7 Ağustos 2024 Çarşamba





GERÇEĞİMİZLE, HALİMİZİ, KİMSELERİN BİLEMEMİŞLİĞİNDE .......!

Anılar sağanağında, düştükçe hüznün damlaları ömrümüzle, ruhumuza ....
İçimizde kopan fırtınalarda savruluruz, dünün, yaşanmışlıkların ve zamanın aklı-karalığında .......!
Bölündükçe, zerre, zerre, dağılır un-ufak oluruz .......!
İçimizde çoğalan başka bizlerin cirit atmışlığın da, yiter'iz, özsel gerçekliğimizde ....
O, kapı senin, bu köşe başı benim hallerinde, koşuşturdukça ....
Ayak izlerinin keşmekeşliğiyle, karmaşıklığında, an gelir yiter'iz ......!
Böylesi hallerde, çoğumuzun dünde kalmışlığında, kifayetsizliğin pençesinde debelenerek, gerçek bizi ararız, soluk,soluğa nafilelik de .
Dünde, yaşanmışlıklarla, anılar arasındaki bu kaotik ruhsal ve duygusal koşuşturmada yit'tikçe ......
Önlenemezliğin de, korkular çoğaltırız çoğu kere kaosun karanlığında ..!
Kala kalırız tıpkı, dünkü gibi bu gün ve anda da kendi yalnızlığımızla, naçar'lığın Arasat'ında ........!
Yiten zaman, ömür, masumiyet ve duruluk da ........
Boz bulanıklıkların sahralarıyla, ummanlarında boğuluruz, kerelerce ...!
Gerçeğimizle, halimizi, kimselerin bilememişliğin de ......
GERÇEĞİMİZLE, HALİMİZİ, KİMSELERİN BİLEMEMİŞLİĞİNDE .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
07 / 07 / 2022 - Pazar
Saat ; 20_20








 İSTİKBAL DE, MAZİSİ GİBİ, BOKUN BOKUYDU.....

