ALIP TA BAŞIMI, GİDİYORUM ....!
Fütursuz hoyratlıklarınızla, örseleme ve talanlarınızda ..
İncitmekle kalmadınız...
Bedenimin,ömrümün, ruhumun sırını ..
Darmadağın ettiniz ..
Hakaret dolu, aşağılamalarla yüklü, benzetme ve deyişinizle ...
''-Elinizin artıklığında, kirliğinde'',
Çorak topraklardan da beter hallerde, kodunuz beni ..
Yangınların ve hayatın kasırgalarının ..
Nefsinizin zulümlerinin, orta yerinde ..
Kuşatmalarınızda, değil soluksuz kalmak ...
Adeta, orama,burama dürtüşlerinizle...
'' - Evdinme, çıkta gel bir an önce , ey ölüm ....
Koma beni, bu zalımların, azap cenderesinde ..
Çıkta gel,bir an önce, sen geciktikçe, ben yaşarken ölüyorum taksit,taksit, için,için ''....
Demecesine, naçar koydunuz, beni ...!
Şimdi suçu,kabahati atarken bir birinizin üstüne, ben gittim, ben, gümbürtüye ..
Pisi, pisine, kahpece katletmelerle, ölüme ..
Görenimin, duyanımın, bilenimin ...
Üç günden sonra da olsa, garipliğimde ....
Soğuk suyla bile yuyanımın olmamışlığında ..!
Bilmem hem sizin,hem hayatın, hem de o, hep bahsedilip görünmeyenliğinde, meçhul feleğin...
Ne alıp-veremediği vardı da, benimle ?
Girdiniz kanıma, çatlattınız, her bir yanımı ...
Kanımın ve yürek yaralarımın ılgıt, ılgıt sızmacasına ..
El değmemiş kar ve toprağı , güneşi,hayatı yenice selamlamış ..
Kardelen masumluğunda ...
Attığınız çamurlarla, lekelemeye kalkıp ..
Bununla da, yetinmeyerek ..
Ön yargı ve peşin hükümlerle ...
Bağnazlıkla bezeli, sürü kültürünün, en bayağı, en aşağılık ve paçavra halleriyle ...
Kuduz itler, aç kurtlar ve leşçi çakallar gibi saldırarak ,üstüme,üstüme ..
İçine konan suyu,pekmezi ,sirkeyi tutamayıp sızdıran
Kırık küpe döndürdünüz, ömrümü, bedenimi ..
Şimdi sızım,sızım sızlayan ağrılarım, kahırlarım ve dinmeyen inlemelerimle..
'' -Vurmayın, yeter, ölüyorum '' yakarışlarım arasında ..
Hala ..
'' - VURUN KAHPEYE ! '' İlbizle, şerefsizlikle, bağnazlıkla kalıplaşmış mantığınız ve despotluğunuzla ...
Delik-deşik etmecesine ,vurup-kırmışlığınızla ...
Kan-revanlıkların mecalsizliğindeki ,can çekişmelerde ....
Beni tekmelerinizle, yerlerde sürüm, sürüm, süründürmecesine ...
Vicdanlarınızın yitip, öfkeden, gözlerinizi kan bürümüşlüğünde
Kıydınız canıma, vurdunuz delirmişlikle, her yanıma ..
Görünen beden acılarım ve hasarlarımdan da çok, acı veren ...
Ruhumun, umudumun,yaşama sevinci ve inancımın yerle yeksanlığında ..
Alın işte, rahat etsin, içiniz ..
Kanat çırparak ölüme gidiyorum şunun,şurasında ..
Şerefsiz katilliklerinizin, karanlığında ...
Gidiyorum, goncayken koparılıp, talan ve katledilen hayatımla İnsanlığımda, esamemin okunmamışlığında ...
Adımın yokluğunda kadınlığımla, ölüm denen o, meçhul aleme ...
Ruhumdaki yaranın, bedenimdekilerden de, derinliğinde ...
Katillerimin, sözüm ona meçhullüğünde, gerçeğindeyse ayan-beyanlığında ..
Ölüyorum, fail-i meçhullerin ürperten, ölüm yalnızlığında ..
Kim vurdu ya gitmelerin azabında,ölümü içip ...
Çatlayan bedenimden,ruhumdan sırların dökülüp, ölü canlığa belenmişliğinde ..
Her çizik ve derin yarada, suçunuzun ve parmak izlerinizin bende saklı kalmışlığında ...
Adaletin ve acımanın, olmayıp ..
Katillerimin, bulunamamışlığında ..
Elini-kolunu sallaya,sallaya dolaşmışlığında ..
Öldüğüm yaşta, yaşayacaklarımın..
Der-dest olup, hükümsüz kalmışlığında ..
Ölümün, kar yangınların da ...
Billur aklığından,kehribar sarısına dönüp,ölüm rengine belenen bedenimden, sızan kanlarda ..
Her yanımdan ..
KAN GÜLLERİ'nin fışkırmışlığında ...
Katillerimin, aranızda dolaşıp- durmuşluğunda ...
Sitemlerimin faydasızlığında ...
Alıp ta başımı, gidiyorum ....!
Alıp ta başımı, gidiyorum ....!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Immenstaad / Almanya
09 / 10 / 2017
Saat ; 08_20
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder