15 Mayıs 2022 Pazar

BAŞLAYIP DA, BİTİREMEDİĞİM, NİCE ŞİİRLER SEVDİM ....

TIPKI, SEN GİBİ ....

TIPKI .....

 SEN GİBİ ............!




Başlayıp da, bitiremediğim, nice şiirler sevdim ....

Tıpkı, sen gibi ....

Hayatın izlerinin sinip, içinden harf, harf, dize, dize, duygu, duygu sevgi ve sevda fışkıran ....

Kimisi ......

Tek, bilemedin iki satırdan öte geçmeyen ve hep meçhulü çağrıştırıp, sonu meçhul karalamalardı ........!

Bazıları .....

Tıpkı .....

Sokak kedileri ve benim gibi, göz yaşımda ıslanıp, ıslanıp, kurudu .......!

Niceleri ...... 

Kah, sigara dumanında boğuldu .......!

Kah, anason kokularında esrikleşerek, kendinden geçti .......!

Yıllanmış şarap tadında olup, sadece tadı damağımda kalmayıp, ruhumu anafor,anafor bezeyen sevdanın rengiyle .......

Hasretle kamçılanarak çoğalan, yutulduğum tarifsiz devasa özlemin hüznünden şekillenen şiirlerdi ........

Beni, en çok sürüp-savurarak, benden çalan .......!

'' - Dert ağlatır,aşk söyletir .....! '' Çeşitlemesinden, dizeler döküldü, yüreğimden taşmışlığın da, içinde hep bir gizem ve burukluk barındıran şiirler ...

İÇİNDE, HEP BİR GİZEM VE BURUKLUK BARINDIRAN ŞİİRLER .......!

Delişmence coşkulu başlayıp, elem batağına saplanarak, çırpındıkça yutulup, battığım, nice dizelerde gömülü kaldı, hep bir yanım ....

Kiminde, gönül yarası, kiminde göz izi, çoğunda yürek sancısı dolu dize katarlarını ekledim, bir birine .......!

An oldu, nafilelik de heba olan günlerim, ömrüm gibiydi, şiirlerimde !

Bire çok, ikiye az ve kıt-kanaat doyum tattırıp ardı-arkası gelmeyen sözcükler yumağında kayboldum .....

Tıpkı, orman karanlığında yiten acemi seyyahlar gibi .......

ACEMİ SEYYAHLAR GİBİ ........!

Dur, duraksız duygu sağanaklarıyla, düşünce karmaşalarında ortalığın boz bulanıklığında .......

Başını, sonun  birbirine ula'yamadan, bayata ve eskiye kesen şiirlerimde .........

Ruhumun karanlığından, izler raks etmeye başlayınca .......

Boğulduğum sözcük ve kavram girdaplarında, sadece aklımla, kalemim değil, yüreğimle-ruhumda yolunu-izini kaybetti, çokça .......!

Meteliğe kurşun atan züğürtlerden beterlik de, kuru sıkı yada düpedüz karavana hallerde salıverdiğim sözcükler, toslayınca gerçeğin duvarına .......

Arındırdı beni, ham hayallerle dogmatiklik ile, afaki pembe düşlerle,düşsellikten, hamasilikten .......!

Böylesi hallerde, en çok yüreğim sızlayıp, ruhum üşüdü, ruhum .......!

Dalda'sız-duldasız,kalakaldığım duygu keşmekeşler'inde ......

Çokca, yanlış adreslerle, yanlış yataklarda uyanmalar yaşadım ......

Harflerin tir, tir titreyip, ayazlarda tıpkı duygularım misali, apansız buz kesip, donakalmış'lığında .......!

Velhasıl vesselam, topla, çıkar, çarp, böl, sonucu değişmeyen muammalı denklemlerde, SEVDAYI ARADIM, TIPKI, SENİ ARAR GİBİ .....

SEVDAYI ARADIM, TIPKI, SENİ ARAR GİBİ ..........!

Nafilelik de, sadece nefes, zaman ve ömür değildi, tükettiğim .......

Böyleliğin de, ip Allah, sivri külah dolanırken, avare, avare yine, yeniden ve inadına, sevda çıkardı karşıma .......

SEVDA ÇIKARDI, KARŞIMA ........!

Seraplarla, yalancı baharlarda, kaç kez, ölüp, ölüp dirildi dizelerim, şiir denemelerim ......

Sıcak, karanfilli demli çay özlemine, sigara kokusunu da bezediğim, çok oldu ...

Özcesi .....

Sensizlik ve yalnızlık, dahası ......

