17 Eylül 2021 Cuma


 DESİN, BANA .....!

Şu dertler küpü, kirlere bezenmiş ..
Hüzünlerle, buruk,kırık-dökük sevinçlerin ...
Sarmallıkda, hatta, kör düğümlük de iç, içe geçtiği, kocaman şehirde ..
Kalabalıkların çoklukla, üç maymunluklara ve deve kuşluğa özenen ..
Niteliği yitirmiş, yığın,yığın kalabalıklarının ..
Şu üst, üste dizilerek, adeta ..
Ha, yıkıldı, ha yıkılacak hallerde ..
Üstünüze, üstünüze abanan...
Demir ve beton karışımı gövdeli...
Plastikle, ruhları iğdiş edilmiş apartmanlarına tıkışıp, tüneyen ...
Karakter erezyonunda, bitip-tükenen ..
Yığınlar sürüsüne dönmüş kalabalıklarının, bakar körlüğünde ..
Çığ gibi büyüyerek, beni lime,lime edip yutuşuyla ..
Sokakların ve duyarsız yığınların orta yerinde, devrilip kalacak hallerde ..
Adeta, su almalarda.....
Ha battı-ha batacaklar da, yalpalayarak giden...
Dilenci vapurlarından da, beterlik de ..
Ayağımda ki görünmez prangaların, tonlarla bile ifade edilemeyen sınırsız ağırlığının, beni iyiden- iyiye mecalsiz koyup ...
Toprağın, yedi kat dibine çekmelere kararlılıkla asılarak, bitap düşürmüşlüğünde ...
Kapılarının önüne.....
Ya da, üzerilerine devrileceğim korkusuyla olsa gerek ..
Panjurlarını, çifter kat kapatıp ..
Kapılarını, ekstra kilitlerle takviye etmecesine, zırh gibi kitleyip kapatmış'lığında ..
Yalnızlıklarda, sonuma adımlamayıp da ne halt edip, ne herze yiyeceğim ????
İçinizden biri, çıksın da desin, bana ..
Desin, bana ..!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad / Almanya
17 / 09 / 2017
Saat ; 23_03

13 Eylül 2021 Pazartesi

ÖMRÜM VE RUHUM HÜZÜN SARNICIYSA .... 
 Diyorlar ki, sıkça, adınla tezatlıklar'dasın ......
 '' - Adın, Güler, oysaki her halinle gülmelere, sevinçlere hasret, elemlere ve göz yaşına aboneliğin aşikar ..! '' 
Acı, acı tebessümden başka ne gelir ki elimden .... 
Adım, Güler olsa ne yazar, tufalara gelmişsem doğdum, doğalı, hayatın bağrında .... 
Hele kide ..... 
Ömrüm ve ruhum, hüzün sarnıcıysa ........ 
Kurmalı bebekler misali Pollyannayı, şirinleri oynamak ve rol kesmekten başka ne anlama gelir ?
Sırf, gülmüş olmak için gülme adına, bir yerlerimi yırtmaca'sına ..... 
Gülüyormuş gibiler de, pişmiş kelle misali sırıtışlar ........ 
Olsa, olsa gerçeği alalamak yada yok saymak ve kendimi, çevremi kandırma ahmaklığı olur ....... 
Gülme adına, pişmiş kelle misali sırıtışlarla, kendime ahmaklığı'mı reva görüp, çekeyim mi sineme ? Dedim ya ....... 
Ömrüm ve ruhum, hüzün sarnıcıysa ........ 
Riyakarca sırıtmak, neyime ?
Yoksa, durduk yere ... 
Ahmaklığı, reva'mı göreyim kendime ? 
Ömrüm ve ruhum, hüzün sarnıcıysa ........ 
ÖMRÜM VE RUHUM HÜZÜN SARNICIYSA ....... 

 Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
 Immenstaad / Almanya 
 13 / 09 / 2021 - Pazartesi 
 Saat ; 11_00

12 Eylül 2021 Pazar

AYAZA KESİP, ÜŞÜYÜNCE YÜREĞİM ........


