16 Ocak 2015 Cuma

HÜZÜNLERİN CENDERESİNDE …!
Suskunluğunda ne çok kelam eder,
Neler, neler anlatırdı , gözleri..
Bir resim güzelliğinde de olsa,
Çerçevenin sınırlarına tutsaklıkla .!
Özgürlüğe hasretlik le bakarken , melül, melül..
Fısıldardı adeta , ona bakan gönül gözlerine..
Tüm benliği ve inanca kesen yüreğiyle..
Bilseniz ki , nasıl şanslı , nasıl da ayrıcalıklısınız..!
Ama , ne acı ki…
Çoğunuz, bunun farkında olmamışlığında…
Hayatı, ömür’ü , güzellikleri ıskalayansınız..
Uzansa elleriniz , kırsa çerçevemi..!
Salıverseniz beni , resimliğimde..
Alıp ’ ta başımı , dilediğimce gitmecesine..!
Tatsam özgürlüğü .
Tatsam özgürlüğü.
Bakınca, gördüğünüz hüzün…
Sadece göz bebeklerime işlemiş değil , benim.
Yüreğim , ezincliklerle…
Gönlüm , özlem ve bezginlikler le dolu.
Ondandır , şimdi…
Tıpkı , yüreğim ve gözlerim misali..
Lal olmuş dilimle bakmaktayım , size..
Hüzünlerin cenderesinde..!
Hüzünlerin cenderesinde..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
08/02/2014

KARDELEN ÖMÜRLER..,GÖNÜLDEN GÖNÜLE BİR GİZLİ YOL VAR: MAVİ SİYAH İÇTİM GECEYİTadarken ölümü,mavi siyah i...

KARDELEN ÖMÜRLER..,GÖNÜLDEN GÖNÜLE BİR GİZLİ YOL VAR: MAVİ SİYAH İÇTİM GECEYİTadarken ölümü,mavi siyah i...: MAVİ SİYAH İÇTİM GECEYİ Tadarken ölümü,mavi siyah içtim geceyi.... Azap azap sunuldu bana,çile dolu hayatımın sonlanması... Önce duygul...
MAVİ SİYAH, İÇTİM GECEYİ

Tadarken ölümü, mavi siyah içtim geceyi....
Azap, azap sunuldu bana, çile dolu hayatımın sonlanması...
Önce duygularım iğdiş edildi, gülmeyi haram kıldılar...
Sevmeyi bilemem işliklerinden...
Yüreğime kor koydular, sevmenin suçluluğunu şiddet ,şiddet, korku ,korku, ölüm,  ölüm !
Olayım diye , bende tıpkı kendileri misali, sevgiden yana çorak diye...
Çöle döndürdüler,  güzelim gönlümü,
Bahar çağımda, kul- köleliğe tutsak edilmişliğimde...
Sonrasında, çalındı yaşam hakkım elimden..
Tadamadan ben yürek sevincinin rengarenk duygularını..
Gömüldüm ölüme diri diri bir kümes de ..
Halime acımış lığında , gıdaklama senfonisiyle ölümüme eşlik eden, feryat figan tavuk seslerinde..
Tadarken ben ölümü an be an, gecenin içinde,
Taş kesilen yüreklerce dayatılan vahşetle..!
Naçar 'lığın zincirlerine tutsaklıklar da daha bu körpe güzelliğim de...
Kursağımda kalmışlığıyla yaşama sevinçlerimin..
Mavi , siyah içtim geceyi...
Kirpik uçlarında takıldı yaş, yaş...
Ve boğazımda düğümlendi hıçkırık,  hıçkırık..!
Ölüm şerbetini içerken dede-baba elinden ben
Onlar....
Olmayan vicdanlarında, haklılık ve meşruiyet  fetvaları sunuyorlardı kendilerine..!
İlbizli beyinlerinin ve insanlıktan nasibini alamamışlıklarının karanlığında..
Akıllarınca...
Yaradan'ın emrine ve törenin bağnazlığına sığınarak, sunarlarken bana ölümü..
Bir kümesin orta yerine kazıldı mezarım, gömüldüm diri diri ölümü tatmalara..
Ah be Orhan Veli.. Ah be ağabeyim..
Senin İstanbul'unun orta yeri sinema..
Benim katlim in mekanıysa kümeste ki  ölüm çukuru..!
Orada gömüldüm, hicran, hicran, debelen işliklerde ben, ölümün renklerine..
İçtim gecenin mavi siyahını utanç Abideliğinin , akla zarar despotluğunda..
Sararken beni ölüm, vahşetin ortasında..
Mahşerin iki atlısı yakınım, ölümü sundular acımadan ve utanmadan...
Vicdansız , vicdanlarını rahatlamışlıkla, alarak canımı ALLAH adına(!)..
Mavi siyah içtim geceyi, ölürken diri diri toprağa gömülmüşlüğümde..!
Ölümün ve sevgisizliğin günahkar karalığında..!
Kendilerine insanım diyen, insafsız mahlukların acımasızlığında..!
ALLAHLIĞIMA ve AZRAİLLİĞİME soyunmuşluklarında..!
Hem de ALLAH ve töre adına...
Mavi siyah içtim geceyi ölüm çığlıklarında, vahşetin çağ dışı gazap 'lığında..!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ/İSYANİ
Hildesheim/ Almanya
05/02/2010


15 Ocak 2015 Perşembe


HÜZÜNLERİ DEMLEDİM,HÜZÜNLERİ.!

