23 Nisan 2022 Cumartesi

ADIMIN, DOKUZA ÇIKIP, SEKİZE İNMEMİŞLİĞİNDE ...... SEKİZE İNMEMİŞLİĞİNDE .......! Diyenler, asla sebepsiz, durduk yerde, hele, hele de, laf ola beri gele hallerinde dememiş, hak edenlikle ve doğruluğunda, isabetle demişler .... << - ADIN ÇIKACAĞINA, CANIN ÇIKSIN '' Derken .... Benim halimde, ömrümün makus menkıbesinin böylesine '' - Rüzgar eken, fırtına biçer '' Olup, çıkan, sözle, hallerden de beterliği ile, berbat'tan da kötülüğünde ....... Karadan da, kara, kesilmişliğinde .....! İnsanlığa ve hayata mal olmuş bu veciz sözde de dillendirilen hale uygunluk da ki, ruh halim ve ömrüm le ...... Kim bilir, belki de, doğdum, doğalıdır ... Ama, böyle kesin olamasam da, eminim ki ...... Ben, beni bildim, bileli ........ Denecek kadar, netlik ve eskilik de, olmacasına, böyle mi böyle .......! Yerimde olup, düşünün bir an, empati yaparak ...... Değil, eksilip, yitmesi ..... İçimde var olmakla kalmayıp, geçirdiğim her yeni günle rüzgarlığı misli, misli artarak, kasırgaya dönmüşlüğün de .....! Attığım her adım, geçirdiğim her gün ve her nereye gidersem gideyim, bulunduğum coğrafya ya, kendimi, beraberinde de ...... İçimdeki o, hiç dinmeyen rüzgarı götürmüşlüğüm de ..... Kendi rüzgarım'la, kendime zarar veren olmakla kalmadım .......! Neredeyse, illeti'mi tüm çevreme yayıp, bulaştırmışlığımla ve hatta ..... Ömrümde, dünyamda ve hayatımda yer alan pek çok kişiyi de sarıp, sarmalayan, yetmedi baş belası, laneti kesilen, rüzgarım la ....! Sadece mutsuzluğa kul olup, mutluluğa açlık ve doyumsuzluk da ...... Kendi acımı, kendim yaşamakla kalmayıp, adeta paydaşlarımın çokça kısmını da, beraberimde sürüp-savurdum ........! Ha bir eksik, ha bir fazla hallerde, dolaşıp, tüneksizliklerde ..... Sinip, sığınıp aidiyet bağı kuramadığım bu hayatta, oldum olası, hep Eğrelti otu olup, çıktım .... Dışım la nicelerini kavurup, savururken ..... Esas, kendim yittim rüzgarın, kasırga olup, çıkmışlığın da ........! Başımda esen kasırgayı, fark etmemin yetmezliğinde ....... Bununda ötesi, çareye, önlemelere gücümün yetmemişliğin de ...... Ondandır, nereye el, adım atmaya kalksam, kendimden önce, yelimin gidip, ermişliğinde ..... İFLAH OLMAZ İLLETİM'İN, LANETİM'İN, bu ..... Kendimin illet ve lanet olup-çıkan'lığın da ......! Hem, yutuldum, hem de, yelime, dahası ..... Kasırgama kapılanın, yutulmuşluğun da, ömürler telef eden olup, çıktım, daima, sonunda ...... İçtenlikle, söylemişliğim ile..... Hiç mi hiç istememişliğim de ve bunu bitirme adına, elimden gelenin olmamış'lığın da ...... Anlayacağınız, yada anlamayışınıza hiç şaşırmayacağım şekilde ..... Düpedüz naçarlığımda ........ ÖMÜRLER TELEF EDEN OLUP, ÇIKTIM, DAİMA, ENİNDE-SONUNDA .....! Adımın çıkacağına, canımın çıkmasına dünden eyvallah diyerek, razı olanlığım da ..... Çıktı adım dokuza, inmedi gitti, sekize .....! Ondandır, içimin acısı ...... Adımın, dokuza çıkıp, sekize inmemişliğin de ..... ADIMIN, DOKUZA ÇIKIP, SEKİZE İNMEMİŞLİĞİNDE ...... SEKİZE İNMEMİŞLİĞİNDE .......! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 18 / 04 / 2022 - Pazartesi Saat ; 21_30
 

GEL KATIL, BU AKŞAM SENDE ...