DONA KALIR  DÜŞLERİM ......


'' - RUHUM YOKSUNLUK VE YİTİKLİK DE PARALANIR ......! ''


Çilenin, azabın, kahrın, gayya kuyularında .....

Unutur sevinçleri, mutluluğu .......

Küf tutar, mutsuzluğun, köhne karanlıklarında ........

Iskalanmışlığın hüsranların da, çürür için, için ......

Yazık olur, yazık .....

Diş-tırnak, hayata tutunma savaşında, harcadığı emeğe, çabaya, güce ve zamana ....

Durup-düşününce fark eder, insan .....

Toprağın bağrı, hüsrana kurbanların ölü bedenleri ve mezarlarıyla dolu .......!

Ondandır  ......

<< - HER KİM, KULAK KESİLEREK DİNLEYE BİLİRSE, TOPRAĞIN DERİNLERİNİ .......

Dünyanın yalan'lığın da, hayatın yaşanmış'lığında, gerçeğin yadsınamazlıkla  hayatı ve ömürleri, bedenleri, ruhları kuşatmış'lığın da .......

KEŞFEDER, HÜZNE KESEN BEDENLERLE, ÖMÜRLERİN DİNMEYEN YÜREK SIZILARINI, TALAN ACILARINI .....

Derler ki .....

'' - Kır çiçekleri, toprağın ve bağrında'kilerin hüznüne dil olur, renk, renk açmış'lığın da ......

Kır çiçeklerinin, bıkıp-usanmadan ve doğallığın da , doğaçlama var oluş süreçlerinde, ölüp, ölüp dirilişlerin de saklıdır ......

Toprağın ve bağrında yatan toprak olan TOPRAĞIN VE BAĞRINDA YATIP TOPRAK OLAN ÖMÜRLERLE, BEDENLERİN ....

Çileli ömür öyküleriyle, dinmek nedir bilmeyen yürek sızıları, ruhlarının dokunaklı iniltileri,

toprağın derinlerinden kopup gelen uğultu ve iniltiler .......

Hayatla- ölüm arasındaki gelgitlerde, yaşadıkları sarsıntının dillenişi ...... 

Adeta, ete-bedene kavuşmasıdır .....

Gözle görülüp, yaşanan, heyelanlar, depremler acıları tazelerken, unutulanların da yad edilmesine sebep olur, kapı aralar, fırsat yaratır, fırsat duyarlı ömür ve bedenlerde .....

Toprağın bağrındaki HAŞRÜ NEŞR DE, dağılan ölü bedenlerde, yeni hayatların fışkırması

dünyanın, hayatın ve insanlığın bağrındaki gizemli ve bir o kadar da girift döngünün, kusursuz işleyişinin eseri ve ürünüdür, ürünü ......!

Öyle ki, bu muntazam döngüde, nice nadide ve paha biçilmez dahası emsalsiz değerler, nesne ve kimi objeler, toprağın bağrında saklı'lığın da güvenle ömür sürer .....

Kimisi, ELMAS'LIĞIN DA GÖZ KAMAŞTIRIRKEN .............

Kimisi, KÖMÜRLÜĞÜNDE YANAR ALEV,ALEV, KÜLE-TOZA, DUMANA KESMECE'SİNE ......!

Sırlar misali ......

Toprakta, saklar bağrında, hayata dair gizemli emareleri, var oluş öyküsünün kalın sır tabakasıyla kuşatılmışlığın da, bırakın günleri, yılları, asırlardır aydınlatılmayı beklemişlikle,gün yüzüne hasret'liğin de ............!

Tıpkı ......

PAHA BİÇİLEMEZ BİR FOSİLDE, MİLYONLARCA YILIN SIRRININ SAKLANIŞI GİBİDİR ....!

