17 Mart 2015 Salı

BU ÇARK, HEP BÖYLE DÖNER ...


Sırrın, nefese,
Nefesin, sura üflenmişliğiyle ..
Bina edilmişliğinde canda ruhun ...
Ruhta, aşkın can bulmuşluğunda ...
Canların, rengarenk çiçek olup açmışlığınnda ..
Havanın, suyun, ateşin sarmal olup..
Toprak ananın bağrında, herc-ü merç olup karışmışlığın da !
Özün, köze ,
Közün cana ..
Canın, dara ...
Gönlün, nara ..
Canın, cefaya ...
Bedene, canın ..
Cana, cananın ...
Cana, ömrün ..
Ömre, aşkın düşmüşlüğün de ..
Aşkın, ilahi yolculuğunda
Aşka düşen, her ömrün mihnet ve çilesi ..
Çilesinde, demlenip, meyleneceği ..
Gamlanıp, yanacağı ..
Yandıkça seveceği, vuslata ereceği, çilegahı ...
Her çileli ömürle, başın, bir çileci başı .
Bir de, tükenen ömrün, olgunlaşan ruhun, mekanı .
Sırlara ermiş ruhlara, sırdaş, çilehanesi vardır ..!
Türablığında, ömrün
Viranlığında, gönlün ...
Yıkanıp, arınması ..
Dövülüp, savrulmasıyla ..
Ruhunun soyunmuşluğun da ..
Ele,dile, bele sahip çıkmışlığıyla .
Yele, yola, cana yoldaşlığında ...
Çilede kavrulan, ruhun ...
Savrula, savrula dağılmasıyla, zerre, zerre .
Efkarı göğe, figanı yele karışır ...!
Azabın özü, ateş ......
Sabrın ödülü, vuslatta azadlığıdır, ruhun ..!
Ondandır ki,
Hamlığın da yanma, çiğliğinde pişme ..
Kemale ermişliğin de, aşk-ı kevser şarabını içebilmek için ..
Soyunmuş ve yola revan olmuşluğuyla, ruhun ..
Üryandır alemlerde, gizemlerde, o, cana ..
Ödülün, emsalsizliğindeki, albenisiyle ....!
Gönüle aşk, yüreğe ateş düşmüşlüğüyle koyularak yola..
Ömrü divaneliğe, bedeni, türablıklara vurulur ...
Vuslat uzadıkca, üzülür canlarda, ruhlarda ..
Kıvrım kıvrım kıvranarak, gün tüketir, ömür eskitir, ömür, beden ..
Çilegahın, ketum ve keşfe değer ömrü noktalanır ..
Çilehanenin loşluğunda ve alemlerden alemlere uzanan, boşluğunda ..
Bir nefes üflenir, neyler le ruha ..
Savrulur ruh, halden, hale ...
Neylerle yüklenir, meylerle süzülür ,
O ilahi aşkın huzuru, çilegahın ruhuna ..
Yolun ıraklığında, mihnet ve zilletin çokluğunda ..
Mevkisi kıdemlenir, kademlenir ...
Gün-ü mahşerde, makam-ı huzurda ..
Lebler, sufilikte meyi, aşkla bade, bade tattıkça ..
Geçerler kendilerinden, aşkın narında, yana, yana .
Gün döner, zaman döner ..
Irağa giden, kervan döner ..
Gün gelir, canlığında, ruh-i ömür, Şah-ı merdanına ..
Beden, cismaniliğinde suya, toprağa, küle döner ...
Devrilince toprağa, bedenler ..
Azadlığında ruhlar ...
Makam-ı, arş-ı alaya, erer ..
O zaman, ne çilehane gerek, nede mey ...
Gönüllerin, mürvete ermişliğin de ....
Dillenir nefes, nefes, ruhlarda ney ...
Hiçliğin şadlığında, çokluklara erilir ..
Bezm-i alemleri tavafta ...
Arş-ı alada katman, katman olsa da, makamlar ...
Açılır perde, kalkar mesafeler, aşılır merhaleler ..
Zorun kolay, ırağın yakın kılınmışlığında ...
Alemlerden, alemlere, bir nefeste erilir, bir nefesle geçilir ..
Alemlerin sırrı, alemlerin semasında, semahlarda seçilir ..
Sırların sarmallığında, özde yanan, nurda dır, gizem ..
İşin sırrı ruhta, ruhun sırrı alemde, alemlerin sırrı ilmin nurunda ...
İlmin ruhu, adap-edep ve tevazuda kendini bilen candadır, canda !
Canda, ilimde, sineyi kafeste saklıdır ..
Cevheri aşktır, onun özü ....
Sevgidir, özün, közü !
Közün narlığında, kafesin darlığında, menzilin ıraklığında ..!
Zamanın kıtlığında, çarpar durur, yürek hücre, hücre aşk ile aşka ...
Gönüllerin sırçadan saraylığında, ruhlar koyulur tavafa ...
Kabeninde, Kıblenin de, insan oğlu insan olmuşluğun da !
Selam ile salah ile, döner canlar, semah ile ..!
Canlar döner, canlar, yanar .
Canlar semaha durur, can cana lığın, çanağında
Gün olur, devran döner ...
Semahlarda dünya alem ...,
Alemlerde semahta, ruhlar döner
Et- kemikliğinde, beden, ömür ....
Ömür, çile ....
Çile, çilehane ..
Çilehane, sabırla ..
Salah ta azadlıklara erecek, yeni çilegahlar bekler ...
Tasavvuf denen bu gizemli alem,
Böyle gelmiş, böyle gider ..,
Bu çark, hep böyle döner ..!
Bu çark, hep böyle döner ..!

Erdem YASSIBAŞ
Altınoluk/ Edremit
17/03/2015
Saat;01_32

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ONDANDIR.. Bir sendin.. Bir de ben .. Hayat mektebinde , sınıfları geçemeyen.. Ondandır, adımızın ,''Baki '' ile ,'...