Fukaralığımı ele veren, bencileyin çıplak bir oda ..
Tepemde, sinek boklarına ve örümcek ağına belenmiş ...
Ha söndüm, ha söneceğim hallerinde ..
Titrek, titrek ,ölgün sarı çiğ ışıklarla, dans eden lamba ..
Ortada, yüzeyinin kirini kapatamayan, gazeteyle ..
Altı çıplak yoksul ,donsuz bebeler gibi....
Ürkekte olsa sevimli mi sevimli bakıp ..
Hicranını, gıcırtılarla dışa vuran garibim, biçare masa ..
Masada, dünden kaldığını eleveren...
İçi dışına çıkmış, yaprak sarması eskisi ile ..
Üzerine konup, kalkan ayyaş sineklere kucak açan ..
Yuttuğu kaşık şıkırtıların da, oynamaya hazır kadın gibi ..
Dönüp duran, kalayı sıyrık, kenarı tırtıklı, bakır tabak ..
İçindeki, sarımsaklı yoğurdun kuruduğu allı-güllü emaye çanak ..
Hemen yanların'daysa, yenmelere hasret çoğaltan ...
Masanın gıcırtısıyla,tabağın dönüşünde helak olup ...
Günlerdir bayatlaya, bayatlaya imanı gevreyen, ekmek parçaları ..
Sirkeliğiyle, şaraplığı belirsizliklerdeki sıvıya mekanlık yapan ..
Dibinde kalan, zırnık kadar içkinin yüzü suyu hürmetine, masada duran ..
İsmi lazım değil, markalı...
Köpek öldüren, korsan içki şişesi ...
Çatlamış çay bardağından, kadehliğe terfi eden...
Belendiği kirden, görünmeyen camdan meret ..
Meredi titrek elleriyle tutmalara çalışan ...
Kronik sarhoşlukta, berduşluğa, alkol müptelalığına demirli ben...
Emin ol, manzara bu..
Manzarada, bir tek sen eksiksin, sen ..!
Tamam edeyim diyorsan, bu muhabbet ve meşk alemini ..
Çık gel be güzelim, gecenin içinde ..
Afro saçların, dudağında cartlığında sırıtan ..
Kırmızı kalem boyalığından icat rengi kaçmış rujun ..
Dudağına zamkla yapışmışcasına duran cigaran ile ..
Dağıtmacasına benim ,odamın ve gecenin efkarını ..
Çık'da gel be güzelim ..
Petunyalar, hanımeli kokuları ..
Yıldızlı akşamlar yüzü suyu hürmetine,
Çık'da gel be güzelim ..
Gel katıl bu akşam sende, meclise ..
Tek göz Tekir’in bile, seni çok mu çok özlemişliğinde ..
Şereflendir haneyi, şenlendir geceyi ..
Teşrifinle, mutluluk bahşet bize ...!
Teşrifinle, mutluluk bahşet bize ...!

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ

Friedrichshafen / Almanya

15/01/2017

Saat;11_00
 


 YARIM'SIN ….

Hayatın sana oldum olası cömert davranıp …
Yediğin önünde, yemediğin ardında, bal-kaymak bir hayatı sunmuşluğun da …
Oldum olası, gereğinden de çok kibirli, bencil ve burnuna sırıkla bok yetişmeyen hallerde …
Hatta, engin dağları ben yarattım, edalarında kurum, kurum kurumlanarak …
Böbürlenme dürtüsünün seni esir almışlığın da ,nefsinin hezeyanlarıyla …
Kendini erişilmez,ilah sayan tavrınla ahkam kesmeleri hayat biçimi yaparken ..
Pabuç bırakmıyor'dun insanlığa, tevazu ‘ya, vefaya ve kadirşinaslık da insan olmaya …
O hallerinle, o gün neysen ….
Bu günde değişmeyen ve hatta eksilmeyip üstüne koyduğun akıl almaz ucube'liğinle ..
Bu günde hala yarım'sın,yarım, eksikliğin insanlık, çürüyen yanınsa insanlık ..
İnsanlığı ,insan olmayana anlatıp, izaha çalışmak kumdan fildişi kuleler yapıp-yapıp, yıkmaktan farklı değildir ..
Dün güçlü göründüğün,kudretten kendini sarhoş hissettiğin hallerinde hiç isen ve hilkat garibesi isen ..
Bu günde suretinle insan olsan da ,fıtratın ve olmayan karakterinle yarım'sın ve insanlık fukarası'sın ..
İnsanlık fukarası …
Çaldıkların ve kirli ganimetler'inle sen kanlı servetin hükümdarı olsan da ….
Kılıktan, kılığa giren garibetliğin ve malın-mülkün, servetin….
Tacın-tahtın, muktedirliğin ve gücün …
Dahası, her şeyin olsa da ….
insanlığını yitirmişliğin le ..
Yok hükmündeleğinle sefil ve paspayeliklerde …
Acuzece ömür tüketişliğinle …
Altı kaval-üstü Şişhane'liğinle …
Yarım'sın, yarım ..!
Yarım'sın, yarım …!
Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ
Avcılar / İstanbul- Türkiye
23 / 04 / 2018
Saat ; 02_14

18 Nisan 2022 Pazartesi


 

KAYIP KITA MU GİBİLİĞİM DE .....