BOKUN, BOKU ...........!
Yelle savrulup, toza-toprağa karışıp, kavuşan, çiçeğin ardı sıra.....
Kökünden- kökeninden koparılışlıkla kalmayıp ..........
Gadadan-beladan ve hatta, ölümden paçasını sıyıramamacasına akıbetinin sarpa sarmışlığında .....
Yolunu-izini, hatta çiçeklik vasfını yitiren tohumlar, nasıl dağa-taşa-kayaya, daha da kötüsü .....
En olursuz, verimsiz, tarlalıktan, topraklıktan çıkan kıraç arazilere kul olan ......
Öteye-beriye, olura-olmaza, dahası ,,,,,,
İrili-ufaklı çakılların altına rastgele sıkışıp kalarak, susuzlukta ömür tüketip, ölümü tadan, biçare tohumlar misali ....
Yersiz-yurtsuzluğun en acısı da .....
Aidiyetini ve kökünü, kökenini yitirmenin azabıyla kıvranarak, düne özlemini bastırmacasına ......
Pişmanlık sanrılarında, hezeyan girdaplarına boğularak ....
Sadece o güne, düne ve bu güne, an'a değil .....
Tümüyle geçmişine, soyuna-sopuna, yedi sülalesine ve dahası .....
Başına gelenlerin, pişmiş tavukların yaşadıklarından kat be kat beter olmuşluğunda .....
Elinden gelenin, sadece bu olduğuna, saplantılılkta inanmışlığında .
Kendisini de, küfrün kapsamına alarak, sebep olanların cümlesine en sunturlu ve gün yüzü görmemiş küfürleri döşeniyordu .......!
Bunların da kendini kesmemişliğinde, hızını alamayarak ....
Kah, iki eli arasına aldığı başını yumrukluyor ...
Yetmedi ......
Salya-sümük saçmaların eşliğinde, kulaklarını ve kir-pas, bit-pire küpü .....
Bakımsızlıktan da çok ve beterin, beteri hallerdeki iç kaldırıp, mide bulandıran böyürterek genirten kokular saçan başını .....
Gel-gitler halinde acayip sesler eşliğinde, duvara vurarak, olan-biten, kabarıp, adeta şaha kalkan tüm öfkesini, taşa-betona kusuyordu .......!
Ne idüğü belirsizliğin, ne demek olduğunu bilmeyen ve görüp,anlayıp, tanımak isteyenlerin ......
Tıpkı, tumturaklı panayır temaşalarında, coşkuyla kendinden geçerek ......
Algı, idrak, zeka, zevk ve gusto hallerini kendince ve usulünce sergileyen, malum baldırı çıplaklardan birisi olup, çıkmışlığında ...
Canhıraş haykırışlarla, avaz, avaz bağırıp, sesinin ayyuka çıkmasına aldırmayanlığında .....
Şu ana dek, hiç bir zaman yanıt alamadığı, bulmadığı, bulamayaca- ğı soruların sağanağında ......
Sesi yankılanıyor, o'da cama vuran yağmurun sesinde, yitip, yok oluyordu ........!
Sorular çarmıhında debelenmek ve ilgisiz nemelazımcı bakışların eşliğinde, gebermek .....
Sıcak sacda oyun öğretilen canım ayı yavrularına reva görülen amansız ve acımasız, dur-duraksız zulümden aşağı kalmazdı, onun için ...
Çektikleriyle, ömür ve hayat çetelesine attığı çiziklerin, ona daima karanlığı, mutsuzluğu ve azaptan haz dermeyi çağrıştırıp, hatırlatmışlığında .......!
Sorusu, havada asılılıklarda, narasına ve ağıt, ağıt ulumasına eşlik ediyordu ....
Onun kanlı dudaklarından, varla-yok arası tonda ve üstüne basılan gazel hışırtı ve çıtırtılarını andıran .....
Adeta rol çaldığı KÜÇÜK EMRAH edalarına bürünüp, rolünün hakkını vermek adına, edalara öykünmüşlüğünde .....
Bezgin mi bezgin ses tonuyla söylemi, halini anlatıp, özetlemeye ve akıbetini kavramaya yetip te, artıyordu, zaten .......!
'' -Hayatın, dünyanın arafatıyla,arasatının bile kendisine kapalılığında ve yüz çevirmişliğinde ......
Ölümle erişileceği vaat edilen mahşer hesaplaşması .....
Cennet, cehennem kendisine bu dünyadakinin olmadığı ve olamayacağı kadar cömert ve bonkör olacak mıydı ?
Yoksaaa .......
Yoksa, bu mendaburluklar arastasındaki laf-ı güzaflıklar harmanında ....
Resmen ve alenen, pisi, pisine tükettiği ömründeki gibi ....
Ölüm, muammalı akıbet, Araf, Arasat ve oraya ait düşünce,kavram ve sözler .....
Burada ve hayatın genelinde ve hemen her alanında ve anında olduğu gibi, külliyen yalan ve ipsiz-sapsız, asılsız-astarsız mavralar, sallamalar ve ........
Akıllara ziyan yalanlar külliyatının, geniz yakıp, göz yaşartan, burun direkleri kıran, kapkara küf kokuları mıydı ?
Öyleyse, hali duman ve YANDI GÜLÜM KETEN HELVA HALLERİ VE BETERİN, BETERİ KAOS VE HİÇLİK GİRDAPLARINDA, KAŞLA-GÖZ ARASINDA BİR SOLUKTA YUTULMUŞLUĞUNUN RESMİYDİ .....!
Hallerinin böyleliğinde anlaşılan o ki .....
Durumu, MALUMUN İLANIYDI...MALUMUN İLANI
Bu İlan olan malum sa .....
Sefilliğin tasdiki, Hal-i Pürmelalinin, tesciliydi, TESCİLİ ........!
Buda, lamsız-cimsiz olmacasına ve gün gibi aşikarlığında ....
Halinin ve malumun ilanında .....
İstikbal de, tıpkı mazisi gibi bokun bokuydu, bokun, boku .....
İSTİKBAL DE, MAZİSİ GİBİ, BOKUN BOKUYDU.....
BOKUN, BOKU ...........!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
06 / 08 / 2024 - Salı
Saat ; 22_44

5 Ağustos 2024 Pazartesi



SENDE ÇOĞALIYORUM, SENDE .....

Derin mi derin, uçsuz-bucaksız muğlak ve yamalı atlasında, kainatında yitmiş bir kıtayım ......
Ne pusula para eder, ne harita, yerim-yurdum coğrafyam sensin ....
Sende yitmenin haz ve zevk sarhoşluğunda geçerken kendimden ...
Keşfettiğim yeni senle, benin, harlı ,tutku yangınlarında kavrulurken ....
Dinmeyen hasretimin ateşini söndürüp gidermek şöyle dursun ....
Çıra gibi yanmacasına daha bir tutuşuyorum, beni saran her kıvılcımınla ....
Susuzluğumu, somurup iliklerime çektiğim, terinde, kokunda gideriyorum ....
Güneşin, veda dansına koyulduğu her akşam alaca karanlığın kızıl ve mor ötesi dansında sen çıkıp, çıkıp geldikçe ...
Eriyip suya, buhara dönen buzullardan beter oluyorum ...
İçin,için artan yokluğumda, sende çoğalıyorum, sende.....
Sende çoğalıyorum, sende ....!
SENDE ÇOĞALIYORUM, SENDE .....
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
05 / 08 / 2024 - Pazartesi
Saat ; 13_15