Efkara, gama kesilmişlik beni hep şiire, dizelere ve yeni maceralara itti .

Başlayıp, bitiremediğim, nice öksüz ve yetim dizelerle, şiirler koyup, elemler biriktirdim ardımda ......

Değil ki bilmen, tahmininin bile imkansız olacağı çokluk ve sıklıkta,

kara maşayla, karışıklıklarda ...

Hepsi, hepsi de .....

Çıktığım sözel ve duygusal yolculuklarda, tam '' - Buldum .'' Derken.

Kendimi, temelli yitirip, benim, bana ırak ve yaban hatta kızgın ve kırgın olduğum hallerimle, tünedi şiirlerim kah, kağıda ....

Kah, aklımın karanlık arka sokaklarına ......!

Özcesi ......

Sevdanın, kapalı zarf usulü ihalelik de, hep külfetiyle bana yıkılıp, kalan'lığın da ........!

Çetele mi, pusulamı, yolumu, yordamı mı dahası ......

Seni ve sevdayı yitirip, çoğalan kalabalıkların körükleyip, abartıyla büyütüp, derinleştirdiği .......

Tarifsiz İÇSEL YALNIZLIKLARIN GİRDABINDA YUTULMUŞLUĞUMDA ......!

Yani, sözün bittiği an, hal ve yerlerde .........

Duygularımın döküş, döküş sergen olduğu ama inadına ne kendimi, ne sevdayı .....

Nede, seni bulamadığım, dizeler ve duygular hengamesinde ........

Başlayıp da, bitiremediğim, nice şiirler, sevdim .......

Tıpkı, sen gibi .......!

BAŞLAYIP DA, BİTİREMEDİĞİM, NİCE ŞİİRLER SEVDİM ....

TIPKI, SEN GİBİ ....

TIPKI .....

 SEN GİBİ ............!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya 




15 / 05 / 2022 - Pazar 




Saat ; 13_13


 KUL OLDUK KEŞKELERE, SIĞINDIK TÖVBELERE ............




Bilmedik kıymetini hayatın, güvenin, vefanın, içtenlikle, söze ve ahde vefaya sadakatin .......

Heba ettik miras yedilik le, hovardalık da, içine ettik güzelliklerin, gençliğin ve olanaklarla, hayatın, bizden yana olduğu anların ....

Telef de ve pespayelik de ıskaladık hem hayatı, hem de, mutlulukları .......

Çoklukla, ağzımıza-yüzümüze bulaştırdık, ağzımıza sakız ettiğimiz sevgiyi, sevdayı ......

Gençliğin,sağlığın hele, hele de variyet'in .......

Tıpkı, suyu kesili vermişliğin de duran değirmenler misali, gün gelip çarkın, tık demeyeceğini, öngöremedik .......!

Nice değerleri ıskaladık, kimi zaman geçici hevesler, çoğu kere kontrol edemediğimiz öfkeler ve en çokta .....

Kadir-kıymet bilmemekle, tamah da hayatı .......

Geçtik ırzına güzelliklerle hasletlerin,değerlerin .......!

Kaçırınca ipin ucunu, kantarın topuzunu, 

Alamaz olduk ne etsek, yapsak olmadık sivrilikler le, herzeler yeyip, denesek de, hayatın tadının-tuzunun ve .......

Hayatla, ömür değirmeninin suyu kesilince, şapa oturduk, kala kaldık dımdızlak, ortalıklarda .......!

Ne itibar kaldı, ne güven, nede saygınlıkla, değer görme ........!

Elde-avuçta kala, kala kör pişmanlıklarla, keşkeler ve vay anasına be' demeler kaldı ........

Birde ağız dolusu galiz küfürlerle lanet okumalar ve tövbeler .....

An geldi, sadece meteliğe yada bir dal cigaraya değil ....

Sadece yalın, içtenlikli vefakar dosta, dostluğa ve arka-kale olmalara hasret kaldık ......!

Dağ gibiyiz, derken yaşadığımız heyelan ve yıkımlarda,  un ufaklık da mıcırlığı da geçip, toza kaldık, toza....

Tozumuzu attı zaman ve hayat el,ele,sürdü,savurdu keçinin ot yemediği yere ......

Yaramızdan çok önce sorandan sonra aranıp- sorulmamacasına unutulup,terk edilmeler'den öldük, tükendik ...

Talan rüzgarıyla, hayal sellerinde telefliği yaşadık aklı evveliğimizle....

Elde ne koz kaldı, ne papaz nede şansla, kısmet ...

