ŞİİR; An gelir, hayatın ve insanın gerçeğini mizahla,yergiyle,kara mizahla ,hicivle dillendirir ....
VARDIR ELBET .....
Üstat Cervantes'in, tarihsel yazın kahramanı,
Don Kişot kesilerek, onun yel değirmenleriyle olan bitimsiz ve akıllara zarar
kavgası gibi ....
Bizcileyin, hele, helede bencileyin, hayatın
sillesini yiyenliğinle, doğdun-doğalı....
Hele, hele de, kendini bildin-bileli ......
Hayatla koyulduğun, kıyasıya cebelleşmede,
tutuştuğun kavgada .....
Ben beni, biz, bizi bildik bileli, hayat denen bu
azman la sürtüşme ve didişmenin hatta dur-duraksız amansız kavganın soluksuz ve
molasız sürmüşlüğünde ....
Öfkeyle, burnundan soluduğun anlarda, kulağımızın
pasını silen haykırışlarınla, kah küfürlü,kah şükürlü ama çokça cellalli
hallerinle .......
'' - Eyyy, Yaradan, çekil aradan ...! ''
Dediğin ve sesini duyurmak için ........
Gırtlak ve nefes patlat'tığın hallerde ....
Kanın beynine sıçradığını fark edip,
bilenliğimizle ....
Sus-pus ve pür dikkat kesilerek sürdürürüz
,koyulduğunuz amansız kavgayı, kendimizi kavganın ortasında hissetmecesine,
seyretmeleri .......
Bu hallerimizle, tarafın olup, tutsakta seni
biliriz renk vermemeyi ve tarafsız görünmeyi, insanlığımızın fıtratı gereği ..
Halimizin ve tarafsızlığımız göstermelik olduğu
ayan-beyan belli olsa da , aklımız sıra ve kendimizce racon kesmeleri sürdürmeyi
severek, gereğini yaparız, usule uyarız .....
Hayatla olan cebelleşme ve hesaplaşmanı kendi
usulün ve bildiğince halletmek adına çırpınmalarının nafileliğin de ......
Sana gizli hasım olan o, meçhul, görünmez gücün ve
elin, sıkça yaptığı oyun bozanlık ta, her şeyi aleyhine organizeye koyulmuşluğun da
...
Ne hayat vazgeçiyorsa, sana zulmünden ve
ceberutluğundan ......
Abanıyorsa en acımasızlıklar da üstüne, üstüne,
aldırmadan altta kalanlığınla, canı çıkanlığına ......
Nede, sen geri durmuyorsan direnip, kavganı
sürdürmekten .......
Dahası, senden beklenmeyen çetinlik ve cevvallikle
hatta cabbarlıkla, pes etmek nedir bilmemişliğinle ...
Her fırsatı kollayarak, hamle üstüne hamle
yapıyorsan hayatı ve zorbalıklarını yenme adına ...
Uzun lafın kısası ...
Sende, hayatta, kendinizi haklı görüp, kemiğinizi
kemirtmemek için, pür dikkat kesilerek koyulduğunuz canhıraş mücadeleyle .....
Canınızı, dişinize takarak, veriyorsanız
kavganızı, değil pes etmek aksine ve inadına ...
Dur-durak bilmediğinizi sonuna dek ortaya
koymaca'sına ...
Ne diyeceğimiz olur, hariçten gazel
okuyan'lığımız da ...
Ne hayata, nede ona, pabuç bırakmamakta kararlı
duran, sana .......!
Değil işinize karışmak, laf etmeye kalkışıp, gık
dersek halt etmiş oluruz ....
Biliriz haddimizi bildiğimiz kadar, aranızdaki
al-ver kavgasında uyuşmazlığın olduğunu hayatla, senin ....
Ondandır, çıngar çıkarmak yerine, sergilediğiniz
temaşayı seyri sürdürmeyi yeğleriz ....
'' - Üç köfte, beş kuruş ...'' Der, beleşi sever, al takke- ver külah
hallerinde süren kapışmanıza çanak tutarak, sürdürürüz keyiften ağzımızın,kulaklarımıza değmişliğinde geçeriz kendimizden, sizi seyrederken ....
Bedavadan seyirciliğin tadını çıkararak, geçerek
kendimizden, an gelir atarız nara'mızı ...
Esirgemeyiz sizleri alkışlamayı ....
Üstelik hem haddimizi, hemde hükmümüzün
sökmediğini de biliriz, ondan otururuz, oturduğumuz yerde kıçımız üstüne
Ayrıca yine biliriz ki ....
Onunda, seninde bir bildiğin ......
Dahası, mutlaka ama mutlaka .......
Bitmeyen bu kör dövüşü kavganızın ....
Bir sebebi vardır elbet ........
Ondandır, gösteririz hürmet, yaparız üstümüze
düşeni ....
Soluksuz seyir eyleriz hayatla-arandaki cümbüşü ve
bitimsiz kavgayı ....
Durduk yerde değildir bu kavga ...
Sebebi olmaya haklı ve hele ki de, dişe dokunur bir
sebebi, vardır elbet ....
BİR SEBEBİ, VARDIR ELBET ....
VARDIR ELBET .........
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
20 / 09 / 2021 - Pazartesi
Saat ; 23_11
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder