10 Ağustos 2015 Pazartesi

                                                  
                                                     LİME, LİME HÜZÜNLERİM BAKIYOR ...!
Ruhumda fırtınalar,ömrümde kıyametler kopmuşluğun da ...
Kapıldığım hayat kasırgasında ..
Çevirip ,çevirip çemberinde,savurarak ..
Vurdu felek beni, yerden, yere ..
Sessiz yürek çığlıklarımı ,
Feryat-figan naraları mı hiç kimselerin işitmemişliğinde ..
Ömrüm geçip gitti, hazan yellerinde ,
Üç maymunluğun geçer akçeliğini hala mı hala yitirmemişliğinde
İnsan denen , hilkat garibesi cümle acuzeler ..
Gülüp, geçti halime ..
Benim, bende yitmişliğimde ..
Paralandım defalarca, un-ufak olmacasına, kendi uçurumlarımın derinliğinde ..
Dipsiz kuyularda ömürler tüketip, bedenler çürütürken, ben ..!
Zil takıp oynuyordu, çengi ruhlar, çevremde ..
Nafileliklerde ömrümün, tarümarlıklarda nefesimin tükenmişliğinde ...
Dünyanın bakiliğinde, ömrümün faniliğinde ..
Alıp ta başımı, çilede o, bilinmez aleme göçüp-gitmişliğimde ...!
Ardım sıra kalan, acıların katran karasına bulanan, param parça resimlerimle ...
Şimdi, boş bir çerçevede, kederlerimin onlara sinmişliğinde ...
Lime, lime hüzünlerim bakıyor, size ,.
O arsız suratlarınıza tükürerek, benim yerime ..!
O arsız suratlarınıza tükürerek, benim yerime ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk/Edremit
10/08/2015
Saat;15_05

ADI ÜSTÜNDE, DİLBER-İ AFET, FARFARAYDI ..!
Mahallenin delisine çıkmıştı adı, durduk yerde ..
Salkım-saçak açılır, saçılır ..
Olur-olmazlıklar da ....
Tarifsiz rahatlık ve hafiflikler de ,
Sere-serpe atardı kendini öylece, ulu orta bulduğu her yere ..!
Kimine göre, hafif meşrep..
Kimine göreyse, eli maşalı aşifteydi eni-konu ..!
Cümle hemcinsleri, sıradan kadın ömürler ..
İçin, için kıskanırlardı, ondan sevdikleri erilleri ..
Ondan olmalıydı, azıcık ürkerdi herkesler ondan ..
Hani'ya,şunun şurasında, farfaralığında, çıkmıştı adı dokuza, inmezdi sekize ..
Apansız, şen-şakrak kesilerek ...
Nedensizliklerde, güler .
Gülerken, ağlama krizlerinde hıçkırıklara boğulmacasına isyanlara durarak ..
Apansız,geçerdi kendinden, durduk yerde ..
Tekin değildi o, kimilerine göre ..
Kimileriyse..
Efsunlu deyip çıkmışlardı onun adına,ardı sıra ..
İki dirhem, bir çekirdek afetliklerde, attı mı kendini yollara ..
İn-cin top oynardı,o an,adeta sokaklarda ..
Kaçışırdı cümle hatunlar..
Kah pencere ardına, kapı arkasına, kuytuluklara ..!
Savurarak yürüyünce saçlarını, bahar kokuları saçardı ..
Kelebek kadar kıprak, arı gibi uçarı ve ısırgandı ..
Değil, kimi-kimseyi..
Umuruna takmazdı, dünyayı ..
Ondandır, yarı deliye çıkmıştı adı ..
Mahalle yansa alev, alev..
O, aldırmaz,aynada saçlarını tarar ..
Kapıldığı kahkaha tufanlarında, ortalığı birbirine katar...
Bir şey olmamışcasına havalarla,
Baygın bakireler misali,süzgün süzgün bakar ..
Yürek hoplatışlarla, nice canlar yakardı ..
Adı üstünde, dilber-i afet, Farfaraydı ..!
Adı üstünde, dilber-i afet, Farfaraydı ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
10/08/2015
Saat; 14_20



ŞALLAR GİZLEYEMEZ

Şallar gizleyemez bendeki fırtınayı ve önleyemez gerçeğin doğuşunu ..
Ben kaçtıkça zamandan ve benden.. Boğuluyorum,içinde debelendiğim gerçekle, dertlerin beni yutmuşluğundan .. Naçarlığın ne olduğunu öğrendim, öğreneli .. Ne üstüne gidemediğim için kızdım dertlerime ve karanlığıma .. Nede gerçeğin bana haykırışını duymazdan geldim .. Kulaklarım sağır olsa da,ruhum duymakta her bir gerçeğin dillenişini .. Ondandır ki,kendi gerçeğimle yüzleşememenin kör sancıları sarınca beni .. Şallar yetişiyor imdadıma,insan olmuşluğumun naçarlığında .. Zaman ve dertler yeniyor beni... Zamana yenildikçe ben, şallar örtüyor içimde büyüyenkorkularla,gerçeğimi ... İnsan kendine,zamana ve dertlerine yenildikçe .. Acımasız hayat, zaman ve şallar .. Ele veriyorlar hemen ... Onlara sığınan, içi, içine sığmayan benim gerçeğimi..! Onlara sığınan, içi, içine sığmayan benim gerçeğimi..!

Mualla Sezgör YASSIBAŞ

Altınoluk/Edremit

10/08/2015

Saat:05_08



Tenleri, bedenleri, ömürleri bekleyerek eskiyen giysiler gibidir zaman..
Akıp giderken eskir ve eskitir ..
Eskiyen zamanlardan anılar ..
Gar dolaplardan, giysiler
Ömürlerden an gelir anılar, acılar, mutluluklar..
Keşkeler ve pişmanlıklar taşar ..
Zaman, an gelir kirleri yıkar, an gelir anıları soldurur..
Gar dolaplardaki giysiler misali eskirken için, için ....!
Gar dolaplardaki giysiler misali eskirken için, için :::!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk
10/08/2015
Saat:04_24


RAKSA KOYULDUM, ANADAN ÜRYANLIKLARDA
Afişe olmuş, ihtiraslı aşklara soyunmuşluğumla ..
Önce bedenimi, ardı sıra ruhumu soydum ...
Bilinmemişliğiyle kadrimin, kıymetimin ..
Duygu kırıntılarında uyutulup, avutulmalar dayatıldıkça ..
Önce aşktan, sonra kendimden ve nihayetinde, soğudum hayattan ..!
Vuralı beri delilikle, vurdumduymazlığa kendimi ..
Düştüm sonunda, boyalı basının aylakçılarının işgüzarlığında ...
Tefrika, tefrika aşk öyküleriyle..
Metelik etmez, pas paye bulvar gazetelerinin üçüncü sayfalarında
Ucuz kalem oynatmaların silikliğinde, defolu baskılara kurbanlıklarda ...
Meze yapılan, kırık-dökük baskılarla ...
Elden ele dolaşan aşkım, öyküm ve yorgun-bitap ömrüm le ...!
Sıradanlıkların hoyratlığında ..
Zamanın ve hayatın acımasızlığında ..
Raksa koyuldum, anadan üryanlıklarda ......!
Raksa koyuldum, anadan üryanlıklarda ......!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Altınoluk / Edremit
10/08/2015
Saat;01_33

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...