30 Eylül 2021 Perşembe


 ŞİİR;

Sözün bittiği anı, yeri, hali duygu dili ve düşün sarmalıyla dillendirerek, insanın,insanlığın iç dünyasıyla, duygularını, gün yüzüne çıkartmakla kalmayıp, güncel hayatla bire bir harmanlayarak, zenginliğe ve çoğalışa hayat vermektir ......

Hasılı, iç benle, dış beni harmanlamanın adı ve ta kendisidir ....


                                                                                      '' Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ ''




KURSAĞIMIZDA KALAN SEVİNÇLER ................



Kursağımızda kalan sevinçler, okunmamış mektuplar, ilgilisine ulaşmayan armağanlar .....

Yerini, kişisini, adresini, gönlünü, hasılı, alıcısını bulamayan, selamlar ..........

Sahibine erişemeyen ve hiç mi hiç erişemeyecek olan,  hak edilmiş, lakin .....

Sahipsiz, boynu bükük  kalışlarda gölgelenen ......

Sahibince açılamayan paketlerle, sahipsiz valizler, unutulmuş  eşyalarla ......

Göz kamaştırıcı ışıltısını, albenisini yitirmiş, sönük lambalarla, toza-kire-pasa belenmiş, irili-ufaklı reklam panoları misali ............. 

Arefeyi görseler de, bayrama eremeyen, ömürler ve mahzun yürekler gibidir .........!

O, nafilelik de güme giden, bahtsız sevinç katarları, yolcusuz vagonlarla,  müşterisiz oteller ve yenmeyen, akidesi yitmiş yemeklerden farksız hallerde ....

Sadece ama sadece, başlarına gelen sonun, akıbetin finalini yaşamayı beklemeye tutsaklıklar da hüzünlere belen'erek, 

Dem kaftanları, şadlık fistanları yerine, gam urbalarını giymenin keyifsizliğin de .....

Zamansız, apansız pörsüyen, kırışık ciltlerle, feri yitmiş, gülmeleri unutmuş gözlerle, makyajı dökülmüş yüzler gibidir ........!

Hoyratlıklara kurban goncalar, açmadan solan tomurcuklar dır ......

Neresinden bakarsanız bakın, tutmaya çalışırsanız, çalışın ........

İliz, iliz eskimişlikler de, yırtılıp elinizde kalan, ahı gitmiş, vahı bile kalmamış, miadı dolmuş ambalaj kağıtları .......

Yahut ta, yıllara yenik giysiler gibi, döküş, döküş hallerde ...

İçlerinde birikmek le kalmayıp, taşmaya yüz tutan elemlerini, döküverir bir anda .....!

Tıpkı, yırtılıp içindekileri koruyamayan filelerle, özensiz imalatla kese kağıtları ve ucuz, suyu çıkmış, rengi kaçmış, işportacı poşetleri gibi ....

Kah, inceden, iç yakan ses ve görüntülerle ........!

Kah, bunu dahi yapamayacak kadar, bitap, mecalsiz, yitik ve özsüzlükler de .....

Sıradanlığa, baştan savmalıkla, boş vermişliğe, alaladeliğe yenik ......

Dinamizmi yitik, sessiz ve eylemsizlik de, dışa vururlar, buhranlarıyla, iç acılarını ve devasa sıkıntılarını .....!

Zamanında tadılmayan sevinçler, toza-toprağa karışan un, şeker, tuz yada ......

Daha pek çok nimet gibi, ıskartalıkla, telefliğe  tutsak, kurban ve yenik'tirler ......!

Dahası, çok istenen ve sabırsızlıkla beklenen, gözlenen, buna karşın sanki inadına zamanında albeni ve haşmetle doğamayan Güneşle, Ay gibidir ........

Güneşle, Ay gibi ........!

Tam bir düş kırıklığı, fiyasko, hatta ......

Kıyas sız, tarifsiz ziyanlık'dır, ziyanlık .....!

Hasılı ........     

Iskalanan hayatın, nişanesi, zavallılığın dik alasıdır, dik alası ......

Hüzünlere mezedir, hüzünlere, meze .....!

Uzun lafın kısası ve sözün özü ....

GÜLMELERİ UNUTMUŞ YETİM YÜREKLERDİR, YETİM YÜREKLER ....., 

<< - Yetmedi . >> Diyenlerin, beklentilerine karşılık verip, hitap etmecesine deyişle .....

