18 Nisan 2022 Pazartesi

 

İÇTENLİKLE KULAK VER, SAĞ DUYUNLA, YÜREĞİNE .........!

 

 

 

Değil hayatla, dünyayla, el-alemle, kendinle bile hoş değilse aran, limoniyse havan ......

Sıkça efkar basmalardaysa, gönlünü, hey heyliysen durmadan ....

Aynaların bile, doğruyu söylemediğini düşünmekten, kendini alamıyorsan ...

En önemlisi ve önceliklisi, inançların bile ipi kırıp, deli keçiler misali kaçıp-gitmişse, dönmemecesine .......!

Ne sığınacak liman, ne dalda-dulda yada saçak altı bulamıyor yada bulduğun bile, seni korumak yerine ...

Ya ele veriyor yada yağmurda sudan çıkmış fareye döndürüyorsa ......!

Tıpkı, saçak altlarına sığamadığın gibi, dünyaya da , kendine de sığamıyorsan ...

Hasılı, hep ama hep, bir dargın, bir barışıksan .......!

Ya züğürtsündür, bencileyin ......!

Ya, olmazına beşik sallıyan uçarıya gönül verip, kaptırmışsındır yüreğini .....

Gönül denen hınazanın, ota'da, boka'da konuvermişliğinde .....!

Yok, eğer her ikisi de değilse ....

Bilesin ki, arayansındır, belanı  değilse, Mevlaya da, itibar etmemişliğinde kendini .......!

Ne der ,eskiler ?

'' - Arayan bulur mevlasını da, belasını da ... ''

Bu hesap, kala, kala halinle, durumun .......

İç güveyisinden yada,  istenmeyen gelin , ekmek düşmanı ve el kızı muammelesi görmekten gına getiren  biçare hanımlardan da beterliklerdesin, demektir ?

Yani << - Yan ki, haline yan ...>> Durumlarına müptelalıklarda, pürmealalsin, pürmelal, demek ki .....!

İşte, tam da böyleliklerde, insanın sorası gelir kendine ........

'' - Madem sığdırılamayacaktım yere, göğe ve şu dert fıçısı, sidikli dünyaya ve eremiyecektim arzuma, düşüme o, dahası .....

Olamayacaktım, bir baltaya sap, o zaman ne diye, hem dünyayı işgal hemde talan edilenim ?

O, zaman ......

Ne diye kanıma girdi dünyaya getirenlerle, bana çektirenler ? ''

Diye ...

İşte, bu sorular sağanağına yakalanıp, bunalımlarda savruluyorsan

sel önündeki kumla, kütük, yel önündeki gazelle, kağıtlar gibi ......

Yahut ta, kendini çöpe atılan sıkılıp, posası kalmış limon hissediyorsan!

Oracıkta, hemen, hiç uzun etmeden daya sırtını bir duvara, içiyorsan, yak bir sigara ....

Yoksa aran, tütünle, dumanla, külle ....

Say ki  o, zaman voltalardasın, içindeki mapushane koğuşunda .......!

Hallerinin böylesine berbat mı berbat hatta, boktanlığında ........

Düşün ki, yarasını yalayarak tımar eden, sokak köpeklerinden aşağı kalır yanın yok .......!

Etmeye niyetin yoksa, şükür ...

O, halde .......

Hem de, en okkalısından ve yakası-bağrı açılmamışından salla bir küfür ....

Afakanlar basıp, hayatla, kendine yenilmekse korkun .......

Bulamamak'sa çıkış yolu .......

Sakızını boka düşürmüş hissederek, kendine kızıp, göz yaşı-sümük düğünlerinde, dövünüp durmaktansa ......

'' - Tebdili mekanda, vardır hayır ... '' Diyen, gün görmüş ekabirler misali, çık önce, kendi içinden ve sonra, azad etmişlikle, kendini ....

Haykır, haykırabildiğince, içindeki yanardağın patllmasını önleyememişken lavını kus, rahatla ....

Ama sen, sen ol ......

Açma, içini önüne gelen, yoluna çıkan, her insan geçinene .....

Hele ki, '' - İsim sinmedik yere, pazar kurulmaz '' Gerçeğini ve sözünü hayatın defalarca doğruladığını göz ardı etmeyerek ....

Hiç mi hiç kalkışma, geçerek kendinen ....

Neyin, nesi, kimin fesi olduğunu bilmediğin birine ......!

Taş bas yüreğine, kilit vur diline, mühürle dudaklarını, ileride başını ağrıtacağına, susmayı bilip-becererek .......

Gelsede sözcükler diline, yut gitsin, gönder geriye, taşan yüreğinin duygularını saçıp-savurma rast gele, hele, hele de müsriflikle ......!

Gün gelir o, okla yada hançerle vurur seni, sinenden ......

Beceremese de,ya kakar başına yada sırrını verir ele,dile, rezil-rüsva eder seni, durduk yerde ......!

Bilesin ki, dünyaya gelmeyi seçmeye seçemesende .........

Yoldaşınla, sırdaşını seçenliğinde ayır, Hancarla, Pancarı .............

Cücükle, soğanı, insanla, insan müsvettesini , hele, hele de ...

Karakter ve insanlık fukarası iblisle, masumu ...........!

Yapma, bundan beter kötülüğü kendine ...

Derdini, ummana dök, Asumana inle ama .......

Ama ....

Ne yaparsan, yap bil, becer ve başar ...

Sırdaşın'la, yoldaşını seçmeyi ......

Yaşadığın buhran ve bunalımla, yüz, yüze kaldığın naçarlıktan ders çıkar kendine ....

Bu hallerinde, muhtaçken dost nefesine, yoksa etrafında ele gelir, yüreğine dokunan dostla, kulağını ve ruhunu ısıtan dost sesi .....

Bunca ömrü ve zamanı heba edip, ıskalamış'sın demektir hayatı, dostlukla, yoldaşlık ve canlıkla, can canalık adına .....

Çünkü, dımdızlak kala kalmışlığınla ortalıkta bir başına .....

Bil ki .....

Emin ve ehil, güvenilir sırdaşla, yoldaş var edip, dost çoğaltamamışındır  dünyanla, çevrende ...

O zaman, dön bak geriye ve kendine ...

'' - Ben nerede yanlış yaptım ? '' Diye ...

Bunalımdan, kaostan, karla olmasa da, iflasla ve müflis olarak çıkmamak adına .....!

Bak dön bir kez attığın ömür çentiğine , kavra hayatı nasıl ıskaladığını ....!

<< - Her nusibet, şer ve bunalımda bir hayır vardır,elbet ... >> De, geç, kendine .....

Yaşadıklarınla,hayattan ve olaylardan ders çıkarmak .....

Hatta, hüzünden bile sevinçle, mutluluk ve umut derme adına  ...

Bundan böyle, daha sık ve çokça ....

Dahası, içtenlikle kulak ver, sağ duyunla, yüreğine ...

İÇTENLİKLE KULAK VER, SAĞ DUYUNLA, YÜREĞİNE .........!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

17 / 04 / 2022 - Pazar

 

 

 

Saat ; 21_35


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...