TOPRAĞIN BAĞRINDA, HÜZÜNLERLE, HAZLARIN, ELEMLER LE, SEVİNÇLERİN İÇ İÇE GEÇMİŞLİĞİN DE ASIRLARDIR, GARİBİM TOPRAĞIN ÇEŞİTLİ VE SAYISIZ TETİKLENME GİRİŞİMİ YAŞAYIP, ATLATMIŞ'LIĞINDA ....

 HÜNERLİ VE EN YALIN HALLERDEKİ SAKLANIŞ'DA, ÖMÜR SÜRÜŞÜ .....

Mucizenin ta kendisi değil de, nedir ?

Var mı, bunun başka izahı .......

Onun içindir .............

SIRLAR ......

HAYATIN, ÖLÜMÜN, HAZLA, HÜZNÜN, SEVİNCİN, ÇAĞLARLA, İNSANLIĞIN ANAHTARIDIR, ANAHTARI .......!

Dahası .......

ÇÖZÜM BEKLEYEN, DEVASA ŞİFRESİDİR, ŞİFRESİ .....

BOŞUNA DEĞİLDİR

<< - SIRLAR, HAYATIN ŞİFRESİNİ SAKLAR ......! >> Demeler ....

Bu salt akla en yatkın olan değil düpedüz, gerçeğin ta kendisidir .....

Ta, kendisi ........!

Sırlar, hayatın şifresini saklar .........!

SIRLAR, HAYATIN ŞİFRESİNİ SAKLAR ....

Bilesin ki, sebebi budur ......

Böylesi hengameler girdabında yutulmuşluğumda, üşüşünce hayata dair bilinmezliklerle, sırlar,  durduk yerde, ömrüme, bedenime, ruhuma ...

Dirisine, ölüsüne aitliğinde, onuda geç, spekülasyonda bile, kayda değerdir ve anlam, ifade eder, içerik ve bir o kadar da, değer taşır, değer ..... 

Bunların sağanağında yazda zemheriyi yaşamacasına titrer, içim-dışım hezeyan, telaş ve hatta abartıyla çoğalan korkuluğuyla ....

İşte tamda bu esnada, bu tetiklenmenin pençesinde debelenmeler de .....

Ayaza keserim, ayaza, toprağın meçhul derinliğindeki, sırlar sarmalında .....

Bilesin ki, budur sebebi ......

<< - Ayaza kesip, üşüyünce, yüreğim.....

Dona kalır, düşlerim .......! >>.

Ruhum, yoksunluk ve yitiklik de paralanır .....

AYAZA KESİP, ÜŞÜYÜNCE YÜREĞİM ........

DONA KALIR  DÜŞLERİM ......

RUHUM, YOKSUNLUK VE YİTİKLİK DE PARALANIR ....




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya 




11 / 09 / 2021 - Cumartesi 




Saat ; 21_35

 

11 Eylül 2021 Cumartesi


 ARKASI ......

GÖK GÜRÜLTÜLÜ, SAĞANAK YAĞIŞ GÖSTERİYOR .......... 



Bakarken toza belenmiş, örümcek ağına esir düşmüş, kırık ayna eskisine, kulaklarında Aşçı başı Beşir ustanın .......

Yeri- göğü kaplayan gümbür, gümbür kesilen o, davudi gür sesiyle .....

Çürük Mürdüm eriğine dönüp, mora kesmiş dudaklarından dökülen .....

Hasret dolu, Çukurova kokan soluğuyla, sesi yankılandı ....

<< - De, git babam, uzun etme, kurban .....

Öte git, önünü-ardını hiç karıştırma, eşip-deşme yaramı, açma gönlümün kırık-dökük kapısını ...

Zapt edemem .....

Dillenir, ören eskisine dönmüş, virane ruhum ......

Ona ayak uydurup, taşarsa yüreğim, önünü alamam, bak bilesin .....

Çünkü ......

Halim, hal değil .....

Burnumun direği sızlıyor, her bir yer hasret, hasret, ÇUKUROVA kokuyor ........

Dürtme, zorlama, gelme üstüme, üstüme  .....

Arkası ....