4 Ağustos 2024 Pazar

 

ŞİİR ;
MUHALİF KİMLİĞİ, KARA DÜZENE KARŞILIĞI, AYDINLANMA SAVAŞÇISI NİTELİKLERİYLE DONANAN ŞAİRİN, YÜREĞİNDEN, DİLİNDEN, KALEMİNDEN .....
KORKU KRALLIĞININ PARYASI TETİKÇİLERE, KİRALIK KATİLLER, SATILMIŞ KALEMŞÖRLERE, YANDAŞLARLA, VATAN HAİNLERİNE VE HASILI .....
GAFLET, DALALET VE İHANETTE ISRAR VE İNAT EDEN, CÜMLE DUYARSIZLARA HAYKIRIR ..........
MAZLUMLARIN, NAÇAR DİLSİZ VE SESSİZLERİN DİLİ, SESİ OLUR .....
KORKUNUN PASLI PRANGALARINI KIRMA VE KORKU KRALLIĞINI YIKMADA, YURTSEVER MİLİTAN KİMLİĞİ VE DUYARLILIĞIYLA, HALKIN SAFLARINDA VE YANINDA YER ALIR .

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ..

YEŞİLE SARIN ,YAKIN , DİRİ , DİRİ, GÖMÜN BENİ, TOPRAĞA.!
Ey Gafiller , vurdum duymazlar...
Sözüm ona Devletin başına konanlar.
Devleti ve Halkı yönettiğini sananlar..
Toprağın altındaki canlıları, hiçe sayıp..
Sadece can kaybı yok, diyen ..
Utanmaz, arlanmazlar..!
Ormanlarda toprak altında binlerce ,on binlerce ve hatta sayısız canlar ölüyor..!
Yanıyor, ülkenin ve hatta insanım diyen herkesin yüreği ,ciğeri...
Eğer utanmıyorsanız ve hala kendinizde bir zerre insanlık arıyorsanız..
‘’ - Ya devlet başa ,ya kuzun leşe ‘’; Hallerinde ..
Söndürün yangınları...!
Velev ki, söndürmüyor'sanız yangınları ..
YEŞİLE SARIN ,YAKIN, DİRİ ,DİRİ, GÖMÜN BENİ, TOPRAĞA.!
YEŞİLE SARIN ,YAKIN, DİRİ ,DİRİ ,GÖMÜN BENİ ,TOPRAĞA.!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
İmmenstaad/Almanya
04/08/2021-Çarşamba
Saat; 13_57 

 

Nefretin çığlıkları da yükselir, ara, ara ...........!
Evrenin bağrında, sevgiye adanıp, aşka hasredilmiş ömürler .....
Yüreklerinin taşmış lığında ......
Ruhen çoğalan, derinden inançla, sevgiyle, sevinin şarkısını yükseltmelere koyulsalar da ....
İnsanın .....
Yeri geldiğinde, kendine , hayata, dünyaya ve insana, hatta ......
Kendi hemcinsine hınçla, kamçılanan aykırılığında ......
Gündemi belirleyecek ve hayatın akışını değiştirmecesine ....
Yüksek perdeden ve ışıltılı, şaşalı hallerde öfke kusmalara bile öykünen
Özünde, korkuyla mayalanan, kimi zamansa ...
İllegalite ile hilenin şalına bürünerek ...
Masum mu masum görünmeye çalışılan ama fikrinde de, zikrinden de zırnık vazgeçmem işliğinde ...
Hasetle katmerlenen karanlıkları bağrında taşıyan ....
Çoklukla ve sıklıkla, zaman, zamanda seslerinin kısıklığında ....
İnsanın fıtratı gereği inatla, yüreğinin kararıp, taşa, granite kesilmiş liginde ......
Nefretin çığlıkları da yükselir, ara, ara .....
Nefretin çığlıkları da yükselir, ara, ara ...........!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/ İSYANİ
İmmenstaad / Almanya
04/08/2023- Cuma

Saat ; 20_00





 Düşerken akşamın ilk ışıkları .......!

