10 Eylül 2021 Cuma


 O, YAVRU KARGA, BEN'MİYİM YOKSA ?

Yıllar ve yaşadıklarım sinemde kapanmamış mezar çukurları gibi derin, ürkütücü yaralar açtı .....
Bakmayın yaşımın genç, bedenimin dinç olduğuna,aldatmasın bu halim sizi ....
Gönül yorgunu, yıl vurgunu hele, hele de görünmezliğinde derin ve onulmaz ruhsal hasarlı hallerimle .....
Tepeden, tırnağa virane ören yerlerinden farksızım ....
Yüreğim, korsan definecilerce talan edilen, ören yerleriyle, topraklar gibi, delik-deşik ....
Daha biri iyileşip, kabuk bağlamamış iken bir yenisi açılan yaralarımla ne hekim, ne ilaç nede tedavi para ediyor ...
Hepsi, hepside en dayanılmazı ihanetin kapanmak bilmeyen yarası ....
Sadece gözlerime değil, adeta yüreğime, ruhuma da mil çekilip, ışık geçirmez kalın kara bantlar çekilmiş hallerde ...
Değil ufkumu, adeta burnumun ucunu göremez hallerdeyim ......
Kime, Hızır diye sarılmış'sam HINZIR olup çıkmışlık da ......
Ya sırtımdan hançerledi yada şirin görünerek köstek olup, kuyumu kazarak, beni kendimden, dahası gölgemden dahi korkar, ürker hale getirerek ....
Koya koydu, yitikliğin bataklığında ....
Suya atılıp yanmaya koyulan, yanmamış kireçler gibi, darma dağınık hallerdeyim, her yanımdan, ateşler ve ihanetin izleri fışkırıyor .....
Bırakın akşamdan,sabaha, olmayı ....
Kaşla- göz arası denilecek, dar zaman aralarına sığan, kötülük, hainlik ve güvensizlikle kalleşliğin tezgahlarında, lime, lime oldu yüreğim, ruhum ...
Dalda sız-duldasız kala kalmışlık' da, el yordamıyla sığınmaya çalıştıklarım dahi ...
Değil, sıtır olup, sarıp-sarmalayarak beni, güven ve huzura eriştirmek ...
Tam aksine, düşene tekme vurulmaz, kuralını hiçe sayıp, iç ederek ....
Acımasızca tekmeleyerek, son darbeyi vuruşla beni eni-konu perma-perişan etmekle kalmayıp .....
Mahrumiyet çarmıhına germekle kalmayarak, en gaddar halleri sergileyerek,
Kolsuz-kanatsız, düpedüz kötürüm hallerde ......
Dahası ve en kötüsü de, inançsızlığa tutsak ederek, bıraktılar azıtılan sahipsiz ve utanç vesilesi sayılan, masumiyetleri çalınan,ömürleri talan ve katledilen piç çocuklar gibi ....
Buhran ve bunalımın puslu koşullarında, terk edip, attılar umutsuzluğun ve mutsuzluğun katran karası gayya kuyularına ...
Ürkün'tüm, asla boşuna değildir ...
O gün- bu gündür ....
Nerede insan varsa, orada güvenilmezlik ve ihanet boy atar, diye düşünce ormanları üretenliğim, çoğaltanlığım bundandır ....
Ne hazindir ki, nerede karşıma insan geçinen çıktıysa düzdü-pabucu elime verdi çaldı masumiyetimi, geleceğimi ve umudumla, hayatımı ...
Üstüne, üstlük, yavuz hırsız kesilmeler de, onursuzlukla itham edip, pusularında pervasız, zulümlerin de sınırsız ve gaddar hilkat garibesi hallerini reva görerek ......
Beni, korku cenderelerin de yaşayan ölü yapıp-çıktı dur-duraksız ....
İnsana dönen yüzüme inen şamarlar'dan ne kıblem kaldı şaşmadık, ne yitme'dik pusulam, nede yüzüm ...
Çarşamba çarığına döndürmecesine, yamultuldum, zulüm, işkence, dayak ve gudubetlik de ........
En hoyratça ve acımasızca şiddet saldırılarıyla, fiili taciz ve tecavüzlerde ....
Şimdi, ürkek karga yavrusu gibi, söylenip gezer oldum hasarlar ve zulümler hisarı halimle ..
O, malum ve unutulmazlığı kadar insana ders veren replik, düşmüyor dilimden ...
'' - Zamanın behrinde ana karga, yavrularına nasihat ederken ......
'' - Yavrularım, insan ne zaman taş almak için eğilse o, an uçup, kaçın taş yememek ve vurulmamak için ......''
Dediği anda ..
Bencileyin, çile çınarı olup, çıkan yavru şöyle demiş, anasına, yanıtında ...
'' - Ana, ya taş cebinde ise ? ''
Bana, hep taşı avucunda yada cebinde, zulasında insan müsvettelerinin denk gelip ömrümü ve masumiyetimi çalmış'lığında ........
Diyorum ki şimdi, kıt aklımla ve akıl fukaralığına tutsak, insan eskiliğim de ...
'' - Ana, ya taşı cebinde ise ? ''
O, yavru karga, ben' miyim yoksa ?
O, YAVRU KARGA, BEN'MİYİM YOKSA ?
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Immenstaad / Almanya
08 / 09 / 2021 - Çarşamba
Saat ; 23_00

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  YARIMSIN …. Hayatın sana oldum olası cömert davranıp … Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğunda … Oldum olas...