Atımız gibi bahtımızda olmayınca nal topladık, nal, hayatın Hipodromluğuyla yolların ve yılların bağrında ........!

Arpalar tükendi, para suyunu çekti, yalancı baharlar gibi, yalan rüzgarı aşk-meşk denen ilişkilerde bitti, gitti, yitti .......!

Öküz suyu içti, başka birini seçti o dağa kaçtı bizde de keçiler kaçtı, asfalyalar yandı, tere tellim hallerle,kaçıklıkla, kaçırmalar başladı ...

Ne ağzımızda kelam ne kıçımız da osuruk durmaz oldu eni-konu çuvallayıp, yuttuk hapı, 

Bir koyup,üç alacağız derken, gördük anamızın örekesini, aldık üçün birini .......

Döndük şamar oğlanıyla, altı yok kelik eskisine ........

Şimdilerde kala kaldık el, elde, baş, başta ......!

Tığ teber, şahmerdan, sade kuşların değil,  uyuz itlerle, atıntı sokak kedilerinin bile halimize kıçıyla gülüp .....

Kurt kocayınca, köpeğin maskarası olur sözünün gerçeğini tadıp, yaşamalarda alenen ve düpedüz, dumura uğradık, dumura .....!

Başımıza konacak talih kuşu beklerken, başımıza düşe, düşe ya taş yada kuş bokuyla, yağmur-yaş kaldı ......!

Dediklerinde, '' - Olun da bir halt yada herze olmadı soğan başı olun, dahası, bir baltaya sap olun ...! ''...Diye, ebeveynlerle, büyükler.....

Geçerdik dalga,maytap,olmadı gırgır, basardık gama'tayı, çoğaltırdık şamatayı ........!

Gün oldu, döndü devran, yıkıldı ömür denen kervan .....

Şimdilerde duydukça, bir baltaya bile sap olmadın gitti, kelamlarını....

Kaçacak delik arayan farelere, taş çıkartır hallerde ......

Yer yarılsa da, yerin yedi kat dibine girsek der, hallere, günlere kaldık, el alem maskaralığında dile geldik, dile .......

Olduk, çoluk-çocuğa kepaze......!

Hasılı, anlayacağınız, uzun lafın kısası ...

El-alem ve kuş-kurt maskaralığında ......

Döndük, kasaplık yoz eşeğe ...

Sonunda .....

Ne yular kaldı, nede palan, hepsi oldu yalan .....!

Dönmekle kalmadı geçti, gitti kervan ve devran da bitti, şenlikte ...

Dağıldı eğlence, bitti şamata kaldık el elde, baş başta  ......!

Şimdi kelden de beter olduk,  başımıza sürecek merhemlere, kul olduk .......

Dönmekle kalmadı kılımız, kaydı şakülümüz, yok oldu şirazem'izle, endazemiz .....!

Aynalara düşerken, aynalara küsen olup, çıktık ....

Kimimizde çizgiler, kırışıklıklar ve selülitler, çoğumuzda kellikle, ince dertler ve yetmedi ......

Kusur kalmamacasına, basur'la, kıçı tutamama illeti de cabası olmacasına, dert çoğalttık, dert, Alimallah ......!

Şimdi dert gani, derman tunne, haller şinanay .......!

Dün şaklabanlıklar da coşku köpürtürken bu gün ......

Asabiyet nöbetlerinde, öfkeden kudurup, köpürecek halle-mecalimiz'in kalmamış'lığın da ......

Gözler ferini, ağızlar dişini, kıçımız, gazını kaybeder oldu ......!

Döndük yalama olmuş Rulman'lara, ne yağ kar ediyor, nede tamir ...

Karbüratörler su kaynatıyor, böbrek hoplatıyor, kabızlık cozurdatıyor hallerde, düzenin bozulmuşluğun da, geldik yolun sonuna .......!

Bir zamanlar, dinlerdik türküde ....

'' - YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR  . '' Diye, kala,kala o, hallerde .....

Sadece düne,ele-güne,dosta-muhabbete değil, huzurla, sağlığa, dahası ağız tadına hasret kaldık, hasret .......!

Hallerimizin hal, keyfimizin gıcır olmamış'lığın da,  geldik, dayandık ömrün son virajıyla,çıkış sapağında, taşa, kayaya ...

Dama dedik, sonunda, DAMA .....!

Ne derman kaldı, nede para .......

ŞİİRLİKTEN ÇIKTI, gerçek oldu Üstat Orhan VELİ'nin şiiri ...

