GADELİ MİYASE .......!
Her duyguyu, yaşanmışlığı, sevinci, hazzı, elemi, gamı sardım, sarmaladım, çıkın ettim, ömür dağarcığıma ...
Yazıp, döktüğüm, silip-bozduğum, okuyup, okuyup inşaa ettiğim binaları, dönüp, dönüp yine okumuşluğumla ...
Kah, yeniden yıkıp, yaptım...
Kah, sığındım elemin kuytusuna, döndüm baktım, ben, bana çetrefilli hayat yolunda, yolculuğunda ......
İbrişim sanıp, sardıklarım kah keten,kenevirden urgan, kah pamuktan iplik çıktı ...
Elimde-avucumdz tutam, tutam hüzün le, avuçlarda dolup taşan göz yaşları ve ıslak kirpiklerle, yorgun, nemli eller kaldı .....
Gönlüm, ipek atlas çekip, umarken, basma,pazen hatta, an geldi yok pahasına kaput'a fit ve kul odum ...
Hem de,al bulmuş Mağribi kesilip, sevinip, oynamacasına ......
Aza kanaat etmeye alışmışlığımdan, çok hiç yakın semtime uğramaz oldu.
Ne zaman ve hangi ara güldü şans, kısmet, bahtla, hayat bana hiç bilemedim ?
Yada, birbirimiz yabanlığımızda tanıyamadım ben onu....
Hiç mi hiç bilemedim NEYİN NESİ'dir, KİMİN FESİ'dir garipliğimde ....
Ya o geldiğinde, ben yoktum ......
Yahutta o, tez geçip esti gitti, ben yetişemedim, ıskaladım, koşsam da önü, ardı sıra ......
Bundan olmalı ...
Ne vakit '' - Biri mi, iki edeyim, darda, tasa da yedek akçem olsun, dedim se .......
Yetmezliklerle, telefliklerde yitti, gitti elimde avcumdaki de,döne,döne müflis tüccara döndüm.
O gün-bu gündür SEFİLLİK DÜŞMEDİ ÖMRÜMLE,YAKAM DAN !
Ondandır sık, sık eski defterleri karıştırmaktan, kendimi alamadım müflis bakkal lıktan kurtulamamışlığımda ......
Demişlerdi, duymuştum, zamanın behrinde ...
'' Aylak bakkal, Taşak tartar.''Laf-ı güzaftan öte geçemedi duyup, dinleyip, <<ACABA MI Kİ '' diyerek yaptığım mülahazalar....
Ne oldum, Aylak Bakkal nede, tarttım Okkalısından Taşak .......!
Hasılı, uzun lafın kısası şunun, şurasında anlayacağınız, adımın çıkmışlığında ONMAZLARIN DOKUZU'na, İNMEDİ GİTTİ SEKİZE...
BÖYLE YAZMIŞ YAZIMI, YAZAN, KALEMİ KIRILASI .......!
Kara desem.... NANKÖRLÜK,
Ak desem ..... YALAKALIK yahutta ÇOK BİLMİŞLİKLE, ÇALÇENELİK , UKELALIK OLUR, diyerek .....
Hep ben kala kaldım, İKİ ARADA, BİR DEREDE, ORTA YER KÖÇEKLİĞİNDE DÖNDÜM, DOLAŞTIM, OYNADIM KARŞILIKLI, GÖLGEMLE .......
Şu alingirli alemde, ELE, salkım, salkım, olmadı HEVEK, HEVEK ÜZÜM ....
Banaysa, KÜKÜRT'Ü, TOZ'U,TOPRAĞI ÇÖP'Ü, ÇİLPİZ'İ KALDI .....
Hatta olmadı demeyin an geldi avucumu yalamışlığımda kala,kala kocamanından ÜÇÜN, BİRİ kaldı .....!
Onu da göremeden, el aldı, yel vurdu, sonuç ta ebediyen KARA TOPRAK aldı ......
Şimdi, tek tesellim kaldı ...
Ya, aşarsa Tavşan, Dağı, ya çıkarsa Balık Kavağa, düşecek elbet bir günde bana talihin hası, Armudun iyisi, Ayvanın sarı mı sarı tüylüsü ......
Demezler mi ?
'' - Ayvayı enayiler, Armudun iyisini Ayı lar yer...
Kısmetin iyisini, Çirkinler bulur ....! '', Diye .......
El-alemi geçtik hısımımın, akrabamın hatta laf aramızda Üvey anam Haççe gadının demesine göre....
'' -Serde bu ayılıkla, çehre de, çirkinlik oldukça, eminim ki daha çok ıskalarım ben hem hayatı, hem de mutluluğu .......!
Bire çok, ikiye azlıklarda kısmetimden kalan paya razılıklarda ..
Güdük eşek kuyruğu misali ne uzayıp, ne kısalmış' lığımda''Bekliyorum ki,
bir gün dönecek.....
Mutlulukla, Şans da, Kısmet te bana, diyerek ...
Züğürt tesellilerinde kala, kala kalan .....
Zıkkımın köküyle, Ziftin Pekin'i yemelerde....,
Adımın, evvel Allah, SEKİZ'E İNMEMECESİNE, DOKUZ'A ÇIKMIŞLIĞINDA .....
SONUN DA OLA, OLA oldum çıktım, Göynümüş Muşmula .....!
Namımın, ünümün-sanımın DOKUZ KÖYE, yetmedi ....
Altı karık Bostan dan da büyük Şu KOS KOCAMAN KASABA YA, şan ve mal olmuşluğunda ....
Mahalle içi ,mahalleliler arası, Camdan, cama muhabbetlerde .....
Yada ve daha çok ta, kapı önü, ardı .....
Olmadı, bununda kesmemiş' liğinde işin boyutunun devasalığında...
Ayak üstü FİS-KOS'larıyla, Kapı Eşiği dedikodularında .....
Sıkı sıkıya tembihlerle ve verdirilen yeminlerle ....
<< - Laf aramız da, vebali boynuna .>>Deyip, onca dedikoduyu edip-koyup.
Lakap, daha da olmadı...
Ad, ağman, kulp ile ünvan takmışlıkla, dedikodu kumkumalarının bolca, dediklerince ...,
El diline düşmüşlüğümle, şimdiler de oldum çıktım......
'' - Ne gülen, ne sırıtan, insanların canını, iliğini, dahası .....
Her tuttuğunu kurutan .....! ''
Kuruların, Ev'de kalmışı, KAŞIK DÜŞMANI, Müzmin KIZ KURUSU, PESTİL EZMESİ, AHU DUDUSU, << - GADELİ MİYASE >> 'si ....
KURULARIN, MÜZMİN KIZ KURUSU, PESTİL EZMESİ , AHU DUDUSU Nam-ı değer, GADELİ MİYASE ...
Oldum, çıktım, GADELİ MİYASE ......
GADELİ MİYASE .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
02 / 06 / 2023 - Cuma
Saat ; 16_10