Kursağımızda kalan sevinçler .......

Zamansız ve apansız yaz günü ortasında, yani Temmuz sıcağında,ona inatlık da, Zemheriyi yaşayan, buz tutmuş, donakalmış çiçekler ve .....

Telefe kurban güzellerle, güzelliklerdir ....

BUZ TUTMUŞ, DONAKALMIŞ ÇİÇEKLER, TELEFE KURBAN GÜZELLERLE, GÜZELLİKLERDİR ....!

En kestirmeden, demelerle ......

KURSAĞIMIZDA KALAN SEVİNÇLER ................

Düpedüz .......

BOYNU BÜKÜK, GÜLMELERİ UNUTMUŞ, YETİM YÜREKLERDİR, YETİM YÜREKLER ........!

KURSAĞIMIZDA KALAN SEVİNÇLER, GÜLMELERİ UNUTMUŞ YETİM YÜREKLERDİR, YETİM YÜREKLER .......!

Tenimize-bedenimize, daha da acısı, ölümcüllüğün de, yüreğimize, ruhumuza saplanıp kalan cam kırıkları'dır, cam kırıkları .......

ÖLÜMCÜLLÜĞÜN DE, YÜREĞİMİZE, RUHUMUZA SAPLANIP KALAN, CAM KIRIKLARI'DIR, CAM KIRIKLARI .......

CAM KIRIKLARI ..........!

KURSAĞIMIZDA KALAN SEVİNÇLER ................




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya




30 / 09 / 2021 - Perşembe




Saat ; 15_30

28 Eylül 2021 Salı


 DEĞİŞMEYEN SONUN ADIDIR, GERÇEK ....! 



İnadına yok saysan da yetmedi, lal olup,  sussan da ...

Gerçekler konuşur, kendi usulünce, sabırla, adeta kayayı delen sular gibi, işleyerek içine .......

Lafazanlıkla ahkam kesmeye yada yadsımaya kalkışsan da, ne sonucu değiştirebilirsin, nede, gerçeğin hükmünü ve işlevini durdurabilirsin ....

Kerameti kendinden menkul sina'mekilerden nasibini alan'lığın la sanırsan, her şeyi sil baştan yeniden yapılandırarak, hem hayatla, hem de gerçekle, dansın ,zor mu, zor .....

Hüsranlar yaşamamanın yolu ve ilk adımı ....

Öncelikle, gerçeği kabullenmek ve tedbirli iyimserliği elden bırakmadan, hayatı göğüsleme adına, gereği gibi davranmaktır ....

Kendini ve gerçeğini en yalınlığında bilen ve gereği gibi davranan'sanız ....

Hayat denilen bu engebeli yolda, bir an, ayağınız sürçse ve hatta salt tökezlemek le kalmayıp, düşseniz de burnunuzun üstüne .........

Hayatın, vartasını atlatmakta , kendinizi daha hazır ve bir o kadarda donanımlı ve güçlü hissedersin ..

Bunu da, ister hayatın ve gerçeğin sana cömertliği, Lütfu, kıyağı say, istersen .......

Kendinin pişkinliği ve hüneri say ....

Aklı selimle varılan yolun, değişmeyen sonun adıdır, gerçek ........

DEĞİŞMEYEN SONUN ADIDIR, GERÇEK ....! 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya 




28 / 09 / 2021 - Salı 




Saat ; 09_00

27 Eylül 2021 Pazartesi


 SENİ DE BENZETİRLER, KENDİLERİNE ..