Düşerken akşamın ilk ışıkları ......
Kar yağar hasretin, hüsranın hazanının, güze, kışa dönmüşlüğünde ...
Yine, yeniden ve bir daha, bir daha ruhumun sancılara koyulmuş luğunda ......
Acıların, yaraların ve yürek sızılarının her akşamın ilk ışıkları düşerken depreşmiş liginde ....
Boğulurum kahırlar, azaplar ummanında, her keresinde ......
Boğulurum, kahırlar, azaplar ummanında, her keresinde .....!...
Düşerken akşamın ilk ışıkları .....
Düşerken akşamın ilk ışıkları .......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad/ Almanya
04/08/2023 - Cuma
Saat ; 20_40

3 Ağustos 2024 Cumartesi





Ruhuma seslenişti, ruhuma sesleniş......!

Su sesi kadar duru, iç açıcı, meltem kadar içe işleyişti ....
Tüm yaşadıklarım, yaşattıklarınla, olan bitenler ...
Bu gün aralanan zaman kapımdan, düne baktığımda ...
Dilimin söylemişliğinde değil ...
Yüreğimin dillenmişliğinde, olan, biten ....
Salt ömrüme değil ....
Ondan da ötesine geçiş ......
Ruhuma seslenişti, ruhuma sesleniş ....
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
İmmenstaad / Almanya
03/ 08 /2023
Saat ; 02_40

 

ÇIKAR MEYDANA O AN, İÇİNDE SAKLADIĞIN, SEN ....
O AN, İÇİNDE SAKLADIĞIN, SEN ......