BULANA, AŞK OLSUN, AŞK ............!

 

 

 

Bağrında cebelleş'meler den, altı yok pabuçlara dönmüşlüğün de, dahası ......

Gözümün, gönlümün kararıp, zevki,hazzı dahası gülmeleri unutmacasına ömrümün talanlar da, vurgunlarda helak olup, yitikleri ve ıskala'yanları oynar olmuşluğum da ....

Pestili çıkmış, insan eskiliğim de zamanında medet ve  şifa olmamış'lığın da ......

Hayatın sürüp , savurarak talan edip, defterimi dürmüşlüğünde .......

İp Allah, Sivri külah hallerde, dilenci vapurlarından beterlik de her geçen anda malum sona ilerleyen liğim de ....

Direk kırık, yelkenler yırtık, pusula hak getire, talih ise bana değil tebessüm etmek .......

Aksine,dönüp bakmayacak kadar ilgisiz ve kayıtsızlık da yönünü, yüzünü öteye çevirerek  ..........

Erip- tadamadığım güzellikleri, içimde ukde, yüreğimde yara, ruhumda hüsran dağı hallerine erişerek .....

El, elde, baş, başta, TIĞ TEBER ŞAH MERDAN koya koymuşluğunda

Yetmedi beni adeta, terk edilmiş viran yurt yada silinip-atılan yar yada yarana döndürüp çıkmışlığın da ........

Mit ve efsane olup çıkan ve rivayetlerde dillendirilen .......

Kayıp kıta MU gibiyim , kayıp kıta MU gibi ......!

Benim, değil hayatın bağrında, kendimde bile, kayıplığım da, bulana aşk olsun, aşk ........

BULANA AŞK OLSUN, AŞK .......

KAYIP KITA MU GİBİLİĞİMDE .....

BULANA, AŞK OLSUN, AŞK ............!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

18 / 04 / 2022 - Pazartesi

 

 

 

Saat ; 20_05

 

İÇTENLİKLE KULAK VER, SAĞ DUYUNLA, YÜREĞİNE .........!

 

 

 

Değil hayatla, dünyayla, el-alemle, kendinle bile hoş değilse aran, limoniyse havan ......

Sıkça efkar basmalardaysa, gönlünü, hey heyliysen durmadan ....

Aynaların bile, doğruyu söylemediğini düşünmekten, kendini alamıyorsan ...

En önemlisi ve önceliklisi, inançların bile ipi kırıp, deli keçiler misali kaçıp-gitmişse, dönmemecesine .......!

Ne sığınacak liman, ne dalda-dulda yada saçak altı bulamıyor yada bulduğun bile, seni korumak yerine ...

Ya ele veriyor yada yağmurda sudan çıkmış fareye döndürüyorsa ......!

Tıpkı, saçak altlarına sığamadığın gibi, dünyaya da , kendine de sığamıyorsan ...

Hasılı, hep ama hep, bir dargın, bir barışıksan .......!

Ya züğürtsündür, bencileyin ......!

Ya, olmazına beşik sallıyan uçarıya gönül verip, kaptırmışsındır yüreğini .....

Gönül denen hınazanın, ota'da, boka'da konuvermişliğinde .....!

Yok, eğer her ikisi de değilse ....

Bilesin ki, arayansındır, belanı  değilse, Mevlaya da, itibar etmemişliğinde kendini .......!

Ne der ,eskiler ?

'' - Arayan bulur mevlasını da, belasını da ... ''

Bu hesap, kala, kala halinle, durumun .......

İç güveyisinden yada,  istenmeyen gelin , ekmek düşmanı ve el kızı muammelesi görmekten gına getiren  biçare hanımlardan da beterliklerdesin, demektir ?

Yani << - Yan ki, haline yan ...>> Durumlarına müptelalıklarda, pürmealalsin, pürmelal, demek ki .....!

İşte, tam da böyleliklerde, insanın sorası gelir kendine ........

'' - Madem sığdırılamayacaktım yere, göğe ve şu dert fıçısı, sidikli dünyaya ve eremiyecektim arzuma, düşüme o, dahası .....

Olamayacaktım, bir baltaya sap, o zaman ne diye, hem dünyayı işgal hemde talan edilenim ?

O, zaman ......

Ne diye kanıma girdi dünyaya getirenlerle, bana çektirenler ? ''

Diye ...