Doğmakla, ne büyük talihsizlikler deryasına düştüğünü, bir bilsen ..
Emin ol, şu anki aklımla..
Pişmanlıklar ummanında kulaçlayan, bencileyin ..
Sende, bin pişman olursun, doğduğuna ..
Çekirdek ailede başlayan,yalan-dolan ve çürümeyle tanışıp ..
Zehirlenmeye ve metal,yahut ta mental yorgunluklarda ..
Tükeniş sendromlarında ..
Hatta, paradoks pervanelerin de fıldır,fıldır dönerek, için - dışına çıkmaya başlayınca ..
Anlarsın,anlamaya ...
Gel gör ki, o gün iş işten, çoktan geçmiş ve zaman pek çok devinim,karar....
Ya'da, senin pişmanlığın açısından, geç olacak .
Kim bilir belki de, bana hassittir bile çekecen ..
Seni de, kendilerine benzetmişlikleri ile ..
Büyüklerinin, tıpkı beni halledip, karikatürlerine yada suretlerine döndermişlikleriyle ..
Sen, sen olmaktan çıkınca ..
Nişadırsız kabın, kalay tutmadığı gibi ..
Ayar,düzen, ahlak,fazilet ve benzeri insani kıvam gerektiren...
Hal ve gidişlere uyduramamış'lığın da ..
Ayarının-gayarının ve bu cümleden de bebekliğin'de ki masum halinle..
İlerleyen yaşının, hemen, hemen hiç birbirine uymamış'lığın da ..
Dününü, özlem ve pişmanlıkla anmalar gelip çattığında, ne demek istediğimi anlarsın ..
Hayatın içinde pişip,yoğrulmuşluğun da,çelişkilerin ve gerçeğin, kafana dank etmişliğin de ..
Ama her şey boş, son pişmanlıklar da, beyhude .....
Çünkü,düzeninin tutmamış'lığında,piçinin ve çıfıtının çıkmışlığın da ..
Dahası, büyüklerinin karikatürü ve son versiyonu olup çıkmışlığın da ..
Eski senden, eser kalmaz..
Yerinde yeller eser, yerinde yeller eser ..
Çünkü, eninde-sonunda seni de, boza,boza,düze,düze, kalıptan,kalıba ..
Halden, hale koya ,koya ..
İnsanlığını çalıp, piçliği ve puştluğu sana dayata, dayata ..
Hem seni,hem de içindeki masum bebeyi elleyip,elleyip, kirlete, kirlete ..
Hatta, gerekli görürlerse ..
Zorbalıklarda ve zorakilik de, genetiğin le bile oynaya, oynaya ..
GDO’ yapıp, çıkma pahasına ..
Aldırmadan uğrayacağın zarara, ödeyeceğin ağır mı ağır diyete ..!
Ebeveyn denen, biz zir-zop riyakarlar, insan müsveddeleri ..
Sureti insan, fıtratı hilkat garibesi , pişkin şebekler sürüsü ...
Seni de benzetirler, kendilerine ...!
Seni de benzetirler. kendilerine ...!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ
Immenstaad / Almanya
18 / 09 / 2017
Saat ; 01_28


 SEN, ÇİÇEKLER ......

BEN, SANA AŞK BÜYÜTTÜM, AŞK ........



Sen en içtenlikli,dahası ...

Alımlı, albenili hallerin ve içime işleyen sevecen edalı hallerinle penceredeki, balkondaki rengarenk çiçeklerinle haşır neşir, çiçekler ....

Sevdanın gönlüme Cemre olup yağmış'lığın da, tıpkı ayrık otları misali ömrümü, gönlümü ve ruhumu sarıp-sarmalamışlığınla .....

Ben ..........

Sana aşk büyüttüm, aşk .......!

En munis ve içsellikli içtenliğinle, yüreğime dokunup, içime işleyip, kanımı kaynat'mışlığınla ...

Böylesi vurgun yemenin gönüllü teslimiyetiyle,

kendimden geçmişlikle, sana aşk büyüttüm, aşk ......

Hasılı ....

Adına, Sevda denilen bu çetrefilli yolla, yolculukta, ömrümü sana ve aşka hasletmişlikle ....

Sana, AŞK BÜYÜTTÜM, AŞK ........

SEN, ÇİÇEKLER ......

BEN ................ 

SANA, AŞK BÜYÜTTÜM, AŞK ........ 




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ 




Immenstaad / Almanya  




26 / 09 / 2021 - Pazar  




Saat ;  23_32

21 Eylül 2021 Salı


ŞİİR; An gelir, hayatın ve insanın gerçeğini mizahla,yergiyle,kara mizahla ,hicivle dillendirir ....


VARDIR ELBET .....

 

Üstat Cervantes'in, tarihsel yazın kahramanı, Don Kişot kesilerek, onun yel değirmenleriyle olan bitimsiz ve akıllara zarar kavgası gibi ....

Bizcileyin, hele, helede bencileyin, hayatın sillesini yiyenliğinle, doğdun-doğalı....

Hele, hele de, kendini bildin-bileli ......

Hayatla koyulduğun, kıyasıya cebelleşmede, tutuştuğun kavgada .....

Ben beni, biz, bizi bildik bileli, hayat denen bu azman la sürtüşme ve didişmenin hatta dur-duraksız amansız kavganın soluksuz ve molasız sürmüşlüğünde ....

