31 Aralık 2016 Cumartesi

TIPKI, ŞEYTAN GİBİ ....!
Adına '' - HAYAT '', denen bayrak yarışından edininlen deneyim .. Ve,arda kalan birikimle eriştiğim o mutlak sondan .. Dönüp gelememişliğim ve hatta ardıma bile bakamamışlığıma inatla .. Görünendeki,görünmeyeni aramaya adanmış ömrün sahipliğiyle ... Biliyor ve inançla haykırarak diyorum ki .... '' - Sıradan ve basit bir gerçek yanıtın alaladeliğinde ..... Hayatın, insanın, yaşananların, olayların ve gerçeğin sırrı ... Göz önünde olsa da, gözden kaçan, kaçırılan, atlanan .... Keşfedilemeyen sadeliğinde, içtenliğinde saklıdır, gerçek ve aranan yanıt ! Şeytanın da, umudun da ayrıntıda gizliliğiyle .. Saklıdır hayatın bağrında ve insanın, insanlığın zulasında .....! '' Öyle an vardır ki, Göz önündeki sıradanlığın yalınlığında saklıdır, çoğu kez, hayat ve gerçek Tıpkı, ölüm gibi, aşk gibi, sevişmek, didişmek, öpüşmek .. Sırılsıklam ıslanmacasına terlemek, kokmak .... Delice sevinçlerde, sebepsizce sevmeye ..... Makaralar boşalmacasına, kahkahaya Tarifsiz acı ve sancıda göz yaşına boğulmak .... Ya da, gırtlak gırtlağa dövüşmek gibi .. Devasa görünen sorunların .. Özünde egoda, çıkar çelişki ve kavgasında ... Hatta, kimi an ... İncir çekirdeğini dolduramayacak kadar, azlıkta saklılığındadır .. İnsan var olalı ve ölümü tadıp, keşfedeli .. Hayat ta, ölüm de anda saklıdır, anda ... Ne aşk, ne ölüm, ne de kurşun adres sorar .. Bulur ve çıkagelir kanırta, kanırta .. Hayatın sana dayatmışlığında ... Sevmek ve gülmek için ne nedene .... Ne'de, bahanelere ve sığınışlara gerek vardır ...! Son nefesimi verirken, diş-tırnak hayata tutunmayı öğrenişliğimle .. Ertelemelerin ve keşkelerin .. Yaşayan ölü ölmürler çoğaltmak ve acıların derin kuyusunu var etmek oldoğunu keşfetmişliğimle .. Fark ettim ki .... Diyetini, bire bir peşinen ödeyen olarak ... En çok bilinen ama reddedişlerde en çok, yok sayılan ... Çoğu kimse için .. Andır ve anı yaşamaktır, hayat .. Ötesi berisi, ilerisi, gerisi,önü-arkası yok bunun ... Bilin ki, yalınlık ve içtenlikle, gerçeğin yakıcı-kavurucu sıcaklığıyla ... Bugün vardır .. Bu gün de de, an ... An... Soluğun güzelliğini, kıymetini yada yittiğini ... Ederini, albenisini bilmek, yaşamak ve ertelememektir, hayat ! Dahası ...., Var olmanın dayanılmaz çekiciliğinde ve anı, anda yaşamaktır, hayat ...! Bugün farkındalıklardayken vardır, hayat ... Ya, yarın ? Hatta ..., Bu gün içindeki farkındalıkla, yaşanan anda var . Bir salise,yada bir soluk ... Hatta, bir göz açıp-kapama süresi sonra, meçhuldür ..! Ve, yokluğu potansiyelinde, bağrında taşımışlığıyla, riskli ... Daha da ötesi yoktur, yok hayat .. Yoktur, zamanın ve hayatın hükmünü icrasıyla ... Yaşanmış ve bitip, yitip gitmiştir bile çoktan, hayat ..! Ve biline ki ... Pek çokları için, hayat hiç yoktur ..... Elden gelir bir haltın, olmamışlığında da .... Yaşanmayacak, yaşanamayacaktır da, üstüne üstlük ...! Benim, sizin ve bazı diğerleri için, hayat ..! Dedim ya, an itibariyle son nefesimi verirken öğrenivermişliğimle bire bir. Dudaklarımdan, hayata, zamana ... Ve, insan kulaklara dökülüveren gerçeğin fısıltı ve haykırışlarıyla .. Nakşolup, miras kalmıştır, durum ve çıplaklığıyla, gerçek ! Aldığım bu son dersle, öğrendim ki ... '' - Hayata ve insana dair öge ve gerçekleri bizzat yaşamışlığımla öğrenip, keşfetmişliğimle .'' Hayatın, aşkın ve erememenin, içe işleyen kahreden acısını keşfetmekle .. Eriştiğim en yalın gerçek, şudur ... '' - Genç ölümlerin kurbanları ... Hiç mi hiç yaşlanmamakta, hatta, hiç mi hiç büyümemektedirler ..! Ölü yaşları, tutkuları ve yaşanmamışlıkları, saklarlar ... Ölümün ve toprağın bağrında ! '' Böğrüme saplanan o, görünmez paslı hançer ve kesif bir sızıyla .. İliklerime dek yayılmasıyla tattığım ... Önce, tarifsiz derin acıyla, soluksuz kalmacasına kıvranarak, Sonra, hissizlik ve uyuşma, ardı sıra da üşüme ile beraber akan .. Pıhtılaşan o, koyu kan karası renkle belenen bedenimin.. Bedenliğimden azadeliğini hissedişimle, öğrendim ki sonunda .. Tenimden, bedenimden uçan, canla .. Yitirdiğim hayattı aslında ve sonrası yoktu ....! Savrulurken boz-bulanık o, malum gizemli gri boşluğa .. Fark ettim ki, Ölümümle yiten nefes, uçan can, kalan kadavraydım, kadavra ! Bu anda, anladım ki ... O son saatlere ve hatta saliselere sığan ... Ve, kala kala elimde-avucumda kalan, yegane olgu .... Ölümdü, ölüm ..! Öğrendim ki, nihayetinde yolun ve hayatın sonunda ... Son nefesimde, dudaklarımdan dökülen sözlerle ... Yüreğimin taşıp, dilimin söylemişliğinde .. '' - En büyük pişmanlığımız ... Yapamadıklarımız ve ertelediğimiz hayatlardır ... Ertelediğimiz hayatlar ... Onlar ki .. Yaşanmamışlıklarıyla ardımızda meçhulde kalanlardır .. Meçhulde, meçhule kalanlardır ..! '' Üryanlığın çarpıcılığıyla sözlerime sinen, düşüncelerimle ... Size kalan, içtenlikli son mirasımsa .. Dudaklarımdan dökülen şu gerçeğin dillenişidir .. '' - Bilin ve asla ama asla unutmayın ki; Hayat gizi, bizzat kendinde .... Ve .... Hayattan, yaşanmışlıklardan derilen .... Hayata ağıp, ömürlere karışan kitapların.... Satır aralarında ve ayrıntıda saklıdır .. Ayrıntıda ... Tıpkı, şeytan gibi ...! '' Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ Friedrichshafen / Almanya 31 /12 / 2016 Saat ; 02_20

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...