<< - CEP DELİK, CEPKEN DELİK, CEPTE KALMADI METELİK ...... >>Hallerinde ...

Ömür tüketip gün eskitirken, beraberinde de, kuyruğu çoktandır tir, tir, titretirken .....

Kul olduk, keşkelere, sığındık, tövbelere ......

KUL OLDUK, KEŞKELERE, SIĞINDIK, TÖVBELERE ............!




Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ




Immenstaad / Almanya 




14 / 05 / 2022 - Cumartesi 




Saat ; 21_42

14 Mayıs 2022 Cumartesi


 

AYNA TUTTUK, HAYATA, ZAMANA VE TARİHLE, İNSANLIĞA ...........!

 

 

 

Enginse ve tevazu odağıysa, gönül atlasın .....

Derin ve ufku, çapı genişse, ruhunun atlasının .........!

Pabuç bırakmıyorsan riyaya, nifaka, hasete, fitneye, bozgunculuğa .....!

Gerektiğ anda, gereğini yapttıktan sonra gönül huzuryla, gülüp, geçebiliyorsan .......

Seni, eteğinden, ayağından çekmelerin, tökezletme ve idealinden ırak etmeye çalışma nafileliğinde, ömür heba eden safdillerle, maşalara ....!

Dahası, tedbirini almışlığında, icabını yapıp, anladıkları dilden ve eylemle, hadlerini bildirdiğin onların ağa babalığına ve kışkırtıcılığına soyunup ....

Garezle, fitne-ficir ile şişirip, gaza getirilenleri, üzerine salan, zıpçıktı tayfaya ...!

Hele birde, açan çiçeğe, işleyen demire, sözünün eri, ferasetli insana ....

Onu canından bezdirecek kadar gemi azıya almacasına, hadsiz ve pervasızlıkla ....

Cümle varvara ve haye heylerinin  ateşiyle, yaktığı yerin, cürmü kadar olmacasına, seninle uğraştıklarının farkındalıkla .....

Daha da çapsız ve seviyesizinin, ayak takımın da, yularları ellerinde olan güruha maşalıkla ve çanak tutarak ......

Onların safındakilerin, ele başlarının değirmenine su taşıma eblekliğinde .......

Gayretkeşçe ve gaflette inat ve ısrar ederek, bıkıp-usanmadan hengameler yaratarak ......

Usanmaz, utanmaz-arlanmaz hallerde ve ukalalıkta, birbirleriyle yarışarak .....

Sen, '' Diyojen misali '' O güruhun, başka ihsanlarını istememiş olsan da ......

Onların, akl-ı evelliklerde, inadına, dahası saplantılıkla, gölge etmeye kalkışacağını bilip, unutmuyorsan ........!

'' - Kişi kendinden sorumludur .... '' İlkesinin gereğine uygunlukla .....

Kemal ve hasletle donanmışlık ve kibirden azadelikle ....

Buna dayanak olacak, öz güvenle, öz eleştiri ve vicdan muhasebesine açıklığınla ....

Ekabirlerle, kadim ömürlü bilgelerin diline tesbih o, güzelim deyişle ....

'' - İt ürür, kervan yürür '' Anlayışı ve mantalitesiyle, bakabiliyorsan dünyaya, hayata ve insan ilişkileriyle, olaylara ....

Senden huzurlusu ve paşa gönüllüsü, ağzı tatlısı, gönlü ferahı olmaz, bilesin ki .......!

Asırlardır dilden dile ve nesilden, nesle dolaşıp, garip-guraba halka mal olmuşluğunda, insanlarca bilinir ki .........

Tıpkı .....

'' - Sen doğru ve dürüst ol, gereğince davran, eğri belasını bulur. '' Özdeyişinde dillendirildiği gibi ......

Er yada geç, erişirsin meramına, muradına ve vecde .........!

Çiçeğe, kuş'ta konar, börtü-böcekte, hatta .....

İllet te, musallat olur, köküne kibrit suyu dökmeye yeminli, cümle haşarada ........!

Boşa değildir ve ondandır... '' - KUŞTAN KORKAN, DARI EKMEZ '' Demeler ve ardı sırada ......

'' - Meyva veren ağaç taşlanır . '' Sözünün asla nafileliklerde, halk diline pelesenk olmamışlığının gerçekliğinde, hele, hele de ....

<< - İnsanın kurdu, yine insandır ....! >> Gerçeğinin .........

 Adeta, ete-kemiğe bürünerek, zaman ve hayatça, sayısız kereler doğrulanıp, kanıtlanarak, hayatımızın ayrılmaz parçası olmuşluğunda ..