Gök gürültülü, sağanak yağış gösteriyor ......! >>

ARKASI ......

GÖK GÜRÜLTÜLÜ, SAĞANAK YAĞIŞ GÖSTERİYOR .......... 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




11 / 09 / 2021 - Cumartesi 




Saat ; 03_55

10 Eylül 2021 Cuma


 YAŞAMAK DEDİĞİN...!

Yaşamak dediğin, Pir Sultan misali... Düşmanın attığı taştan daha ağır gelen.. Dostun attığı gülün yarasına ve onulmaz acısına katlanmak demektir... Dahası;an geldiğinde başını onurla dikip... Direniş direniş,türkü türkü darağacına yürüyüp , Korkusuzca ilmiği boynuna takabilmek'tir..! Mavi gözlü koca dev'in deyişiyle.. ''-Bir ağaç gibi tek ve hür... Ve, Bir orman gibi kardeşcesine..'' Harmanlamaktır,sevgiyle hayatı..! Paylaşırken,yüceltmek mutlulukları.. Göğüsleyebilmektir dayanışma ruhuyla kavgayı.. Bölüşüm de yok ederek,bal eylemektir Arif'çe acıyı... Hüseyin olup,Kerbela' da kavganın orta yerinde, Çölde sevgiyi ekebilmek'tir ! Ölümlü bedenlik de bile,sevgiyi umuda beleyip Yeşertip,yaşatarak, çınar kılıp asırları ve yürekleri sarabilmektir..! Yaşamak dediğin...! İnsan olmanın onuruyla taçlanmış, Emek ve ekmek kavgasında alın teriyle ak yarınları yazan...Kutsal emeklere ,onurlu yüreklere, saygı duymaktır. Yüreğinin ta derinlerinde filizlendirmek'tir,yaşama sevincini Yele-kuza,çoraklığa,borana-zemheri'ye inatlık da..! Hep bana, Rab bana aymazlıklarına ve nefsin tuzaklarına düşmeden..! Kurdu-kuşu,börtü-böceği de beslemecesine, Hak bilirlik ve kadirşinaslık'la,, Tevazular da yontarak nefsini... Elem kirman'ında mutluluklar eğirmeyi becererek.! Bilmektir, ama dahada önemlisi asla unutmamak ve yadsımamak'dır .. Kefenin cebi olmadığını..! Yaşamak dediğin, Katran karası uykusuz gecelerde, Yıldızsız semaların lacivert atlasında.. Zühre yıldızı kesilip,kör kuyulardan çekip çıkartmaca'sına.. Var kılabilmektir aydınlığı, Direnç direnç çoğaltarak,öfkeye kesmiş yürek duygularıyla,diş bilemeler'ini..! Bir direniş destanında taçlandırmak dır insanlık onurunu..! Ve..., Yaşamak dediğin..! Yaşamın en onulmaz anında.. Tuz basıp,dağlayarak yüreğini.. Kan kusup,kızılcık şerbeti içtim diyebilmektir..! Ölümlerde,ölümsüzlüğü ve umudu.. Çorak gönülde sevgiyi yeşertebilmek.. Ve, Bir uçurtmanın ardı sıra .. Bir çocuk yüreğiyle takılıp gidebilmektir.! Velhasıl kelam.... Sorgulayarak hayatı, Kula kulluk etmeden... Kul hakkı yemeden... Haksızlığa baş eğmeden Yaşamak dediğin,insanca..! ''İNSANCA YAŞAMAK '' yani.. Zor Zanaat'dır ... Nazım Ustanın dediği gibi.. Bilseniz de, zor ve zahmetli.... Lakin ve yinede,vazgeçmeden savaştan,düşmeden umutsuzluğa.. Her halükarda..! Mutluluğun resmini de yapabilmeye çalışmaktır,Abidin misali...!... Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ... Hildesheim / Almanya 12 / 02 / 2010 Saat:10_45
7
3 Yorum
3 Paylaşım
Beğen
Yorum Yap
Paylaş

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...