4 Haziran 2022 Cumartesi


 

O, ADSIZ ŞARKI  .........

 

 

Pişmanlık ve öfke nöbetlerinde kendimden geçip, helak olmuşluğumla .

İçimin, içimi yeyip, tüketmişliğin de, avareliklerin pençesinde lime, lime olup, toz-duman da savrulmuşluğumda ....

Daldığım gecikmeli hesaplaşmalarda, yitirenliğimle, yitenliğimde dolaşıp dururken odalarda .....

Gölgenin ve genzime kazınarak sinen kokunun peşi sıra sürüklenmişliğim de ......

Ezinç, ezinç yalnızlığın dahası sensizliğin kahreden elemlerini duyumsayıp, yaşamışlığım da .......

Sana ve bu makus ve malum sona ,ağır hezimetle yenilgime dair ip uçlarını bulmaya çalışırken, tüm yolların sana götürmüşlüğünde .......

Sen düşünce aklıma, yada düşününce, sensizliğimde, ruhumun nasıl üşüdüğünü .....

O, adsız şarkı gelir aklıma ............

Sözlerini tam bilemesem ve tınılarını doğru mırıldana'masam da, içimde seni çoğaltan o, tılsımlı şarkı dolanır, dilime .

Hece, hece, nota, nota, tını, tını sen çoğalır'sın böylesi anlarımda, kaybolurum sende ......

Tıpkı, bulutlar arasında gözden yiten KIŞ GÜNEŞİ gibi .....

KIŞ GÜNEŞİ, GİBİ ........!

İçmeden yaşadığım, kör-kütük sarhoşluk da, karışmış ip çileleri gibi dolaşıklık da, yiter'im ......

 Kendimde kaybolmuşluğum da ........!

İnsan nataramızla, çokluk ve sıklıkla tepetaklak olma hallerinde debelenişimizin temel nedenlerinden biri olmacasına .......

AŞKLARI OLDUĞU GİBİ << - Hatta, daha da fazlasıyla ve belirginlikle ...>> ayrılıkları da beceremeyenliğimizle, sonları acıklı biten ilişkileri ....

Ruhumuzla, aklımıza zımbalayıp, çakmacasına, nota, nota bezenen özlem ve sitemle ......

Anlatmakla kalmayan adeta, ruhumuza ve ömrümüze kazıyan o, adsız şarkı .......

Beni ve girift ömür öykümle, sevda vurgunluğunda yaşadığım muzdaripliği koyar, gerçeğin yakıcılığında, gözlerimin önüne ......

Kulaklarımda, beynimde çoğalan uğultularla .......

Dinledikçe şarkıyı, soyunurum ruhumu ..........!

Çivit mora kesen karalarından arınıp-kurtulayım, bir  an önce, diye .....!

Şarkı çınlarken kulaklarımda, acımasız meçhul makinist defalarca gösterir dünümün ve hüznümün sebepleriyle, kanıtlarını .....

Bana ve bencileyin nice aşk vurgunu yemiş SEVDA ZEDE' YE an be an, yeniden dünü yaşatır ..........!

İnsanı, değil sadece hayattan .......

Kendinden bile soğutup, kopartmacasına gerçeğini ve yanlışlarıyla, yanılgılarını yüzüne vuran o, şarkı, alıp-götürür, insanı ........!

'' - İnsan, kendi kaderini tayin edemiyorsa hayatın ve birilerinin oyuncağı hatta, maskarası olup, çıkıverir, bir anda .....! ''

Der, hayatı deneyim ve birikim imbiğinden süzen, bilge ekabirler .....!

Ayrılıklar mı acıtır, imkansızlıklar mı insanın içini, kanatır yüreğini ?

Yanıtı muamma bu veya böylesi sorular sağanağında üşümüş serçeler gibi .....

Yiter, kısılır sesim, ezilip-büzülerek, çekerim boynumu içime, gömerim yüreğimi kor, kor közlere .....

Ondandır '' -  Yanmanın ne demek olduğunu, en iyi ben bilirim, ben ..! ''

Der, durur, içimdeki, hıçkırıklara boğulan çocuk ..........!

İmdat çağrılarımla, isyan çığlıklarıma kimsenin ilgi göstermemişliği ile, yanıt vermemişliğin de ........

Dolanır dururum açmazların kazığın da tıpkı, kör atın kazığının ipine dolanışı gibi ........

Şarkı biter, tükenmişliğimde ölüp, ölüp dirilmelerin beyhudeliğin de kediden,kaçan fare misali saklanıp, kurtulmak istedikçe için, için ......

Dur, duraksızlıkda ........

Dillenir, yine, yeniden, bir daha, kulaklarımı tıkmanın faydasızlığın da ..!

Vurarak yüzüme, gerçeğimi, iç hesaplaşmalarım da ecel terleri döktürmecesine, o adsız şarkı ........

O, adsız şarkı ......

O, ADSIZ ŞARKI .......!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

03 / 06 / 2022 - Cuma

 

 

 

Saat ; 22_45

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...