Görünmez yüklüğünde, omuzlarına binen ve .......
Sen, seni bildin, bileli taşımaktan, << - İmanının gevreyip, hıltının çıktığı .....! >>
En az, ulu <<- TANRI DAĞI . >> Kadar, ağırlıktan inim, inim inlemişliğinde, dur-duraksız süren kahır ve azabı ....
Gözlerinin ferini söndürmekle kalmayıp .........
Canım mor laleleri kıskandırmacasına renk tonunda halka, halka göz altlarını kuşatan, içine attıkça, derinlerine dek işleyen ağrı, sızı ve kederlerini ....
Daha da olmadı ......
Adının olamamışlığıyla, konamamışlığında .......
Nice gönül erbabınca hüzün ve sitemle dillendirilirken << - KADININ ADI YOK ...! >> acıya parmak basarak ....
Gerek en yakınlarınca, gerekse de, toplumun pek çok kesimince hoyratça dışlanan, zulmedilen kadınların .....
Bitmez-tükenmez çilekeşliğine paydaş olduğun, tarifsiz gamını, kederini ....
Çetrefilliliğinde, işin içinden çıkamamışlığında, aklını sarıp, zayii eden, yetmedi ....
Ömrünü tüketen, amansız ve tarifsiz karmaşanın, kaosun yarattığı stresi, hezeyanı, yahut ta .......
Dertliği de aşıp, kangrene evrilerek .....
Düpedüz, melanete dönüp, çıkan griftliklerin, açmazlarla, yanıtsız soruların, çözümsüzlüklerin ....
Göze görünmezliğine inat .......,
Çöldeki kum kadar ki çokluğuyla, tüm çeşit ve çeşnilerini lallıklarda çekip, sinendeki yangını azdırarak ....
Seni senden almacasına, yakıp-kavurmakla kalmayıp ...
Adı üstüneliğiyle, düpe düz, << - Küle döndüren (!) >> Katar, katar çeşit, çeşit hayat ve dünya yükünün ......
Zulmünü-zahmetini, çilesini, ceremesini, acısıyla, cefasını ...
En nihayetinde de, bunların gam, elem kervanının, tüm iz ve emarelerini, ağzının içinde ve dilinde çoğalan acılarını .......
'' -ÇİVİ, ÇİVİYİ, SÖKER ...! '' Hallerinde, öfkeni de bileyip, seni için, için yiyip-bitiren, insanlıktan çıkartan duygularını, bir güzel kamçılamışlığınla .....
En iğreti hallerde ve titrek, titrek dudaklarına yapışmaya çabalayıp, konan titreme nöbetinden helak olan cigaranın, ateşine közüne, külüyle, dumanına yükleyip te ....
Böyleliğinde, tık nefes hallerde seni yutan duygu gel-gitlerinde, ruhsal girdaplarda sitemle, hatta .....
Aleni öfkenle, << -SÖZÜN-TAVRIN MECLİSTEN İÇERİ ...>> Hallerin egemenliğinde ....
Hem de, inadına, inadına hallerde, yakıp-çekip,üfürüp-savurup .....
Halden, hale koyularak, kararıp, geçtiğin, öksürük, aksırık ta, neredeyse boğulma nöbetine tutulma pahasına ......
Gözünü karartıp, hayataın pahasına tellendirdiğin cigarayı .....
Derin, derin ve hem içtenlikle, hem de ......
Somurup, iç çekmelerin gazına gelip, faytonuna binmişliğinle, hırs ve öfkeyle, dahası burnundan solumacasına .......
İçine işleyenliğine lanet etmişliğinle, küfrün bini, bir paralarda sövüp,sapanlayarak .......
Hüzne yenilgilerin tarifsizliğinde,efkar, efkar savurmalara koyulduğunda .....
Elinde olmaksızın ve başına buyruklukta, seni hiç mi hiç iplememiş, dinlememişliğinde başlar, gözlerinden .......
Kah içine, kah dışına, yanaklarına, çenene ve hasılı .....
En az kendin kadar hırpanileşen giysine akıttığın .....
Nisan yağmurlarından da bereketli ve adeta, onlarla yarışıp, hatta zaman, zaman onlara taş çıkartmacasına bolluk ve bereketle yağan, akan deli-bozuk yaşlar ....
<< - Göz yaşı-sümük düğünü ...(!) >> Hallerine esarette, hayatla-cigaranın .....
Gizli-kapaklı kumpaslarda, sana son bir oyun oynamaya karar verip te ......
Dur-duraksız akan göz yaşlarından sönmesi hallerini de yaşamanın '' CABASI '' Olup, çıkmışlığında .......
Bir vurursun, Pir vurursun kendini ......
Kah geceye, kah şafağa, yada sehere, olmadı ...
Akşam güneşinin, o bilindik keder şalına sarılıp, malum ve kendine has süzülmeye koyularak ....
Salına, salına, aheste hallerde gözden kaybolduğu anların da ....
Albenili ALACA KARANLIĞIN, seni tepeden, tırnağa kuşatıp, sarmışlığında ....
Yahutta, senin yitirip te hiç bulamadığın EŞREF SAATİ'nin yerini kaşla-göz arasında alıveren .....
EŞEK SAATLERİ'nin çengelinde dönüp-durduğun her halükarda ...!
Öfkeni, küfrünü, adı konmamış ve lügatlardan taşan .....
Fikir, düşünce ve sözcük küfesini , hırsla ve bir o kadar da azim ve iştahla, en canhıraş hallerde yıkarsın üstüne, üstüne ....
O, anın ve duygularının dizginlenemezliğinde ......!
'' - AĞZINDAN ÇIKANI, KULAĞININ DUYMAMIŞLIĞINDA....! ''
Sövüp-sapanlamalarında, kitabına ve usule-erkana uygunluğa aldırmadığı hal ve zamanda, kendine has cevvallik ve uygunlukla .....
ARZ-I ENDAM EDEREK , sahnedeki yerini ve kendine biçilen rolün gereğini yapmacasına yerini almışlığında ......
İşte, tam da bu anın ve ortamın kanırta, kanırta dayatmışlığında ..!
'' - KAMBERSİZ, DÜĞÜN OLMAZ ...! '' Modunda, bu hale kusursuz uyumlulukta, tabloyu tas tamam etmecesine .....
Gereğini yapmanın, kemaline ve cafcafasına uyarak .......
'' -KENDİNDEN GEÇENLİĞİNDE ...! '' Çıkar meydana , o an .......
İçinde sakladığın, bu günler, anlar, koşullar ve ortamlar için besleyip, büyütüp .....
Kollayıp-gözettiğin, gerçeğin, gerçek yüzün ve özündeki SEN, çıkar meydana ...
Çıkar meydana ......
ÇIKAR MEYDANA, gerçeğin, gerçek yüzün .......!
Yani ve özcesi ve özündeki, sakladığın, besleyip-büyüttüğün, sen ...
O ana dek, sabır ve özenle içinde sakladığın, sen .....
Çıkar meydana o an, içinde sakladığın, sen .......
ÇIKAR MEYDANA O AN, İÇİNDE SAKLADIĞIN, SEN ....
O AN, İÇİNDE SAKLADIĞIN, SEN ......

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

Immenstaad / Almanya

03 / 08 / 2024 - Cumartesi

Saat ; 16_16

 

Tutanım, neden sen olmayasın ?
Konuştukça, gözlerin ......
Savrulan yapraklar kesilip, savruluyorum .....
Düşmeden tutmacasına, bir elin ...
Bana uzanacağını bilmenin, huzuruyla ......
De, bana .....
Tutanım, neden sen olmayasın ?
Tutanım, neden sen olmayasın ?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
03 / 08 / 2023 - Perşembe

Saat ; 17_05

ÖLMÜŞ EŞEK ………….. Hayatın dayatma ve kasırgalarına göğüs germekten bilenmiş yüreğinle … Pabuç bırakmamayı öğrenmişsen olur olmaz hallerle, k...