Rüzgar, rüzgar kışı muştulayan.....
Bir hazan akşamında,
Sızım sızım, sızıların...
Ama, daha çokta ...
Elemlerin, beni sarıp sarmalamış lığında.
Gölge, gölge, dantela güzelliğinde...
Yüzümü öpüp, okşayan akşam güneşi ,
Bürünüp te, o muhteşem turuncu şalına.
Hazırlanırken vedaya,
Mahzunlaşan yüreğimin tiril tiril titreyip,
İçin, için, üşümüş' lüğünde...
Sessiz, süzülerek,
Islatırken gözyaşlarım yanağımı.
Derdest edip,
Hüzünleri demledim, hüzünleri..
Gönül imbiğimde..

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
22/09/2013
Saat:11_30


AÇMADAN, SOLAN AZAP ÇİÇEKLERİDİR ..!

Göğünün, gönlünün, yüreğinin ve umudunun kandilleri sönen …
Hisar buselik makamlarda gün tüketip , kahır çoğaltan..
Ezin'cin, elemin esiri ömür ve bedenleri ..
Korkuların, kabusların, karabasanların ..
Katran karası sarar, iliklerine dek işlemecesine ..
Çürütür için, için…
Tıpkı, nemlerde ömür tüketen duvarlar gibi ..
Gamlara belenmişliklerde ..
Sıfırı tüketirler ..
Yaşayan, ölü canlıklarda ..
Aydınlığa ve umuda hasretliklerinde ..!
Dert büyütürler, dert ..
Kirpik uçlarına müptela göz yaşlarıyla ıslatıp, besleyerek ..
Dağlanmış yaralarının ..
Yeniden ve art arda açılıp kanamasında ..
Ölüp, ölüp dirilirler ..
Kerahat zamanların kuytusunda ..!
Dert büyütürler, dert ..
Dertlerin, onları sarmaşık misali sarmışlığında ..!
Günlerin, zamanların ve ömürlerinin bağrında .
Savrularak, elem kasırgalarında …!
Beyhude ve nafiledir, onlar için güzellikler ve düşler…
Ve, sadece kurumuş gül pembesi yalanlar demetidir..
Onlar da savrulmuştur..
Tıpkı ömürleri misali, gecelerin karasında,zamanın kuytusunda..
Onlar, kahır yüküne tutsak dolap beygirleridir kendilerince..
Değil, dünyaya ve hayata..
İçin, için kahırlara bulanmışlıklarda..
Gecenin, siyah atlasından da koyu karanlıklarda..
Yelken açarlar, yelken ..
Haritasız, pusulasız, dümensiz takalarla ..
Düşünce ve sözcüklerin makaralarını koparmışlıkla..
Kah, karanlık bir sokakta..
Kah, kuytu bir meyhanenin loşluğunda ..
Kah, mezarlıkların meşum ,ürperten sükununda..
Vururlar kendilerini ..
Karabasan ve hıçkırıklarla kesilen, ürkek ,korkulu uykulara..
Yorgunluktan harap-türap olmuşlukla ..
Külçe gibi yığılıp kalarak, mekanların, günlerin..
Hayatın, anlamını çoktan yitirip..
Onları yutmuşluğunda..
Kendilerine bile ıraklık, küskünlük ve yabancılıklarda..
İçerler, korkuların ve hicranın ağusunu ..!
Dolup boşalan şişelerin, içine yuvarlanmışlıklarda..
An gelir..
Mey onları içer, sarhoş olur art arda devrilen şişeler..
O biçareler adına..
Onların acısını, camlıklarında yaşayarak !
Salım,salım sallanır,yuvarlanıp dururlar ..
Oradan oraya, toza, toprağa veya göz yaşı-sümük düğününde ..
Sarhoş kusmuklarına, salyalarına bulanmışlıklarında..!
Nihayetinde ..
Böyleleri için, gündüzler bile ..
Karanlığın kayya kuyusu olup çıkar, sonun da !
Onlar ki, bedbahtlık bataklığında ..
Ömürler tüketen, ölü canlıklarında .
Çalınmış, yitmiş hayatları yaşayan
Açmadan solan, azap çiçekleridir ..!
Açmadan solan, azap çiçekleridir ..! 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
10 / 01 / 2015 Saat;03_57 

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...