İşte, bu sorular sağanağına yakalanıp, bunalımlarda savruluyorsan

sel önündeki kumla, kütük, yel önündeki gazelle, kağıtlar gibi ......

Yahut ta, kendini çöpe atılan sıkılıp, posası kalmış limon hissediyorsan!

Oracıkta, hemen, hiç uzun etmeden daya sırtını bir duvara, içiyorsan, yak bir sigara ....

Yoksa aran, tütünle, dumanla, külle ....

Say ki  o, zaman voltalardasın, içindeki mapushane koğuşunda .......!

Hallerinin böylesine berbat mı berbat hatta, boktanlığında ........

Düşün ki, yarasını yalayarak tımar eden, sokak köpeklerinden aşağı kalır yanın yok .......!

Etmeye niyetin yoksa, şükür ...

O, halde .......

Hem de, en okkalısından ve yakası-bağrı açılmamışından salla bir küfür ....

Afakanlar basıp, hayatla, kendine yenilmekse korkun .......

Bulamamak'sa çıkış yolu .......

Sakızını boka düşürmüş hissederek, kendine kızıp, göz yaşı-sümük düğünlerinde, dövünüp durmaktansa ......

'' - Tebdili mekanda, vardır hayır ... '' Diyen, gün görmüş ekabirler misali, çık önce, kendi içinden ve sonra, azad etmişlikle, kendini ....

Haykır, haykırabildiğince, içindeki yanardağın patllmasını önleyememişken lavını kus, rahatla ....

Ama sen, sen ol ......

Açma, içini önüne gelen, yoluna çıkan, her insan geçinene .....

Hele ki, '' - İsim sinmedik yere, pazar kurulmaz '' Gerçeğini ve sözünü hayatın defalarca doğruladığını göz ardı etmeyerek ....

Hiç mi hiç kalkışma, geçerek kendinen ....

Neyin, nesi, kimin fesi olduğunu bilmediğin birine ......!

Taş bas yüreğine, kilit vur diline, mühürle dudaklarını, ileride başını ağrıtacağına, susmayı bilip-becererek .......

Gelsede sözcükler diline, yut gitsin, gönder geriye, taşan yüreğinin duygularını saçıp-savurma rast gele, hele, hele de müsriflikle ......!

Gün gelir o, okla yada hançerle vurur seni, sinenden ......

Beceremese de,ya kakar başına yada sırrını verir ele,dile, rezil-rüsva eder seni, durduk yerde ......!

Bilesin ki, dünyaya gelmeyi seçmeye seçemesende .........

Yoldaşınla, sırdaşını seçenliğinde ayır, Hancarla, Pancarı .............

Cücükle, soğanı, insanla, insan müsvettesini , hele, hele de ...

Karakter ve insanlık fukarası iblisle, masumu ...........!

Yapma, bundan beter kötülüğü kendine ...

Derdini, ummana dök, Asumana inle ama .......

Ama ....

Ne yaparsan, yap bil, becer ve başar ...

Sırdaşın'la, yoldaşını seçmeyi ......

Yaşadığın buhran ve bunalımla, yüz, yüze kaldığın naçarlıktan ders çıkar kendine ....

Bu hallerinde, muhtaçken dost nefesine, yoksa etrafında ele gelir, yüreğine dokunan dostla, kulağını ve ruhunu ısıtan dost sesi .....

Bunca ömrü ve zamanı heba edip, ıskalamış'sın demektir hayatı, dostlukla, yoldaşlık ve canlıkla, can canalık adına .....

Çünkü, dımdızlak kala kalmışlığınla ortalıkta bir başına .....

Bil ki .....

Emin ve ehil, güvenilir sırdaşla, yoldaş var edip, dost çoğaltamamışındır  dünyanla, çevrende ...

O zaman, dön bak geriye ve kendine ...

'' - Ben nerede yanlış yaptım ? '' Diye ...

Bunalımdan, kaostan, karla olmasa da, iflasla ve müflis olarak çıkmamak adına .....!

Bak dön bir kez attığın ömür çentiğine , kavra hayatı nasıl ıskaladığını ....!

<< - Her nusibet, şer ve bunalımda bir hayır vardır,elbet ... >> De, geç, kendine .....

Yaşadıklarınla,hayattan ve olaylardan ders çıkarmak .....

Hatta, hüzünden bile sevinçle, mutluluk ve umut derme adına  ...

Bundan böyle, daha sık ve çokça ....

Dahası, içtenlikle kulak ver, sağ duyunla, yüreğine ...

İÇTENLİKLE KULAK VER, SAĞ DUYUNLA, YÜREĞİNE .........!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

17 / 04 / 2022 - Pazar

 

 

 

Saat ; 21_35


AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...