Bilinir ve bilesin ki ....

İnsanın, iş yapıp, üretenine, kamuyu gözetip, vicdanen ve layıkıyla, meccanen iş yapanına, verimli ve yararlısına engel olmaya kalkan .....

İlk bakışta, sureti insan, gel gör ki .....

Fıtratı, metelik etmez ucube türedi tipler, seni menzilinden ıraklaştırıp, yolunu şaşırtıp ......

Bununla da yetinmeyip ......

Nefsini ve öfkeni, kibrini azdırararak tökezletmeye çalışan güruhların varlığını unutmayan ......

Bilinç, idrak ve insanlık kalkanı, karakter, onur, haysiyet ve erdem zırhıyla kuşananlığınla ......

Meydanı, böylesi SAHİPSİZ KÖYÜN, AYLAK KÖPEĞİ edalılara ve onların sünepe maşalarına, piyonlarına bırakmamayı bilip-becererek ...

Donanımının sana verdiği, farkındalığı ve ayrıcalığı, beraberinde de insani değer, haslet ve yetilerini .......

Bu, gafil ve ceberrut şer odaklarına karşı, sadece gereği kadar, icabına uygunlukla, sağ duyunu kullanışınla ....

Dahası, her şeyden önce ve daima ama daima, haddini, yerini ve insanlığını bilerek ....

İnsanlığın, fazilet, onur ve hakkaniyet halkasına eklenen, güçlü, sağlam

halkalığınla .......

Karanlığın üstüne, üstüne yürüyenliğinde ........

Tekfurluğa, yobazlığa, madrabazlığa, hokkabazlığa ve ŞARK ve KÖYLÜ KURNAZLIĞIYLA, ŞARLATANLAR ORDUSUNA taviz vermeyen'sen .......!

Yastığa başını koyduğunda, vicdan rahatlığı ve halisane duygularla, dingin yürekle huzurla uyuyan'san ...

Ömür, gönül ve ruh aynanın toz-kir-pas ve usba bağlamamasını temin eden mizan terazin ile, karakter kantarını sıkça ve gereğince gözden geçirenlerden sen .....

Fikrin, düşüncen ve eylem'inle tutarlılık sergileyerek, saygıyı hak edenliğinle, ömrünü taçlandıran'san ...

'' - Keyfi beyde, hükmüyle, saygınlığı değil Kadı'da, Sultan ile  padişahta  yoktur ... ''

Denilen, HALİS'LER ORDUSU neferi olmayı, diş-tırnak kazanan'lığın da, yaşarken, ebediyet ve maneviyat dünyasıyla, gönül otağını yapmayı beceren'sindir .....

Böylesi iki cihan cengaveri ve mimarı olanlardır, insanlığa değer, hayata anlam ve kainata ışık, dahası ........

Yitmeyen ebedi nur katanlar ve insanlık silsilesinin yitip, bozulmayan temeli ve omurgaları'dır .....

Böylesine değer kattığın insanlığı taçlandıran'lığın da, girsen de kabre, toprağa ....

Tevazu ve kemal dairesindeki edebin, adabın la ........

Sen '' - İlle de, bu olsun '' Demeyen ve isteme'yensen de

Bilesin ki ......

Hemen, herkesçe .....

'' - YALANCI ALEM . ''  - FANİ DÜNYA. '' Yada ....

'' - KİMSEYE KALMAYAN,YAR OLMAYAN HAN.''

Kimilerince ise ....

'' - SİDİKLİ DÜNYA ....! ''

Betimlemeleriyle adlandırılan, bu alemde de sürer, başlara taçlığınla .....

Yokluğunda,  varlığın, ömürler de, ömrün, ömürlüğün .......!

BU ALEMDE DE SÜRER, BAŞLARA TAÇLIĞINLA ....

YOKLUĞUNDA, VARLIĞIN ......

ÖMÜRLER DE, ÖMRÜN, ÖMÜRLÜĞÜN .........!

Dediğimden kuşkun varsa bakıver .....

Yada  kuşkusu olan varsa, bakı versin .....

Zamanın ve tarihin aynasıyla, çöp sepetlerine.

ZAMANIN ve TARİHİN AYNASIYLA, ÇÖP SEPETLERİNE ........!

Görürsün, görürler, kelamı'mızın  doğruluğuyla .......

İnsanı, pancarı, hancarı ve insan müsveddelerini .......

İNSANI, PANCARI, HANCARI VE İNSAN MÜSVEDDELERİNİ ..........!

Biline ki ......

