5 Kasım 2024 Salı



BİR AKREP...
BİRDE CELLAT....

Bir akrebin birde celladın ağusu içindedir..
Karanlığın zulasında kalınca kendi ile başbaşa..
Naçarlıkların sarmalında,
Yada ,
Can almışlıkların,ölüm soğukluklarında...
Velhasıl,acıları dayatmasında hayatın ona.
Kusar,zehir zemberek ağusunu ölümcüllüklerde kendine.
Kahır kahır ...
Acı acı...
Ölüm ölüm..
Azrailliklere soyunmuşluklarda.
Yüklenmişliklerde can almaların ağırlığını..!
Bir öldürdüğünde bin ölür cellat..
Ölümlere alışmışlığın,
Öldürmelere soyunmuşluğun duygu fırtınalarında..
Öldüre öldüre,ölümün şerbetini kanıksamışlığıyla..
Diline vurarak cansız bedenliklerin kekremsi acısı...
Düğümleyivererir tarifsiz elemleri gırtlağına..
Çözsün çözebilirse o an haydi kolaysa,
Tarifsiz kördüğümlerde kalakalmışlıkla,korkularından yüreğini..!
Dişi,bokunu kesmez işte o an...
İşte öyleliğinde vurur kendini içkiye..
Titreyen elleri,ireren gözbebekleri,ufalan yüreğiyle..
Korku korku nöbetlerde,unutmalara uzanamamanın bedbahtlığında...
Dökülür terler,süzülmüşlüğünde alnından gözlerine..
Karabasanların anaforlarına kapılmışlıkla..!
Her ölüm,korkularının dirilişidir aslında onun için..
İlmek,ilmek yağlı karalığında dolanır eline..
Dolaşıvermişliğinde,elinin ayağının birbirine..!
Bölünen uykularında,
Naçarlığında korkulara,çığlıklara bölünür ömrü..!
Dirilip gelirler,ard arda iplerde sallandırdıkları..
Vicdanının karalığından çok...
Can almalara tutsaklığın karanlığında..
Dizilir lokmaları,
Nafakasını ölümlerde varetmişliğin acısıyla, boğazına..
Kaşarlanmış,yalancı kahkahalar patlatsada..
Kovamaz hayaletlerini,korku ülkesinin..
Kıvranıp durur bedeni,
Uykusuzluklara belenmişliğinde çığlık,çığlık..!
Ağarken karabasanlar,bulutlar misali apansızca üzerine.
Ateşe düşerse Akrep,
Yada,
Kimbilir,türlü ölümcül naçarsızlıklara,
Kaldırıp koyvermişse hayat bedenini...
İşte böyleliğinde hallerinin..
Katline ferman der,kusar ağusunu kendine..
Sunmuşluğuyla ölümlülüğü kendi kendine,postu deldirtmeden ötekilere..!
Götürerek sırrını ve bilinmezlikleride beraberinde..
Alıp koparıverir hayat ağacını,yaşam tarlasından..
Can havliliklerin aceleciliğinde..
Göz açıp kapayıncaya dek ki,kısacık zaman dilimlerinde..
İçirir ölüm şerbetini kendine..
Kusarak kinini,öfkesinide bedenine zerkeder ağusunu..
Verir canını,can almaların hazzını bile unutmuşluğunda...
Can pazarına düşmüşlüğün telaşıyla..!
Ve...
Cellat,
Boyunlara taktığı her ilmeğin,
Kah,
Direniş direniş,yüceliş yüceliş...
Kah,
Korku korku..
Kabus kabus...,
Zamanların..
Akreple yelkona arasına sıkışıveren yitmişliğinde.
Cansızlıkların,sıcakdan soğuğa uzanışlığındaki zamansızlıklarında,
Hayatlı bedenlerin, hayatsızlığa yuvarlanıverişliğindeki yitiklikleri tatmışlığında..
Tattığı onca karmaşık duygunun sarmallığında
Sallanakalır aklının ve korkularının..
Karanlık arka sokaklarında,kaybolmuşlukları yaşamışlığında..!
Aslında, ilmiklerin ömrüne atılmışlığında,
Tir tir titremelerini saklamaya soyunmuşlukla..!
Bir cellatın ömrünün heba olmuşluğundan arta kalan acılarıyla..!
Süner,süner....
Süner durur o'da, içindeki korku darağacında..!
Rüzgara kapılmışcasına yaprak misali tir tir titreyen ellerinde,
Ne kir arınır,
Nede için için, içini kaplıyan o onulmaz acısı diner..
Feri yittikce bedeninin,yaklaşır zamanın azrailliği ona...
Korku salarak yüreğine,esir alır onu yaşarken ölmüşlüğünde...!
Kimbilir, belki işte o anda en iyi o anlar açmazını hayatının.
Yaşamışlığında ölümü,öldürmeyi.
Ondandır,çokcasının kendilerini kahır kahır içkilere vuruşu..
Unutmak için içtikce aykırılıklarda,
Kaplar benliğini, anımsama anımsama korkusu.
Çığlıklara aralanan ,kanı çekilmiş dudaklarla..
Azabını kusar,karanlığa..
Lanetler lav olup yağar,üstüne üstüne..
Gözyaşlarının,ömrünü ve geceyi ağartamamışlığında..!
Akreplik ve Cellatlık ne menem bir illettir,nasıl bir açmazdır..?
Nasıl bir lanet halkasıdır..?
Kördöğüşlüklerin yorgun argınlığında...
Kör atın kazığa dolanmışlığından da beterliklerde..
Dolanır durur Akrepde,Cellatda kendi yalnızlığında,
Dahası...
Ölümün,ölümlülüğün naçarlığında..!
Zamanların,
Onları ve ömürleri,ölüm ölüm yutmuşluğunda.
Bir dillenebilse ruhlarının derin karanlığı..
Labirentlerinin kirli taşlarını ağartabilse gün ışığı..!
Bilinmezliklerinin,gizemlerinin volkan volkan patlamışlığında..
Akar, kızıl lav yakıcılığında...
Ömürlerinin acıları,ağuları,korkuları..!
Amma velakin,
Alışmışın kudurmuştan beterliğindenmidir,
Yoksa,başkaca bildiğinin olmadığındanmıdır,
Nedir,nedendir bilinmez..!
Her ne illet..
Ve,
Her ne melanetliktense...
Bir Akrep,
Bir de Cellat,
Kusar ölümü,ağu ağu..!
Yeni hayatların,canların kararıp kalmışlığında..!
Ölümün soğukluğunda,ömürlerin buzul buzul çoğalan naçarlılığında..
Donakalır umutlar..
Akreple, Cellatın akrep sokası akrabalığının,
Soysuz ve soyka ortaklığında...!
Bir Akrebin,
Birde Cellatın...
Ağu ağu ölümü sunmuşluğunda..!

Mualla Yassıbaş
Hildesheim/Almanya
04.09.2009
Saat:17_15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÖLÜME KÖPRÜ VE ELÇİLİKLERDE ..... AZRAİL KESİLİRLER, AZRAİL ........! Çözümsüzlükleri tarifsizliğe kurban giden anlar, haller ve olaylarla k...