Öfkeyle, burnundan soluduğun anlarda, kulağımızın pasını silen haykırışlarınla, kah küfürlü,kah şükürlü ama çokça cellalli hallerinle .......

'' - Eyyy, Yaradan, çekil aradan ...! '' Dediğin  ve sesini duyurmak için ........

Gırtlak ve nefes patlat'tığın hallerde ....

Kanın beynine sıçradığını fark edip, bilenliğimizle ....

Sus-pus ve pür dikkat kesilerek sürdürürüz ,koyulduğunuz amansız kavgayı, kendimizi kavganın ortasında hissetmecesine, seyretmeleri .......

Bu hallerimizle, tarafın olup, tutsakta seni biliriz renk vermemeyi ve tarafsız görünmeyi, insanlığımızın fıtratı gereği ..

Halimizin ve tarafsızlığımız göstermelik olduğu ayan-beyan belli olsa da , aklımız sıra ve kendimizce racon kesmeleri sürdürmeyi severek, gereğini yaparız, usule uyarız .....

Hayatla olan cebelleşme ve hesaplaşmanı kendi usulün ve bildiğince halletmek adına çırpınmalarının nafileliğin de ......

Sana gizli hasım olan o, meçhul, görünmez gücün ve elin, sıkça yaptığı oyun bozanlık ta, her şeyi aleyhine organizeye koyulmuşluğun da ...

Ne hayat vazgeçiyorsa, sana zulmünden ve ceberutluğundan ......

Abanıyorsa en acımasızlıklar da üstüne, üstüne, aldırmadan altta kalanlığınla, canı çıkanlığına ......

Nede, sen geri durmuyorsan direnip, kavganı sürdürmekten .......

Dahası, senden beklenmeyen çetinlik ve cevvallikle hatta cabbarlıkla, pes etmek nedir bilmemişliğinle ...

Her fırsatı kollayarak, hamle üstüne hamle yapıyorsan hayatı ve zorbalıklarını yenme adına ...

Uzun lafın kısası ...

Sende, hayatta, kendinizi haklı görüp, kemiğinizi kemirtmemek için, pür dikkat kesilerek koyulduğunuz canhıraş mücadeleyle .....

Canınızı, dişinize takarak, veriyorsanız kavganızı, değil pes etmek aksine ve inadına ...

Dur-durak bilmediğinizi sonuna dek ortaya koymaca'sına ...

Ne diyeceğimiz olur, hariçten gazel okuyan'lığımız da ...

Ne hayata, nede ona, pabuç bırakmamakta kararlı duran, sana .......!

Değil işinize karışmak, laf etmeye kalkışıp, gık dersek halt etmiş oluruz ....

Biliriz haddimizi bildiğimiz kadar, aranızdaki al-ver kavgasında uyuşmazlığın olduğunu hayatla, senin ....

Ondandır, çıngar çıkarmak yerine, sergilediğiniz temaşayı seyri sürdürmeyi yeğleriz ....

'' - Üç köfte, beş kuruş  ...'' Der, beleşi sever, al takke- ver külah hallerinde süren kapışmanıza çanak tutarak, sürdürürüz keyiften ağzımızın,kulaklarımıza değmişliğinde geçeriz kendimizden, sizi seyrederken ....

Bedavadan seyirciliğin tadını çıkararak, geçerek kendimizden, an gelir atarız nara'mızı ...

Esirgemeyiz sizleri alkışlamayı ....

Üstelik hem haddimizi, hemde hükmümüzün sökmediğini de biliriz, ondan otururuz, oturduğumuz yerde kıçımız  üstüne

Ayrıca yine biliriz ki ....

Onunda, seninde bir bildiğin ......

Dahası, mutlaka ama mutlaka  .......

Bitmeyen bu kör dövüşü kavganızın ....

Bir sebebi vardır elbet ........

Ondandır, gösteririz hürmet, yaparız üstümüze düşeni ....

Soluksuz seyir eyleriz hayatla-arandaki cümbüşü ve bitimsiz kavgayı ....

Durduk yerde değildir bu kavga ...

Sebebi olmaya haklı ve hele ki de, dişe dokunur bir sebebi, vardır elbet ....

BİR SEBEBİ, VARDIR ELBET ....

VARDIR ELBET .........

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

20 / 09 / 2021 - Pazartesi

 

 

 

Saat ; 23_11

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...