Meramı'mızın, objektif ve gerçekçi bir saptamayla, tarihe not düşmek olmuşluğun da ......

Acizane .......,

<< - Bilerek haddimizi, aşmadan çizmeyi ...! >>

Ayna tuttuk, hayata, zamana ve tarihle, insanlığa .....

AYNA TUTTUK, HAYATA, ZAMANA VE TARİHLE, İNSANLIĞA ...........!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

14 / 05 / 2022 - Cumartesi

 

 

 

Saat ; 13_00

Bilgilendirme açıklaması;

 

Not;

MECCANEN ; Karşılıksız, ücretsiz, parasız-pulsuz, hayra ve insanlık adına çalışma, yapılan iş ve sunulan hizmet .....

Kaynak referans; ( TÜRK DİL KURUMU'DUR . )


 

DEĞİL SEN, GÖLGEN BİLE YUTTU, BENİ .........!

 

 

 

Hayatın, karmaşalar kadar seçenekler arenası olmuşluğunda, yanlış seçimler getirir, insana ve insanlığa .........

Yenilgiyi, baş ağrısını, savrulmayı, tökezlemeyi .........

Yetmedi ......

Mutsuzluğu, felaketi, düş kırıklığıyla, hüsranı ve nihayetinde ......

Hayırlı yada şerli-belalı, can sıkıcı, bunalımlı sonu ....

Bunun böyleliğinde ve kaçınılmazlığında an gelir, insan ..........

Yadsısa, gizlese de, olmadı .....

Kabullense de, alenen yada ketumlukla dillendirse de.....

Adeta, kapana tutulup-kısılmış fare gibi hissetmekten, alamaz kendini !

Özünde, işin doğrusunun bu olmuşluğunda ....

Çoğu insanın, << KADER >> Diye, izaha kalkıştığı bu sonu yaşamasındaki kendi katkısı ........

Hatası yada eğrisiyle-doğrusu, hayattan yana payına düşeni, mutluluğuyla, mutsuzluğunu yaşatır, ona .........!

Bu evrensel doğruyu kabullenmek yerine, gizleyip, çalışarak çeşitli kulplar takmaya kalkışımız sa ........

İnsanın doğası, egosu, kibri ve hatta ilahlığa soyunuşudur özünde, düpedüz ........!

Buna çeşitli mazeretler, kılıflar, gerekçe yada bahanelerle, adlar takması da ........

Yine, insana dairdir ve insanın fıtratında bu vardır .......!

Çoğumuz, insan oluşumuzun kaçınılmazlığında, kendi gözümüzdeki merteği görme yerine ......

Bir başkasının gözündeki çöpe-çapağa odaklanıp, yaşadıklarını buna mal eder yada dayatır .....

Cümle yaşadıklarıyla, olan-biteni ve başına gelenleri .....

İyi de, aslan payını, kendine .......

Zorda, kötüde, başarısızlıkta, sıkıntıdaysa, başkasına atmada sınır ve engel tanımazlığıyla belirginleşmiştir, hayatın bağrında oldum, olası ...!

Yaşananlarla, olan-bitende, iğneyi kendimize batırmadaki isteksizlikle, çekingenliğimizle, hünersizliğimizi, cümle alem hatta bizzat kendisi yada kendimiz bilir, biliriz ......

Buna karşın, çuvaldızı karşımızdakine batırırken takındığımız tavır, maharet, el çabukluğu ile hüner, yada ....

Yada, sözüm ona uyanıklığı .......

Gerçeğinde, özündeyse düpedüz ahmaklığı ve aldanmayı görmezden geliriz, çoklukla ve sıklıkla ......

Gecikmeli yada ürkekçe, korkakça olsa da, işin, işten geçmişliğinde, itiraf etmeliyim ki .......

Benim yaşadığımla, yaptığımda, özünde bundan hiç mi hiç farksız değil, ne yazık ve hazin ki .....

Söz konusu sen, sevda ve yaşadıklarımızla ......

Yıllardır, içinde debelenmekten yorgun ve yitik düşerek, köpürttüğüm mutsuzluk olunca ....

Eğere, eğri oturup, düz ve düzgün, gerçekçi ve doğruyu konuşmak gerekirse, açık yüreklice söylemeliyim ki ...

Adına SEVDA denilen, aramızdaki birliktelikle,  oldum olası düşe-kalka olmaktan kurtulamayan, bu uzun soluklu yürüyüşü ve ......

Sevda yüklediğimiz  ömrü ve gönül arabasını, doğru-düzgün, başarıyla sürdüremeyeşimizin, özürlüsü'nün, kusurlusunun, hatta ......

Suçlusunun,sorumlusunun senden de çok, ben olmuşluğum da .......

İçtenlikle itiraf etmeliyim ve dürüst olmalıyım ki .....

Önce kendime, akabinde sana ve daha genel anlamda da hayata yenilgimin derindeki gerekçesi, gerçek nedeni ve belirleyici unsuru ....

Vesvese, kuşku, alengirli dahası derle-topla .....

İçin, için çoğalan KORKUMLA(!), ikircekliliğin kamçıladığı duygu ve düşün bulanıklığınla, sağ duyudan fersah, fersah uzaklığım'dır ...

Tüm bu nedenlerle ve görünürdeki yada özündeki yatan gerçeği, arı-duru, yalınlıkla demem gerekirse ......

Korkularımın kapı-çevre esir almışlığın da, temel gerekçe ve gerçek ....

Öz güven yoksunluğum da .....

Kaçırmışlığım la hem, ipin ucunu, hem de, kantarın topuzunu ......!

Çoğalan zayıflığım ve kabaran bencilliğimle, yüzmeyi beceremeyen patel ördekliğim de ....

Akım diyeceğim yerde BOKUM demişliğim de, elimle koyup,yapmaya çalıştığımı kıçımla devirenliğim de .....

Dahası, özrümün, kabahatimden büyüklüğünde ........

Iskalamışlığımla, sağ duyuyla, yürek sesimi dinlemeyi, yetmedi ......

Sevgiyi, sevilmeyi, sevmeyi, sevdayı, hasılı, hayatı  ....

Yitmişliğimde ben, bende.......

Değil sen, gölgen bile yuttu, beni .....

DEĞİL SEN, GÖLGEN BİLE YUTTU, BENİ .........!

 

 

 

Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ

 

 

 

Immenstaad / Almanya

 

 

 

13 / 05 /2022 - Cuma

 

 

 

Saat ; 20_15

12 Mayıs 2022 Perşembe

ÇIĞ OLUP, ÜSTÜMÜZE YIKILAN UTANÇLA ...... ALTINDA EZİLİP, SOLUKSUZ KALDIĞIMIZ, KAHRIN HAMALI KESİLMİŞİZ, KAHRIN HAMALI ......... Değil dünden, bu güne, anlık, hatta bir solukluk yada ...... Göz kırpmalık, dar zaman dilimlerine sığı verecek kadar zamansız ve amansızlık da ...... Eksilen, gün geçtikçe yozlaşıp, yiten insanlığımız da .... Dillerimizin, hasette, nefrette, kinle-yalanda ...... Ellerimizin haramda, haramilik de, kanda, kirde utancın maşasına dönmüşlüğün de ........ Yüzlerimiz, maskelerle donanmışlık da .... İçimiz, ÇIFIT ÇARŞISI olup, çıkmış hallerde ..........! Riya, bedenimizle-ruhumuza öymeş'miş, yüzsüzlükle-arsızlık adeta, ALAMET-İ FARİKAMIZ haline gelmiş ........! Belendiğimiz KARAKTER EROZYONU ile, nişadırsız kap hallerinde ...... Değil, sırla-sırça, kalay dahi tutmamış'lığımız da, ne omurga kalmış, ne ilke, ne söz kalmış, ne sebat nede vefayla, inanç .......! Ne'de, söze sadakatle, asalet,feraset ve liyakat'la, itibar .......! ONUR; Değil günlük, saatlik, düpedüz anlık çıkarlara tahvil edilmiş ve adeta, pey olup sürülerek, piyasaya düşmüş .........! Bizi biz yapan renkler, değerler, haslet ve faziletler .... Tıpkı, nur yağmayan, rağbetsiz bit pazarının, değişmezi olmuş .......! İNSANLIK; Alçalmanın sınır tanımadığı, madrabaz bezirgan ilişkilerinde, seviyesiz ve yalanlı-haramlı değiş-tokuşlarda ...... Ya ederinden, Gratından yana kaybolmuş, yada dejerenasyon da, hiçlik ve piçlik de, niteliksizliğe kul olmuş .......! Çağla, çağdaşlığın, ilim-irfanın, ilmin, bilimin ve hele, helede izanla, sağ duyunun, karanlık ve yozluklar da, heba edilmişliğinde .......! Ne Milenyum, nede bilgi ve bilgelik geçer akçelik de ...... Tam aksine, fırıldaklıkla, üç kağıtçılık ve madrabazlık prim yapar ve baş tacı edilip, çıkar olmuş .......! ÇAĞ, BUNALIM ÇAĞI, İNSANLARLA, İNSANLIK TELEF DE KURBAN OLMUŞ, KURBAN .......! İşte bundandır ki, insanlığın cılkı, dünyayla-hayatın, çivisi çıkmış .......! UNLAR ELENMİŞ, ELEKLER ASILMIŞ DUVARLARA, YÜZÜNE BAKILMAZLIKDA TERK EDİLMİŞ, ESKİYİP, ÇÜRÜMEYE ......! Böyleliğin de, merdiven altına ve zulalar la, kerahatlıklara tutsak edilmiş insanlıkla, erdem ve haysiyetle, şeref .......! Lafı güzaflar da, mangalda kül bırakmayanlar, baş köşenin değişmezi .. İlle de haysiyet ve onur diyenler de ........ Horlanma, tukakalarla, itibarsızlaştırma ve itibarsızlık da ..... Ya, ŞAMBABASI, yada İSKELE BABASI olup, yüzüne bakılmazlıkda .... TOZLANAN, ÇÜRÜMEYE TERK EDİLEN eski eşyalardan, farksız hallerde, eleme vermişler ömürleriyle , gönüllerini .......! MAGANDALIKLA,VANDALLIK VE PİYONLUK LA,TETİKÇİLİK ...... GÜNÜMÜZÜN YAVŞAKÇA İLİŞKİLERİNİN BOZ-BULANIKLIĞIYLA, KARANLIĞINDA REVAÇTA, BAŞ KÖŞEYİ ...... YA'DA, KÖŞE BAŞLARINI TUTARKEN ...... İNSANLIK; ZİNDANLARA TUTSAK OLMUŞ, TUTSAK .......! VİCDANI, KUBURA ....... HAYSİYETLE, İNSANLIĞI; Ayak altına düşüreli ..... Ne ayar kalmış, nede kayar, nede endaze ile, kemal ...... Bu hallerin nafileliğinde, arar olmuşuz biz, bizle, dünü ........! Tüm bunların bulamacıyla, macununda, olup çıkmışız ..... << -SALI PAZARININ ...>> İŞPORTA MALI KALİTESİZLİĞİNDE, DEFOLU MALLAR GİBİ ...... YÜZÜNE BAKILMAYANLAR ve İTİBARSIZLAŞTIRILANLAR YIĞINI .......! İğneyi kendimize batırmayı, terk edip, elde çuvaldızla, batıracak insan ararken, adeta ...... RÜZGAR GÜLÜYLE, FIRILDAK kesilmişiz, FIRILDAK .......! Bizdeki, yiten bizin .... İtilip-kakılan yetimlerle, horlanıp-aşağılanan piçlerden de itibarsızlıkla . Dipten-tepeye telefliği yaşamışlığın da ...... Haset batak'lığıyla, nifak kuburuna, kul etmişiz biz, bizi, SÖZÜM ONA İNSANLIĞI .......! İnsanlık(!), Utanç anıtına dönmüş .....! Ondandır, ÇIFIT ÇARŞISINDA NURLA NİMETİN DEĞİL, KERAHATLIK LA, BELANIN VE İTİBARSIZLIĞIN KOL GEZMİŞLİĞİNDE ..... İNSANLIĞIN KIÇINA YAĞLI PAMUK TIKAYIP, GÖMENLER KERVANINA KURBAN ÖMÜRLERİMİZİN, UTANÇ YÜKÜNDE, DEBELENİRKEN ............. KAYAN ŞAKÜLLERİMİZ,YİTEN PUSULAMIZ, HİÇLEŞEN HALLERİMİZLE ... Çığ olup üstümüze yıkılan utançla, altında ezilip, soluksuz kaldığımız kahrın hamalı kesilmişiz, kahrın hamalı .......... KAHRIN HAMALI .......! ÇIĞ OLUP, ÜSTÜMÜZE YIKILAN UTANÇLA ...... ALTINDA EZİLİP, SOLUKSUZ KALDIĞIMIZ, KAHRIN HAMALI KESİLMİŞİZ, KAHRIN HAMALI ..........! Mualla SEZGÖR YASSIBAŞ / İSYANİ Immenstaad / Almanya 11 / 06 / 2022 - Çarşamba Saat ; 22_22
 

AYIBI VE UTANCI SİZİNDİR ...., Aldırmadan yoksulluğumuza ve yoksunluklarıma ... Bir bez bebekle, çelik-çomakla, beş taşla .. Olmadı, çok sev...