, Hayat öyküsünü yüreğine oturup, gönlüne yer etmecesine ve onu kahır ağacına döndürmecesine , güzel dillendirip, gerçeği ayan-beyan anlatmışlar ona .........

Bilesin ki, yüzündeki o derin çizgilerle, aka belenmiş saçları ...

Aka belenmiş saçları .......!

Fazla söze, ne hacet ki ?

Bazen, suskunlukta dır, sükutla, sükunda yatar ve gizlidir ....

Yanıtların en özlüsü, doğrusu, iç acıtıp, can yakan gerçekliği .....

Her dem yadında tutmaca'sına bilesin ki ....

'' - YANITLARIN EN ÖZLÜ SÜ, DOĞRUSU, İÇ ACITIP, CAN YAKAN GERÇEKLİĞİ ....

BAZEN, SUSKUNLUKTA DIR, SÜKUTLA, SÜKUNDA YATAR VE GİZLİDİR ....! ''

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

17 / 11 / 2021 - Çarşamba

 

 

 

Saat ; 14_00


Not _Değerli Yıldız KENTER ve Müşfik KENTER üstadlarımızın ruhları şad ,yıldızlar yoldaşı olsun.Işıklar içinde uyusunlar...Anılarına saygıyla.. 

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...