Yaşadığım bunalımlarım, girdiğim çıkmazlarım ...
Hayatla tutuştuğum kavgalar da, hep yenik çıkmalarım...
Gün olur tersine döner de, feraha erer mi, ömrüm ?
Beni önüne katıp, sürüp-savuran yeller tersine dönüp ...
Ömrümün yelkenine dolup,ferahın sahiline sürer mi bir gün ?
Gönlümün hep umduğunu değilde, bulduğunu yemişliğinde ..
Kursağım muradına erer de .....
Eti, pilavı, hoşafı birde üstüne ,üstlük baklavayı bir arada görüp doyar mı, dersin ?
Yoksa Maazallah, dizilip ümüğüme, kalır mı gırtlağımda ?
Kuru yavan-acı soğana alışıp, unutalı balı-böreği ...
Şu gariban sırtta erittik eriteli, nice astarsız gömleği ...
Yorgunluktan helak olup, çalamamışlığımda dümbeleği ...
İşim-gücüm hep tersine, tersine gideli ...
Suya-sabuna hasretliğimizde ....
Bedenimiz, bite-pireye, keneye vatanlık etti-edeli ..
Sürüp-savurup tüketmişliğimizle hayalleri, düşleri ..
Hayatın belimizi, büküp, çenemizi kırmışlığında ...
Dökeli, ağzımdaki dişleri ..
Bu hallerimle, unutalı dolu, dolu gülmeleri ..
Kaçan talihin tayları, şirazeden çıkan aklımın yayları ..
Acırda bir gün, döner mi geri ?
Hep böyle gidecek değil ya, bu kervan ..
Ağadan-paşadan yana dönecek, değil ya devran ...
Kimbilir,olur ya bu garibide bir duyan çıkar ...
Talih, bahtımızı, Ağaların Kör Salih'de yuvamızı yapar ...
Olur ya hani şunun,şurasında, bir kıyak ..
Hep Muallimle cam, cama bakacak değil ya,
Pencerem bir günde yarim le cam, cama bakar da...
Sevinçten, gözüme uykular girmezse ....
Uyumaya, uyumasam da, rızamla, atlar misali, ayakta kestirsem ...
Benden delisi -divanesi bulur da, beni...
O ara, gördüğüm düşü, hayra yoran, çıkar mı dersin ?
Hayra yoran, çıkarmı dersin ?
Bunca çabaya, gayrete ve ısrara karşı ...
Hala gülmeyen yüzüm, güler mi ?
Rast gitmeyen işim, gücüm, talihim, düzelir mi ?
Oldum olası yoldan çıkık tekerim ..
Gün olur, yola girer de...
Gönlüm feraha, yolum düze, bahtım yaza çıkar mı, dersin ?
Bunca onmasaklıklarda, netameliklerde ...
Tuttuğumun elinde kalmışlığında ...
Umutlarımın üstüne değil zemheride ...
Temmuz sıcağında, kar yağmışlığında ..
Aydınlığı unutup, kararmalara kesen ruhum,
Ağarır da ana sütü gibi, akpacık çıkar mı, dersin ?
Serde, Hoca Nasreddin Üstadın torunu olmuşluğum da ..
Göle çaldığım maya tutar da, işlerim tıkırın da, keyfim gıcırın da olur da ..
Sevinçten gözüme uykular, girmezse ....
Uyumaya, uyumasam da, razılığımda atlar misali, ayakta kestirsem ...
Benden delisi -divanesi bulur da, beni...
O ara, gördüğüm düşü, hayra yoran, çıkar mı dersin ?
Gördüğüm düşü ...
Hayra yoran, çıkarmı dersin ?
Çıkar mı, dersin ?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Immenstaad / Almanya
09 / 10 / 2017
Saat ; 12_18
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder